şahane pazar

süheyl uygur ve behzat uygur kardeşlerin sunduğu eski yarışma programı.

pazar banyosu sonrası soba sıcağında izlediğim benim için efsane olan programdır.

çok sulu zırtlak ve uyduruk oyunların olduğu doksanlar entertainment.

zıplayarak boyaların içine düşülen oyun hep içimde kalmıştır.

süheyl’in saf kardeşi oynadığı için hep ezildiği benimse bu sebeple kendisine üzüldüğüm program. * boya kutusuna zıplamak her çocuğun hayalini süsler, kule yaparak bardakların dizilmesini izlemek ayrı bir heyecan verirdi.

bebelik yıllarının güzel hatıralarındandır. uçuk kaçık takım elbiseden, yerler deterjanlı yürümeye çalışan yarışmacılar. boğa üzerinde sallanan yarışmacılar. bartrı devirmemeye çalışırken sergilenen yüz halleri. başarılı bir programdı...

dünyanın en anlamsız programlarından biriydi fakat baya izletiyordu kendisini. klasikleşen pazar rutinleri içerisinde yeri vardı. güzel zamanlarmış bilememişiz. evet.

ekrandaki ilk absürt işlerden desem yanılır mıyım? daha eskiye aklım ermiyor.

çok güzeldi ya. çok gülürdüm. hala da gülürüm. şu ninjalı oyundaki tipler çok komik oluyordu ya. *

ayı ailesi skeci, bardak çekme oyunu, yüzük oyunu, boya oyunu ile pazar gecelerinin unutulmazıydı.

yok mu şöyle paralı bir abi bir tesis kursa parası neyse versek gelip yarışsak dursak. sonunda da sobada kestane pişirip yeriz.

günümüz teknoloji bir gün beni bu programin ilk bölümüne gondericek noktaya gelince haber verin çünkü bu devir çekilmiyor.

ya bunda belediye çukuru diye bir oyun vardı. bir platformun üstüne çıkıyorlardı. önünde 5 kutu ve içlerinde boya var, bir tanesinde yok. ona atlarsan diğer 5 kutuya geçebiliyorsun. yanlış kutuya atlarsan kontrplak kırılıyor, tahtanın altında boya var, ortalık gökkuşağına dönüyor. harika bir olay cidden ancak özellikle gerizekalıları seçiyorlardı galiba bu oyun için. izledikçe deliriyordum. boyasız kutuyu bulduğu halde başa döndüğünde sanki hiç bulmamış gibi yine boyalı kutulara atlayıp kaybediyorlardı zıplama hakkını. şu oyunda başarılı olmak için tek gerekli olan şey oda sıcaklığında iq ve hafızayken dakikalarca yanlış kutulara atlamalarını izliyorduk...

bırakın ben atlıcam lan diye bağırasım geliyordu...