1.
öyle filmler vardır ki, gerçekten çok iyi olmasına rağmen, yeterince üzerinde konuşulmamıştır. türkçeye “cennetin rengi” adıyla çevrilen film, bunun en iyi örneğidir. 1999 iran yapımıdır ve yönetmeni majid majidi’dir. imdb puanı 8.2 verilmiştir.
doğuştan görme engelli bir çocuğun hikayesidir. hayatı dokunarak anlamaya çalışır. yatılı bir okulda kalan muhammed, yaz tatili için köyüne gidecektir. babası onu almaya gelmiştir. annesi ölmüş ve tekrar evlenen babası, engelli çocuğunun yeni evliliğinde sorun olacağını düşünür ve ondan kurtulmak için planlar yapar. filmi gerçekçi yapan detay ise, görme engelli bu çocuğu oynayan mohsen ramezani, gerçek hayatta da görme engellidir.
filmin orijinal adı “tanrı’nın rengi” ancak gişe rekorları kıran amerika’da film, cennetin rengi olarak çevrilir. farklı festivallerden ödüllerle dönem film 10 ödül alır. 90 dakikalık süresi ve bana göre sarsıcı bir final ile izlemeye ve üzerinde konuşulmaya değer. içerisinde dini ve ruhani göndermeler olan film, iran sineması için oldukça cesurdur.
gerçekten görmek nedir? hissetmiyorsanız, gördükleriniz size ne anlatır? bu filmi izlerken buna benzer soruları kendinize sorarsınız. şuraya filmin künyesi hakkında bilgi sayfası ve fragmanı koyalım ve kararı izleyiciye bırakalım.
kaynak için
fragman;
iyi seyirler.
doğuştan görme engelli bir çocuğun hikayesidir. hayatı dokunarak anlamaya çalışır. yatılı bir okulda kalan muhammed, yaz tatili için köyüne gidecektir. babası onu almaya gelmiştir. annesi ölmüş ve tekrar evlenen babası, engelli çocuğunun yeni evliliğinde sorun olacağını düşünür ve ondan kurtulmak için planlar yapar. filmi gerçekçi yapan detay ise, görme engelli bu çocuğu oynayan mohsen ramezani, gerçek hayatta da görme engellidir.
filmin orijinal adı “tanrı’nın rengi” ancak gişe rekorları kıran amerika’da film, cennetin rengi olarak çevrilir. farklı festivallerden ödüllerle dönem film 10 ödül alır. 90 dakikalık süresi ve bana göre sarsıcı bir final ile izlemeye ve üzerinde konuşulmaya değer. içerisinde dini ve ruhani göndermeler olan film, iran sineması için oldukça cesurdur.
gerçekten görmek nedir? hissetmiyorsanız, gördükleriniz size ne anlatır? bu filmi izlerken buna benzer soruları kendinize sorarsınız. şuraya filmin künyesi hakkında bilgi sayfası ve fragmanı koyalım ve kararı izleyiciye bırakalım.
kaynak için
fragman;
iyi seyirler.
devamını gör...
2.
türkçe'ye tanrının rengi olarak çevrilen 1999 yapımlı iran filmi;
senaryosu ve yönetmenliği mecid mecidi imzası taşır.
başrolde hossein mahjoub
mohsen ramezani
salameh feyzi gibi isimler yer alır.
muhammet adlı görme engelli küçük bir çocuğun yaşamı konu ediniliyor.
muhammet on yaşlarında, annesini kaybetmiş, görme engelliler okulunda kalıyor ve orada eğitim görüyor.
babası ise yeni evliliği yüzünden kendi öz oğlunu istemiyor, çocuğun hayatlarını zorlaştıracağını düşünüyorlar.
muhammet ise görme engelli olmasına rağmen hayata küsmemiş ve umut neşe dolu bir çocuk, kardeşleriyle, babaanesiyle vakit geçirmeyi, gülmeyi seviyor.
babası onu görme engelli bir marangozun yanına çırak olarak vermek istiyor.
muhammet hayatı hissederek görmeye çalışıyor, dokunarak algılıyor, babası onu almaya gelmediğinde ağlıyor, duygusal bir çocuk olduğu kesin olarak söylenebilir.
film hakkında kendi fikrim ise;
konusunu normal buldum ama başroldeki çocuğun oyunculuğu gerçekti ve etkileyiciydi.
çünkü kendisi gerçekten görmediği için rol yapması gerekmiyor.
okuldaki gerçek görme engelli çocukları izlerken üzüldüm, görmeme eylemi acı veren bir durum olduğu için üzülmemek imkânsız.
farklı olduğu için istenmeyen çocuğun dramatik yaşamını yönetmenin bakış açısından izlediğimiz bir dram filmiydi.
küçük çocuk görmediği için kimse tarafından gerçekten sevilmediğini düşünüyor ve allah'a kırgın yaşıyor.
film bize şunu düşündürüyor;
görmek için illa bir çift göz mü gerekir?
insan gözleri olmadan da gerçeği görebilir mi?
herkesten farklı olanı herkes sever mi?
karanlıkta yaşamaya ne kadar dayanabilirdiniz?
senaryosu ve yönetmenliği mecid mecidi imzası taşır.
başrolde hossein mahjoub
mohsen ramezani
salameh feyzi gibi isimler yer alır.
muhammet adlı görme engelli küçük bir çocuğun yaşamı konu ediniliyor.
muhammet on yaşlarında, annesini kaybetmiş, görme engelliler okulunda kalıyor ve orada eğitim görüyor.
babası ise yeni evliliği yüzünden kendi öz oğlunu istemiyor, çocuğun hayatlarını zorlaştıracağını düşünüyorlar.
muhammet ise görme engelli olmasına rağmen hayata küsmemiş ve umut neşe dolu bir çocuk, kardeşleriyle, babaanesiyle vakit geçirmeyi, gülmeyi seviyor.
babası onu görme engelli bir marangozun yanına çırak olarak vermek istiyor.
muhammet hayatı hissederek görmeye çalışıyor, dokunarak algılıyor, babası onu almaya gelmediğinde ağlıyor, duygusal bir çocuk olduğu kesin olarak söylenebilir.
film hakkında kendi fikrim ise;
konusunu normal buldum ama başroldeki çocuğun oyunculuğu gerçekti ve etkileyiciydi.
çünkü kendisi gerçekten görmediği için rol yapması gerekmiyor.
okuldaki gerçek görme engelli çocukları izlerken üzüldüm, görmeme eylemi acı veren bir durum olduğu için üzülmemek imkânsız.
farklı olduğu için istenmeyen çocuğun dramatik yaşamını yönetmenin bakış açısından izlediğimiz bir dram filmiydi.
küçük çocuk görmediği için kimse tarafından gerçekten sevilmediğini düşünüyor ve allah'a kırgın yaşıyor.
film bize şunu düşündürüyor;
görmek için illa bir çift göz mü gerekir?
insan gözleri olmadan da gerçeği görebilir mi?
herkesten farklı olanı herkes sever mi?
karanlıkta yaşamaya ne kadar dayanabilirdiniz?
devamını gör...