drama / gerilim
8.5 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

başrollerinde amy adams ve jake gyllenhaal'ın bulunduğu 2016 yapımı psikolojik gerilim filmi. beni gerilimlerden gerilimlere sürüklediği için bir kaç kez izlediğim, başarılı bir film.
devamını gör...
başrollerini amy adams ve jake gyllenhaal'ın oynadığı senaryosu ve yönetmenliğini stilist, yönetmen tom ford'un üstlendiği gerilim-gizem türü filmdir. stilist bir yönetmenin elinden çıkan bu işte sanatsal karelere çok rastlıyoruz. filmin giriş kısmı bu estetiğe karşı tavır alınan algı yanılsaması gibiydi rahatsız edici ve aykırı.

iç içe geçmiş iki hikayeyle başlıyorsunuz. labirent havası katılmış, parçaları yavaş yavaş birleştiriyorsunuz.diken üzerinde izleyip, psikolojik savaş veriyorsunuz.

otobandaki aracın diğer arabanın üzerine sürmesi, araca kaza yaptırması sahne gerilimini üzerinize bırakıyor resmen. aracın zorla kapılarının açılması, belalı tiplerin saldırısı oldukça gerçekci yansıtılmış. yer yer izlerken zorluyor.çaresizliği dibine kadar hissettiriyor.

yaratılan iki dünya simgelerle anlatılmış. bazen bu semboller tek bir görüntüyle karşınıza çıkıyor. filmin sonuna doğru kafanızda oturuyor bazı şeyler. sürekli anlatılan bu iki durum arasında bağ kurmaya çalışılması merak uyandırtıyor. sonlara doğru can sıkıcı klişeler olsada sonunun izleyeciye bırakılmış olması güzeldi.
genel hatlarıyla aşk,acımasızlık,intikam duygularına yer verilmiş. bir çok kişi'nin eleştirmesine rağmen çekimi bana göre dikkat çekiciydi. kasvetli bir tablo izlenimi yaratılmış.
amy adams'ın soğuk ve çekici havası olan susan rolüne uygunluğu tartışılmaz. psikolojik gerilim filmlerinde donukluğuyla ayrı bir hava katıyor bu oyuncu. jake gyllenhall'in iki rol için kullanılması zekiceydi. susan'ın kocası edward'ı iyi oynadığını ama diğer hikayedeki rolü için duygu geçisini tam yansıtamadığını düşünüyorum. belki de öyle olması gerekiyordu bilemiyorum.
bazı görüntülerin akıllara kazınacağı bir ruh'un acı çekmesi tasvirinin iyi yapıldığı izlenebilinirliği olan bir film. farklı bir tür izlemek istiyorsanız bence değer.
devamını gör...
daha açılış müziğinde oyuncu isimleri akarken tombul ve yaşlı teyzelerin ponpon kız dansı yaparak insana rahat huzur yüzü verilmeyeceğini garantileyen film.

bedeninize tecavüz edenler ile ruhunuza tecavüz edenler arasında pek de fark olmadığını anlatan film.

insana asıl zararı veren, gardını düşüren, yaşamını yanlış yonlendirenlerin her zaman başkaları olmadığını, asıl zararı çoğu zaman kendi kendimize verdiğimizi gosteren film.

bazı filmler vardır. size dümdüz bir hikayeyi kendi bakış açısı ile anlatır ve siz de bu bakış açısını beğendiyseniz filmi sever, beğenmediyseniz filmi beğenmezsiniz. bu filmde o kadar çok incelenebilir alt metin, yan karakter, muğlak kalan konular ve filmin başka bir noktasına atıfta bulunulan detaylar var ki, kendi bakış açınız kendiniz oluşturuyorsunuz. dümdüz bir hikaye bekleyen eşim gibi son sahnenin ardından ekran kararınca "eee, ne oldu şimdi ? cort !!! böyle entel dantel bitiriyorlar sonunu, sinir oluyorum." diye tepki verebilirsiniz. *

2 saat boyunca size ailesi tarafından onay görmemiş, hep bir hedef uğruna koşmuş, sonunda hedefinin ne olduğunu da unutmuş bir kadınin yaşadığı bunalımı,sevdigi kadın tarafından sıcacık yumuşak ve mutlu yuvasında yapayalnız bırakılmış bir adamın ikilemlerini ve yalnızlığını, bambaşka bir hikaye üzerinden anlatan sağlam bir film.

filmin sorguladığını düşündüğüm bir kaç konudan örnek vereyim.


"zayıflık" kavramı erkeğe yakışmayan bir kavram mıdır? kadın da zayıf olduğunda etrafındakilere zarar verir mi?

yaşımız ilerledikçe annelerimize mi benzeriz yoksa annelerimizin hakkımızda söylediklerini kabul etmemek için yıllarca inatlasip sonra bizi en iyi onlar tanıdığı için kabul mü ederiz?

bir insanı sevmek onunla mutsuz olmaya da değer mi yoksa mutlu olmadığımız insandan uzaklaşma ve mutluluğu yakalama pahasına risk alıp arkamızda kalanı yüzüstü bırakabilir miyiz?

intikam almak gerçekten vicdani rahatlatır mi yoksa kendimizle yuzlesmek mi daha önemlidir?

bu noktada filmi eşimin tavsiyesinden ziyade (bkz: jake gyllenhaal) için izledigimi itiraf etmeliyim. yüzündeki tek bir kasını kaldırıp indirerek de bir çok farklı duyguyu verebilen, filmin sonunda "adamımsın!!" diye bağırmama sahip olan roma heykeli gibi abimiz.
devamını gör...
ikinci kez izlemek istiyorum bu filmi, lakin fena halde can yakıcı olduğu için elim varmıyor açıp da izlemeye, cesaret edemiyorum... ancak çalışırken soundtracklerini dinliyorum bolca, hüzünlü yeni öyküler için hüzünlü ezgileriyle oldukça ilham verici olabiliyor; fakat azmettim ikinci kez izleyeceğim bu filmi bir ara.
devamını gör...
austin wright'ın 'tony ve susan' isimli kitabından uyarlanan , tom ford tarafından yazılıp yönetilen amerikan gerilim filmi.

film, susan'ın ilk kocası olan edward'ın yazdığı kitabın kopyasınının eline ulaşmasıyla başlıyor.
kitabın kopyasını okurken kitapta kendisine dair , edward'a yaşattığı travmalara dair birçok noktaya değindiğini fark etmesiyle olaylar gelişiyor ve filmin diğer kısmına, kitapta anlatılan senaryoya geçiliyor.

kitapta anlatılan olaylar ise filme gerilimi katan asıl hikaye.
yol gezisinde olan ailenin birkaç serseri ile çatışması sırasında yaşadıkları korkunç olaylar sonucu ailenin babası olan tony'nin hem kızını hem de eşini kaybetmesiyle kitaptaki olaylar başlamış oluyor.

filmin başından sonuna kadar tony'nin yüzündeki ifade, en başından beri hem çaresizce hem de öfke dolu olan bakışları susan'ın kendisine zamanında söylemiş olduğu sözlerden ne kadar etkilendiğini doğrular nitelikte.
tony'e her ne kadar sinir olduğum noktalar olsa da insanın o psikolojide nasıl davranabileceğini kestiremiyorum.
her ne kadar sadece kitapta yazılan bir senaryo olsa da fazlasıyla sinirlerimi bozan ve üzen, tony'nin yerine geçmek istediğim çok fazla sahne oldu.

susan ise kitabı okuduktan sonra bir şeylerin farkına varmaya başlıyor ve zamanında söylediği sözlerin, verdiği kararların pişmanlığı film boyunca susan'da gözlemlenebiliyor.
kitabı okurken kendisinin edward'a hissettirdiği şeylerin farkına daha iyi varmaya başlasa da fikrimce kendi kocasıyla arası kötü olmasaydı böyle bir şeyi hiçbir zaman fark etmeyecekti.
boşlukta olması bunları fark etmesine ve pişman olmasına yardımcı oldu.

filmin sonu ise yine sinirimi zıplatan noktalardan biri.
sonuna kadar her şey gayet güzel gidiyordu fakat sadece sonundan ötürü bile iki puan kırabilirim.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"nocturnal animals" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim