1922 yılı almanya yapımı korku filmi. film 2010 yılında ofta film onur listesi'ne alınmıştır. sıradan bir emlakçı olan thomas hutler, transilvanya'da bir şatoda yaşayan kont orlok'tan bir mektup gelince, iş anlaşması yapmak umuduyla şatoya gitmek için yola çıkar. yolda tanıştığı kişilerin kont ile ilgili uyarılarına kulak asmaz ve dşatoya gelir. imdb: 7,9/10.
çevrimiçi film ve televizyon derneği 2010
ofta film onur listesi
ofta film onur listesi
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "ateist kaplumbağa" tarafından 07.03.2021 14:37 tarihinde açılmıştır.
1.
murnau'nun 1922 yılında beyaz perdeye aktardığı kült korku filmi.
bram stoker'ın 1897 tarihli drakula kitabının da sinemaya ilk uyarlamasıdır. bu yönden bakıldığında da tarihteki yerini almıştır.
her ne kadar murnau, nosferatu'yu dracula'dan uyarlamış olsa da, film en başından itibaren bambaşka bir yola sapıyor. bunun en önemli nedeni bram stoker'ın salon beyefendisi, asilzade dracula'sının, anlatılanlara göre murnau'nun kafasında yarattığı canavar ile çok fazla alakası olmaması.
murnau'nun vampiri çok daha korkutucu olmalıydı, insanların yüreklerinde öyle bir yer etmeliydi ki, tüyler diken diken tabirini tam olarak karşılamalıydı.bu yüzden çıkış noktası dracula olsa dahi murnau farklı mitleri incelemiş ve kafasındakine yakın bir vampiri bulabilmek için üretim aşamasında cidden uğraşmış...
tüm bunların ışığında filmde karşımıza; kel kafalı, uzun ve garip burunlu, kara elf kulaklı, ork suratlı, aksak yürüyüşlü, kambur ve de kurt adam pençeli bir yaratık çıkıyor. siyahlar içerisindeki çift düğmeli paltosu ile dracula da kimmiş diye caka satıyor.
filmin ana karakterlerinden birisi olan thomas hutter, wisburg'da karısı ellen ile birlikte yaşayan gayet basit bir adam. renfield isimli emlak danışmanın yanında çalışıyor ve kont orlok ile bir emlak antlaşması yapmak üzere transilvanya'ya gönderiliyor.
hikaye bilindik bir şekilde başlıyor lakin hutter bu yolculuğa çıktığı esnada eline bir kitap geçiyor. o kitapta ilk vampir nosferatu'ya dair çokça bilgi var. bölgeye geldiğinde yerel halkın anlatıları ile iyice tedirginleşiyor. aslında hayaletler diyarı hiçte bu basit adama göre değil.
filmin en büyük başarısı bir sessiz sinema örneği olmasından mütevellit, duyguların mimiklerle yansıtılması noktasında kendisini gösteriyor.
tüm o korkutuculuğu ve ürperticiliği mimikler üzerinden ve sahne akışlarından sağlıyor olması da filmi eşsiz bir örnek haline geliyor. tabi tüm bu nitelemeleri yaparken filmin 1922 yılında çekilmiş olduğunu da unutmamanız lazım.
filmin, o dönemde seyirciye bu korku havasının aktarılması yönünde ciddi anlamda başarılı olduğu, dönem yayınlarında ve anlatılarında açıkça görülüyor. tabi filmi ilk kez izleyeceklerin muhakkak güleceği ya da het höt diyecekleri yerler elbet olacaktır.
ama şu bir gerçek ki; ışık/gölge kullanımıyla ve nosferatu'nun duvara yansıtılan gölgesi ile kurbanına yaklaştığı anın verdiği hissiyatla, bu film korku filmlerinin babası olduğunu ispatlıyor.
filmi izlerken bir zaman makinesine atlamanız ve yaşadığınız dönemde çekilmiş olan filmleri kısa bir süreliğine kafanızdan silmeniz hayrınıza olacaktır. bu şekilde filmi izlerken alacağınız tat bir kaç kat artar.
mümkünse bu filmi bir şeyleri gömme terör örgütüne mensup arkadaşlarınızla kesinlikle izlemeyeniz zira bu durumda ne filmden bir şey anlarsınız ne de filmi izlediğinizi hatırlarsınız. benden uyarması.
eğer bu şartlara uyarsanız aktarılmak istenen sessiz dehşet senfonisini derinden hissedebilirsiniz. filmi izlemeyip de benim yazdıklarımdan sonra izleyen arkadaşlar gelip, bu da neymiş yahu demesinler vallahi kalplerini kırarım. sizin gönül gözünüz kapalı ise bu gariban tosbağacık ne yapsın?
tabi bir de filme bir saygı duruşu yapmak lazım. onu da ''ıron maiden'' zaten yapmıştı; şuraya iliştirivereyim.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://top100project.files.wordpress.com/2017/03/nosferatu-2.jpg?w=788&h=565)
dibine ikinci tanım: nosferatu adının kökeni yunanca nosophoros kelimesidir. veba taşıyan anlamına gelir. kimilerine göre katıksız vampir ırkının ilk temsilcilerini oluştururlar. kimi efsanelere göre de lanetlenmiş bir vampir klanının adıdır.
bram stoker'ın 1897 tarihli drakula kitabının da sinemaya ilk uyarlamasıdır. bu yönden bakıldığında da tarihteki yerini almıştır.
her ne kadar murnau, nosferatu'yu dracula'dan uyarlamış olsa da, film en başından itibaren bambaşka bir yola sapıyor. bunun en önemli nedeni bram stoker'ın salon beyefendisi, asilzade dracula'sının, anlatılanlara göre murnau'nun kafasında yarattığı canavar ile çok fazla alakası olmaması.
murnau'nun vampiri çok daha korkutucu olmalıydı, insanların yüreklerinde öyle bir yer etmeliydi ki, tüyler diken diken tabirini tam olarak karşılamalıydı.bu yüzden çıkış noktası dracula olsa dahi murnau farklı mitleri incelemiş ve kafasındakine yakın bir vampiri bulabilmek için üretim aşamasında cidden uğraşmış...
tüm bunların ışığında filmde karşımıza; kel kafalı, uzun ve garip burunlu, kara elf kulaklı, ork suratlı, aksak yürüyüşlü, kambur ve de kurt adam pençeli bir yaratık çıkıyor. siyahlar içerisindeki çift düğmeli paltosu ile dracula da kimmiş diye caka satıyor.
filmin ana karakterlerinden birisi olan thomas hutter, wisburg'da karısı ellen ile birlikte yaşayan gayet basit bir adam. renfield isimli emlak danışmanın yanında çalışıyor ve kont orlok ile bir emlak antlaşması yapmak üzere transilvanya'ya gönderiliyor.
hikaye bilindik bir şekilde başlıyor lakin hutter bu yolculuğa çıktığı esnada eline bir kitap geçiyor. o kitapta ilk vampir nosferatu'ya dair çokça bilgi var. bölgeye geldiğinde yerel halkın anlatıları ile iyice tedirginleşiyor. aslında hayaletler diyarı hiçte bu basit adama göre değil.
filmin en büyük başarısı bir sessiz sinema örneği olmasından mütevellit, duyguların mimiklerle yansıtılması noktasında kendisini gösteriyor.
tüm o korkutuculuğu ve ürperticiliği mimikler üzerinden ve sahne akışlarından sağlıyor olması da filmi eşsiz bir örnek haline geliyor. tabi tüm bu nitelemeleri yaparken filmin 1922 yılında çekilmiş olduğunu da unutmamanız lazım.
filmin, o dönemde seyirciye bu korku havasının aktarılması yönünde ciddi anlamda başarılı olduğu, dönem yayınlarında ve anlatılarında açıkça görülüyor. tabi filmi ilk kez izleyeceklerin muhakkak güleceği ya da het höt diyecekleri yerler elbet olacaktır.
ama şu bir gerçek ki; ışık/gölge kullanımıyla ve nosferatu'nun duvara yansıtılan gölgesi ile kurbanına yaklaştığı anın verdiği hissiyatla, bu film korku filmlerinin babası olduğunu ispatlıyor.
filmi izlerken bir zaman makinesine atlamanız ve yaşadığınız dönemde çekilmiş olan filmleri kısa bir süreliğine kafanızdan silmeniz hayrınıza olacaktır. bu şekilde filmi izlerken alacağınız tat bir kaç kat artar.
mümkünse bu filmi bir şeyleri gömme terör örgütüne mensup arkadaşlarınızla kesinlikle izlemeyeniz zira bu durumda ne filmden bir şey anlarsınız ne de filmi izlediğinizi hatırlarsınız. benden uyarması.
eğer bu şartlara uyarsanız aktarılmak istenen sessiz dehşet senfonisini derinden hissedebilirsiniz. filmi izlemeyip de benim yazdıklarımdan sonra izleyen arkadaşlar gelip, bu da neymiş yahu demesinler vallahi kalplerini kırarım. sizin gönül gözünüz kapalı ise bu gariban tosbağacık ne yapsın?
tabi bir de filme bir saygı duruşu yapmak lazım. onu da ''ıron maiden'' zaten yapmıştı; şuraya iliştirivereyim.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://top100project.files.wordpress.com/2017/03/nosferatu-2.jpg?w=788&h=565)
dibine ikinci tanım: nosferatu adının kökeni yunanca nosophoros kelimesidir. veba taşıyan anlamına gelir. kimilerine göre katıksız vampir ırkının ilk temsilcilerini oluştururlar. kimi efsanelere göre de lanetlenmiş bir vampir klanının adıdır.
devamını gör...
2.
1922 yılı alman yapımı sessiz bir vampir filmidir. hatta kendisinden sonra gelecek olan filmlerin öncüsüdür. çekim teknikleri ve ilklerin filmi olduğundan dolayı merak edilesi, müsait bir zamanda izlenecekler listesine eklendi.
devamını gör...
3.
film konusunu bram stoker'in drakula adlı kitaptan almıştır. daha doğrusu drakula kitabının aynısıdır.
filmin yönetmeni werner herzog drakula'yı çekmek için stoker'in mirasçılarından izin istemiş, ancak aile bu izni vermemiştir. bunun üzerine kitaptaki kişilerin adlarını değiştiren herzog filmi nosferatu adıyla çekmiştir. filmde drakula kont orlok olmuştur. nosferatu veba getiren anlamındadır ve filmde de kont orlok bir fareye benzemektedir.
ancak aile buna çok kızmış ve herzog'u mahkemeye vermiş, filmin tüm kopyaları toplanarak imha edilmiştir. yıllar sonra, almanya'dan başka bir ülkeye gönderilen ve nedense hiç oynatılmamış bir makaradan film çoğaltılarak sonsuza dek kaybolması engellenmiştir.
yıllar sonra kont orlok rolünde klaus kinski'nin oynadığı, bu kez renkli, ikinci bir nosferatu çekilmiştir. birincisi korkunçtur. bu ikincisi dehşet vericidir.
filmin yönetmeni werner herzog drakula'yı çekmek için stoker'in mirasçılarından izin istemiş, ancak aile bu izni vermemiştir. bunun üzerine kitaptaki kişilerin adlarını değiştiren herzog filmi nosferatu adıyla çekmiştir. filmde drakula kont orlok olmuştur. nosferatu veba getiren anlamındadır ve filmde de kont orlok bir fareye benzemektedir.
ancak aile buna çok kızmış ve herzog'u mahkemeye vermiş, filmin tüm kopyaları toplanarak imha edilmiştir. yıllar sonra, almanya'dan başka bir ülkeye gönderilen ve nedense hiç oynatılmamış bir makaradan film çoğaltılarak sonsuza dek kaybolması engellenmiştir.
yıllar sonra kont orlok rolünde klaus kinski'nin oynadığı, bu kez renkli, ikinci bir nosferatu çekilmiştir. birincisi korkunçtur. bu ikincisi dehşet vericidir.
devamını gör...
4.
yeni uyarlama filmi vizyona girmiş. gayet başarılı olduğu söylenmekte. özellikle dönemin atmosferi, mekanları , kostümleri ve müzikleri harikaymış. film hareketli bir vampir filmi değil. aslına sadık kalındığı için yavaş ilerleyen bir film olacaktır. merakla bekliyordum ilk görüntüler internete düşmüş yakında daha yüksek çözünürlüklü görüntülerde düşecektir.
devamını gör...