psikoz

kişiyi gerçeklerden yani dış dünyadan koparan; düşünce, algılama, konuşma ve davranış sorunlarına neden olan bir beyin hastalığıdır.

kişinin çevresinde olup bitenleri algılama şekli, olaylara bakış açısı ve diğer insanlarla olan ilişkileri psikozun etkisiyle yeni bir hal alır. psikozda olan kişi gerçek dünya ile kendi bozulmuş olan düşünce ve duygudurum dünyasını aynı anda ve uyanıkken yaşar. düzgün algılama ve değerlendirme onun için yabancıdır. kişinin önceden değer verdiği kavramlar anlamını birer birer yitirirken kendi dünyasında yarattığı değerler, korkular, düşünceler ve diğer kavramlar ön plana çıkar.

çoğu zaman psikoz ve şizofreni halk arasında birbirinin yerine kullanılsa da psikoz kavramı şizofreninin de içerisinde olduğu bir grup ruhsal bozukluğun yarattığı gerçeklerden kopuk, kaotik ve kendine özgü ortak ruhsal durumu tanımlar. bu ruhsal durum şizofreninin yanı sıra bipolar bozuklukta, psikotik depresyonda, paranoid bozuklukta ve başka bazı hastalıklarda da izlenebilir. belirtiler kişiden kişiye değiştiği için psikoz farklı şekillerde tecrübe edilebilir.

uyku düzeninde ve iştahta değişiklikler, toplumsal yaşamdan uzaklaşma, kişisel temizliği aksatma, günlük rutinlerin bozulması, dikkat dağınıklığı ve dalgınlık, anlam verilemeyen hareketlilik veya durağanlık, ilişki kurma biçiminde değişiklikler ve huy değişiklikleri gibi belirtiler erken uyarı işaretleridir.

sanrı ve halüsinasyon ise en kritik psikotik belirtilerdendir. halüsinasyon tecrübe eden hasta kişi, "kafasının içinde sesler duyabilir" ya da "derisinin altında ilerleyen bir şey" gibi var olmayan şeyleri görebilir veya hissedebilir. kendine dokunulduğunu, bir şeyler yapıldığını düşünebilir. sanrılar ise değiştirilmesi güç yanlış inanışlardır. hasta kişi, eşinin kendini aldattığını hatta bunu çok yakınlarıyla yaptığı gibi yanlış inanışlara saplanıp kalabilir. hatta uzaylılar tarafından hamile bırakıldığını ya da içinde çip olduğunu düşünmek gibi çok daha saçma şeylere inanabilir. sanrılar insanı huzursuz etmekle birlikte bunları yaşayan kişinin karşısındaki insana düşmanca davranmasına veya iletişim kurmamasına sebep olabilir. bazen bu gerçekle hayalin karışması, kendini güçlü hissetme şeklinde de meydana gelebilir. kişi, kendini bir ünlü bir film yıldızı, toplumsal veya manevi bir önder, evliya ya da bir mehdi, peygamber ya da tanrı sanabilir. televizyonda kendi hakkında konuşulduğunu veya şarkıların özel olarak kendi için gizli mesajlar içerdiğini ya da kendinin özel güçlere sahip olduğunu düşünebilir. başka insanların düşüncelerini okuyabiliyordur veya kendi düşünceleri başkaları tarafından okunuyordur. kişi, takip edildiğini, kendine tuzak kurulduğunu ya da çeşitli güçler ve kişilerce kontrol edildiğini düşünebilir.

kişiyi paranoyak bir ruh haline sokan hastalıktır. babanız aileniz herkes arkanızdan bir şeyler çeviriyormuş gibi paranoya olursunuz. başka alemlere gidersiniz dünyanın en komik hareketini bile gerçekmiş gibi algılarsınız. yakın zamanda rap sanatçısı şam psikoz geçirip ne kadar vahim bir hastalık olduğunu gözler önüne sermiştir.

şam adlı rap sanatçısının bir şarkısının ismi.

birde bu işin borderline kişilik bozukluluğu yolu vardır, borderline hastalar çoğu zaman babalarını suçlarlar, kötü davranışa maruz kaldıklarını, ihmal edildiklerini iddia ederler ve bu yüzden erişkinlik dönemlerinde kendi ihtiyaçlarına kulak tıkayarak hala babalarının davranışını devam ettirirler. intihar etme girişimleri daha çok ikincil kazançlar (çıkar sağlamak) uğrunadır. en çok bilek kesme ve aşırı doz tercih edilir bu hastalar arasında. dengesiz benlik duygusu hastanın tanı alma sürecinde kilit noktalardan biridir ancak kişinin özgün karakter özellikleri de gözden kaçırılmamalıdır. yine de uzmanlar bu tip kişilerde iki önemli ayrıma dikkat çekerler. ilki yalnızlığa katlanamayan insanlardır. durağanlık onlar için ölümle eşdeğerdir ve kendi yalnızlıklarını yaşamaktan kaçınırlar. ikincisi ise terkedilmeye kaygısı ve terkedilmeye karşı verdikleri yoğun tepkilerdir. borderline kişinin duyguları değişkendir, sıkça öfkelenirler, acımasız, bağımlı ve alaycı tutumlar içine girerler. ilişkileri tutarsız ve gergindir. ikinci görüşmenizde sizi hayatınızın kadını ya da erkeği olarak nitelendirip yüceltirler, tüm sırlarını anlatırlar çekinmeden. yine aynı şekilde bir başkasını kendi içlerinde nedenler bularak değersizleştirip hayatlarından uzaklaştırabilirler. benlik algıları genellikle kötü ve olumsuzdur. bazen adalet dağıtmak ve insanlara eşit yardımlar yapmak için kötülerle savaşmaya adarlar kendilerini ki kendilerine hep kötülük yapılmıştır ya da kötülük duygusundan tamamen arındıklarına da rastlanır. borderline kişilik bozukluğu hastaları kendilerini sürekli boşlukta hissetme zorluğu yaşayabilirler. sürekli her şeyden sıkıldıkları için yapacak bir şeyler arayışındadırlar. uygunsuz ve yoğun bir öfke dışa vururlar, aşırı iğneleyici, sürekli acı çekiyormuş gibi bir tutum içinde olabilirler, öfkeleri sözel olarak da patlar özellikle de sevgililerine ya da bakımını yapan kişilere, ardından izleyen duygular ise suçluluk, utanma ve özürlerdir. tabii duygu durum bozuklukları ile karıştırıldığı gibi, diğer kişilik bozuklukları ile de karışabilir borderline.

borderline kişilik bozukluğunda ayırıcı tanı olarak: kendi kendine zarar verme, yakın ilişkilerde öfkeli ayrılıklar, kronik biçimde, yoğun bir kendini boşlukta hissetme ve yalnızlık duyguları sıralanabilir.

tanı ölçütlerini açık olarak yazmak gerekirse:

- gerçek ya da hayali bir terkedilmeden kaçınmak için çılgın çabalar gösterme.
- kişiler arası ilişkilerde aşırı yüceltmeden yerin dibine geçirerek değersizleştirmeye varan gergin ve tutarsız karakter özellikleri.
- değişen öz benlik algısı, kimlik karmaşası.
- kendine zarar verme olasılığı yüksek davranışlar. (aşırı para harcama, çok hızlı araba kullanma, aşırı yemek yeme, maddeyi kötüye kullanma, güvenli olmayan cinsel ilişkiler)
- yineleyen intiharla ilgili davranışlar, ilgi çekmek ya da korkutmak için öz kıyım tehditlerinde bulunma.
- aşırı tepkisellik reaksiyonu.
- kendini sürekli boşlukta hissettme.
- uygunsuz yoğun öfke, öfkeyi kontrol altına alamama, sık sık kavgalara karışma.
- stresle ilişkili gelip geçici paranoid düşünceler.

borderline kişilik bozukluğu hastaları, diğer kişilik bozukluklarına oranla ortama daha çok uyarlar.

şizofreni ve bipolar bozukluk hastalıkları dışında lsd, meskalin, kokain ve halüsinojen mantarlarda bulunan psilosibin ve psilosin gibi maddelerin alınması halinde yaşanan durumdur. hastalık değildir; sadece genel bir psikiyatrik durum terimidir.

kişiliğin derin bir şekilde bozulması ve gerçeklerin tam olarak algılanmaması veya değerlendirilmemesi ile belirli nevroz'ların dışında kalan hemen hemen tüm psikolojik hastalıklara verilen genel addır.

gerçek ve gerçekdışı olayları ayıramama durumu.

bazen bunun geleceğini fark edersiniz. ille psikotik bir rahatsizliginiz olmasina gerek yok. mesela cok stresli donemlerde psikotik belirtiler gelir insana ufak ufak. icgorunuz oldugu icin bu durumdan korkarsiniz. iste o anda yapilacak sey onlem almaktir: stres ise mesele, stresi azaltmak. sosyal medyada fazla takilip dopamin dengesini bozmaksa sosyal medyadan uzak durmak, bir iyi bir kotu hissettirip kimyanizi degistirerek sizi bir bagimliya ceviren narsist bir partnerse ondan ayrilmak. gibi gibi. yoksa gelsin rexapinler bilmem neler...

bipolar bozukluk hastalığımın bir döneminde yaşadım bunu.
karşı binadaki komşunun beni öldürmek istediğine ikna olmuştum. her gün balkonda pencerelerini izliyordum. evlerinin önünden geçerken koşuyordum. balkonda yemek yiyemiyordum. videoya çekilip internete atıldığımı düşünüyordum.
burdan doktoruma çok selamlar, gerekli ilaç tedavisi ile 3 ayda aştık.

aşırı hassaslık hali olarak tarif edilebilir.
verilere göre her 100 insandan bir ile ikisi hayatında bir kez psikoza giriyor. hasta algısını ayırt etmekte zorlanır. bu durum, başkalarının duymadığı sesler duymalarına, takip veya tehdit ediliyormuş hissine kapılmalarına neden olur. özellikle kırılganlığa yatkın olan bireylerin psikoz'a yakalanma ihtimalleri daha yüksek.

dünyanın en garip şeyi. psikozun geldiğini yakalamak ayrı bir meziyet.

genetik durumu bir kenara birakirsak, bunun adı delirmek degil delirtilmektir.

en ağır ve tehlikeli hastalıklardan. psikoz teşhisi almış bir hastayı tanımak bile bir ağırlık yüklüyor insanın içine. anlamak zor ama yaşantınızı tahmin edebiliyorum. yalnız değilsiniz.

ılk kez 1845 yılında viyana üniversitesi profesörü e. von feuchtersleben tarafından kullanılmıştır.

psikoz deyince aklıma ya şam ya da sansar salvo geliyo hastalıklarından esinlenerek çıkardıkları birbirinden güzel iki rap parçası.

dış dünyadan koparıp iç dünyaya hapseder.

gerçeklik algısının kopuşu olarak da bilinen hastalık.
avusturyalı doktor, şair ve filozof ernst von feuchtersleben tarafından tanımlanmıştır, gençlerde daha sık karşılaşılabilen bir hastalık olduğu söylenmektedir.

takdir edilir ki uyuşturucu madde kullanımı gerçeklerden koparan en bilindik maddelerdendir. gerekli profesyonel destek ve tedavi ile kişinin eski haline dönmesi imkansız değildir.

belirtileri



van gogh


alıntı içindeki yerler/ vikipedi'den alınmıştır.

psikoz, gerçeklik algısının önemli ölçüde bozulduğu, kişinin gerçeklikten kopma, sanrılar, halüsinasyonlar, karmaşık düşünce ve duygusal durumlar gibi belirtiler yaşadığı bir psikiyatrik durumdur. psikoz, birçok farklı psikiyatrik bozuklukla ilişkilendirilebilir, en yaygın olanları şizofrenive bipolar bozukluktur.

bence bende bundan var
(bkz: internetten hastalık araştırmak)

gerçeği değerlendirme yetisinin kaybıdır..