öğretmene küfreden ergen

ortaköy şehit salih aksu ortaokulu'nda okuyan t.k. 'dır. öyle şapşal gibi bir söz falan değil bildiğin ana bacı içeren küfür. t.k.'nın babasının beyanlarına göre 14 aralık 2021 günü bunun sınıf arkadaşı öğretmene bunu söylüyor. buradan



şimdi öğretmene küfretmenin kötü olduğunu düşünen, dahası bunu öğrenebilmiş olan o sınıf arkadaşları hayretler içinde t.k'ya yapılan methiyeleri okuyor sosyal medyadan. dahası kendi babasının da dile getirdiği bu iddia, ülkedeki milyonlarca ergene yanlışın alkışlanması olarak geri dönüyor sosyal medya üzerinden. bir adli olayda tanıkların nasıl susturulabileceğini öğreniyorlar üstelik.

ek: ilkokullarda veya orta okullarda öğrencileri disipline verince ne olduğunu bilmeyenler orayı işaret etmiş de...canlarım zorunlu eğitimden bir çocuğu asla mahrum edemezsiniz. babasını/anasını yatırıp kesse ve hapse girse bile o çocuk, ilköğretimi öyle veya böyle alma hakkına sahip. en fazla başka bir okula yollanır bu küfreden ergen. oradakilere bulaştırmaya devam eder bu kriminalliğini.

mevcut eğitim sisteminin bir gereği bir mecburiyeti olarak otoritesizlik içinde büyüyecekler. belki askere gidince orada kriminalliğe övgüleri törpülenecek mesela takır takır çarşı cezaları alacaklar. daha da anlamazlarsa bir suç işlediğinde cezaevinde kendileri gibi tipler adam madam edecek bunu/bunları.

ilk olay neydi? öğretmene küfretmesinin onu parlayan bir yıldız yapması. küfreden ergeni valinin ziyaret etmesi! otoritenin, daha alt düzeyde de olsa neticede otoritenin bir başka figürüne küfretmeyi onaylaması. buradan

tüm bu olanları da milyonlarca ergenin izlemesi. eğitim, ergen psikolojisi, topluluk yönetimi, kamu yararı açısından nereden bakarsan bak: rezalet!

5. sınıfa giden çocuğa yumruk attıktan sonra da elin kanıyorsa iyi bir dayağı hak etmişsin demektir.

cahillikten asla kurtulamayacak insandır!

dayağı hak eden öğrencidir. bizim zamanımızda öğretmene küfür etmeyi bırak el kol hareketi de yapamazdın öğretmeni öğrencinin eline bıraktılar bu oldu. yeni neslin iq seviyesi bu yüzden biraz düşük. sırf anti rte'ciler diye sevilecek bir yanları yok. birçoğu tiktokçu ve gerçekten bir iq sorunu var haberlerde şişirdiler z kuşağı diye. ben oturduğum mahalledeki tiplerden biliyorum hepsini.

hadi olaydaki yanlışlara bir göz atalım.

küfür edilmesi: sadece iddia, kanıt yok. kanıt olsa dahi çocukla konuşulup o da olmadı bir psikolog yardımıyla çözülebilecek bir "hata". 5. sınıf öğrencisi, 12 yaşında bir çocuktan bahsediyoruz.

olaydaki yanlışlar bu kadar. bir de büyük bir suç var:

çocuğa şiddet uygulanması/ fiziksel istismar suçu: hiçbir çocuğa fiziksel güç kul-la-na-maz-sı-nız!

çocuk bu, yanlış yaparak büyür. onunla konuşmak varken sanki karşısında kendi gücüne denk bir birey varmış gibi böyle bir şiddetin içerisine girmesi değil öğretmenliğe, insanlığa sığmaz.

siz daha neyin davasını güdüyor, neyin algısını oluşturmaya çalışıyorsunuz? bir yanlışı büyük bir suçla mı düzelteceksiniz? ve bunu yapanları böyle savunacak mısınız? zihniyete gel.

hiçbir şey bu tarz bir şiddet olayının bahanesi olamaz. çocuklar hata yapar. hata yaparak öğrenir. sosyal gelişimini tamamlamamış bir bireyin böyle bir muameleyi hakettiğini düşünmek caniliktir.

olmayan eyleminden sorumlu tutulmak istenen çocuktur, evet çocuk. öğretmenin; "derse girmemişti, koridorda aylak aylak dolaşıyordu, bende cani ruhlu birisi olduğum için karşımda bir çocuk yokta sanki bir yetişkin varmış gibi döne döne vurdum, ama öyle böyle değil tokat manyağı yaptım çocuğu" demesini beklemiyor dunuz herhalde?

edit: bu arada şiddete maruz kalan çocuk olduğu için çocuğun beyanı esas alınmalıdır. velev ki çocuk küfretmiş olsun. verirsin disipline, atarsın okuldan.

ne öğretmene küfür edilmesi kabulüm ne de bir çocuğa şiddet uygulanması. illa bi tarafı mı seçmek gerekiyor, anlayamadım!
yok mu bunun başka çaresi? koskoca adam 11yaşındaki bir çocuğu döverek mi arayacak hakkını? o zaman gücü yeten yetene olsun bu mu hak ve adaletten anladığımız? idareye teslim edersin, gerekli yerlere şikayetini yaparsın.
adam kafasına vuruyor, döne döne vuruyor. bunun hoşgörülecek bir tarafı yok.

herkes öğretmenin hayvanlığına gereken tepkiyi vermiş biraz da çocuğun hayvanlığına dikkat çekmek iyi bence sağduyunun da şirazesi kayıyo gittikçe bu ülkede..

annene babana küfür edemediğin gibi öğretmenine de küfür edemezsin...
tamam hoca biraz dozunu kaçırmış dayak işinin.
ama öğretmene küfür nedir abi?

öğretmenlerin diktatör misali baskı kurması da hoş değil ama saygısızlık daha beterdir..
ben hakkımı haklı ve haksız yere bene döven bütün öğretmenlerime helal ettim.
eğer öğretmenime küfür etmiş olsaydım ve dayak yeseydim de hak ettim deyip susardım...

benim bir ilkokul arkadaşım da 2. sınıftayken sınıf öğretmenimize küfretmişti. oradan alışkınım duruma.

bu olayı psikolojik açıdan değerlendiren ve "öğrencinin psikolojisi önemlidir" diyen arkadaşlara gülüp "siz norveç'te yaşamıyorsunuz güzellerim benim" dedim kendi kendime. bir de biz değerlendirelim bu durumu bakalım çünkü başlıkta konuya çok sığ bakılmış.

videoyu ilk gördüğümde garipsemiştim. daha da ilerisi adamın öğretmenlik hayatının bitirilmesi gerektiğini, ve daha da kötüsü dövülmesi gerektiğini düşünmüştüm...

sonra aklıma kendi ortaokul ve lise hayatım geldi. nedir bir öğretmen için ortaokul ve lisede, kalabalık bir sınıfı hizaya getirmenin kuralı? sınıfta aşırı sıkıntılı 2-3 tip gözüne kestirirsin. herşey bu 2-3 tipe gösterdiğin müsamaha üzerinden yürür. eğer bu bebeleri sindirirsen, sınıfın üzerinde çok güçlü bir otoriten olur.

ancak bu bebeleri sindiremez ve alttan alırsan, yavaş yavaş başına çıkmaya, seni aşağılamaya, rencide etmeye, kışkırtmaya başlarlar. bir süre sonra önce sınıfta, sonra da okul genelinde adın pısırık öğretmene çıkar. öncesinde 1 kişiye sözünü geçiremezken artık 30 kişiyi sonra 300 kişiye sonra da bütün okula sözünü geçiremeyen bir ezik olur çıkarsın...

ben bunu bizzat kendi uzun yıllar süren öğretim hayatımda kendi öğretmenlerim üzerinde görmüş bir insanım. yani bu tip olaylarda olaya tek taraflı bakıp, sadece sonuca bakıp benim gibi önyargılı davranırsanız, tıpkı bu başlıkta gördüğümüz üzere, olayın çıkış noktasını kaçırırsınız.

size geçmişteki bir öğretmenimden bahsedeyim. bu öğretmen lisede coğrafya öğretmeni. yaklaşık 2-3 haftalık canım cicim dönemlerinden sonra, öğretmenle kanka muhabbetine başlanıldı ve yavaş yavaş iş cıvımaya doğru ilerledi. 3 hafta sonunda bir gün dersimizde sınıfın aşırı sıkıntılı tipi olan sevgili ömer isimli arkadaşımız işi ufak şakalar ile başlayıp iyice ileriye götürüp öğretmeni hafiften sindirmeye başladı. bunu farkeden öğretmen yavaş yavaş sinirlenmeye, laf çakmalar karşısında sadece gülmeye başladı. işte bu durumdan 10-15 dakika sonra öğretmenin tek yaptığı, ön sıralarda oturan ömer'in karnına ayakkabı ile çok sert bir biçimde basmak oldu. bir kere bunu yapan öğretmen dalga geçer gibi iki üç kere daha tekrarladı bunu. sıraya adeta ömer'i çivileyen ve ömer'in nefessiz kalmasını sağlayan öğretmen bu hareketten sonra hitler suratı ile adeta sınıfta sessiz bir terör estirdi. devam eden dakikalarda ders dinlenilmiş, hayat normale dönmüş, ömer de göğsünde güzel bir ayakkabı şekli ile sessizce dinlemişti. yanlış anlaşılmasın, ömer öyle altta kalacak bir tip değildi. sadece işin ciddiyetini kavramamış, ölmeyi bayılmak sanmış, hocasının böyle bir adım atacağını anlamamış ve onu sindirmeye çalışmış ve yüz buldukça devam ettirmişti. eğer başka bir öğretmen olsa ömer onu bu şekilde sindirmiş, hocadan yanıt gelmeyince de üzerine çıkmış olacaktı.

bütün bir sınıf olarak öğretmenin bu hareketi karşısında şok olmuş, yaklaşık 45 numara olan ayağının izini ömer'in göğsünde görünce durumun ciddiyetini anlamış, o saniyeden sonra sezon sonuna kadar bir daha öğretmenin dersinde tek bir laubalilik dahi yapmamıştık. bu olay diğer sınıflarda da duyulduğu için öğretmenin derslerindeki disiplinini az çok kestirirsiniz...


ben bunu neden anlattım? en yukarıdaki önermeyi desteklemek için. ortadoğu toplumlarında, birçoğu asgari ücretle geçinen, kirada yaşayan insanların çomar ve edepsiz, terbiyesiz çocuklarını, sınıftaki 50 kişinin içindeki 2-3 kişi gerçekten iyi insan olacak çocuklar rahatsız olmasın diye tolere ederseniz, önce başınıza çıkar, sonra da okulda adınızı çıkarır sizi bullying sistemi ile bir güzel sindirirler. ortadoğu'da iyilik güzellik değil orman kanunları geçerlidir.


öğretmen-öğrenci ilişkileri özellikle bizim gibi ortadoğu toplumlarında eğer 9-10 kişilik sınıflarda refah düzeyi yüksek bir eğitim görmüyorsanız bu şekilde ilerler. olay tamamen öğrencinin öğretmeni ya da öğretmenin öğrenciyi sindirmesi üzerinedir.

ben öğrencilik hayatımda çok dayakçı öğretmen görmeme rağmen çok az dayak yiyen bir insandım. çok çok nadir öğretmenlerimle sorun yaşamışımdır. genelde sorun çıkarmadan dersi dinler hayatıma devam ederdim. ama herkes benim gibi olmadığı için, öğretmenlerin kurunun yanında arada beni de yaktığını bilirdim. yani öğretmenlerimle sürekli empati yapardım.


bu olayda kim haklı kim haksız umrumda değildir. öğretmen öğrenci ilişkileri dışarıdan anlatılanlar, iki tarafın anlattıklarından farklıdır bunu bilmek ona göre hareket etmek lazım. işin iç yüzünü bilme ihtimalimiz çok düşük bu yüzden önyargılı olmamak gerekir.

şimdiki nesil bilmez. bizim zamanımızda 3 saniye kuralı vardı. hoca sana vurunca 3 saniye içinde vurursan sıkıntı olmuyordu. hey gidi.

çocuğu döven kişi öğretmen olmamalı. zira öfke kontrolü yapamayan kişi öğretmenlik yaptırılmamalı. hem kendisi hem çocuklar için iyi bir şey bu. ama şimdi gelelim çocuklara...

2 gündür bu olay konuşuluyor. tr'de ki linç kültürü nazi almanya'sındaki gibi önüne geleni biçmeye yönelik olduğu için ses çıkarmadım. öğretmeni öldüren bakın öldüren öğrenciler için böyle linç kampanyası görmedim ben. adaletliyiz ya hani. bu toplum çocukları ilah yaptı son 10 yılda. çocuk kutsallığı... eğitimin sorunu bu. çocuklara hayatı toz pembe gösteriyor veliler sonra da iş hayatına atılmasını bekliyorlar. atılamayınca eğitim sistemi re re rö. benim bizzat tanıdığım necmettin kuyucu hocamı öğrencisi öldürdü. kimseye zararı olmayan gerçekten hakkaniyetli bir adamdı. ama öğrencisi onu okulda öldürdü. cenazesine binler katıldı. tabiki sadece öğretmenlerden oluşan binler. 500 bin kişinin yaşadığı ilçede on binler katılmalıydı . sosyal medyada birkaç yerde haber oldu ve kimse umursamadı.

eğitim sistemi öğretmeni kilitlemiş durumda. öğretmenlere yukarıdan baskı var. çocuklara her şeyi öğreteceksiniz baskısı. ulan aptallar öğretmen çocuğa düşük not veremiyor, sınıfta bırakamıyor, okuldan atamıyor. elinde hiçbir disiplin argümanı yok ama öğretmene başarı görevi yüklüyorlar. hem herkesin her şeyi öğrenmesi diye bir ley gerçekçi değil. ayrıca okuyanlar da işsiz kalıyor. eğitimli insanları işsiz bırakıp, iş bulanları da açlık sınırındaki maaşa mahkum ederseniz kimse okul başarısını önemli görmez. liseli bakıyor... okusam max alacağım para 4-5 bin lira. okumasam 4250 tl. eee neden okuyayım ki ? haklı çocuk. bu şekilde okulda disiplini bitirdiler. öğrenme ortamı bozuldu.

edit: özellikle lise öğretmeni olan meslektaşlarıma uyarımdır. ya öğrenen öğrenir kendinizi paralamayın. 12 yıl zorunlu eğitim yüzünden it kopuk okullarda akran zorbalığı yapıyor. dersi ve öğretmeni sabote ediyor. siz iyi niyetle uyardığınızda sizi öldürebilirler. umursamayın. okumak isteyen çocuğun velisine durumu anlatın. çocuğunu kurtarsın. canınızı koruyun. derse gir, çık, bitti.

ben de okulda dayak yedim nolmuş yani diyenlere cevap vereyim... olmamışsınız işte. şiddeti nasıl küçümser, o da küfretmeseymiş o zaman dersiniz ya? ya çocuk bu çocuk. hata yapacak, merak edecek, öğrenecek. böyle mi hayata hazırlanacak yani? siz aklınızı mı kaçırdınız? çocuğunuz var mı sizin? kendi kızım üzerinden benim çocuğumun başına gelmiş olsaydı diye empati bile yapamıyorum. videoyu izlerken döne döne tokat atan bir ruh hastası ve o kapıyı açıp, geri kapatan olaya müdahale etmeyen vicdan ve omurga yoksunu öğretmeni görünce aklımı kaybedecek gibi oldum. ya dışarıda arabanızı çiziyorlar kıyamet koparıyorsunuz, ama çocuklar evire çevire dövülsün öyle mi? 2 gündür bütün ülkeden küfür yiyor.. haydi sırayla dövsün bakalım herkesi...

sadece dayakçı ruh hastasının değil, müdahale etmeyen karakter yoksununun da meslekten uzaklaştırılması gerekir. böylelerinin devleti temsil eden memurlar olmasını içim kaldırmıyor. benim evladımın rızkından gelir vergisi diye kestiklerini, başkalarının evlatlarını dövenlere ya da korumayanlara maaş diye ödenmesini hazmedemiyorum.

bir öğretmen olarak öğretmenin suçlu olduğunu düşünüyorum. şöyle ki, sınıfta işler her zaman yolunda gitmez. öğretmenlik yalnızca güzel ders anlatma becerisi değil, dersi her boyutuyla yönetmeyi kapsayan bir meslektir. dolayısıyla öğretmenin olağanüstü durumlarda duygusal ve ruhsal sağlamlığını koruyabilmesi gerekir. ben öğretmenin yerinde olsam öğrenciyi dışarı çıkarıp ona yaptığının yanlış olduğunu söylerdim. onunla duygularını daha sağlıklı ifade etmesi gerektiğiyle ilgili konuşurdum. bu tarz durumlarda yapılabilecek en kötü şey durumu içselleştirmek ve kişiselleştirmek,çocuğu bir tehlike ve rakip olarak görmektir. çocuğun gelişim özelliklerini bilen, makul bir öğretmen biraz sabır ve şefkatle her zorluğun üstesinden gelir. eğer gelemiyorsa meslektaşlarından, diğer disiplinlerden destek almaktan asla yüksünmez. çocuk ailesinden, yaşadığı toplumdan gördüğü davranışları sınıfa taşımış. hatalı mı, evet. ama yetişkin insanlar bile büyük büyük hatalar yapmıyor mu? insan olmak biraz da böyle bir şey. kusursuz işleyen kurulu robotlar değiliz. ama biraz destekle her zaman daha iyiye gidebiliriz. mesela bu olayda çocuk örtük olarak eğer birine sinirlendiyse ve ona gücü
yetiyorsa o kişiyi döne döne dôvebileceğini öğrendi. şiddeti zihninde meşrulaştırdı. ki türk toplumunda zaten çok meşru bir olgu. okullarda bu çirkin kabuller yıkılacağına sağlamlaştırılırsa vay ki halimize! öte yandan kendine yönelik şiddeti de zihninde normalize etti. akranları ya da ailesi tarafından şiddete uğradığı takdirde çıkış yolu arar mı acaba? ararsa bunu nerede arar, öğretmeninden dayak yediği okulda mı? kimse kusura bakmasın, sabrınız şefkatiniz yoksa öğretmen olmayacaksınız. çocukcağızı kendini korumak için ellerini başına götürürken görünce içim acıdı. acaba aynı kişiye küfreden çocuk yaşadığı çevredeki varlıklı bir adamın olsa, ya da özel ders verdiği zengin bir çocuk. söz konusu şahıs aynı tepkiyi verir miydi, yoksa sıka sıka öfkesini kontrol eder miydi? soracaklarım bu kadar.

tamam küfür etmesi yanlış ama öğretmenin verdiği tepki çok mu doğru? disiplin kurulu yok mu okulda? gitsin müdüre götürsün çocuğu uygun bir ceza versinler. olması gereken bu.

şimdi çocuk anasına avradına sövmüş falan deniyor, da kardeşim çocuk lan o.
düşmana vurur gibi nasıl vuruyor it.
o da yanlış ama 2 tokat çeker, disipline götürürsün, işlem uygularsın.
bak gör, yarın bu sözde öğretmeni döve döve komalık edicekler, o da yanlış ama olacak.
anadolu meslek çıkışlıyım, diğer blok endüstri, arkadaşlarımdan birini lisede bir hoca tekme yumruk dövmüştü, zamanında toplanıp yamulttuk kendisini, o günden beri saygı sevgi çerçevesinde davranır öğrencilere.
e:tek parmağı hala yamuktur, anadolu meslek lisesinden küçük bir hatıra da bıraktık.

bizim lisede bir öğrenci, bir öğretmenimizin adına esra erol'da başvurmuştu daha sonra bu bütün okula yayıldı.

hoca naptı? evire çevire dövdü mü????? hayır, paşa paşa davasını açtı ve disipline verdi. çocuk, bir hafta boyunca polis eşliğinde okula geldi.

böyle saçma şey mi olur ya. küfür etti diye çocuk mu dövülür. kendine hakim olamayan böyle acımasız insanlar öğretmen olmasın. yarın bir daha sövse çekip vuracak o zaman bu çocuğu. yarın diğer öğrenciler onun dersine nasıl girecek ya. benim aklımdan olay çıkmaz ve ders ile alakam olmaz ki.