1.
bir dagmara kraus tanımlamasıdır.
her okuduğum cümleye kendimden bir pay biçme, kendi hayatımdan bir örnekle bulma, anlamlandırmak için somut bir anıya iliştirme huyum var. fikirleri teorik bir soyut düzlemde algılama yetim düşük olduğu içindir belki. belki de böylesi daha eğlenceli olduğu içindir. bilemiyorum.
küçükken birçoğumuz yapmıştır bu yaramazlığı. yapmayanları biraz eksik bile sayabiliriz. anlamsız bir eylemle insanları rahatsız, huzursuz, mutsuz etme eylemi idi bahsettiğim. yemek yiyen birini yemekten kaldırmak, uyuyan bir bebeği uyandırmak, misafir bekleyen birini hayal kırıklığına uğratmak, martin heidegger okuyan birini tam bir şeyler anlayacağı anda metinden koparmak bu eylemin olası sonuçları olabilirdi ama biz bunu düşünmezdik hiç.
bahsettiğim etkinlik kapı zillerine basıp kaçma etkinliği idi. ki bu kapı zillerinin adını dagmara kraus ruh levhaları koymuş. yani biz o dönemlerde ruh levhalarına bir haçlı seferi düzenliyorduk. evlerin ve dolaylı yoldan insanların ruhları huzursuz etmeyi bir oyun haline getirmiştik. ruh levhaları üzerlerinde yazılı olan isimlerle birlikte hayat bulan ve bize o apartmana dair çok şey anlatan küçük dörtgenlerdi. ben ruhun bu kadar köşeli olabileceğine inanmadığım için onları ciddiye almamıştım o zamanlar. bir şeyler öğrendikçe hayat çok zorlaşıyormuş. artık evlerin ve insanların ruhlarının sivri köşelerini tanıyorum ve insanlardan korkum bu yüzden belki de.
sonra bu oyunlar bittiğinde, ben büyüdüğümde, artık peter pan olmayacağıma emin olduğumda benim de bir ruh levham oldu. ilk kez bir apartmanın kapısındaki zillerden birindeki dörtgene ismim yazıldığında kendimi atılgana dönüşmüş titrek gibi hissetim. gölgelerin gücüne gitmesin ama içime bir kuvvet doldu. özgürlük duygusu gibi bir şeydi ama bir dörtgenin içine hapsolmuş ruhlara özgür demek enikonu safdilliktir.
zillerine basıp kaçtığım evlerden birinde oturup birinin ruh levhamdaki zile basıp kaçmasını bekliyorum. bu eyleme gönüllü çocuğu yakalamak için en yakın balkondan havalanıp peter pan olabilme fikrime yeniden sarılmak için. cebimde kinder sürpriz yumurta tutuyorum, ruh levhalarına dokunacak kadar cesur olan ilk çocuk için.
her okuduğum cümleye kendimden bir pay biçme, kendi hayatımdan bir örnekle bulma, anlamlandırmak için somut bir anıya iliştirme huyum var. fikirleri teorik bir soyut düzlemde algılama yetim düşük olduğu içindir belki. belki de böylesi daha eğlenceli olduğu içindir. bilemiyorum.
küçükken birçoğumuz yapmıştır bu yaramazlığı. yapmayanları biraz eksik bile sayabiliriz. anlamsız bir eylemle insanları rahatsız, huzursuz, mutsuz etme eylemi idi bahsettiğim. yemek yiyen birini yemekten kaldırmak, uyuyan bir bebeği uyandırmak, misafir bekleyen birini hayal kırıklığına uğratmak, martin heidegger okuyan birini tam bir şeyler anlayacağı anda metinden koparmak bu eylemin olası sonuçları olabilirdi ama biz bunu düşünmezdik hiç.
bahsettiğim etkinlik kapı zillerine basıp kaçma etkinliği idi. ki bu kapı zillerinin adını dagmara kraus ruh levhaları koymuş. yani biz o dönemlerde ruh levhalarına bir haçlı seferi düzenliyorduk. evlerin ve dolaylı yoldan insanların ruhları huzursuz etmeyi bir oyun haline getirmiştik. ruh levhaları üzerlerinde yazılı olan isimlerle birlikte hayat bulan ve bize o apartmana dair çok şey anlatan küçük dörtgenlerdi. ben ruhun bu kadar köşeli olabileceğine inanmadığım için onları ciddiye almamıştım o zamanlar. bir şeyler öğrendikçe hayat çok zorlaşıyormuş. artık evlerin ve insanların ruhlarının sivri köşelerini tanıyorum ve insanlardan korkum bu yüzden belki de.
sonra bu oyunlar bittiğinde, ben büyüdüğümde, artık peter pan olmayacağıma emin olduğumda benim de bir ruh levham oldu. ilk kez bir apartmanın kapısındaki zillerden birindeki dörtgene ismim yazıldığında kendimi atılgana dönüşmüş titrek gibi hissetim. gölgelerin gücüne gitmesin ama içime bir kuvvet doldu. özgürlük duygusu gibi bir şeydi ama bir dörtgenin içine hapsolmuş ruhlara özgür demek enikonu safdilliktir.
zillerine basıp kaçtığım evlerden birinde oturup birinin ruh levhamdaki zile basıp kaçmasını bekliyorum. bu eyleme gönüllü çocuğu yakalamak için en yakın balkondan havalanıp peter pan olabilme fikrime yeniden sarılmak için. cebimde kinder sürpriz yumurta tutuyorum, ruh levhalarına dokunacak kadar cesur olan ilk çocuk için.
devamını gör...