bugün 6 sene önce ilk aşkım mı bilemem ama ilk kalp ağrım diye nitelendirebileceğim birine dair bi yazı olacak bu

bu kişi benim yazlıktan çocukluk arkadaşım ve yaz aşkımdı (uzak mesafeyiz)

kendisi senede 2-3 kez bana çeşitli yerlerden ulaşmaya çalışır
biraz konuşuruz yazları denk geliyorsak buluşur tartışır masadan kalkar giderim böyle süre gelen konular… 6 senedir bu şekilde
onun hayatına birileri girdi
ben birilerini almadım açıkçası alamadım da doğrusu
güvenemedim kimseye
şansta veresim gelemedi kimselere..
bu çocukluk arkadaşım ve ilk kalp ağrım dediğim insanla 6 yılın sonunda telefonla beni araması sonucu telefonda 5. dakikadan sonra cümleleri şu şekilde devam etti.. sana duyduğum şeyler öyle dönüştü ki nefret, tutku, özlem..
dedim nefret mi?

biz duyguları tükettik
yapmadığımız tek şey *yatmak bunuda yaparsak
ikimizde de yarım kalan şeyler bitmiş olacak dedi
çözümü yatmak sanmasının üzerine ben çözümün sadece bu olmadığını anlattığımda anlamayacağını biliyordum neyi anlatıyordum ki

yıllarca süre gelen bi dava düşünün
birinin sizi kafasında sadece et parçası şeklinde yonttuğunu düşünün kızlar
kendine çok saplantılı ve sapkın derecesinde obsesif hisler yaratmış ilk kalp ağrım aslında hasta ve bunun farkında değil. ondan yıllardır neden kaçtığımı anlattığımda
kendisinden korktu, kendisinden çekindi ve bana zarar verdiğini düşündü
haklısın sıkıntı ben de diyip sessizleşti
ya hadi ben kaçtım
sen neden kaçtın
neden buna evrildin
yıllardır neden dediğim terapi odalarında
yaşamım gözlerimin önünde ve benim unutamadığım her sahnenin senin de aklında olduğunu duyduğumda
bunu vurgulayışının ne kadar hastalıklı olduğunu gördüğümde ağlayamadım bile…
sana kim olduğumu, neler yaptığımı anlatmak isterdim
sana sakladığım çocukluk fotoğraflarımızı göstermek isterdim
sana gittiğim gezdiğim yerleri seyahat anılarımı anlatmak isterdim
sana yazdığım yazıları, podcastleri dinletmek isterdim
seni sevdiğim arkadaşlarımla, ailemle aynı ortama almak isterdim ama

arkadaşlarım seni sevmiyor, ailem de senden nefret ediyor ve sen benim türk kahveyi sade içtiğimi, çayı şekersiz içtiğimi
bazen kıtlama yaptığımı, kış içeceğimin cappuccino olduğunu, şiir kitaplarını çok sevdiğimi, en sevdiğim sanatçının hümeyra olduğunu, papatyaları çok sevdiğimi, plak koleksiyonum olduğunu, hangi kelimeleri en çok kullandığımı, alışkanlıklarımı bile bilmiyorsun.. merakta etmezsin zaten

her insan gider mi bilmem ama sen hep gittin
bu yüzden mi gittin
bir şey sandım ben de
doğruyu söyle
bu kez bekleyemem
her neredeysen orada kal

bir ileri iki geri attığımız her adımların tutsaklarında
hiç bilmediğin gerçeklerimin arkasında
bana sorma ben anlatamam..

bu gecenin şarkısı cem adrian, melek mosso- bana sorma
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"obsesif hisler" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim