nevzat kaya

9 eylül'de edebiyat bölümü'nde prof..

pandemi dönemi bi arkadaşım 'olm bi adam var tam senlik lan kıtacı tokatlıyo' diyerekten youtube kanalını takip etmemi önermişti. linkini attığı videolardan bikaçını izledim ve hoşuma gitti. izlemeye devam ettiğinde ise malesef kendisinden sıtkım sıyrıldı. adam bildiğimiz camille paglia'nın kopyası. onun söylediği her şeyin birebir aynısını tekrarlayıp literatür içinde dağıtıyo. literatür hakimiyetine diyecek söz olmasa da (en azından diğerlerine nazaran orjinalinden okuyo metinleri) tüm düalist yapıları dionizyak/apollonik unsurlar olarak nitelemesi de paglia etkisi. nietszche'nin apollon/dionysos, schopenhauer'in istenç/tasarım, freud'un id/superego teorizasyonlarını köken olarak feminen, bilimsel olarak anarşist bi bakış açıyısyla kullanıyo. literatür takibi olmayan insanlara çok orjinal geliyo ancak malesef aktüel olmayan mevzular bunlar artık.

edit : harari’yi de kopyalamış olduğu gibi. mimikler hareketler bile paglia taklidi zaten baştan aşağı. leş solcu romantizminden sonra leş ötesi kültür öncesi birinci doğamızın romantizmi.. kusarsın resmen. adam tuvaletini yaptıktan sonra sifonu çekme bile dedi, bu kulak bunu da duydu. retorik kuvvetli olunca adamın ne söylediğini kimse dinlemiyo. mitoloji edebiyat falan deyince aklı gidiyo milletin. bilmediği, alanı olmayan konularda da atıp tutuyo, rüzgarı aldı tabi arkasına. neyse biri patlatır belki bu balonu.

flu tv'nin beklenmedik armağanıdır bana bu adam. armağan dedik de her an patlayacakmış hissi veren konuşması, kimine bunca enerji fazla da gelebilir. yalnız ve yalnız mitoloji, tarih, felsefe ve elbette edebiyat etkileşimini bu kadar iyi dans ettiren başka bir konuşmacı dinlediğimi hatırlamıyorum. hemen hemen her konuyu apollon dionysos ayrımına, akıl ve içgüdü çatışmasından fırlayan modernizm post modernizm hamlesine ustalıkla getirir. dondurulup canlandırılmış kültür kavramının nasıl afiyetle yedirildiği ve yönlendirildiğini saçını başını yolarak anlatması hoş vakit geçirtir. drakula ve kurt adamı zenginler ve işçi sınıfı öznelliğinde bulması ilginçtir. bence de elini taşın altına koyan nietzsche'dir. felsefesinin deney faresi olmuştur. yüreklidir bu bakımdan. yalnız yıkılan alman imajından sonra parlatılan fransız kültürü ve felsefesi konusu hakkında çok emin değilim. deleuze, derrida'nın alman ekolünün tekrarı gerçekleştirdiklerine şimdilik inanmak istemiyorum.

dünya nüfusu salgınla kırıldığına göre apollon laboratuvarda elekro müzik dinlerken dionysos
dışarıda lir çalıyor demek ki nevzat kaya. çok enerji öldürüyor malum.

ah keşke hocam olsa dedirtir her izlendiğinde.

sonsuza kadar anlatsa dinlerim dediğim saygı değer bir insan. flutv'deki programlarını kaçırmadan izlemeye çalışıyorum. insanın nasıl hastalıklı ve sorunlu bir varlık olduğunu anlatan şu son bölümü sonuna kadar izlemenizi tavsiye ederim.

mevcut zaman için dikkatle dinliyorum kendisini, bakalım başlık sahibinin dediği gibi olursa tekrar düzenlerim bu yazdığımı ama şu an için söyledikleri bana fazlası ile mantıklı gelmekte.

arada sırada kendisinin derslerine giriyorum, o kadar güzel ders anlatıyor ve dersine giren insana o kadar çok şey kazandırıyor ki...

youtube kısmına pek bakmamak lazım, sevgili ingilizmuhiplericemiyetibaskani'nin dediği gibi, orada ciddi anlamda çok konuşup az şey anlatan ama tatlı konuşan bir insan iken ders anlatır iken müthiş bir eğitimciye dönüşüyor.

hem flu tv'deki hem de başka mecralardaki videolarını ilgiyle takip ettiğim akademisyen. kendisinin culture club tv adında bir youtube kanalı da bulunur ve burada daha uzun videoları vardır. son izlediğim müjdegül karaca ile cinsellik üzerine olan videosunda ise aynı anda hem ufuk açmış hem de beyin yakmıştır.

filolog, akademisyen. türkiye'de akademisyenler nasıl mı olsun ? işte böyle olsun , entelektüel birikimi olan, bilgiyi nasıl paylaşacağını bilen birisidir. videolarını keyifle izleyeceğinizi düşünerek herkese tavsiye ederim buna ek olarak izlediğiniz videolardan kesinlikle bir kazanım elde edebileceğinizi de garanti edebilirim.

tutkusu ve öfkesi ile size açtığı pencerelerden umutla bakamazsınız dünyaya çünkü size gerçek olanı resmeder.

en çok içki masasındaki muhabbetini merak ettiğim flu tvde videoları olan ve * kendi youtube kanalında da edebiyat/felsefe gibi konular üzerine videolar yayınlayan şahane bir prof.
flu tvdeki jumpcutların aksine kendisi öyle aman da aman hızlı konuşan birisi değil, bu nedenle kendi kanalından dinlemeyi daha çok seviyorum.
edebiyat ve mitoloji bağını çok güzel kurduğunu anlatımının yeterince sade ve yalın olduğunu düşünüyorum. *

hem flu tv yayınları ile hem de culture club yayınları ile youtube'u çekilebilir kılan insanlardan biridir. kendisi ile tanışmayı hem çok isterim hem de istemem. karşısında böyle ehi ihi diye kalmaktan korkarım çünki. derya deniz bir insan. imrendiğim kişilerden biri. çog seviyom kendisini.

kendisinin varlığından yaklaşık 4 senedir haberdarım. yakın bir arkadaşım, kendisinin bölüm başkanlığını ve eğer yanlış bilmiyorsam kuruculuğunu yaptığı karşılaştırmalı edebiyat bölümünde okuduğu için kendisinden haberdar olmuştum.
(bkz: culture club tv) kanalında zaten muazzam videolar var ama bugün flu tv’de (bkz: the zone of interest) üzerinden faşizm ve kötülüğün banalliği hakkındaki konuşmasını dinleyip çarpıldım desem yeridir. popülizmin, perspektifsizliğin, hiçbir zaman aynaya bakmamanın cezasını biz kaotik biçimde irili ufaklı her gün yaşıyoruz. türkiye’de ortalama vatandaş maalesef ne kadar popülist yorumlara kandığının, ne kadar sığ fikirlere sahip olduğunun ve en ufak olumsuz olayda ekstrem sağ görüşlere kaymaya ne kadar müsait olduğunun farkında değil. bu tarz insanların halktan kopuk olduğunu halkı tanımadığını söyleyenlere aslında sizin ciğerinizi biliyorum dedi benim gözümde. seçim sonucu konusunda herkes gibi büyük yanılmış olabilir ama anket şirketi olma iddası yok kendisinin. çok çok değerli bir entelektüel.