radyasyon

görülemeyen ışınlardır zararlıdır.

geiger sayacıyla ölçülür. çok öterse b*ku yemişsiniz demektir.

tamamen zararlı olduğu düşünülen ışınlardır. lakin özellikle telefon ve mikrodalga gibi sık kullanılan cihazların yaydığı radyasyon hastalık yapan cinste değildir ama yorgunluk yapabilmektedir. yani radyoloji hocam öyle demişti.

radyasyon, enerjinin dalgalar veya parçacıklar yoluyla, uzay veya diğer ortamlar içerisinde yayılmasına verilen isimdir.

radyo dalgaları, mikrodalgalar, kızıl ötesi ışınlar, görünür ışık, mor ötesi ışınlar, x ışınları ve gama radyasyonu gibi radyasyon türlerine elektromanyetik radyasyon;

alfa beta ve nötron ışımasına parçacık radyasyonu;

ultrason, ses ve sismik dalgalara akustik radyasyon ,

ve uzay-zaman dokusu boyunca yayılan kütleçekim dalgalarına kütleçekimsel radyasyon adı verilir.

edit : ülkemizde gerek sağlık gerekse endüstriyel alanda radyasyon kaynaklarıyla çalışan kesim ki bunlar genellikle röntgen teknisyenleridir,
yıllık 3 ay yıpranma alırlar.
yani bu konuda 12 ay çalışan kişi, 15 ay çalışmış sayılır ...

radyoloji branşında çalışan sağlık çalışanlarının maruz kaldığı için yıpranma payı ile erken emekli edilmelerine sebep olan zararlı ışınlardır.

enerjinin elektromanyetik dalgalar veya parçacıklar halinde yayılımı şuan ışın veren enerjidir. tanı tedavi yere diğer işlemler için ışın veya diğer radyasyon dalgaları sır.

en çok karıştırılan elektronik cihazlar ile röntgenlerdeki radyasyon,
aynı tür radyasyon değildir.
fakat!
evet telefonlarımız belli bir sar değerinin altında olmalı fakat kullanımı da önemli,
röntgen gibi ışımalar kimyasal radyasyondur. her ne kadar sınırlanıp ölçülse de gereksiz röntgenlerin azalması da iyidir bu konuda.

bunların dışında uzay radyasyonu da vardır.
bir de doğal radyasyon diye okuduğum maddelerin radyasyonu var.

örnekler:
telefon elektromanyetik radyasyon
toprak, su doğal radyasyon
röntgen kimyasal radyasyon
uzayda , atmosferde bulunan kozmik radyasyon


bu konu karışık ,bir okuma ile anlaşılmayacak kadar çok kavram var.
çünkü ışıma tekniğine ve derecesine göre etkisi değişiyor.

doğal olmaya çalışmak hayattan kopmamak lazım.
korkmaktan çok ölçüleri öğrenmek lazım
derlediklerim şimdilik bunlar,
hatam varsa kusura bakmyıp düzeltmek için katkıda bulunabilirsiniz.

sokakta, yolda yolakta görülen her ilginç, albenili nesneyle temas etmemek gerektiğinin sebeplerinden biri.

sakarya'da tesbih sandığı radyoaktif bir nesneyi (iridium-192) alıp kurcalayan, yanında taşıyan bir gencin durumu:

www.haberler.com/guncel/tes...

bu da bulup anahtarlık sandığı iridium-192 ile temas eden çinli song xuewen abimiz:

elektromanyetik dalgalar veya parçacıklar enerji yayılımı.
oldukça tehlikelidir, ölümcül sonuçlar doğurabilir.

akla hep hiroşima, atom bombası, nükleer santraller, çernobil, patlamalar, ölümcül olaylar kanser vakaları vs. gibi kötü olayları getiren baş aktör. radyasyon dediğimiz kavram, enerjinin dalga veya parçacık halinde hareket etmesi ve yayılım göstermesidir. herhangi bir kokusu ve tadının olmaması, varlığını göz ardı etmemizi kolaylaştırıyor. hayatımızın her yerinde ve her alanında, aklınıza gelebilecek her yerde radyasyon vardır. işte şu anda siz bu yazıyı okurken bile radyasyona maruz kalıyorsunuz. çünkü telefon veya bilgisayar ekranından gelen ışığın gözünüze ulaşabilmesi için enerjinin harekete geçmesi gerekir ve bu radyasyondur. evleri aydınlatmada kullanılan lambalar da radyasyon yayıyor, ısınılan soba ve kaloriferler de radyasyon yayıyor. yiyeceklerde de radyasyon var ve hatta güneş bile radyasyon kaynağı. telefon sinyalleri, radyo sinyalleri bluetooth, wi-fi gibi kablosuz iletişim ağları dahi radyasyondan oluşmuştur.
zannedildiği kadar kötü ve tehlikeli değildir, hayatımızın her alanında radyasyon vardır ve biz de hayatımızı radyasyona borçluyuz. çünkü güneş ışınları bizi aydınlatıyor, d vitaminini alıyoruz, bitkiler fotosentez yapıyor. radyasyon kaynağı olmasa televizyon izleyemez, bilgisayar kullanamaz ve telefonla konuşamazdık. konunun başında söz ettiğimiz radyasyon, yani tehlike üreten radyasyon ise cinsine ve miktarına bağlıdır. güneşten gelen ultraviyole ışınları, kızıl ötesi, mor ötesi ışınlar, yani çevremizdeki ısı ve ışık kaynakları iyonize olmayan radyasyondur, aşırıya kaçmamak şartıyla faydalıdır. birde masum olmayan radyasyon vardır o da iyonize radyasyondur ve enerji düzeyi çok yüksektir. bu yüksek düzey atomlar arası bağları kopartır, dna'yı bozar ve bizleri kanser edebilir. bunların daha tehlikelisi de parçacık radyasyon olanıdır. yani nükleer felaketin kaynağı olan ve esas uzak durmamız gereken de budur.

cernobil'de yaygin olan sey.