1.
pahallı bir saat markası.
devamını gör...
2.
saatleri tasarim açısından ne kadar güzel olsa da parası da bir o ķadar güzeldir.
devamını gör...
3.
dünyaca ünlü pahalı klas isviçre menşeli saat markasıdır.
devamını gör...
4.
sea dweller modelinin özel çeliklisini kolunuza takıyorsanız, kolunuzda bir servet taşıyorsunuzdur.
camı safirdir sea dweller modellerinin genellikle o da ayrı bir değer zaten.
camı safirdir sea dweller modellerinin genellikle o da ayrı bir değer zaten.
devamını gör...
5.
son zamanlarda türeyen rapçilerin sıkça bahsettiği ve sokağın bokundan çıkıp takılmasına kadarki olan serüvenlerinin anlatıldığı ikonik pahalı saat.
devamını gör...
6.
ıstinyepark’daki calisanlarinin cok ilgili oldugu saat markasi. zorlu icin ayni seyi soyleyemem ama.
devamını gör...
7.
pahalı diyerek geçiştirilemeyecek kadar pahalı bir saat markası. biraz birikmişim var. mart ayına kadar biraz daha biriktirip kendime şu saati alacağım.
yardımcı olmak isteyen arkadaşlara dm'den iban atabilirim. şimdiden teşekkürler. *
yardımcı olmak isteyen arkadaşlara dm'den iban atabilirim. şimdiden teşekkürler. *
devamını gör...
8.
dünya üzerinde en çok çakması üretilen, buna rağmen dünyada en hızlı paraya çevrilebilen metalardandır (türk lirasından daha kolay bir şekilde farklı birim bir paraya çevirebilirsiniz rolex'i) ki bu da aslında onu yatırım aracı olarak kılar.
dünyada quartz teknolojisinin çıkmasıyla birlikte saatler artık sadece zenginlerin, parası olanların takabildiği bir aksesuar olmaktan çıkıp hemen hemen herkesin almaya gücünün yetebileceği bir aksesuar olmuştur.
ayrıca rolex logosundaki 5 noktalı taç ise, saat işindeki ustalıklarını, 5 nokta ise ustasının 5 parmağını niteler.
submariner modelini çok seviyorum ama çok pahalılar be.
dünyada quartz teknolojisinin çıkmasıyla birlikte saatler artık sadece zenginlerin, parası olanların takabildiği bir aksesuar olmaktan çıkıp hemen hemen herkesin almaya gücünün yetebileceği bir aksesuar olmuştur.
ayrıca rolex logosundaki 5 noktalı taç ise, saat işindeki ustalıklarını, 5 nokta ise ustasının 5 parmağını niteler.
submariner modelini çok seviyorum ama çok pahalılar be.
devamını gör...
9.
orijinalini alacak kadar zengin olmama rağmen aksesuar sevmediğim için almıyorum.
devamını gör...
10.
küçükten bir saat koleksiyonu olan bir erkek olarak ,hayatımın hiç bir döneminde ilgimi çekmemiş markadır, çok daha şık saat markaları vardır.
devamını gör...
11.
che ve rolex muhabbetini sözlükte yaptık ama şu an hangi başlığa yazdığımızı bulamıyorum, rolex o zamanlar aman aman bir saat değildi, che ve castro çok dakik adamlar, hatta castro'nun çift saat taktığı gibi bir şey hatırlıyorum. adam kevgire dönmüş masanın üstünde duruyor...kolunda saat yok, olsa da umurumda değil...bana saat demeyin, götümde donum yok 20 binlik saat taktım koluma....sizde takın, saat kullanan insan gözümde insandır...
devamını gör...
12.
piyasada bolca sahtesinin bulunduğu saat markasıdır.
devamını gör...
13.
dünyanın en ünlü saati. hiç şüphesiz. dünyanın ikinci el piyasası en iyi saati.
ama dünyanın en iyi saati değil. hangi yönden? hiçbir yönden değil.
rolex dünyanın en sağlam saatlerini satmıyor. en iyi mekanizmalar rolex’te değil. en iyi cam, en iyi işleme, en iyi kordon, en iyi kasa rolex’te değil. en nadir saatleri üretmeyi bırak, yıllık ortalama üretim miktarı 1 milyonun üzerinde. birkaç model dışında limited edition yanı da yok.
ancak dünya lüks saat piyasasının açık ara lideri. öyle ki, kendinden sonraki en yüksek cirolu 9 isviçre markasının toplamından daha büyük bir ciro yapıyor; 11-12 milyar dolar. (patek philippe’in toplam piyasa değerine tekabül ediyor.)
neden?
işin pazarlamacılık kısmını bir kenara bırakırsak (onu richard mille’de konuşabiliriz) rolex bu yukarıda saydığım özelliklerin hiçbirinde en iyi olmasa da, her birinde çok iyi.
bir özellik diğerine göre hiçbir zaman ciddi oranda geride kalmadığı gibi her bir özellik ayrı ayrı dünyadaki sıralamada her zaman ilk 4-5 içinde. bir rolex satın aldığında, hangi model olursa olsun, vasat bir mekanizma beklemezsin, vasat bir cam işçiliği beklemezsin, vasat bir bilezik/kasa beklemezsin. “her şeyi iyi ama şu pek olmamış” demezsin. her zaman her şeyiyle iyidir.
tasarımı bir audemars piquet değildir, sağlamlığı bir vacheron konstantin değildir, philippe patek kadar ikonik değildir ama her zaman her bir özelliği diğerleriyle bir anılır. ki diğer saydıklarım ikonik modellerini 200-300 bin dolardan piyasaya sürerken rolex 6 ila 50 bin dolar aralığında satış yapar.
senede 1 milyon saat satan bir marka olmasına rağmen internetten siparişle rolex satın alamazsın. gider bayisinde talebini dile getirirsin varsa alırsın yoksa sıraya girersin ki, bekleme süresi 8 yılı bulabilir. (bu yüzden bazı modellerin ikinci eli aynı modelin güncel piyasa değerinden yüksek olur)
işte buna mühendislikte optimizasyon deniyor.
mevcut bağlamda, tek tek hiçbir şeyde en iyi olmayıp ortalamada en iyiyi yakalamak, diyebiliriz.
pazarlama stratejilerinde sınırlı üretim var mı? tabi ki var. bu çoğunlukla talebe yetişememekle ilgili olsa da, bazı durumlarda ülkelere belirgin kotayı kesinlikle aşmıyorlar. arz-talep dengesine yapay dokunuşlar elbette var.
bir de rolex satın alıp kısa zamanda sattığını duydukları/bildikleri (yani ticaretini yapan) kişilere de sıra hiç gelmiyor. satın alması imkansız değil tabi ama zorluk derecesi ayarlanıyor, diyebiliriz. ayrıca, ilk defa rolex satın alacak birinin daytona bulma olasılığıyla yıllardır rolex müşterisi olan birinin bulma olasılığı aynı değil. datejust ya da submariner’ın baz versiyonlarını bulmak daha olası. hulk, pepsi, starbucks, batman gibi ikonikleşmiş olanları bulmaksa aşırı zor.
rolex, piyasaya somut bir tüketim nesnesi sürüp böylesi bir başarı elde etme açısından sadece saat piyasasında değil, bütün piyasalarda tek örnek olabilir. rakiplerinle kıyaslandığında en kaliteli değilken, rakiplerinin yüzlerce katı üretirken, limited edition’a yaslanmadan rakiplerinden onlarca kat fazla ciro ve kar yapıp hala ikonik/lüks bir arzu nesnesi olabilmek çok büyük bir başarı. bunu sadece, rolex’in tarihiyle, otomatik saat piyasasındaki bazı ilklere imza atmış olmasıyla açıklamak da mümkün değil.
lüks tüketimin yaygın olduğu otomotiv veya elektronik piyasasında böyle bir örnek yok mesela. (ki, otomatik saat piyasasında planlı eskitme stratejisinin uygulanmadığına dikkatinizi çekmek isterim, bilakis, 150 yıldır çalışan bir saat o markanın gurur kaynağıdır)
aşırı lüks tüketim moda markalarında dahi böyle bir örnek yok.
bu nedenle rolex her zaman rolex’tir.
ama dünyanın en iyi saati değil. hangi yönden? hiçbir yönden değil.
rolex dünyanın en sağlam saatlerini satmıyor. en iyi mekanizmalar rolex’te değil. en iyi cam, en iyi işleme, en iyi kordon, en iyi kasa rolex’te değil. en nadir saatleri üretmeyi bırak, yıllık ortalama üretim miktarı 1 milyonun üzerinde. birkaç model dışında limited edition yanı da yok.
ancak dünya lüks saat piyasasının açık ara lideri. öyle ki, kendinden sonraki en yüksek cirolu 9 isviçre markasının toplamından daha büyük bir ciro yapıyor; 11-12 milyar dolar. (patek philippe’in toplam piyasa değerine tekabül ediyor.)
neden?
işin pazarlamacılık kısmını bir kenara bırakırsak (onu richard mille’de konuşabiliriz) rolex bu yukarıda saydığım özelliklerin hiçbirinde en iyi olmasa da, her birinde çok iyi.
bir özellik diğerine göre hiçbir zaman ciddi oranda geride kalmadığı gibi her bir özellik ayrı ayrı dünyadaki sıralamada her zaman ilk 4-5 içinde. bir rolex satın aldığında, hangi model olursa olsun, vasat bir mekanizma beklemezsin, vasat bir cam işçiliği beklemezsin, vasat bir bilezik/kasa beklemezsin. “her şeyi iyi ama şu pek olmamış” demezsin. her zaman her şeyiyle iyidir.
tasarımı bir audemars piquet değildir, sağlamlığı bir vacheron konstantin değildir, philippe patek kadar ikonik değildir ama her zaman her bir özelliği diğerleriyle bir anılır. ki diğer saydıklarım ikonik modellerini 200-300 bin dolardan piyasaya sürerken rolex 6 ila 50 bin dolar aralığında satış yapar.
senede 1 milyon saat satan bir marka olmasına rağmen internetten siparişle rolex satın alamazsın. gider bayisinde talebini dile getirirsin varsa alırsın yoksa sıraya girersin ki, bekleme süresi 8 yılı bulabilir. (bu yüzden bazı modellerin ikinci eli aynı modelin güncel piyasa değerinden yüksek olur)
işte buna mühendislikte optimizasyon deniyor.
mevcut bağlamda, tek tek hiçbir şeyde en iyi olmayıp ortalamada en iyiyi yakalamak, diyebiliriz.
pazarlama stratejilerinde sınırlı üretim var mı? tabi ki var. bu çoğunlukla talebe yetişememekle ilgili olsa da, bazı durumlarda ülkelere belirgin kotayı kesinlikle aşmıyorlar. arz-talep dengesine yapay dokunuşlar elbette var.
bir de rolex satın alıp kısa zamanda sattığını duydukları/bildikleri (yani ticaretini yapan) kişilere de sıra hiç gelmiyor. satın alması imkansız değil tabi ama zorluk derecesi ayarlanıyor, diyebiliriz. ayrıca, ilk defa rolex satın alacak birinin daytona bulma olasılığıyla yıllardır rolex müşterisi olan birinin bulma olasılığı aynı değil. datejust ya da submariner’ın baz versiyonlarını bulmak daha olası. hulk, pepsi, starbucks, batman gibi ikonikleşmiş olanları bulmaksa aşırı zor.
rolex, piyasaya somut bir tüketim nesnesi sürüp böylesi bir başarı elde etme açısından sadece saat piyasasında değil, bütün piyasalarda tek örnek olabilir. rakiplerinle kıyaslandığında en kaliteli değilken, rakiplerinin yüzlerce katı üretirken, limited edition’a yaslanmadan rakiplerinden onlarca kat fazla ciro ve kar yapıp hala ikonik/lüks bir arzu nesnesi olabilmek çok büyük bir başarı. bunu sadece, rolex’in tarihiyle, otomatik saat piyasasındaki bazı ilklere imza atmış olmasıyla açıklamak da mümkün değil.
lüks tüketimin yaygın olduğu otomotiv veya elektronik piyasasında böyle bir örnek yok mesela. (ki, otomatik saat piyasasında planlı eskitme stratejisinin uygulanmadığına dikkatinizi çekmek isterim, bilakis, 150 yıldır çalışan bir saat o markanın gurur kaynağıdır)
aşırı lüks tüketim moda markalarında dahi böyle bir örnek yok.
bu nedenle rolex her zaman rolex’tir.
devamını gör...
14.
elimde teslimini 6 yıl beklediğim 3 tane mevcut (6 yıl sonra geldi.) şu an her biri kendini 3 e katlamış vaziyette.
peki bu nasıl oldu ben belli modellerde ısrarcı oldum gittiğim bayii ara ara bak bu da geldi şuna geldi dedi yok dedim (sanırım denedi.) ilk rolex siparişimdi neyse işte geldiler sonunda.
aynı zamanda yatırım aracıdır.
peki bu nasıl oldu ben belli modellerde ısrarcı oldum gittiğim bayii ara ara bak bu da geldi şuna geldi dedi yok dedim (sanırım denedi.) ilk rolex siparişimdi neyse işte geldiler sonunda.
aynı zamanda yatırım aracıdır.
devamını gör...
15.
omega'nın getir götürünü yapar saât markası.
devamını gör...