böyle bir fiil yoktur. okuma yapılmaz, okunur. mastar ekli "okuma yapmak"değil, "okumak"
devamını gör...
sessiz yapılması makbul olandır.

arkadaşlar okuma denilen şey gözlerle kelimeleri takip edilerek yapılır. birini dinlemek istesek ilkokulda dikte yaptıran öğretmenimi ya da storytel'i dinlerim.

kimse sessiz bir ortamda sizin fısır fısır bir şeyler okumanızı çekmek zorunda değil. çıp çıp çıp çıp ağız ve kelimelerin anlamsız sesi beni sinir ediyor.
devamını gör...
okumak ile karıştırılan eylem. türkçe eğitimi verme düşüncem var şöyle 1-2 ay boşluğun oluşursa. belki bu şekilde türkçe kullanımını bilmeden yabancı dil kullanımı yapmaya çalışanların kafasına öğretim balyozuyla vurma şansım olur. okuma yapmak, bir konu üzerine derinlikli anlatımla konunun özeline inmektir. kitap okumaları kitapları okumak değil, okunan kitapları yorumlamak ile ilgili bir durumdur.

"önümüzdeki 1 ay boyunca kafka okumaları yapacağım" : kafka'nın birçok eserini okuduktan sonra, kitapları ile ilgili önsöz, sonsöz, edebiyat eleştiri yazılarını araştırarak kafka'nın anlatımları, alegorileri vs. üzerine çok derinlikli olmasa da hem bilgi hem fikir sahibi olduğunu belirtmiş olmak.

"önümüzdeki 1 ay boyunca kafka okuyacağım" : ne önsöz ne de sonsözlere ve eleştirilere bakış atmadan sadece kafka'dan belli başlı 2-3 tane eseri okumak ve kafka'yı amatör ve normal şekilde anlayarak onun eserlerini okumak.


diğer taraftan okuma konusunda özellikle film okuması denilen rezaletten uzak duran bir insan olarak okuma durumunun, soytarıların kendilerini sanat uğraşıcısı olarak gösterme uğraşlarının bir parçası olduğunu çok net gözlemliyorum. sanat filmleri dediğiniz film kalabalığı, author ve yönetmen- rejisör bakışını kabaca bilmek ama hem yönetmen hem de anlatıcı ( bu ikisinin farkını (gbkz: lolita) ve vladimir nabokov'un diğer bir eser olan leon the professional ile benim açımdan bağlantısını kurup pedofilinin author gözünden ve yönetmen gözünden anlatımları hakkındaki düşüncelerimde yazacağım aylardır vakit ayıramadım kafam toparlı olmadığı için) 'nın ne anlattığını hiçbir zaman net olarak eğer sanatçı kendisi anlatmazsa bilemeyeceğiniz için; okuma denilen şeylerin aslında en üstte bahsettiğim kafka okumaları gibi olamayacağını çünkü görsel anlatımda sadece metin üzerine değil kafadan geçen binlerce düşüncenin de anlatımı olabileceğini...

bir gözün gördüğü objeler üzerine beyninden geçen düşüncelerin tek bir tane ya da birkaç tane değil binlerce olacağını düşündüğüm için görsel anlatım yapan sanatçının eserindeki düşüncelerini tamamen anlamanın imkansız olduğunu söylerim.

anlatımlar yapan deli dahilerin birçoğu, sadece kendi düşünceleri üzerinden değil, aynı zamanda bir katil, bir pedofili, bir tecavüzcü, bir ırkçı üzerinden de anlatımlar yapabilecekleri için anlattıklarının hepsini anlayabilmek, hele yaratım sürecinde gözünün önüne gelen şeyleri teker teker sanatçının kendisinin dahi anlayabilmesi ve ezberinde tutabilmesi imkansız olduğu için imkansızdır.

bu yüzden okuma denilen şey, konu kitap okuması olursa doğru olabilir ve yüzde 70-80 oranında isabetli olabilir. ama bütün yukarıda beni okuyan bir bilemedin iki kişiye anlattığım üzere herhangi bir canlının dahi kendi gözünün önüne gelen anı, durum, olaylar hakkında ortaya koyduğu birkaç saniye içindeki binlerce düşüncenin hepsini birden ortaya koyması imkansız, ortaya koyduğu kayıtlar üzerinden, diğer insanların bu insanın düşüncelerini anlayabilmesi ise daha da imkansızdır.

gustave flaubert'in kadın dünyasını ve kadın psikolojisini bu kadar muhteşem anlay(t)abilmesinin onun eşcinsel olabilme ihtimali ile ilgisi olduğunu hiçbir zaman onun kendisi dahi algılayamaz. daha kendisi bile bilmezken böyle bir durum var mıdır ya da yok mudur? bu kadar iyi anlatım yapmasının nedeni nedir ve okuduğumuz romanların neden bu kadar başarılı olduğunu hiçbir zaman öğrenemeyiz. ama flaubert'in anlattıkları üzerinden bize yansıyanları bir nebze anlayabiliriz. flaubert'in kendini anlaması yüzde 80-90 iken bu durumda bizim onu anlamamız da en fazla yüzde 60-65 olur. yani eserlerinden çıkışla kafasından geçenlerin çok çok küçük bir bölümünü anlayıp süzgecimizden geçenlerin de küçük bölümünü anlatabiliriz diğer insanlara. ya da balzac'ın dehasının kitaba yansıyan kısımları üzerinden balzac okuması biraz da olsa yapabiliriz fakat eğer balzac bütün bu anlatımlarını eğer medya aracılığıyla bir kamera arkasından anlatmış olsaydı o durumda aklından neler geçti hiçbir zaman yazdığı kadar yüksek oranda anlayamazdık. çünkü yazı, görsel arasında çok çok büyük farklar var.

film okuması yaptığının iddiasında bulunan insanlara her zaman düşman oldum; anlatıcının dahi kendini anlamasının imkansız olduğu yerde "ben bu anlatıcıyı anlayabiliyorum" demek bana çok yüksek şiddette soytarılık olarak görünüyor.
devamını gör...
mecazi anlamda "anlamlandırmak-anlamak / literatürde araştırma yapmak ".

akademik camiada "alan yazınında" gibi ifadelerin yanından geçen de bir kullanımdır.
devamını gör...
okumlama yapmanın yanında amatör eğlendirir..
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"okuma yapmak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim