orijinal adı: to have or to be
yazar: erich fromm
yayım yılı: 1976
psikanalist, sosyolog ve filozof yazar erich fromm bu eserinde, bireyin sahip olduklarıyla bütünleşmesini ve kendini sadece sahip olduklarıyla var kılmasını ancak bu yanılsamanın aksine sadece olmakla özgürlüğün ve varoluşun gerçek olabileceği fikrini okuyucuya aktarıyor.
yazar: erich fromm
yayım yılı: 1976
psikanalist, sosyolog ve filozof yazar erich fromm bu eserinde, bireyin sahip olduklarıyla bütünleşmesini ve kendini sadece sahip olduklarıyla var kılmasını ancak bu yanılsamanın aksine sadece olmakla özgürlüğün ve varoluşun gerçek olabileceği fikrini okuyucuya aktarıyor.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "johannes" tarafından 20.12.2022 01:16 tarihinde açılmıştır.
1.
özgün adı "to have or to be" olan, 1976 yılında erich fromm tarafından yazılmış kitaptır. erich fromm, aslen almanya doğumlu, amerikalı antropolog, sosyolog, tarihçi ve psikanalisttir. dolayısıyla bu kitabında fikrini desteklerken çok faklı açılardan konuya yaklaşma imkanı bulmuştur.
kitapta "olmak" ve "sahip olmak" ifadeleri birbirilerinin tam karşıtı olarak olarak ifade edilir. insanlığın hızla çöküşe gitmesinin sebeplerini "sahip olmak" terimiyle özdeşleştiren yazar, bu kötüye gidişin ancak "olmak" ilkesinin hayata geçirilmesiyle mümkün olacağını savunur.
yazar, iki ilkeyi çok farklı açıklardan ele alıyor. bu iki terimi; bireysel psikolojiden toplumsal davranışlara, tarihten bilime ve sanata, ekonomiden endüstriyel gelişime, teolojiden felsefeye birçok konuda kaynakça belirterek karşılaştırmalı olarak anlatmaya çalışıyor. sonunda ise "olmak" ilkesine geçişin nasıl mümkün olabileceğine dair bir devrim reçetesi yazıyor adeta.
kitabı okurken yazarın verdiği örnekler sayesinde, "sahip olmak" ilkesinin günlük hayatımızın tam merkezinde yer aldığını görme fırsatı buldum. hayatımızın ayrılmaz parçası olan birçok davranışın hatta kullanılan kelimelerin bile "sahip olmak" kökenli olduğunu fark etmiş oldum. yazarın "olmak" ilkesini hayata geçirme yolundaki tavsiyelerini günümüz için ütopik bulduğumu söyleyebilirim. ancak yazar da bu konuda şöyle cesaret veriyor: " bu konuda 'ütopik'amaçlar günümüz politikacılarının 'realist' tavırlarından daha gerçekçidir."
son olarak kitabın içeriği ile ilgili bilgi almak için şu (bkz: sahip olmak vs olmak) tanıma bakabilirsiniz. çünkü arkadaş kitabın bir bölümünü kaynak falan belirtmeden direkt araklamış. yüce mahkemenin huzurunda kendisini kınıyorum.
kitapta "olmak" ve "sahip olmak" ifadeleri birbirilerinin tam karşıtı olarak olarak ifade edilir. insanlığın hızla çöküşe gitmesinin sebeplerini "sahip olmak" terimiyle özdeşleştiren yazar, bu kötüye gidişin ancak "olmak" ilkesinin hayata geçirilmesiyle mümkün olacağını savunur.
yazar, iki ilkeyi çok farklı açıklardan ele alıyor. bu iki terimi; bireysel psikolojiden toplumsal davranışlara, tarihten bilime ve sanata, ekonomiden endüstriyel gelişime, teolojiden felsefeye birçok konuda kaynakça belirterek karşılaştırmalı olarak anlatmaya çalışıyor. sonunda ise "olmak" ilkesine geçişin nasıl mümkün olabileceğine dair bir devrim reçetesi yazıyor adeta.
kitabı okurken yazarın verdiği örnekler sayesinde, "sahip olmak" ilkesinin günlük hayatımızın tam merkezinde yer aldığını görme fırsatı buldum. hayatımızın ayrılmaz parçası olan birçok davranışın hatta kullanılan kelimelerin bile "sahip olmak" kökenli olduğunu fark etmiş oldum. yazarın "olmak" ilkesini hayata geçirme yolundaki tavsiyelerini günümüz için ütopik bulduğumu söyleyebilirim. ancak yazar da bu konuda şöyle cesaret veriyor: " bu konuda 'ütopik'amaçlar günümüz politikacılarının 'realist' tavırlarından daha gerçekçidir."
son olarak kitabın içeriği ile ilgili bilgi almak için şu (bkz: sahip olmak vs olmak) tanıma bakabilirsiniz. çünkü arkadaş kitabın bir bölümünü kaynak falan belirtmeden direkt araklamış. yüce mahkemenin huzurunda kendisini kınıyorum.
devamını gör...