sağcılar olmasa mumla oturacağımız gerçeği

türkiye'deki tüm barajları ve elektrik santrallerini sağcı hükümetler inşaa etti. chp ve komünistlerse barajlara karşı çıktı. enerji santrallerinin yapılmasını hiç istemedi.
uzun süreler chp benzeri partilerle yönetilen lübnan, suriye ve ırak elektrikten yoksun.
maazallah chp iktidarda olsa türkiye'de de büyük elektrik kesintileri olurdu. bence biz bugün mumla otururduk. allah özaldan, necmettin hocadan, erdoğandan razı olsun. onların sayesinde 24 saat elektriğimiz var ve ucuza tüketiyoruz.
90larda chp iktidara gelmişti. türkiye'de elektrik avrupanın 4 katı fiyata satılıyordu, üstelik yetmiyordu sürekli akşamları kesiliyordu.
milletimizin sağ partilerin ülkeye hizmetlerini ve solcuların ülkeyi döndürebileceği enkazı görmeleri için ırak, suriye ve lübnana bakmaları yeterli.

(bkz: ne kadar inanarak boş boş konuşuyor görüyor musunuz)

sağcılık nedir bilmeyen yazar hezeyanı, cahillik para ile değil.

sağcılık/solculuk gibi artık mazide kalmış, yararı olmayan kutuplaşmaları insanların hala ısrarla kullanmasına şaşırdığım başlıklara örnektir. bu kavramlar artık akademiye bırakılsa da onlar bilimsel tasnif amaçlı kullansalar keşke.
o veya bu yönü gösteren, şu veya bu parti tarafından hunharca kullanılmamış gibi hala üstünlük tartışması sürüyor. hepsi bir şekilde güncel vaziyete olumsuz katkılarını yaptılar.

chp için sol mu deniyor bu sözlükte, ona göre saydıracağım.

bu başlığı açan yazarın sol saydığı chp 75 yıldır iktidarın yanından bile geçemiyor. ondan önceki 27 yıl da açık bir faşizm dönemi. hangi ara solcular ülkenin anasını belledi?
boş laf.

yönetsel erk ve sol iktidar? görmedik, bilmiyoz

o zaman bu başlık açangil bizden daha fazla ne görmüş?

görmüş geçirmiş kimse bu

belli maşallaah

abartılı gibi geliyor kulağa bence haklılık payı var.

maalesef bu ülke 2.dünya savaşı tehlikesi yaşamış inönü döneminden beri bir yarı sömürgedir. bu ön kabulle ülke siyasetçilerinin önündeki açmazı kabul ederek ülke siyasetini ve tarihini yorumlarsanız daha sakin kalabilir ve gerçek çözümün ne olduğuna kafa yormaya başlayabilirsiniz.

sağcı solcu meselesi bizde sünni muhafazakar dindar vs seküler kemalist ulusalcı olarak kodlanmış. iş siyasete, hizmete ve yapılan işlere gelince bu ülkede seçimler yapıldığından beri bariz bir sağ üstünlüğü mevcut. siyaset sağınken ordu,aym, basın, medya, iş dünyası solundu. asıl kuvvetler ayrılığı denilen şey buydu. bu sistem eski türkiye dediğimiz şeyin özetidir. rahmetli bana kartvizitini vermişti ya, jitemi ben kurdum diyen, bu ülkede jitem vardı. bu ülkenin gizli tarihi özel harp dairesinde, komünizmle mücadele derneğinde yazıldı. yeşil, kırmızı ergenekonları vardır bu ülkenin. e ne alaka mumla, ampulle bu işlerin? sana biçilen rolü oynuyorsun, fakir ama gururlu müttefik, ileri karakol, buğday ambarı, 50 centlik asker.

ülke çıkarına ciddi bir iş yapmaya kalktığınızda, sistemi zorladığınızda kesinlikle ya ülke karışır, ya ekonomik kriz çıkar, ya terör artar, ya suikast ya darbe yapılırdı. bunu demirel, özal, ecevit, erbakan, erdoğan hepsi yaşadı.

akredite olmayan asıl solcular yani sosyalist yada komünistler asla bu sistemi kıramadı. solcu derken chp anlaşılması bu yüzden.

şansa deyin, plan dahilinde deyin, aslında onlar da hain deyin ne derseniz deyin. bu sistem aşındıysa birşeyler değişiyorsa bunda erbakan ve erdoğan ın payı diğerlerinden büyüktür. belki bugün hak ettiğimiz yerde değiliz ama bu bugünün hikayesi değil, belki yarın olacağız ben inanıyorum. ülkeme ve insanıma inanıyorum, eziklik psikolojine, özentiliğe gerek yok.

sağcı ve solcusu aynı kafa.

inanıyor bunlar. kafalarını çalıştırmadan kaçınıyorlar.

iktidarda ampul var esprisi falan bekledim halbuki. aksi ciddiyetle yazılmışsa daha komik çünkü.
yanlış bilmiyorsam solcu denilen chp atatürk'ten beri iktidara gelmemiş, en fazla koalisyonlarda bulunmuş. ayrıca bulunduğumuz çağın getirisi olan şeyler var. bizi muma mahrum bırakmamış olan iktidarın, türk yurdunda türkü azınlık duruma düşürmesi, kendi fabrikalarını satması, tarım ülkesi denilen ülkede artık herşeyi yurtdışından alıyor olmamız, yaptı dediği yolları bile sittin yıl geçiş ihalesini hiç geçmeyecek sayıda araç garantileriyle birilerine yaptırıp devletin cebinden o köprünün/yolun maliyetinin fersah fersah fazlasının ödenmesi, memleketin cemaat yuvasına dönmesi, adını bile bilmediğimiz ülkelerin parasının bile liramızdan değerli hale gelmesi gibi konulara bakınca; keşke mumla otursaydık da kendi vatanımızda otursaydık diye düşündürüyor bazen. burası gerçekten "türk"iye mi, ortada bir "cumhuriyet" kalmış mı.