normal sözlük yazar kalite algoritması

kişisel görüş ve tavsiye içeren algoritma.

aslına bakarsanız -bazılarınız sert tepkiler vermiş olsa da- mantıksız bir değerlendirme değil bence. yani tabii ki kimse bunu uygulamak zorunda değil ama ana fikir aslında bir sözlükte ve onun yazarlarında olması gereken kriterlerin çerçevesini çiziyor. sadece yazarların zevkleri kısmında başlığı açan arkadaşla hemfikir değiliz. onun dışında şöyle bir düşünürseniz üzerinde, göreceksiniz ki aslında puanlar düzgün bir imla ile dolu dolu yazılmış, ona buna sataşmadan kendi halinde takılan yazarlara verilmiş.

arada bir "sözlükte kalite düşüyor" ağlamasına iştirak edenlerden biri olarak diyebilirim ki benim de "bu gerçekten iyi bir yazar" demek için genel kriterlerim bunlar aslında. benim gibi düşünen başkaları da mevcut. tek fark bizim çıkıp bunu böyle maddeler halinde sıralamamış olmamız.

neyse konudan sapmayayım. arkadaş kendi değerlendirme sistemini anlatmış ve tavsiye vermiş. uyup uymamak size kalmış ki zaten burada kaliteli içerik arayanlar başından beri benzer kriterler belirlediği için kafalarında, onlar bu tavsiyelere otomatikman uyuyor. diğer kesim de "ben buraya eğlenmeye geldim" dediğinden zaten tavsiyeleri takmıyorlar. sonuçta herkes bildiğini okuyacak olduktan sonra, yazar arkadaşın kendi fikrini beyan etmesinde sakınca olmadığı aşikâr.

katıldığım noktaları bulunan, ancak katılmadığım noktaların çoğunlukta olduğu önerme. sırasıyla incelemek gerekirse; düşüncesini belirten bu yazar, sözlükte muhatap olacağı diğer yazarları bu şekilde belirlemek istemiş. bu anlaşılabilir. isteyen başka yazarlar da bu fikirden istifade eder. ancak, yazarın kendisinin de belirttiği gibi öznellik barındırıyor. çok fazla öznellik... entelektüel içerikle başlayalım. 'boş tanım' herkese göre farklı anlam taşıyor olabilir. hiç çizgi roman ya da manga okumayan, anime izlemeyen ve bunları gereksiz bulan bir yazar, bir başka yazarın bu konular hakkında olan tanımlarıyla ilgilenmez mesela. ancak o ilgilenmiyor diye bu yazar ve onun tanımları 'boş' olmuyor. bir tanımla ilgilenmemek ve onu okumamak kişinin kendi seçimi. hatta kendince bir yazarı ve onun tanımlarını da boş ya da yetersiz ilan edebilir. ancak bunu söz konusu yazarın nick altına taşımak çok başka bir seviye kanaatimce... imla konusunda katıldığım noktalar var. şahsen ben de elimden geldiğince imla ve noktalama işaretlerine dikkat etmeye çalışan biri olarak, herkesin aynı hassasiyeti göstermesini dilerdim. ancak başka insanlar bu konuda benimle aynı hassasiyeti paylaşmıyor diye onları kalitesiz ilan etmek benim haddime değil. yazdıkları anlaşılır olduğu sürece çok da fazla takılmıyorum açıkçası. tutum ve ideolojinin ilk maddelerine katılıyorum. yazarlar hakkındaki veya onların fikirleri hakkındaki karşıt fikirlerini, eleştirmenin çok ötesine geçip hakaret boyutuna getiren yazarlar şikayet edilmeli.* tutumdan devam edelim. etkileşimlerin sözlüğün dinamizmine olan katkıları yadsınamaz olsa da, çeşitli sebeplerle gereken aktifliği gösteremeyen yazarları kalitesiz ilan etmeyi doğru bulmuyorum. ideolojileri hakkında tartışmak, fikir alışverişinde bulunmak, saygı çerçevesinde eleştirmek, hatalı buldukları noktaları belirtmek isteyen ve aynı şekilde eleştirilmeye de açık olan yazarlara saygı gösterilmesini destekliyorum, ancak aynı saygının ideolojileri hakkında tartışmak istemeyen yazarlara da gösterilmesi gerektiğini savunuyorum.* zevk konusunda katıldığım noktalar mevcut. bir insanın zamanını nasıl geçirmeyi tercih ettiği, onun hakkında pek çok şeyi açıklar. eline bir kitap alıp okumayan, bir hobi ya da alışkanlık edinmeyen, gündemi takip etmeyen ya da etrafında neler olup bittiğini gözlemlemeyen biriyle edilen sohbet son derece kısıtlıdır. aynı şekilde ortak ilgi alanlarının bulunmadığı biriyle edilen sohbet de bir yerde durur. böyle bir durumda nazikçe sohbet sonlandırılır ve istenmiyorsa bir daha sohbet başlatılmaz. ancak nick altına bu kişiyle yapılan sohbetin verimsizliğinden bahsedip, "yazara puanım şu. sohbeti de sarmadı." demek... bilemiyorum. puanlama sisteminin sonuçlarına bakacak olursak, bir yazarın negatif puan alması için oldukça toksik olması gerekiyor. öyle birine de moderasyonun müdahale edeceğini düşündüğümü belirttim zaten. şahsen saygılı ve mantıklı bir şekilde iletişim kurduğu sürece herkesi de muhatap alınmaya değer bulurum ve muhatap alırım.* "sözlük ortamında en fazla ne kadar yakınlık kurulabilir ki zaten?" diye düşünsem de, kiminle ne kadar yakınlık kuracağına herkes kendi karar verir, saygı duyarım. bir yazarın fikirlerini ne kadar beğeniyor oluyorsam olayım; onun her düşüncesine katılmak zorunda değilim. hepimiz insanız. ben de hata yapabilirim, o da... bir düşüncesinin hatalı olduğunu biliyorsam, niye bu konuda kendi fikrimi değiştireyim? aynı şekilde tanımlarının genelini pek beğenmediğim bir yazarın, katıldığım görüşleri olabilir. sırf bu yüzden görüşünün doğruluğunu inkar etmek, benim gözümde o yazara haksızlık olurdu. tanımın başından beri 'saygı' üzerinde duruyorum. bunun sebebi ise bu puanlamanın saygı sınırları içerisinde yapılabileceğine inanmıyor oluşum. restoran, teslimat ya da sipariş puanlar gibi insan puanlamaya dayanıyor temelinde. adeta bir obje gibi... muhtemelen tepki göstermiş olan yazarların da aklından bu tür düşünceler geçti. bir diğer takıldığım ifade ise: "o an" notunu vermek. bu notlandırmanın yapılmasının üzerinden belli bir zaman geçecek, not verilen yazar sözlüğe yüzlerce güzel tanım kazandıracak belki de. ancak puanı halen aynı kalacak. hiç esnek değil. ancak neticede herkesin kendi tercihi.

öncelikle "neye göre, kime göre ? diyen sevgili dostumuz marksist ülkücü'yü sabah sabah görmek ıslak don kıvamında kendi yüzümü tokatlamama sebep oldu. ama olsundu..sorgulamaya başlamıştı..ilk atalarımız ve evrimin ilk örneklerinden olan lucy'de böyle sorgulamaya başlamıştı eminim.
başlık sahibi dostumuza gelince senin algoritmana göre hesap yapınca ilk tanım bir puan alıyor. şimdi sen diyorsun ki; "ben kalitesiz bir yazarım, benimle muhatap olmayın, beni kendi halime bırakın.". bence puanlara bu kadar takılma mod'lar hallediyo kalanı..

başka bir yazarla ilgili fikir sahibi olurken hepimizin beyni arka planda benzer bir değerlendirme yapıyor. sadece kriterler ve puanlama farklı. benim için bir kişinin komik olması da etkili, özgün/ özgür/ ufuk açan bir kişilik olması da. yani paylaşımı bilgi vermese de beni etkileyebilir. imla, saygı, içerik vb de önemli. ancak bütün bu kriterlerin ağırlık oranları farklı. yani bir kriteri 0,1,2 diye puanlarken özgünlüğü 0,5,10 diye puanlayabilirim.
ben fikri beğendim ve güldüm açıkcası. ama yazar bunu ciddi ciddi uygulamayacaktır herhalde. beyninin 1 saniyede kendiliğinden yaptığı bir işlem için 80 saniye zaman harcamamalı.

entelektüel alim bilgin yazar beyanı.
sorarlar adama! bunca cahil arasında olmak nasıl bir cahilliktir diye dimi?

önyargı: yaşam düzeni manisfeston ne diye sorsan herşeyden şikayetçidir.
tüzüğünde zerre nefes alan bir canlıya global bir faydası yoktur.
herşeye fikri olan, fikirini doğru sanan kendi ve kendileri gibi dışındakilerin hiç kimsenin mantık doğruluğunu benimsemeye entel cahiller.

sen kimsin ki benim sözlerimi, benim görüşümü, benim mantığını ve benim değer puanımı hesplarsın.

baya da uğraşmışsın ama benim kriterlerim değil maalesef.

ben 0 aldım arkadaşlar size iyi eğlenceler.

gece yazacaktım uykum vardı şimdi yazayım. 1 yıldır burdayım ama şu soruya cevap alamadım: abicim neye göre belirleniyor burda "kaliteli yazar" profili? kendinden hiçbir şey katmadan wikipedia tadında uzun tanımlar giren yazar mı, yoksa kendini çok iyi ifade eden, zeki olduğunu gösteren tanımlar giren yazar mı kaliteli yazar oluyor? bana göre ikinci seçenek. bu yüzden başlığı açan kişi kaliteli bir yazar profili çiziyor. yazdıklarına katılmıyorum ama kaliteli bir sözlük yazarı benim için. altta kendisine destek veren ve vermeyen birkaç yazar da öyle. misal burda benimle ters dünya görüşünde olan bir iki yazar var takip ettiğim. onlar da kaliteli yazar profili çiziyor. çünkü kendilerini ifade edebilecek yetenekte insanlar.

fakat şu gibi ortamlardaki bilgi içerikli entry fetişizmi bazen gerçekten güldürüyor. buraya gerçekten bilgi almak için giren var mı? yoksa eğlenceli, stres atmak için bir şeyler yazmak için mi giriyorsunuz? yıl 2022, sözlüklerden bilgi almak mı kaldı allah aşkına. önüne ders kitabını alan alim kesiliyor, filozof zannediyor kendini. yahu 300 kişinin online olduğu, 30 kişinin yazdığı, yarısının fingirdeştiği bir platformda bu ne ciddiyet arkadaşlar az sakin olun. hiçbirimiz burda edebi bir eser vermek için bulunmuyoruz. az önce burnum aktı, baya sesli sümkürdüm misal. bunu kimse bilmeden nihilizm kassam beni çok entelektüel zannedeceksiniz değil mi?!?! halbuki burnu akan, şeftali yerken suyu dirseklerinden akan biriyim.

au revoir.

"tayt giyen türk kızının amacını düşünürken karnımın acıkması" yazarlarını üzen algoritmadır. gerçekçi olalım bu algoritmanın penceresinden bakarsak sözlüğün yüzde 95'i düz dünyacı ve aşı karşıtı kitle gibi görünür.

yönetim en başından buna benzer kriterle yazar değerlendirseydi sözlük çok daha farklı bir yer olurdu. lakin van sınır kapısındaki afgan göçmenler konusunda bile devlet daha seçiciydi.

herkes takılsın kafasına göre işte. kendiniz için yazın kendiniz için okuyun. keşke gelişmiş filtreleme seçenekleri olsa herkes keyifli vakit geçirebilirdi ama elde bu var... ben normal sözlük yazar kalite algoritmasındaki kadar ince eleyip sık dokuyamam ama keyifli bir sözlük deneyimi için tavsiye edip desteklediğimi belirteyim.

sözlükte random atmaya hiç bu kadar ihtiyacım olmamıştı, şöyle büyük harfli olanlardan. savulun yazarlar nick altlarınıza renk katmaya geliyorum. artık kimse güvende değil, elimde kapı gibi değerlendirme formu var*

arkadaş kendince bir değerlendirme yapmış, puan vericem not vericem ona göre nickaltına gelip çıplak elle tokatlayacağım minvalinde şeyler söylemiş.

ben biraz arkadaşı yalova kaymakamına benzettim, sonu hayır olur inşallah*.

(bkz: algoritma deyince havalı olmak)

(bkz: troller göreve)

takipteki arkadaşların tamamı buraya yazmış ve hepsinden geçer not almışsın. tebrikler.
benden de aldın...
lakin ben düştüm, siz devam edin.