#ödüllü filmler
1975 yılı avustralya yapımı film. olay,bir okulun sevgililer gününde hanging rock'a piknik düzenlemesiyle başlıyor. başta her şey güzel giderken 3 öğrencinin kaybolması ve sonrasında gelişen olaylar, bu güzel güne gölge düşürecektir. imdb: 7,4/10.
*bafta ödülleri (1977)
bafta film ödülü
en iyi sinematografi
*bilim kurgu akademisi, fantezi ve korku filmleri, abd (1979)
satürn ödülü
en iyi sinematografi
*avustralya yazarlar birliği (1976)
awgie ödülü
uzun metraj film
*taormina uluslararası film festivali (1976)
altın charybdis
bafta film ödülü
en iyi sinematografi
*bilim kurgu akademisi, fantezi ve korku filmleri, abd (1979)
satürn ödülü
en iyi sinematografi
*avustralya yazarlar birliği (1976)
awgie ödülü
uzun metraj film
*taormina uluslararası film festivali (1976)
altın charybdis
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "revolutionary girl utena" tarafından 19.03.2022 22:45 tarihinde açılmıştır.
1.
son zamanlarda manzara odaklı, görsel olarak daha estetik gözüken filmleri izlemeye gayret gösterdiğim tuhaf bi zaman dilimindeyim.
hal böyle iken film arayışlarına çıktım, listemdeki manzara odaklı filmlere göz gezdirdim, önce tartovski abinin zerkalo, yani ayna filmini izledim, hemen ardından da bu filme başladım. bu filmden spoiler vermeden biraz bahsetmeliyim sizlere arkadaşlar, bahsedeyim ki benim yaptığım hatayı yapmayın.
sevgili yazar joan lindsay'in aynı isimdeki 1967 yılında yayımlanan romanından 1975 yılında uyarlanan bu filmin yönetmeni peter weir. peter weir kim peki, nereden tanıyoruz bu amcayı? truman show ve ölü ozanlar derneği filmlerinden hatırlıyoruz elbette, yani baktığımız zaman sinematografisi sağlam, hoş kurgular içeren filmler çekebilen bir insan kendisi.
şimdi filmin konusuna gelelim, korkmayın spoiler yok... filmin konusu şu, yıl 1900'lerin ilk çeyreği, avustralya'da elit bir kız okulu, hanging rock ismiyle bilinen bir yere bir piknik düzenliyor. piknik çok sakin, sessiz, huzurlu geçerken, üç öğrenci ve bir öğretmen kaybolur... aranmaya başlanır ve sonrasında bu kaybolmanın diğer öğrencileri ve öğretmenleri nasıl etkilediği anlatılır...
ilk olarak ne yazık ki başka bir interaktif sözlükte bu film hakkında yazılanları okudum, "çok rüyasal, çok masalsı, inanılmaz bir sinematografi..." demişler. zerkalo'yu izlediğim için midir bilinmez ama bana hiç çekici gelmedi sinematografisi filmin, dönemini bile yansıtmaktan uzak geldi bakıldığı vakit... hele o güzel konu... o güzel konuyu böyle nasıl hiç edebilirsiniz diye taşı toprağı tokatlamak istedim resmen...
boşuna demiyorlar, ekşide övülüp sayfalarca entry girilen bir şeyden kaçın diye, tam anlamıyla böyle.
izlemeseniz de olur...
hal böyle iken film arayışlarına çıktım, listemdeki manzara odaklı filmlere göz gezdirdim, önce tartovski abinin zerkalo, yani ayna filmini izledim, hemen ardından da bu filme başladım. bu filmden spoiler vermeden biraz bahsetmeliyim sizlere arkadaşlar, bahsedeyim ki benim yaptığım hatayı yapmayın.
sevgili yazar joan lindsay'in aynı isimdeki 1967 yılında yayımlanan romanından 1975 yılında uyarlanan bu filmin yönetmeni peter weir. peter weir kim peki, nereden tanıyoruz bu amcayı? truman show ve ölü ozanlar derneği filmlerinden hatırlıyoruz elbette, yani baktığımız zaman sinematografisi sağlam, hoş kurgular içeren filmler çekebilen bir insan kendisi.
şimdi filmin konusuna gelelim, korkmayın spoiler yok... filmin konusu şu, yıl 1900'lerin ilk çeyreği, avustralya'da elit bir kız okulu, hanging rock ismiyle bilinen bir yere bir piknik düzenliyor. piknik çok sakin, sessiz, huzurlu geçerken, üç öğrenci ve bir öğretmen kaybolur... aranmaya başlanır ve sonrasında bu kaybolmanın diğer öğrencileri ve öğretmenleri nasıl etkilediği anlatılır...
ilk olarak ne yazık ki başka bir interaktif sözlükte bu film hakkında yazılanları okudum, "çok rüyasal, çok masalsı, inanılmaz bir sinematografi..." demişler. zerkalo'yu izlediğim için midir bilinmez ama bana hiç çekici gelmedi sinematografisi filmin, dönemini bile yansıtmaktan uzak geldi bakıldığı vakit... hele o güzel konu... o güzel konuyu böyle nasıl hiç edebilirsiniz diye taşı toprağı tokatlamak istedim resmen...
boşuna demiyorlar, ekşide övülüp sayfalarca entry girilen bir şeyden kaçın diye, tam anlamıyla böyle.
izlemeseniz de olur...
devamını gör...