neden müslümansınız sorunsalı

bir endonezyalı ya da malezyalıya sorduğunuzda bile cevap alabileceğiniz fakat islam'ı en iyi anlayan türk müslümanların duyduklarında analarına sövülmüş gibi baktıkları sorunsal. ha bir de bunlar ateistlere de neden ateistsin diye sorma yüzsüzlüğünü de gösterir. sen önce sana sorulan neden müslümansın sorusuna cevap ver sonra ateiste sorarsın neden ateistsin diye.

neden müslümanım?
çünkü müslüman bir kültürde, ülkede, şehirde, mahallede, ailede büyüdüm. bütün çocuklar dinsiz olarak doğar; yaşadığı çevre onun milliyetini ve dinini şekillendirir. kur'an'ın ve hadislerin türkçe çarpıtılmamış ve diğer dillerden meallerini okuyup islam'ın gerçek yüzünü öğrendiğim gün bu dini terk ettim. şu an dinsizim ve çok mutluyum. darısı diğerlerine.

çocukluk dönemim de camiye kuran kursuna gönderilmiştim. gidince bir şeyleri fark ettim. söylenen sözcükler türkçe değildi, okutulan kitabın alfabesi türk alfabesi değildi. her gittiğim de hep şunu sorguladım, ben niye benim dilimde ve alfabem de olmayan bir şeyi inanç diye öğreniyorum... gel zaman git zaman derken, artık bu saçma din öğretilerini öğrenmek yerine zevkine yani öylesine gidiyordum. tabi büyüdük çocukluk dönemi bitti, bu din saçmalığını ve öğretilerine tamamen son verdim, apateist oldum. benim için tanrı varmış, yokmuş, din varmış, yokmuş hiç ama hiç umurumda değil. çünkü bunların varlığının ve yokluğunun ben nezdim de hiçbir önem ve değeri yok. apateizm'i olmasa da ateizm'i insanlara anlatıyorum. insan uydurması mitolojik inanç saçmalıklarına inanmamaları konusunda inandıkların şeyin, bir x ırkın veya x toplumun kendi inancı olduğunu ve onlara asimile yoluyla dayattıklarını elimden geldiğince anlatmaya çalışıyorum.

yazacaklarımı saygı çerçevesinde değerlendirebilecekler okusun lütfen!

öncelikle çok basit. islam'ı seçtim çünkü dinle bilimin uyuştuğu tek dindi. örneğin bilimin açıklayamadığı konuları çoğu insan: "bir yaratıcı var, yarattı ve öyle oldu işte." der geçer. ancak bir müslüman bunu diyemez. dememeli. çünkü o zaman kuran'ın yarısından fazlasını otomatik olarak çöpe atmış sayılır. allah kuran'da sünnetullah diye bir kavram kullanır ve kendisinin dahil yarattığı her şeyin sünnetullah üzere olduğunu söyler. sünnetullah, allah'ın yasası demektir. yani evet, allah her şeyi hokus pokus diyerek sihir gibi bir anda da var edebilirdi ve kuran'a da böyle yazarak hiç lafı uzatmazdı. ancak öyle yapmadı. her oluşumu belli sebeplere bağladı. örneğin bir bitkinin aşama aşama oluşabilmesi için toprak, güneş ve suya ihtiyaç duyması gibi. yada yeni bir insanın var olabilmesi için iki çiftin çiftleşmesi gerektiği gibi... kuran; astronomi, fizik, biyoloji, adalet, tıp, zooloji, psikoloji vb. tüm bilimlere yer vermiş ve çeşitli açıklamalar getirerek insanların bu konularda düşünmesini ve çalışmasını sağlamıştır. ne zaman bilimle ilgili yeni şeyler okusam, rabbime daha çok bağlanmaktan geri duramıyorum. muazzam bir sistemi mevcut. ancak görüyorum ki çoğu bilim severlerin dinlere karşı bir allerjisi var. anlıyorum da aslında, çünkü dünyada bilim tekse, din malesef öyle değildir. fakat yozlaşmış tüm dinleri eleyip, islam'ı kabul etmek hiç zor değildi. çünkü bu öyle bir din ki, bilimle örtüşüyor, ters düşmüyor. birini kabul etmem, ötekini daha çok destekliyor. evet allah'ın üzerimizde bir yasası, kaderi ve ölçüsü var. doğacağım yer ve zaman, annem ve babam, cinsiyetim ve ırkım mutlak kader iken; irade ve akıl kazandığım andan itibaren geriye kalan yapacağım tüm seçim ve eylemler bana aittir. evet allah senaryoyu yazmıştır. örneğin yüksek bir binadan atlamak, allah'ın yasası gereği o canlıyı öldürür. ancak atlayan şahıs hür iradesini kullanarak bu eylemi gerçekleştirirse allah buna müdahele etmez. eğer her an bizim tüm güzellik veya çirkinliklerimize müdahale edecek olsaydı, kendisinin bile sünnetullah üzere olduğunu söylemesi yanlış olurdu ve yaratılışımızın veya akıl ve irade sahibi varlıklar olmamızın da bir anlamı asla kalmayacaktı. şuan insanların eliyle yaptıkları robotlardan bir farkımız kalmazdı. evet allah senaryoyu yazar, rolleri tanıtır ama asla dağıtmaz. yolu gösterir. şuradan gidersen kötülerden ve şuradan gidersen iyilerden olursun der ancak geri kalan her şey artık insan iradesine bağlıdır. allah uyarıcıdır. gönderdiği tüm peygamberlerde, kitaplarda istisnasız tek bir şeyi dile getirmekteydi; "tevhid inancı." ilk peygamberde, son peygamberde bir tek bunun için gönderilmişti. allah kendisini ispatlamak, ona daha iyi ulaşabilmek için bunu kitaplarla bile destekledi. her şeyden önce ben, bir ilahın var olduğunu şüphesizki beni başıboş bırakmamasından anlamıştım.

evet müslüman yazarlar , cevapları alayım.
neden müslümansınız ?

t : bir sorunsal.

edit : #2755977 sen ne diyon hocam gözünü seveyim ya.

doğduğunuzdan 5 dakika sonra sizin hakkınızda karar verenler yüzünden..

"bir şeye yeterli delile dayanarak inanma, doğru inanma; bu inanma ile ile elde edilen inanca doğru inanç denir. bilmenin gerekli ve yeterli şartı; bilindiği iddia edilen yargının doğruluğundan emin olma hakkına sahip olmaktır ki bu hakka o yargıya yeterli delile dayanarak inanıldığında ulaşılır. yani; bir yargının doğruluğuna yeterli delile dayanarak inanmak, o yargının doğruluğundan emin olma hakkına sahip olmaktır. dolayısıyla; bilme, doğru inanma; bilgi, doğru inançtır.

bilgi vardır. "bilgi yoktur." önermesi hiçbir zaman bilgi olmaz. bilginin yokluğunun bilgi olması imkansız ise bilgi hep vardır.
doğru inanç vardır. "doğru inanç yoktur." önermesinin doğru inanç olması imkansızdır. doğru inancın yokluğunun doğru inanç olması imkansız ise doğru inanç hep vardır. doğru inanç, doğru inanana, dolayısıyla; bilgi, bilene muhtaçtır. bilen, doğru inanan vardır. bilen her şeyi bilir: bilmediği herhangi bir şey olan tam anlamıyla bilen olamaz. her şeyi bilen, bütün olayları da bilir. olaylar, zaman ve mekan bağlamında gerçekleşir. ancak zamanı ve mekanı kuşatan tüm olayları bilebilir. mekanı kuşatan, mekanı her tarafından kuşattığı için mekanın ötesinde tektir.

doğru inanç -yani bilgi- , doğru inananın -yani bilenin- doğru inanması ile -yani bilmesi ile- var olur. dolasıyla bilen, bilme fiili ile bilgiyi sürekli var edendir. ancak var eden bilgiyi sürekli var edebilir: bilen, var edendir. var edenin var etmediği şey yoktur. her şeyi o var eder.

1.) bilgi vardır. "bilgi yoktur." önermesi hiçbir zaman bilgi olmaz.
2.) bilen vardır. bilginin varlığı öznesine işaret eder.
3.) bilen tektir. bilen, zaman ve mekan içindeki her olayı bilir. zaman ve mekan içindeki her olay, ancak zamanı ve mekanı kuşatan tarafından bilinebilir. mekanı kuşatan tektir.
4.) bilen, var edendir. bilen, bilme fiili ile bilgiyi sürekli var eder. ancak var eden bilgiyi sürekli var edebilir.
5.) bilen, var eden, zamanı ve mekanı kuşatan; sonsuz büyüklüktedir. çünkü mekanın ötesinde sadece o vardır.
6.) bilen, var eden, tek ve sonsuz büyüklükte olan tanrı'dır." şeklindeki ispattan dolayı.

okumayı söktüm nüfus kağıdımı gördüm sonra arkada islam yazıyor. okula başladım din kültürü ve ahlak bilgisi diye bir ders var. günde 5 defa anlamadığım bir dilde birileri bağırıp duruyor. annem babam ılık su müslümanlarından öyle zorlamaları falan hiç olmadı. sonra ergenlik, birazcık bilimle tanışma ve sonrasında tarih okuması yapmak kendi halimde... 15 16 yıldır müslüman değilim.

ilk 15 yılımın müslümanlık hikayesi yukarıdaki gibidir. lise sonda din hocasına "dünya nispeten küre, geoid hocam. neden tek yönde kıble kabul ediliyor, dön arkanı biraz açı ayarla yine kıbledesin" dedim disipline gönderildim. din dersim lise sonda 3 mü ne geldi. sonrası da "ölünce bakarız yao" oldu.

sana ne yaprağım cevabı verilebilecek bir sorunsaldır.

burada sıkıntı müslümansınız demekte değildir. neden hıristiyansınız neden musevisiniz neden budistsiniz neden zerdüştsünüz neden ateistsiniz neden deistsiniz...

daha da arttırılabilir. hangi hakla birine böyle bir soru sorulur asıl sorunsal budur.

sınırın 2 km içinde doğduğu için müslümanlığı savunan kişi, sınırın 2 km dışında doğsaydı hristiyanlığı savunacaktı.
he sorsan "ben müslümanlığı seçerdim" der.
he anam kesin öyle derdin*

neyse, soruya döneyim: değiliz.

cevabı bana mantıklı gelmesi olan sorunsal. benim yaşımda olanların çoğunluğu ateizm/deizm/agnostisizm benzeri neo-dinlere* * yöneldi. bunların çoğu* yobaz, nispeten de baskıcı ailelerin çocukları.

aynı şekilde ailelerin siyasi görüşleri iktidar partisi lehine, haliyle zihinlerinde din=akp imgesi var. bu benim için genç kuşakta dine inanların azalışta olmasının birincil nedeni. aynı şekilde din=akp olgusu dinî her imgeye düşmanlığa da sebep oluyor* * *

kısacası recep tayyip erdoğan "dindar bir gençlikten bahsediyorum." dedi, ülkeyi imam-hatiplere boğdu* ancak dindar değil kindar nesiller yetiştirdi. islâm'a en büyük zararı o ve partisi vermiştir ancak destekçilerinin bunu zerre anlamadığını düşünüyorum, kendisi ise bence bundan pek de rahatsız değil. hatta dinin kendisinin de istediği gibi sadece radikal yorumlarının bilinmesi/palazlanması işine bile geliyor, ülkede düşmanlık iklimi yaratıp elini güçlendirmesine alet olan pek çok konudan birisi bu. akıllı ve sakin yorumlar yumuşak iklime sebep olur, bunun da herhangi bir popülist siyasinin işine geldiğini ben duymadım.

bende böyle bir şey olmadı, baskı uygulamayan bir ailenin çocuğuyum çünkü** ve ailem muhalif düşüncelere sahip*. bunlardan dolayı yaşıtlarımın genelini din dışına iten koşullar benim için oluşmadı, okuyup etmek de beni din dairesi dışına çıkarmadı. ülkenin kurtulması için de dinin kökünün kurumasına gerek falan yok zaten, herkesin müslüman olmasına da. aklınızı kullanıp vicdanınızı temiz tutun yeterlidir, anlaşmazlıkların çoğu çözülecektir.

kimseye nedenini açıklamak zorunda olmadığım, aklıma-mantığıma yatan şeyler var. çoğunuzun yaptığının aksine kafamdaki soru işaretlerini de sorgulamaktan çekinmiyorum. dinimi de tv'de şaklabanlık yapan hacı hoca takımından, elinde kuran'la vaaz verdiğini düşünürken şirk koşan zibidilerden öğrenmedim. çoğu din kardeşimin aksine sevgi ve saygı dini olduğunu biliyorum mesela, en önemlisi bu bence.

inanmaya ve beni bu dünyada tutacak sağlam bir ipe ihtiyacım var. o da islam. muazzam bir netlik var. kurallar belli, sınırlar belli... muhteşem bir şey.

sana ne yarrrr..

ana-babaları hintli olsaydı, inek dışkısı yemeyenleri kafir ilan edecek, ya da israil'de
doğsa siyonist olacak tiplerin; "çünkü araştırdım. diğer dinler içinde islam'ın akla, vicdana bilime en uygun din olduğunu gördüm. o nedenle müslüman oldum." diye zart zort atmaları yok mu, gül gül ölürsün.

bırakın başka dinlerin kutsal kitaplarını, kuran'ın mealini baştan sona etüd ederek okuyan bir çomar görsem dişimi kıracağım.

neden şöyle izah edeyim öncelikle evet anne ve babamın dini ve dedemin ve ninemin de, ama bunun ötesinde �slam'da büyüleyici bir yön buluyorum, kur'an-ı kerim'deki sözcüklerin frekansının bizim bilemediğimiz göremediğimiz bir kapıyı açtığını düşünüyorum, dünyada ve evrende yalnız olmadığımızı sadece göremediğimiz ve iletişimine geçemediğimiz varlıklar olduğunu hissediyorum, bu üç günlük dünyada allah'tan korkmak ve ahirete inanmak için güçlü nedenlerim olduğunu düşünüyorum

doğuştan.

allah bilir.

kısmet böyleymiş.

çünkü annemiz babamız müslüman. gerçi sokakta kendine müslümanım diyen 10 kişiyi çevir sübhanekeyi oku de yarısı okuyamaz zaten röportajlarda görüyoruz .

ancak bu iş yeni nesille kırılıyor, neredeyse hepsi deist/ateist.