x.com/KopekSorunu/status/18...

ağır yaralanan 24 yaşındaki furkan ş. sabaha karşı hayatını kaybetmiş.
itlerin yaşam hakkını savunan itperestler, furkan'ın yaşam hakkını neden savunmuyorsunuz?
devamını gör...
bunlar köpeklikten çıkmış, bunlar canavar olmuş. bunları savunan da en az bu köpekler kadar canavarlaşmıştır.
devamını gör...
okuduğunu anlamak, insanlara kulak verebilmek gerçekten çok önemli bir meziyet. mama lobisi, itlerin yaşam hakkı savunucu olarak geldim çünkü sürekli olarak bir şeyleri kutuplaştırma özelliğiyle tüm masum canları öldürmek istiyorlar. kimsenin furkan ya da herhangi bir insanın yaşam hakkını görmezden geldiği yok. kimsenin bir insanın kılına zarar gelmesini istediği de yok ama bazı hayvan düşmanları ve bir canlının yaşam hakkını kendinden aşağıda görenler için tüm sokak hayvanları öldürülene kadar durmak söz konusu değil.
insanlar senelerce bu hayvanlar kısırlaştırılsın diye parçalandılar. barınaklar denetlensin, konya'da olduğu gibi kafalarına kürekle vurulup ölenlerin de bir sesi olsun istediler. bu ülkede herkesin içinde sessizce oturan bir köpeği boğdular. furkan ve köpek saldırıları yüzünden ölenlerin failleri bu konuda insancıl çözüm üretmeyi erteleyen yetkililerdir. başkalarının büyümesine sebep olduğu sorunları hayvanları öldürürek çözemezsiniz.
ekleme: bir hayvanın günlük maliyeti yüzünden ölmesini istemek de nereden baksan bayağı vicdansızlık gibi geliyor. biz yine de ek bilgi olsun diye başka bir gerçekten bahsedelim ötenazi işlemi bedava değildir. belirli bir tıbbi malzeme, ortam, hayvanın ölüsünü taşımak, gömmek, bunu yapacak personel gibi ek maliyetler getirir. vicdansızca bakacaksak malum kitlenin buradan da para kazanacağını çok rahat görebiliriz.
devamını gör...
o saatte orada ne işi varmış? (itin değil)
devamını gör...
furkan'ın yaşam hakkı şöyle savunulur; fail'e bakarsın, bilinçli mi? cezai ehliyeti var mı? düşünebiliyor mu? sonuçları kurgulayabiliyor mu?
bir hayvanı, insanmış gibi kale alıp ceza verme isteği duymak, en hafif tabirle ahmaklıktır. hayvanı insan yerine koyup, asalım bunları, hepsini öldürelim demek ise caniliktir...o hayvandan farkınızın olmadığının delaletidir.
devamını gör...
bir itperest olarak ben de burdayım. suç köpekte mi yoksa görevini yapmayan belediyelerde mi?
barakalar yapılıp kısırlaştırma işlemi bu kadar zor mu?
hani yaradılanı seviyordunuz yaradandan ötürü...
devamını gör...
devletin, hükümetin, belediyenin çözemediği sorunun kaynağını, düşünme yetisinden mahrum, iç güdüleriyle hareket eden, açlık ve kötü koşullar içinde yaşam mücadelesi veren hayvanlar olarak düşünmek ve tüm faturayı onlara kesmek, üstelik toplu itlafı, toplu katliamı bir çözümmüş gibi utanmadan savunmak en azından aymazlıktır.

kimse bir insanın köpekler yüzünden zarar görmesini istemiyor, köpeklerin yaşama hakkını insanların saldırıya uğramasına, ölmesine yeğlemiyor.

köpeklerden nefret ediyorsunuz, sosyal medyadan "köpeklerin öldürdüğü çocuklar" haberlerini sürekli yayınlıyorsunuz. ajitasyonunuzu "masum çocuklar" üzerinden yapıyorsunuz. çözüm olarak ise vahşet, katliam, itlaf öneriyorsunuz. yaptığınız, şehvetle bas bas bağırmak. neden tekmelenerek, işkence edilerek, yakılarak, açlığa ve susuzluğa mahkum edilerek ölen/öldürülen hayvanları görmüyorsunuz? hiç mi aklınıza daha insani, insana yakışır bir çözüm üretmek gelmiyor? o boynunuzun üzerinde taşıdığınız saksı ülkenin en tepesinden halka hiç mi çalıştırılamıyor? kör mü oldunuz, canavar mı oldunuz?
devamını gör...
üstteki entrye binaen bir şey söylemek istiyorum. iyi söylüyorsunuz güzel söylüyorsunuz ama bakın biz de evcil hayvan besleyen insanlarız. evcil hayvanımızı sokağa çıkardığımızda bu sokakta başıboş gezen kedi köpek takımı bize zor anlar yaşatıyor ve bize ya da hayvanımıza zarar verebilecek hareket ve reaksiyonlarda bulunabiliyorlar. bir de bu açıdan bakmanızı tavsiye ederim. hayvan sevmeniz gerçekten çok güzel bir davranış ama dünyadaki bütün canlıların hayatını kurtarma görevi bize air değil. aşırı derecede saldırganlaşmış sokak köpeklerinin ve hastalık taşıyan sokak kedilerinin uyutulması mama lobisinin ajite ettiği gibi hayvan düşmanlığı ya da katliam değildir. saygılarımı sunuyorum.
devamını gör...
şu ülkede köpeklerin saldırısı çocuk tecavüzü haberlerinden az köpek saldırıları çocuk tecavüzünden daha fazla gündem oluyor.

ya ben sizin iki yüzlülüğünüzü......
devamını gör...
#3070652
bir insan , hem komünist hem türcü nasıl olur adlı çalışmayı okudunuz.
beğenip , favlamayı unutmayın.
devamını gör...
araştırılsa, sözüm ona kocayı eve bağlama büyüsü denen cahiliye devri alışkanlıkları için kedi köpek patisi kesen özellikle düşük gelir grubundaki mahallelerde rastlanan vakalardan biri olduğu kolayca anlaşılacak olaydır.
üç kuruş kazanmak için insanların yapmayacağı şey yok. büyü malzemesi dediğin şey süratle genişleyen çok büyük bir pazar. insanlar aç, sonucu başka birinin ölümüne bile neden olsa bu işi yapmaya devam ederler.
köpekleri öldürmek yerine bu köpeklerin saldırganlaşmasına sebep olanlar cezalandırılsa bu iş kökünden çözülür.
devamını gör...
insan yaşamını tehlikeye atan her hayvana çözüm bulunması yandaşıyım. bi can gitmiş, motorcu da olabilirdi. gündüz vakti olsa, motorcunun yerinde bir araba olsa bu rakam daha yüksek de olabilirdi. hatta o araba refleksle direksiyon kırsa zincirleme kazaya bile sebep olabilirdi.
elbette yola atlatan bir çocuk yüzünden de böyle bir kaza olabilir. ama çocukları uyutamayız. ayrıca çocuklar ebeveynlerinin sorumluluğunda. sokak hayvanlarını kimse sahiplenmediğine göre, sırf düşünemiyor diye orda olsunlar istediklerini yapsınlar nasılsa mesul de tutulamıyorlar diye bakılamaz.

şehir merkezlerine ayı, kurt falan indiğini görürüz bazen. belki hemen öldürülmüyor ama o bir tane diye. kontrol altına alabiliyorsun. oysa sokaklarda milyonlarca köpek var. ayı, kurt yemek arıyor doğal alanı falan diyip sokaklarda kalmasına müsaade ediliyor mu. öldürücü kudreti olan hayvanlara karşı mutlaka bir çözüm bulmak gerekiyor. milyonlarca köpeğe nasıl barınak yapacaksın, neyle besleyeceksin. bütçeyi nasıl çıkartacaksın. zaten vergiler altında eziliyor vatandaş, vergiye vergi mi ekleyelim. tam bilmiyorum ama bir köpek bir günde 1 kilo mama yiyor olsa, minimum 150 lira desek oturun bir köpeğin maliyetini siz hesaplayın. bunlarla ilgilenecek personelin olacak maaş vereceksin. bu kadar hayvanı yerleştirecek yerler ayarlayacaksın. muhtemelen yerleskeden uzak olmalı, kim evinin yanında yüzlerce köpeğin olduğu yer ister, havlaması ayrı kokusu ayrı sorun olur. tabi bu konularda uzman kişi değilim, bilmediğim veya yanlış hesapladığım şeyler olabilir.

velhasıl tek anlatmak istediğim ay onlar can diyip olana bitene göz yumup, hiçbir şey olmamış gibi davranılmamalı. kısırlaştırılıyor mu, bu hayvanseverler sahip mı ediniyor, yoksa uyutuluyor mu bilmem ama bişeyler yapılmalı. şu açlıktan yaptı, kimbilir kim o hayvana ne yaptı, oyun istedi olaylarını bırakmak lazım. başkası işkence ettiyse evet bu yanlış da bedelini niye ben ödeyeyim.

onlar düşünemiyor denilebilir evet ama bazı şeyler de doğaları yüzünden. bunların hayvan olduğunu unutup hep bir bahane aramanın anlamı yok. bakın bu da mı açlıktan yapmış. kendisini besleyen kadının yüzünü parçalamış hayvan buradan
devamını gör...
öncelikle başlıktaki "itler" kelimesinin köpekleri ifade etmek için değil de öfke kusmak için olduğunu yalnızca ben fark etmemişimdir sanırım. bu başlığı açan kimdir, ne yazmıştır açıkçası bilmiyorum engellemişim galiba daha öncesinde. birçok giriyi de aynı şekilde görmüyorum. belli ki daha önce benzer konularda öfke kustuğunu görüp engellediklerim bu başlığa koşuşmuşlar. az çok yazılanları ve kullanılan dili tahmin edebiliyorum. bu yüzden özellikle yazmak istedim.

her neyse.

haberden bilgim var, araştırıp okudum. bisiklet sürerken aniden tarladan çıkan köpekten kaçmaya çalışırken, kendisine çarpan motosiklet nedeniyle henüz 24 yaşında, gencecik bir çocuk ölmüş. çok üzüldüm. bu ve bunun gibi birçok haber görüyoruz, yakın çevremizden de duyuyoruz. keşke önlemini alabilsek, yaşanmasa bunlar ve çözüm olarak elimizden insanca bir şeyler gelebilse.

ek olarak ben sosyal medyada da sıkça bu düşünceyle karşılaştığım için şuna açıklık getirmek istiyorum, bu olanlara hiçbirimiz sevinmiyoruz. bizim vicdanımız var.
sizlerin itsever, mama lobisi, itçiler vs. gibi malca tanımlar yapıp ayırştırdığınız bizler, insan veya hayvan diye canlıları kategorize etmiyoruz. herhangi bir canlının ölmesini, öldürülmesini istemiyor ve böyle şeyler olunca da düşündüğünüzün aksine, çok üzülüyoruz. muhtemelen kafalarınız bunu basmıyor, bazı algı problemleriniz var ama onun da sorumlusu ne yazık ki bizler değiliz.

cezai ehliyeti olmayan ve yaptığı şeyleri asla "bilinçli olarak yapmayan hayvanlar" ve bunun tam aksine, tüm bu bilince sahip olduğu hâlde "yapmayı tercih eden kötücül insanlar" olarak dilerseniz tüm bu öldürme konularını tekrar düşünün. kasten insan canına kıyan yine insanlar var ve asıl hayvanlardan daha zararlı olan türler tam olarak bunlar. çünkü "bilinçli" olarak yapıyorlar ya hani? buna nasıl bir çözüm önerirsiniz? uyutalım* mı hepsini mışıl mışıl?
bunlar için de sizlerden mi çözüm bekleyelim mesela, sizi mi sorumlu tutalım? böyle bir saçmalık olabilir mi?
daha önce başka bir başlıkta da söylemiştim; çözüm önerisini beklemeniz veya nefretinizi kusmanız gereken, muhatabınız olan kişiler; çevrenizde bu hayvanlar öldürülmesin diye kendini paralayan, hayvanları sevenler değiller. hepimiz bir şeyler yapılmasını ve önlemler alınmasını talep ediyor, bunun için elimizden geleni yapıyor, öneriler sunuyor ve sonucunu bekliyoruz; sizin aksinize. sizin "öldürülsünler, gebersinler" şeklindeki hastalıklı düşünceleriniz çözüm değil çünkü.

kendini savunamayacak ya da bir zarar verdiğinde bile başına hiçbir şey gelmeyeceğini bildiğin canlılar için bu denli nefret duymanızın tek sebebi, masum insanların ölmesine neden olması değil kabul edin. kendinizi sırf insan olduğunuz için tüm canlılardan üstün görmeniz. vicdansızlık ya da inançsızlık da değil artık sizlere bakınca gördüğüm; en korktuğum şey olan, saf kötülük.
devamını gör...
açıkçası ben köpeklerin de insanların da ölmesini istemiyorum. başı boş köpek sorununa çözüm bulunabilir. bu ülkede neler neler için para bulunuyor da köpekler için mi para bulunamayacak? milyonlarca köpeği öldürmek beslenme zincirini de bozacaktır.
devamını gör...
iki ayaklı canavarlarda gidip hiçbir suçu olmayan canlılara veya insanlara zarar verebiliyor öldürebiliyor. onları neden katletmiyoruz da mapusa tıkıyoruz peki?

köpekler uyutulsun diyenlere bu dünyada yaşama hakkının sadece kendilerine ait olduğunu kim söyledi? nasıl böyle bir hakimiyet sahibi oldunuz söyleyebilir misiniz?

cevabını ben vereyim zira biliyorum, gücünüz onlara yetiyor çünkü, sesleri çıkmaz karşı gelemez ve mukavemet edemezler.

bu vahşet halinin ortaya çıkaracağı karma yükünü geçtim, bugün köpekler ölsün diyenler yarın seni de alt ve gücünün yeteceği bir tür olarak görüp bunlarla yaşamak istemiyoruz bizi rahatsız ediyorlar derlerse ne cevap verebileceksiniz?

aslında bunu fazlasıyla hakedenler de yok değil de neyse. bu kafaya hiçbir şey anlatılmaz zira ortadaki meselenin sadece bir vicdan meselesi olduğunu bile göremiyor. adam bana mama lobisinin elemanı mısın diyor ne diyecen ki hayır kardeş sadece insanım sana da tavsiye ederim dedim.
devamını gör...
konu it olunca en aklı başında olan arkadaşların bile rasyonel düşünme yeteneğini yitirdiğini görüyoruz. bir söylemleri şu: can almak bu kadar kolay mı? peki, farelerin, hamam böceklerinin, sinek ve sivrisineklerin öldürülmesine neden karşı çıkmıyorsunuz? devlet kilosu 60tl’ye tarla fareleri için zehir sattı. balon balıklarının kellesi başına para veriyor. hı?
hadi bunlar parazit, (itler değilmiş gibi), itleri beslemek için ülkemizde her yıl 50 milyon hayvan katlediliyor. balık, kümes hayvanı, memeli hayvan… kuzu etli mamaların içindeki etlerin sahibi kuzuların canı yok mu? (sakın artık etler kullanıyor demeyin, hayvancılık endüstrisinde hayvanın hiçbir noktası ziyan edilmez. belki tırnaklar.)
kaç kişi vegan?
***
bu iş şöyle başladı:
uluslar arası gıda tekelleri, itfood konusunda türkiye’nin büyük bir potansiyeli olduğunun farkına vardılar ve buraya geldiler. ancak bir sıkıntı vardı. ülkede “pet” itler, benim ziptirik it dediğim, yediklerinin miktarı gayet az olan itlerdi. bunun nedeni halkın büyük çoğunluğunun 100 m2 apartmanlarda yaşaması ve batıdaki gibi her biri 40 kilo 50 kilo gelen itlerin doğal olarak bu apartmanlarda beslenememesiydi.
o yüzden bu itlerin besleneceği bir ortam hazırlanmalıydı. önce akp’li milletvekilleriyle ortaklıklar kurarak şirketler kurdular, eş zamanlı olarak da 5199 sayılı yasayı çıkardılar. bu yasayla sokaktaki itler dokunulmazlık kazandı. kısırlaştırma halen vardı ama panter emel gibi müstesna insanları piyasaya sürerek “hayvanların üremesine engel olamazsınız” diye car car bağırdılar itleri almak isteyen belediye ekiplerine. kısırlaştırma diyenler bunu unutmuş olamaz. sokaklar kangal, alabaş, anadolu çoban köpeği kırmalarını salmaya başladılar.
itlerin sayıları artmaya başladı. bundan sonra “bir tas su, bir kap mama” kampanyası başlattılar. yazın sıcağından, kışın soğuğundan korumak(!) için mama verdirdiler. bizim merhametli salaklar da verdi mamayı, verdi suyu. belediyeleri ayarladılar. belediyeler yüz ton, iki yüz ton itfood ihalesi açar oldu. gelsin paralar. aç kalma derdinin ortadan kalkması üzerine üreme hızı arttı. eskiden yılda bir kez yavrulayan itler iki kez, üç kez yavrulamaya başladılar. erkekler öldürmediği sürece bu yavruların tamamı büyüdü ve bugünkü sayıya ulaştı.
bu arada yan sanayi de doğdu. hayvan istismarcıları, “ünlü” insanlardan itfood şirketlerinin sosyal medya ajanları oluştu. isim isim sayarım size. en son bir tanesinin 4 yılda 9 daire, 2 dükkan sahibi olduğu, itleri istismar için özellikle sakatladığı ortaya çıktı.
devlet 4 milyon diyor. aynı devlet enflasyona da %25 diyor. sayı 10 milyonun üstünde.
bu arada itfood tekellerinin 2025 ciro beklentisi de 5 milyar dolara çıktı. allah allah.
değil mi?
sayıları arttığı için itler ülkenin her yanını işgal ettiler. sokaklar, caddeler, parklar, çocuk parkları, okul bahçeleri, hastane bahçeleri, hastanenin içleri, kardiyoloji servisi önleri, metro istasyonları, otogarlar, aklınıza gelen her yer. kendisine “solcu” diyen bir şerefsiz, eğer bir it yaşamak için evinizin bahçesini seçerse bunu kabul etmek zorundasınız diyordu.
sayıları artınca başta insanlar olmak üzere tüm canlılara saldırmaya başladılar. tek başlarına ya da çete halinde. yine bazı şerefsizler “ağaç olun”, “sokaktan geçmek için itten izin alın” yollu nasihatler veriyordu. ya da mama verin diyorlardı. yani “haracınızı verin” yaşamak için diyorlardı.
sadece son iki yılda 105 insan, bir kısmı kudurarak, it saldırısı sonucu öldü. sağlık bakanlığı verileri 2023’te 450bin insanın ısırıldığını söylüyor. yani öyle söylendiği gibi “münferit” vaka değil.
ve sonuna gelindi.
***
şimdi iki seçenek var: birincisi kısırlaştır, aşılat, yerinde yaşat. bu hiçbir şey yapma, sokaklarda gezsin terör estirmeye devam etsin demek. zira hepsini aynı anda, aynı günde kısırlaştırmazsan, havuzun suyunu elekle boşaltmaya çalışmak anlamına gelir. kısırlaştırma için bekleyenler ürer. ek olarak bu kadar iti kısırlaştıracak, nekahet döneminde dinlendirecek yer yok. bir de nasıl yakalayacaksın bu kadar iti? ayrıca kısırlaştırma saldırganlığı yok etmiyor. van’da mete durna’yı öldüren it, kısırdı.
kısırlaştırmayı geçeceksin.
ikinci seçenek barınaklara toplamak… buna evet diyor bazıları. eh be “bilader”, geçen yıl “barınaklar ölüm kampı diyordunuz” şimdi ne oldu?
10 milyon it için gereken minimum barınak alanı, it başına 10 m2’den 100kilometre kare. size ufak bir sayı: antalya’da bin itlik barınak 3 milyon euroya çıktı. yani sadece barınak için gereken para 30 milyar euro. 1 trilyon tl’den fazla. memur maaşlarına zam yapılmayacağı konuşulurken 1 trilyon lira itler için mi harcanacak?
daha bunun personel, ilaç, yiyecek, veteriner giderleri var. sizce olacak iş mi? verin cebinizden yaptırın.
***
başka çözüm(süz)ler de var.
1) çok seven evine, bahçesine alsın. (mesela ruhat mengi villasının bahçesinde on ite bakabilir. tabi sitesinin sterilliği bozulur ama artık çekecek.) ya da beş on kişi birleşip kendileri bir barınak kursun, orada baksın. adam başı başlangıç masrafı 2-3 bin euro tutuyor. verirsiniz değil mi bu parayı?
2) gerçek çözüm:
a) it sahipliği çip ve dna kaydıyla olacak. itin tüm hal ve hareketlerinden sahibi sorumlu olacak. sahip olduktan sonra ben bakamıyorum olmayacak. itini serbest bırakan hapis ve para cezası alacak. itfood alabilmek için it sahipliği şart koşulacak. tıpkı ilaç gibi, kim ne kadar itfood almış kare kodla takip edilecek. aylık kota devlet tarafından belirlenecek. kota dışı itfood alınamayacak.
b) belediye ve diğer kamu kuruluşlarının itfood alması, dağıtması, “besleme yapması” yasaklanacak. yapan belediyeye kayyım atanacak. diğer kurumların amirleri görevden uzaklaştırılacak. it beslemek jandarmanın görevi mi aga?
c) gıda maddesi üreten firmaların üretim artıkları sıkı bir şekilde denetlenecek. kamu ya da belediyeden başka yere satmaları engellenecek. devletin bunu yapacak alt yapısı var.
d) sokaklarda, yol kenarlarında, dağlarda bayırlarda it beslemek çok ağır cezalarla cezalandırılacak. örneğin yatışlı üç yıl hapis, tekrarında beş yıl. yarım milyon liraya kadar para cezası. aç kalacak itler saldırganlaşıp insanlara ve mallarına zarar verirse anında itlaf edilecek. sonuçta itlerin sayısı 6 ay içinde, geçmişte olduğu gibi, eko sistemin onları besleyeceği sayıya düşecek.
****
ek: bütün büyük devlet adamları, atatürk, stalin, mao, tito, aklınıza kim gelirse, sokak itleri konusunda aklın yolunu izlemiş ve hepsini itlaf etmişler. batı bu sorunu zaten çözmüştü. atatürk zamanında, 1932 yılında çıkartılan tamim, 2004 yılında kaldırılıncaya dek, başıboş gezen her it itlaf edilirdi. sonradan kutsiyet kazandı itlerin canı.
****
bunlar benden. haydi siz söyleyin ne yapalım bu kadar iti? defacto’nun içinde gezerken yolumuz itle kesişmeye devam etsin mi?
devamını gör...
talihsiz olaydır.

cordarone önemsediğim bir yazardır. fakat bu konuda katılmadığım görüşleri bir yana, bir canlı türü için türkçede daha çok hakaret, aşağılama anlamında kullanılan "it" kelimesini de benzer bir tonda bu kadar vurgulamasına pek anlam veremedim.
sıraladığı gerekçelerin hepsinde de bilinçli olmayan her canlı gibi köpekler de bu sorunların öznesi değil, nesnesi durumunda. kendisinin de pekala özetlediği üzere sorun bir "it" değil, sistem ve finans sorunudur.
sorunların tamamı insan kaynaklı ve bu sorunlar bazen doğrudan, bazen dolaylı köpekleri ön plana çıkarsa da köpeklerin eylemlerini seçme şansı olmadığı gibi (güdüsel) bu hayvanların katledilmesinin "ötenazi" olarak tanımlanması da aynı ölçüde mantık ve insanlık dışıdır.
köpeksever olmak bir kusur değildir, kaldı ki vicdani çerçevede bu olaya itiraz etmek de salt köpeksever olmak anlamına gelmez.
binlerce yıl önce, kendi yaşamını kolaylaştırmak için köpekleri ve kedileri evcilleştiren ademoğlu daha o gün, bu hayvanları yaşam alanlarından ve kendi doğalarından uzaklaştırarak yarattığı bu yeni formundan doğabilecek olumsuz sonuçların sorumluluğuna da imza atmıştır.
türkiye'de sorunun bu noktalara gelmesi de öngörüsüzlükten ve sürekli ertelemeden doğan birikmiş kontrolsüzlüktür.
biri evinizin önüne bıraktı diye ayağınızın takılıp düştüğü taşa uzun uzun bakıp tüm taşları ortadan kaldırmayı aklınızdan geçirmekten teknik olarak farksız bir durum.
üstelik bugün konuştukları şeyin benzeri, 1910'da sivriada'da resmi rakamlara göre 80.000'den fazla köpeğin içler acısı biçimde katledilmesiyle zaten denenmiş. bir şeyler çözülmüş mü yoksa sorun devam mı ediyor? demek ki bu yöntem de erteleme ve gaz almanın bir başka çeşidi.
insan da diğer tüm canlılar kadar bu dünyanın sahibi değil, parçasıdır. o halde yapması gereken, öz yeterliliklerinin avantajıyla dünyayı yalnız kendisi veya zenginler için değil tüm canlılar için yaşanabilir halde tutmak. yoksa köpekler için de insansız yaşam alanları çok daha avantajlı olurdu
yaşamın ve doğanın kanserli hücresi kapitalizm ve açgözlü şirketleri madem, o halde eşeğe kızıp semerini dövmek yerine, sorunun kaynağını gidermek gerekir. ha bunu yazmak bile çok gerçekçi durmuyor ama mevcut köpek nüfusu bir sonuçtur, sebep değil.
devamını gör...
memleketin bir ilinde yaşlı bir adamı dövmüşler tekme sopa ile ama ölmemiş.. acaba ölmüş olsaydı onun içinde başlık açarlar mıydı bu '' it'' duşmanı arkadaşlar..

açmazlardı çünkü insanın insanı canice öldürmesi normal karşılanır oldu.. neyse.. uzun uzun yazınca yazı yazdı oluyor sonra burada yazmaya da gerek yok.
devamını gör...
it degil kopek.

allah rahmet eylesin vefat eden kisiye de. mekani cennet olsun. amin.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"nazilli'de it saldırısı" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim