#ödüllü filmler
türkçe adı: ratatuy
brad bird ve jan pinkava tarafından yönetilen film, 2007 yılında izleyici ile buluşmuştur. kahramanımız remy, bir fare olmasına ve ailesinin karşı çıkmasına rağmen aşçı olmak istemektedir. bir gün yolu, ünlü şef auguste gusteau'nun mutfağına düşer, fakat bilmediği bir şey vardır. kimse bir fareyi mutfakta istemeyecektir. oysa remy'nin aşçı olma arzusu olayları daha çok alevlendirecek ve geri dönülemez bir yola sokacaktır.
brad bird ve jan pinkava tarafından yönetilen film, 2007 yılında izleyici ile buluşmuştur. kahramanımız remy, bir fare olmasına ve ailesinin karşı çıkmasına rağmen aşçı olmak istemektedir. bir gün yolu, ünlü şef auguste gusteau'nun mutfağına düşer, fakat bilmediği bir şey vardır. kimse bir fareyi mutfakta istemeyecektir. oysa remy'nin aşçı olma arzusu olayları daha çok alevlendirecek ve geri dönülemez bir yola sokacaktır.
yönetmenler:
brad bird
jan pinkava
seslendirenler:
patton oswalt
ian holm
lou romano
brian dennehy
peter sohn
peter o'toole
brad garrett
brad bird
jan pinkava
seslendirenler:
patton oswalt
ian holm
lou romano
brian dennehy
peter sohn
peter o'toole
brad garrett
*akademi ödülleri, abd (2008) - yılın en iyi animasyon filmi
*orta ohio film eleştirmenleri derneği (2008) - en iyi animasyon filmi
*eleştirmenlerin seçimi ödülleri (2008) - en iyi animasyon
*bafta ödülleri (2008) - en iyi animasyon filmi
*uluslararası çevrimiçi film eleştirmenleri anketi (2009) - en iyi on film
film toplam 68 ödüle sahiptir.
*orta ohio film eleştirmenleri derneği (2008) - en iyi animasyon filmi
*eleştirmenlerin seçimi ödülleri (2008) - en iyi animasyon
*bafta ödülleri (2008) - en iyi animasyon filmi
*uluslararası çevrimiçi film eleştirmenleri anketi (2009) - en iyi on film
film toplam 68 ödüle sahiptir.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "nickimicalmislar" tarafından 26.12.2020 10:33 tarihinde açılmıştır.
1.
aşçılık okullarında bu filmi izletiyorlar.
filmin vermek istediği mesaj "herkes yemek yapabilir" kesinlikle reel yaşamda çalışan bişey. zaten yemek yapmayı öğrenmenin %60'ı herkesin yemek yapabileceğini farketmek. sadece özgüven meselesi.
filmin vermek istediği mesaj "herkes yemek yapabilir" kesinlikle reel yaşamda çalışan bişey. zaten yemek yapmayı öğrenmenin %60'ı herkesin yemek yapabileceğini farketmek. sadece özgüven meselesi.
devamını gör...
2.
herkes yemek yapailir de herkesin el lezzeti de olmuyor. dikkat ediyorum. bize komşular aşure getiriyor ya da oruçta yemeğe çağırıyor. aynı aşure aynı yemek ama bazısının ki çok lezzetli.
bana da derler abi bunun sosu harika. bende soscuyum. yenilikçi yemek yaparım. neyse kendimide övdükten sonra film için konuşursak.
film güzel harika. iki yerde çok fare göründüğü için midemiz kalkıyor . film işte ama .
flashback sahneleri harika. güzel animasyon.
bana da derler abi bunun sosu harika. bende soscuyum. yenilikçi yemek yaparım. neyse kendimide övdükten sonra film için konuşursak.
film güzel harika. iki yerde çok fare göründüğü için midemiz kalkıyor . film işte ama .
flashback sahneleri harika. güzel animasyon.
devamını gör...
3.
disney ile pixar'ın yamulmuyorsam 2006 yılında çıkardığı, fransa'da restoranda yaşayan ve aşçı olmak isteyen bir farenin başından geçenlerin anlatıldığı komik ve eğlenceli animasyon film.
devamını gör...
4.
en sevdiğim animasyonlardan biridir. ailemdeki çoğu kişi aşçı olduğu için onlara olan hayranlığımı da arttırmıştı bu film. izlediğim çoğu animasyonu filmi unutmuşumdur ama bunu unutamıyorum.
devamını gör...
5.
filmdeki flashbackler harikaydı. özellikle yemek eleştirmeninin annesinin yaptığı ratatuy yemeğini hatırladığı sahne .
iki sahne vardı farelerin çok olduğu midem bulandi sonuçta fare . hadi bir tanesi sevimli de öbürleri işin içine girince sıkıntı.
yıllar içinde bir kaç kez daha izlenebilecek bir film.
iki sahne vardı farelerin çok olduğu midem bulandi sonuçta fare . hadi bir tanesi sevimli de öbürleri işin içine girince sıkıntı.
yıllar içinde bir kaç kez daha izlenebilecek bir film.
devamını gör...
6.
çocukken severek izlemiştim baya önce ,bugün eskiyi yad etmek istedim. büyüyünce filmin vermek istediği mesajlarıda anlıyorsun, güzeldi sıkılmadım. geçenlerde oyuncak hikayesi izleyeyim dedim ona 2 dakika dayanamamıstim.
devamını gör...
7.
kesinlikle izlenmesi gereken animasyonlardan.
komik ve baya eğlenceli olmasının yanında öğretici.
duygusal sahneleri de var. yıldızları topluyordu.
yediğiniz bir restoranda yemekleri boneli, eldivenli ve giysili bir fare yapsa tepkiniz ne olurdu? :))
neyse ki amaç bu sorudan ibaret değil. herkesin aşçı olabileceğine değiniliyordu ama yine herkese hitap edeceğini düşünmüyorum. çünkü; titizlik, el çabukluğu, özen, dikkat, ilgi vs. olmazsa el lezzeti çok iyi olsa bile başarıya ulaşması çok zor.
kek yaparken kuru üzüm bulamadığı için içine zeytin atan erkek kuzenim hem kek hem de poğaça yapmıştı. :))pürüzsüz siyah zeytin olsa belki gidebilirdi ama buruşuktu ve pişince o acı tadı keke daha çok geçmiş gibiydi. bu ilk denemesi.
3 gün sonrasında yine mutfağa aldım biraz daha süresi var mesela. yemek yaparken taş elde edeceğine inanırsam salacağım. kuzen ilişkisi farklı ve iş ilişkisi farklı sonuçta. ve iş ciddiyet ve saygı ister. yapacağın işe saygı duy yani...
komik ve baya eğlenceli olmasının yanında öğretici.
duygusal sahneleri de var. yıldızları topluyordu.
yediğiniz bir restoranda yemekleri boneli, eldivenli ve giysili bir fare yapsa tepkiniz ne olurdu? :))
neyse ki amaç bu sorudan ibaret değil. herkesin aşçı olabileceğine değiniliyordu ama yine herkese hitap edeceğini düşünmüyorum. çünkü; titizlik, el çabukluğu, özen, dikkat, ilgi vs. olmazsa el lezzeti çok iyi olsa bile başarıya ulaşması çok zor.
kek yaparken kuru üzüm bulamadığı için içine zeytin atan erkek kuzenim hem kek hem de poğaça yapmıştı. :))pürüzsüz siyah zeytin olsa belki gidebilirdi ama buruşuktu ve pişince o acı tadı keke daha çok geçmiş gibiydi. bu ilk denemesi.
3 gün sonrasında yine mutfağa aldım biraz daha süresi var mesela. yemek yaparken taş elde edeceğine inanırsam salacağım. kuzen ilişkisi farklı ve iş ilişkisi farklı sonuçta. ve iş ciddiyet ve saygı ister. yapacağın işe saygı duy yani...
devamını gör...
8.
yine bir film ve yine saçma sapan bir tanıtım yazısı. tek hayali yemek yapmakmışta yok kimse yemek istemeyecekmiş yaptığı yemeği. kim yazıyor harbiden bunları böyle merak içerisindeyim. izlemedin tamam bari biraz araştır da yaz. her neyse.
öncelikle farenin hayali yemek yapmak değil. sadece iyi, güzel ve lezzetli şeyler yemek. bir gün yaşadığı evin televizyonunda yemek programındaki adamın "birbirinden farklı lezzetlerin bir araya geldiğinde oluşturacağı tadı hayal edin..... herkes yemek yapabilir" sözlerinden etkilenip ufak ufak yemek karışımları yapmaya, ne neyle yenir, neyin tadı güzel olur öğrenmeye başlıyor. tabi faremiz aşırı zeki olduğundan (insanları anlaması, okuyabilmesi, vb) o evde yemek üzerine ne kadar kitap varsa okuyup hatmediyor, her gün de yemek programı izleyerek hem yemeklere hem de insanlara hayranlık duyuyor.
bu animasyon her ne kadar isterseniz her şeyi yapabilirsiniz alt metni taşıyor gibi görünse de farenin özelliklerini düşününce olayın hiçte öyle olmadığı anlaşılıyor. yüzbinler hatta milyonlarca farenin arasında içgüdüleriyle değil aklıyla hareket eden, diğerlerine kıyasla çok daha iyi koku alabilen, insanları anlayabilen, okuyabilen(farenin okuduğunu hayal edin) tutkulu, hayal gücü yüksek bir fare. böyle bir insan olsa ve sadece bir tek şey yapsa dünyanın en iyisi olur. tek gereken onu tüm insanlardan ayıracak bi özellik/yetenek yüksek zeka ve hayal gücü, bir parça da azim.*
tabi hikaye animasyon olduğundan bazı mesajlar da vermiş ama onlara girmeyeceğim hiç.
----spoiler----
parisin biraz dışarısında kırsalda kolonisiyle yaşayan faremiz çöpten yemek yemekten rahatsız ve insanların yediği gibi güzel şeyler yemek istiyor. aşırı gelişmiş tat ve koku duyuları yüzünden de insan gibi iki ayak üzerinde yürümeyi tercih ediyor. sebebi de ağzında gittiği her yerin tadı olsun istememesi. bunun bir de aşırı salak, pısırık, obur kısaca tam bir fare olan kardeşi var. bi gün bu kardeş mantar buluyor ve o mantar oldukça nadir bulunan lezzetli bir mantar. tabi seninki hemen pişirecek o mantarı çıkıyor bacaya tütsülemeye başlıyor. yıldırım çarpıyor bunları o ara ikisi de aşağıya düşüyor ve seninki yemeğinde eksik bir şey olduğunu fark ediyor. giriyorlar mutfağa safranı alıp çıkacaklarken bizim farenin ilham aldığı aşçının öldüğünü öğreniyor televizyondan. tabi bu şaşkınlık ve üzüntüyle dikkatsiz davranıp evin hanımı tarafından farkediliyorlar. seninki çifteyle birbiri ardına saydırıyor bunlara, bizimki dışarı kaçmaya çalışırken kardeşi yuvaya kaçıyor. uyarıyor bak onu yuvaya götürme gel dışarı kaçalım vs ama tabi olmuyor. içgüdü zekayı geçiyor her daim. neyse yuva farkediliyor ve koloni lideri (babası) tahliye kararı alıyor. tğm fareler akın akın su kenarındaki filikalara doluşup kaçarken bizimki yemek kitabını da alarak kaçıyor. akıntı bunları kanalizasyona götürüyor ve bir sapakta da tüm koloniyle bizimkinin yolları ayrılıyor.
seninki o kanalizasyonda ne kadar bekliyor belli değil ama finalde kafayı kırıp hayranı olduğu aşçının kendisiyle konuştuğunu görüyor. derken açlığa daha fazla dayanamayıp yukarı çıktığında pariste olduğunu hatta şef gustonun restaurantının dibinde olduğunu farkediyor. hemen gidiyor çatısına ve izlemeye başlıyor. işte mutfak elemanlarını anlatıyor tek tek, bu şu işi yapar, bunun görevi şu derken ortalıkta salak salak gezinen çöpçü çocuk -aynı zamanda gustonun oğlu- çorbayı deviriyor ve o an panikle dökülen çorbanın üzerini kafasına göre tamamlamaya çalışıyor. bunu gören faremiz "çorbayı mahvediyor" diye sinir krizi geçirirken mutfağa düşüyor ve kaçmak için oradan oraya kimseye yakalanmadan atlayıp zıplıyor. tam açık pencereden çıkacakken çorbanın üzerinden geçiyor ve kokluyor. tabi çorba rezalet, hayali şef de düzeltsene diyince dayanamayıp çorbaya el atıyor ve son dokunuşunda da linguiniye (gustonun salak oğlu) yakalanıyor. linguini bu saklıyor, çorba kazara servis ediliyor ve çok beğeniliyor. tabi herkes çorbayı linguini yaptı sandığından onun aynı çorbayı tekrar yapmasını istiyorlar. bu esnada da fare farkediliyor, öldürülmesi için linguini alıp götürüyor. tabi kıyamıyor, bir yandan da çorba yaptığını gördüğünden ondan öğrenecek çorba yapmayı.
neyse bunlar bir sistem geliştiriyor fare bizim linguininin şapkasının altında saçlarını çekerek bir kukla misali bizimkini kontrol ediyor ve bu şekilde yemek yapıyorlar. dükkanın normalde ikinci şefi olan adam da dükkana çökmek üzere ama gustonun oğlu olduğunu bildiği bizimkini bir şekilde kovma derdinde. yoksa dükkan ona kalmayacak. olaylar gelişiyor, yemeği yapanın fare olduğu anlaşılıyor, linguini manita yapıyor ve terkediliyor, eleştirmen meydan okuyor, müfettiş bağlanıyor falan filan.
finalde bizim fare kendi dükkanınu açmış, eleştirmen igo da müşterisi olmuş mutlu mesut yaşıyorlar.
----spoiler----
sıkıldım ya tüm filmi anlatırken. yetsin bu kadar. hayır tüm detaylarıyla hatırlamakta yorucu.
öncelikle farenin hayali yemek yapmak değil. sadece iyi, güzel ve lezzetli şeyler yemek. bir gün yaşadığı evin televizyonunda yemek programındaki adamın "birbirinden farklı lezzetlerin bir araya geldiğinde oluşturacağı tadı hayal edin..... herkes yemek yapabilir" sözlerinden etkilenip ufak ufak yemek karışımları yapmaya, ne neyle yenir, neyin tadı güzel olur öğrenmeye başlıyor. tabi faremiz aşırı zeki olduğundan (insanları anlaması, okuyabilmesi, vb) o evde yemek üzerine ne kadar kitap varsa okuyup hatmediyor, her gün de yemek programı izleyerek hem yemeklere hem de insanlara hayranlık duyuyor.
bu animasyon her ne kadar isterseniz her şeyi yapabilirsiniz alt metni taşıyor gibi görünse de farenin özelliklerini düşününce olayın hiçte öyle olmadığı anlaşılıyor. yüzbinler hatta milyonlarca farenin arasında içgüdüleriyle değil aklıyla hareket eden, diğerlerine kıyasla çok daha iyi koku alabilen, insanları anlayabilen, okuyabilen(farenin okuduğunu hayal edin) tutkulu, hayal gücü yüksek bir fare. böyle bir insan olsa ve sadece bir tek şey yapsa dünyanın en iyisi olur. tek gereken onu tüm insanlardan ayıracak bi özellik/yetenek yüksek zeka ve hayal gücü, bir parça da azim.*
tabi hikaye animasyon olduğundan bazı mesajlar da vermiş ama onlara girmeyeceğim hiç.
----spoiler----
parisin biraz dışarısında kırsalda kolonisiyle yaşayan faremiz çöpten yemek yemekten rahatsız ve insanların yediği gibi güzel şeyler yemek istiyor. aşırı gelişmiş tat ve koku duyuları yüzünden de insan gibi iki ayak üzerinde yürümeyi tercih ediyor. sebebi de ağzında gittiği her yerin tadı olsun istememesi. bunun bir de aşırı salak, pısırık, obur kısaca tam bir fare olan kardeşi var. bi gün bu kardeş mantar buluyor ve o mantar oldukça nadir bulunan lezzetli bir mantar. tabi seninki hemen pişirecek o mantarı çıkıyor bacaya tütsülemeye başlıyor. yıldırım çarpıyor bunları o ara ikisi de aşağıya düşüyor ve seninki yemeğinde eksik bir şey olduğunu fark ediyor. giriyorlar mutfağa safranı alıp çıkacaklarken bizim farenin ilham aldığı aşçının öldüğünü öğreniyor televizyondan. tabi bu şaşkınlık ve üzüntüyle dikkatsiz davranıp evin hanımı tarafından farkediliyorlar. seninki çifteyle birbiri ardına saydırıyor bunlara, bizimki dışarı kaçmaya çalışırken kardeşi yuvaya kaçıyor. uyarıyor bak onu yuvaya götürme gel dışarı kaçalım vs ama tabi olmuyor. içgüdü zekayı geçiyor her daim. neyse yuva farkediliyor ve koloni lideri (babası) tahliye kararı alıyor. tğm fareler akın akın su kenarındaki filikalara doluşup kaçarken bizimki yemek kitabını da alarak kaçıyor. akıntı bunları kanalizasyona götürüyor ve bir sapakta da tüm koloniyle bizimkinin yolları ayrılıyor.
seninki o kanalizasyonda ne kadar bekliyor belli değil ama finalde kafayı kırıp hayranı olduğu aşçının kendisiyle konuştuğunu görüyor. derken açlığa daha fazla dayanamayıp yukarı çıktığında pariste olduğunu hatta şef gustonun restaurantının dibinde olduğunu farkediyor. hemen gidiyor çatısına ve izlemeye başlıyor. işte mutfak elemanlarını anlatıyor tek tek, bu şu işi yapar, bunun görevi şu derken ortalıkta salak salak gezinen çöpçü çocuk -aynı zamanda gustonun oğlu- çorbayı deviriyor ve o an panikle dökülen çorbanın üzerini kafasına göre tamamlamaya çalışıyor. bunu gören faremiz "çorbayı mahvediyor" diye sinir krizi geçirirken mutfağa düşüyor ve kaçmak için oradan oraya kimseye yakalanmadan atlayıp zıplıyor. tam açık pencereden çıkacakken çorbanın üzerinden geçiyor ve kokluyor. tabi çorba rezalet, hayali şef de düzeltsene diyince dayanamayıp çorbaya el atıyor ve son dokunuşunda da linguiniye (gustonun salak oğlu) yakalanıyor. linguini bu saklıyor, çorba kazara servis ediliyor ve çok beğeniliyor. tabi herkes çorbayı linguini yaptı sandığından onun aynı çorbayı tekrar yapmasını istiyorlar. bu esnada da fare farkediliyor, öldürülmesi için linguini alıp götürüyor. tabi kıyamıyor, bir yandan da çorba yaptığını gördüğünden ondan öğrenecek çorba yapmayı.
neyse bunlar bir sistem geliştiriyor fare bizim linguininin şapkasının altında saçlarını çekerek bir kukla misali bizimkini kontrol ediyor ve bu şekilde yemek yapıyorlar. dükkanın normalde ikinci şefi olan adam da dükkana çökmek üzere ama gustonun oğlu olduğunu bildiği bizimkini bir şekilde kovma derdinde. yoksa dükkan ona kalmayacak. olaylar gelişiyor, yemeği yapanın fare olduğu anlaşılıyor, linguini manita yapıyor ve terkediliyor, eleştirmen meydan okuyor, müfettiş bağlanıyor falan filan.
finalde bizim fare kendi dükkanınu açmış, eleştirmen igo da müşterisi olmuş mutlu mesut yaşıyorlar.
----spoiler----
sıkıldım ya tüm filmi anlatırken. yetsin bu kadar. hayır tüm detaylarıyla hatırlamakta yorucu.
devamını gör...
9.
animasyonumuz tatlı bir fare olan remy, diğerlerinden biraz farklıdır. gelişmiş koku ve tat duyuları sayesinde diğer farelerin aksine kendisi daha lezzetli şeyler yemek ve yapmak istemektedir. ancak bu isteği diğerleri için farklı karşılanır. ancak bu durumlar karşınsan da hevesinin kırılmasına izin vermez. sonrasında yaşadıkları alan su altında kalıyor ve faremiz yemek kitabıyla birlikte suya kapılıp gidiyor. kendine geldiğinde ise kendini ünlü bir restoranın yanında buluyor. bulunduğu bu restoranı izlemeye başlıyor. izlediği esnada orada temizlik yapan bir çocuğun ocakta bulunan çorbayı devirmesine şahit oluyor. bu çocuk alfredo linguini den başkası değildir. devirdiği çorbayı tekrar yapmaya çalışan alfredo eline gelen tüm malzemeleri atmaya başlar bu durumu gören faremiz olaya sessiz kalamaz ve bu mahvolan çorbanın imdadına koşar gizlice çorbayı düzeltirken, mutfakta bulunanlar fareyi görüyor ve onu kovalamaya başlıyorlar. sonrasında çorbanın tadına bakan şef tadından çok etkileniyor. ancak bu çorbayı yapanın fare olduğunu bilen tek bir kişi vardır. olaylar böyle başlıyor ve farklı bakışlarla ve olaylarla hikaye tamamlanıyor. hem insanlar için hem de fareler için büyük bir değişime yol açan bu olaylar izleyicilere keyifli dakikalar sunuyor.
güzel bir animasyon filmi ama çok da eğlenir misiniz bu konu için pekte bir şey diyemem. izleyecek olanlar için şimdiden keyifli seyirler dilerim.
güzel bir animasyon filmi ama çok da eğlenir misiniz bu konu için pekte bir şey diyemem. izleyecek olanlar için şimdiden keyifli seyirler dilerim.
devamını gör...