ölüye kuran okumak

müslüman ülke geleneklerinden bir tanesidir. genelde yasin suresi çokça okunur. yasin suresinin 70. ayetinde mealen ''(aklen ve fikren) diri olanları uyarması ve kâfirler hakkındaki o sözün (azabın) gerçekleşmesi için kur’an’ı indirdik denir. kuranın manası, okunan demektir. ancak okusunlar ibret alsınlar ve uygulasınlar diye gönderilmiştir. maalesef bu ayetler gibi bir çok ayetin aksine kuran'ı ölenler için okuyoruz, ne onların bundan haberi oluyor ne de biz ne dediğini idrak ediyoruz. klasik ritüel sınırını aşamıyoruz.

ölüm döşeğindeki ağır hastaların kenarına okuyucu veya okuyucular oturarak kuran okurlar. okumaktaki amaç eğer, hasta ruhunu teslim ederse, bilinci okunan kutsal kitabın ayetleri ile dolsun ve allah katına o bilinç ile çıksın diye düşünülür. bir de yasin suresini okuma safhası vardır ki bunu okumak hastayı tamamen ölüme hazırlamak olarak anlaşılır, bu da hasta yakını tarafından bazen içe atılarak, bazen de dışa vurularak bir tepkiye dönüşebilir. hatta yasin okuduğu için annesi, babası veya başka yakınının öldüğüne inananların, imama kızdığı olmuştur.

(bkz: anam ağlar baş ucumda oturur)

buyukannem vefat ettigi gun kefenlenmisti oturma odasinda, ona yasini ben okumustum. yani sahsimin da yapmis oldugu eylemdir.

ha bu donem 13 yasinda falandim

hemde arapça dimi. yapacak birşey yok ananeler bunlar. birkaç jenerasyon sonra biter inşallah.

teorik anlamda, ölüler zaten tanrıya hesap verme aşamasındadır, onlar için artık yapılabilecek şeyler tanrının takdirindedir, arkalarından onları tanrı buyruklarından haberdar edip, bilgilendirme ve tavsiye anlamsızdır.
kuran, dirileri ilgilendiren bir şeydir. onu ölü için okuyanın eyleminin, sadece kendisi açısından sonuçlar ifade edeceğini bilmesi gerekir.