ölen işçiye emniyet kemeri giydiren iş güvenliği uzmanı

ölen işçiye allah rahmet eylesin ancak yine tek taraflı yorumlar yağmaya başlamış. işyerimizdeki personele mutlaka isg eğitimi aldırırız ve ekipmanlarını ihmal etmeyiz ancak her seferinde ekipmanları kullanmaya tenezül etmezler. ve hatta aptalca bulurlar, alaya alırlar. iş sadece işverenle bitmiyor arkadaşlar. böyle işçiler de var ne yazık ki! adama her şey veriyorsun ve hatta "tehlikeliyse yapma montajı, müşteriye söyle gerekli teçhizatı hazırlasın öyle çağırsın"; diyorsun adam yüksekten sarkıp "iki dakikada hallederim yeaa!" diyor. şimdi düşse "vay şerefsiz işveren"olur.
ama bazı kurumsal firmalarda istediğin kadar"ya boşver şimdi" deseler de harfi harfine uyuyorsun. mecbur tutuyorlar. böyle de olmalı. işveren tepesinde dikilmiyor sonuçta işçinin. her anını kontrol edemez ama hizmet verdiği firmalar kontrol etmeli sonuna kadar.

işçiye de bir milyon kere ikaz edilmesine rağmen şartlara ve kurallara uymuyorlar, ben isg uzmanı ya da çalışanı falan değilim ama bir şantiyede bızzat gördüğüm olay, ben işçi de değilim bu arada rastlantısal gördüm yani, isg uzmanı uyarıyor işçiler laylaylom derdindeler, sallamıyorlar ve bir de adamın arkasından sövüyorlar. e emniyetini sağlamazsan işçinin başına neler neler gelir böyle. daha kendilerinin emniyetini sağlamıyorlar, kask takınca yok düzgün göremiyormuş, yok halat takmak erkekliğe sığmazmış falan aptal aptal laflar. düşüp ölen işçi kardeşimize üzüldüm ama onun düşmesinin tek nedeni isg değil, yanındaki sığırların bu tarz lafları olmuştur. zaten yeteri kadar ekipman takdim ediliyor, isg malzemeyi napabilir ki? dur halatım yanımda dursun mu diyecek.

19 yaşında sadece, ölümünün ardından bile kendilerini düşünen insanlar tarafından dokunuluyor bedenine. benden küçük, belki de benim sahip olmadığım bir azim ve yaşama sevinci vardı içinde. bu yaşında çalışıp hayatını değerli kılıyordu. boğazım düğümlendi, hem kendime kızdım hem de dünyadan bir kez daha nefret ettim.

haberlerde iddia edilen olayla ilgili bir başlık.
allah rahmet eylesin ölen yavruya.
olaya farklı bir açıdan bakmak istiyorum. ülkece kendi can güvenliğimizi önemsemeyen bir toplumuz. çünkü can güvenliğinin önüne geçen başka şeyler var, karın doyurmak, eve ekmek parası götürmek, kültür, gurur, üşengeçlik, öenmsemezlik, elalem ne dercilik.
covid döneminde cayır cayır covidken her taraf pcr alma biriminde çalışıyorduk nöbetleşe. normalde ultraviyole lambasıyla temizlenen bir kabin vardı. göreve gittiğimde uv lambaların birkaç haftadır çalışmadığını ama buna rağmen personelin çalışmaya devam ettiğini öğrendim. hemen dilekçe yazdık, iş güvenliği birimini aradık. amirime telefonla haber verdim. aslında o anda işi bırakmalıydık bana kalırsa ama bırakmadık. eğer o lambalar ilk patladığında bu eylemler yapılsaydı belki o güne kadar düzelirdi. ama "amaan bişi olmaz." tavırları, öncelikle kendi sağlığını, güvenliğini önemsememe bizim genlerimize işlemiş sanki. emniyet kemeri tokası diye bir aletin kullanıldığı başka bir ülke var mıdır bilmiyorum.
iş kazalarına çok üzülüyorum. ama işçilerin bu konuda daha dik olmaları gerektiğini düşünüyorum. kendi canını önemsemeyenin canını başkası hiç önemsemez.

patron daha fazla kazansın diye yeterli dokümanı sağlamaz, uzman kendini kurtarmanın derdine düşer, zaten gece gündüz çalışan işçi hayattan zevk almadığından ölmek çok umrunda değildir ortaya bencilliğin ve insan olmamanın maddi sonucu cıkar

iş yerleri masraf olmasın diye gerekli alet edevatları almıyor. iş güvenliği uzmanları ortalıkta boş beleş gezinip, doğru düzgün bir işe yaramıyor. tamam kabul ediyorum işçiler de çoğu şeyi tınlamıyor ama burda iş güvenliği uzmanının yaptığı tamamen kendi kıçını kurtarmak için onun bunun evlatlığı. biri ölmüş sen kendi derdindesin. ölüye müdahale etmeye çalışmak hem suç hem yavşaklık. işçiler ağzını yüzünü eline vermiştir umarım. ayrıca o işçinin haline ailesinden biri düştüğünde ateşi içinde hissettiğinde anlar anyayı konya’yı.
sonradan önlem alıp kendini ve şirketini kurtar, her şey normaldi iş cinayeti değil kader edebiyatı ortamını sağla, al maaşını git evine. uzmanı bu ise memleketin sonucu da bu olur işte.

dehşete düştüğüm haberdir.

bir başarı hikayesi daha mı? bu kaçıncı bilinmez.

senin inandığın yalanlar mıydı bunlar
yoksa söylediğin yalanlar mıydı.
sağda solda ben güçlüyüm diyende sen
diğer devletlerden büyük olduğunu iddaa eden de
herkese bizi kıskanıyor dediğin mi yalan
yoksa onların söylediğine inanan sen misin.
sahi kimsin sen gerçek bir halife misin
yoksa dünyaya diz çöktüren bir lider misin
o kadar büyük biri olmalsın ki arkandakileri görmüyorsun
millet aç, huzursuz, evsiz, yoklukta olduğu halde görmüyorsan
gerçekten büyük bir lidersin
başarılarına başarılar katacaksın
daima seni destekleyenler olacaktır bu hayatta
bu inandığın yolda aç olan da suzsuz olanda güçlü olduğunu sandığın için daima seninle olacağız.