tanım: şafşavan ya da chefchaouen, fas’ın kuzeybatısında yer alan ‘mavi şehir’ olarak adlandırılan sahil kenti.
kentin adı aslında kurulduğu coğrafyaya benzerliğinden* ,keçi boynuzundan, geliyor. 1400’lü yılların sonunda ispanyadan sürgün edilen yahudilerin yerleşir ve geleneklerine (tevrata göre) ibadet sırasında tekhelet* renginde kumaştan giyinmeleri buyrulur. halk bu rengi hilazon adı verilen bir canlıdan çıkarır ve tanrının bu rengi çok sevdiğini düşünerek tüm şehri maviye boyar. halk şehri boyamaya günümüz boyalarıyla devam ediyor. şafşavan
umarım ben de bir gün bu şehrin mavi sokaklarında yürür, kendi fotoğraf makinemle şehri ölümsüzleştirebilirim.
devamını gör...
fas'ın kuzeybatısında, rif dağları'nın eteğine yakın bir konumda yer alan küçük ve tatlı şehirdir.
şehri diğer kentlerden ayıran özelliği ise evlerinin mavi boyalı olmasıdır. evlerin dış cephe duvarları, merdivenleri, direkleri yani neredeyse tamamı mavi-beyaz boyalar ile boyanmış durumdadır.
mavi boyalı olmasının nedeninin 2 rivayete dayandığı söylenmektedir.
ilk rivayet, ilk tanımda da yer alan bir yahudi geleneği, ikinci rivayet ise evlerini mavi renge boyayanların kötü ruhlar tarafından rahatsız edilmeyeceğine olan inançtır.
tıpkı bodrum'un beyaz boyalı evleri gibi bu şehir de mavi boyalı evleriyle turistler tarafından büyük ilgi görmektedir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kaynak:şafşavan
ps: kaynak belirttiğim sayfayı incelerseniz çok daha detaylı bilgiye sahip olabilirsiniz, gerçekten çok güzel anlatmış.
devamını gör...
fas'ta turistik bir şehir. evlerin duvarları mavi renge boyandığı için mavi şehir diye geçer. aynı bizdeki bodrum mavisi gibi buranın mavisi de çok ünlü.
devamını gör...
ikinci gecem. yukarıdaki muhabbetlere ek olsun bi kaç gözlem aktarayım:

1. şehirde deli gibi ot satılıyor, gündüz gece fark etmeden. esnaf bile buyur gel kahve iç diyor hayır diyorsun başka bi şey lazım mı diyor sonrasında. fas dünyada birinci marijuana üretiminde bildiğim kadarıyla zaten, herhalde dolaşıma da giriyor bi şekilde devletin kontrolü dışında. sipsi dedikleri uzun ince bi çubukla içiyorlar genelde, baya kafa yapıyormuş.

2. ispanyol etkisi yoğun bi şehir, zaten asırlar boyu dışarıdan gelenlerle savaşmış ve yerel halkları bi şekilde uzun da sürse özgürlüklerini kazanmışlar. ispanyolca fransızcadan daha çok konuşuluyor, fasın genelinin aksine. tabi arapça ve çeşitli amazigh dilleri de. kral da amazigh imiş, gururla söylüyorlar adamı pek sevmeseler de. berberi yunanca bir isimlendirme olduğundan genel olarak kendilerine berberi denmesini sevmiyorlar, “amazigh misin?” falan derseniz kavramı bildiğinizi belli etmek için size çok iyi gözle bakıyorlar.

4. chef göz, chaouen ise boynuzlar demekmiş amazigh dillerinden kimbilir hangisinde. dağın eteğinde bir şehir şafşavan, dağın iki sivri tepesi var. sanki birer boynuz ve ortasındaki vadiyi göz olarak düşünürlermiş. “chef anam chaouen babam, buraya aitim ben” dedi anlatan adam, belli ki inançlarıyla ilgili derin bi bağı var bu hikayenin de.

3. baya dost canlısı insanlar. rahat rahat gezilebilir tek başına da. sakat bi durum görmedim pek geceleri dahi. restoranlarda kafelerde ikramlar ufak hediyeler falan gırla. sevdim insanlarını, teklifsizler, gelip bi sigara isteyip muhabbete başlıyorlar sizinle. avrupalılar için pek öyle olmadı ama benim şansımdı herhalde bu, faslı ya da ispanyol gibi gözüktüğümü söylediler. belki yakın hissettiler, bilmiyorum.

bi de fotoğraf bırakayım size, inş yan dönmüş yüklenmez.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim