yazar: tomris uyar
yıl: 1992
yazarın birbiriyle bağlantılı öykülerinden oluşan kitabıdır. yazar biyografik izler taşıyan bu eserinde her öyküde annesini merkeze koyarak bir kadının hayatını, yalnızlığını, iç dünyasını, toplumdaki rollerini işlemiştir.
yıl: 1992
yazarın birbiriyle bağlantılı öykülerinden oluşan kitabıdır. yazar biyografik izler taşıyan bu eserinde her öyküde annesini merkeze koyarak bir kadının hayatını, yalnızlığını, iç dünyasını, toplumdaki rollerini işlemiştir.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "zamansız kelebek" tarafından 15.10.2021 15:42 tarihinde açılmıştır.
1.
''otuzların kadını 1917'de selanik'te doğdu. ilkokulu ailenin göçtüğü istanbul'da bitirdi. dame de sion'dan sonra hukuk fakültesine gitti. 1936'da bir yıl süren bir evlilik yaptı. kocasından niye boşandığını kimseye söylememekte direndi. bu soruya tek yanıtı, 'konuşabileceğimiz hiçbir şey yokmuştu ki sanırım temelde doğruydu.''
tomris uyar'ın birbirine teğet geçen 8 öyküden oluşan bu kitabını okurken incelikle oluşturulmuş bir kurguyla karşı karşıya kalıyorsunuz. odasında asılı annesine ait bir portreden yola çıkarak kendi geçmişiyle hesaplaşıyor otuzların kadını.
"acaba bizler, yara almadığımıza, güçlü olduğumuza bu kadar inanan çocuklarımızın bir gün biz yok olduğumuzda duyacakları boşluğu nasıl hafifletebiliriz? şimdiden başlamalı ama nerden?"
kendisine dayatılan hayat şeklini kabullenmek istemeyen, ona sunulan bu mutsuz hayatı yaşamaktansa özgürce ama hep tedirgin ve tetikte aynı zamanda yalnız yaşamayı seçmiş bir kadının öyküsü.
bir avrupa tatilinde tanıştığı mutsuz bir evlilik yürüten bir ingiliz kadını şu sözlerle tahlil edebilecek kadar hayatın çemberinden geçmiş bir kadının öyküsü:
"her sivriliği yumuşatma, her suçu bağışlama, her suçu örtme gibi üzücü becerileri olduğu kesin. uzaktan tanıyanların bir çırpıda 'kibir' , yakından tanıyanların bir çırpıda 'edilginlik' , gündelik yaşam içerisinde karşısına çıkanların bir çırpıda 'öz yıkımcılık' tanısı koydukları karmaşık bir gurur: daha doğrusu, yerine oturtulsa yerini bulacak bir onur."
devamını gör...