polonez'in araplara satılması

türk markası polonez'in arap şirketi siniora food'a satılması olayı.

"satılmayan herhangi bir markamız, değerli arazimiz, yeraltı zenginliğimiz filan var mı hala yahu" dedirten durumdur.

satılmayan bi arkamız kaldı,onu da müsait bi zamanda araplara satarlar artık.

bazı cehapelileri kudurtan haber. saraya para gidiyor ya ondan üzülüyor. evet.

şaşıramıyoruz artık bu ülke'de.

sahipleri ile bir markette ürünlerini tanıtırken tanışmıştım. şevkle nasıl çalıştıklarını, ürünlerinin kalitesi adına neler yaptıklarını anlatıyorlardı sıkılmadan bıkmadan. işlerine çok saygı duyan, büyük bir özveri ile düzgün iş yapmaya çalışan insanlardı. artık nasıl bir durum oluştu ise, güzel bir markamız daha tarih oldu. kimin nesidir bilmem ama arapların aynı özeni ve kalite hassasiyetini devam ettireceklerini sanmıyorum.
yazık olmuş.

ulan ülkede yabancı elinde olan tüm üretim ve oluşumlar anlaşıp durma kararı alsa kendi kendimize yok olacağız. savaş falan bir şey yapmalarına gerek kalmadı. vatandaş da evde tencere kapağı ve kör bıçağıyla trt'de diriliş izleyip gaza gelsin.

ülkeyi sattılar.. geleceği sattılar.. sasirtmamistir..

cumhuriyet satılmasın da, (sucuktan bahsediyorum bu arada)

tercih etmediğim bir markaydı ama tabi satılması iyi bir durum değil.

ulan acaba analarını da... yok lan o kadarda değildir... lan yoksa...

ozel bir sirketin bir başka şirket tarafından alınması durumu.
ayrıca su 2 yüzlülüğü anlamıyorum, türkiye'de bazi teknoloji sirketlerinide yabanci sirketler satin aldi ama ozaman "ooo cok buyuk basari" diye nitelendirildi bu olaylar. peki bunun farki ne?
bunun haricinde;
polonezin sahibi olduğunuzu düşünün, size güzel bir teklifle geliyorlar ve sirketinizi almak istediklerini söylüyorlar. teklife bakıyorsunuz en azından 3-5 yıllık cironuzu teklif etmisler (kar değil, ciro), sonra türkiye'nin ekonomik durumuna ve pazara bakıyorsunuz, kaçınız hayir der?
tamam hepimiz muhalifiz ama herseyide "türkiye'yi sattilar" 'a baglamak biraz farkli argüman uretememekten baska birsey degil.

alınmayacak markalar arasına girmesine sebebiyet vermiştir.

ne kadar seviyormuşuz ya. yeni farkettim. gitti canım fabrika hehe. türk telekom satıldı anlıyor musun?. içi boşaltıldı ve posası verildi geri. hem para gitti hem de dünyanın en kötü internet altyapılarından birini kullanıyoruz. sucuk kim ola ki?

ülkemizde ayçiçek pazarının hakimi olan araplar, ayçiçek yağı fiyatlarının artması sonrasında burada ürettikleri yağı kendi ülkelerine gönderdiler ve fiyatların uçmasını sağladılar. üstelik bunlara, ham ayçiçek yağı ithalatında da devlet tarafından vergi indirimi sağlanmıştı. yani ucuza mal ettiler, ucuza ürettiler, ucuza kendi ülkelerine yolladılar. bize de 5 litrelik tenekesi 90 lira olan yağlar kaldı. bu satışların sakıncası işte budur. bir ülke, kendi stratejik sektörlerinden birinde başka bir ülkenin hakimiyet kurmasına izin vermez. vermemeli. sonra yağı böyle plastik çay bardağıyla alacak duruma düşersin.
not: yudum ve sırma, yahudi soros'un elindeyken böyle kahpelikler de yaşamamıştık. yahudi, arap'tan insaflıymış.

bizi bile farkında olmadan satmislardir. inanırım.

marka için ticari başarıdır, nihai tüketici için endişe kaynağı olabilir. (şahsen ürünlerini tercih ediyorum bundan sonrasına bakacağız)

bir an polonezköy diye okudum, işin kötü tarafı ise, buna şaşırmamış olmam...
e tabi, daha yapılmamış kanal istanbulun çevresindeki arazi satışları ve bu kadar kanal ısrarı bile ne kadar gündemde kaldı ve ses getirdiki?

ne gerek vardı ki zaten bu ulke arap sucuğunu yıllardır(18) yiyor. .s

bu arapların da ellerine petrol parasını tutuşturuyorlar, bunlar da koştur koştur ne denk gelirse alıyorlar. sen yıllarca çalış yoktan var et, arabın çölünden çıkan petrolün hatrına dünkü arap gelsin rahatlıkla bassın parasını alsın. en rahatsız oldugum sey, birinin kopek gibi calisarak ulastigina bir digerinin yattigi yerden ulasabilmesi.