güzide akademimizde birden çok örneği olandır.

son örneği zulal atalay laçin. insan sormadan edemiyor lan. onca sene bu kişiden doçent diye bahsederken zerre işkillenmeyen akdeminin diğer mensupları neyin kafasını yaşıyordu? bunların verdiği dersler nasıl geçerli sayılabilir. notlar nasıl geçerli olabilmekte.

hatta ayça engin akmeşe örneğinde görüleceği üzere sahte profesör olanlarına senelerce hojam diyen ötekilerin bilgi seviyesi neredeydi ki acaba? ayça bir klinik vakaydı tamam da onun yer aldığı tez jürilerinde görev alan diğerleri? doktora derecesi alanlar?
devamını gör...
son örneği ilk tanımda da belirtildiği ve doktora ve doçentlik belgeleri sahte çıkan akademisyen başlığında da tartışıldığı gibi zulal atalay laçin'dir.
devamını gör...
sahte diplomalı cumhurbaşkanından sonra şaşırtmayandır. akp, bu ülkenin başına gelmiş en büyük felakettir..
devamını gör...
özellikle son 20 yıl türkiyesine hoşgeldiniz..
devamını gör...
tc adlı devletin kasti olarak yol verdiği akademisyenlerdir.
sistem robot.
bop kapsamında ülke parsel parsel bölüp elden çıkarılacak.
bu bağlamda her bir noktada kolpa sıkacak, maval okuyacak untermenschleri kuyuların başına getirmek zorunda.
sistem robot.
o dört yüz akademisyenin ismi açıklanamaz, çünkü onları tanıyoruz.
her gün ana akım medya'nın her bir aracında ahkam keserlerken görüyoruz onları.
sistem robot.
orta doğu bataklığa dönerken beyaz kıçlarını avrupaya atabileceklerini sanıyorlar.
kendi vatanına ihanet edene, avrupalılar güvenir mi?
(bkz: failed state)
devamını gör...
skandal gibi skandaldır lakin diploması sahte olmayip, donanım olarak sahte olandan farkı olmayan bir sürü akademisyen tanıyorum. çomarlık diz boyu. ego desen o biçim. çalışmalarına bakıyorsun bomboş. bildirilere, sempozyumlara gelirler 2 kelimeyi bir araya getiremezler.
devamını gör...
diğerlerinin diploması mı varmış??? şaşırdım vallahi...
devamını gör...
2 gündür konuşuyoruz bunu. tam olarak işbu entrydeki ---> #3679318 zihniyeti tetikleyecek oluşu tedirgin ediyor insanları.

bilimle ve bilgiyle alakalı her türlü mesleği itibarsızlaştırıp cehaletin kendine yer açmasına çanak tutmaya yeminli bir sistem söz konusu ne yazık ki. öğretmen için de bu geçerliydi, doktor için de, şimdi bilim insanları ve araştırıcılar için de maalesef söz konusu oluyor.*

var abicim bu ülkede diplomalı ve dişiyle tırnağıyla bir şeyler yapmaya çalışan akademisyenler. ne yazık ki buradaki bu çürüme de herkesin töhmet altında kalmasına, bir yığın zırcahilin de kendisini profesör olsa ne olcak, profesör olduğu ne belli diye rahatlatmasına neden olacak. yalnız bu manevi mastürbasyon ilk diş apsesi ile diş doktoruna koşana kadar, benden söylemesi :d. allahtan insan arızalanan bir şey ve şükürler olsun ki sağlıkçılar var. :d

hadi bakalım.
ben de gerçekten bir noktada taş ve sopaya döneceğimize inanmaya başladım bu gerzeklikle. allah sonumuzu hayretsin :d.
devamını gör...
diploması sahte olanın akademisyenliği zaten sahte olacağına göre, diplomayı akademisyenliği niye anıpta kibarlık ediyorsunuz. doğrudan ve sadece sahtekar desenize.. biz anlardık zaten.. son 20 yılda oldukça uzmanlaştık bu konuda..
devamını gör...
tepe editi: plakayı kaptırınca yazdıklarını silmeyecek kadar bile delikanlı olamayan bir iç-trollünden hallice kullanışsız aparat, kendinden tam olarak beklediğim şeyi yapmış ve yazdıklarını silmiş.
bunların işi bu. sağa sola hakaret eder, troolük eder sonra "ben ne yaptım ki ama yaa" der, insanların hassas hissiyatına sataşır sonra "onlar mesya"nın piyasaya saldığı pr tiplemesi gibi "ben bir insanım" diye bağırınmaya başlar.
zaten size "insan değilsiniz" diyen yok, "insan sıfatından çıkan kendinizsiniz" diyen var allah'ın aklı evveli.
entürü:
ne de güzel cevap veriyor ha.
sizi aşar bu işler ha diyor. ben de öyle bir yapının içindeyim ona göre ha diyor.
ha ha ha sıteyin elayv ona göre ha diyor.
devamını gör...
400 sahte diplomanın yarısı psikologmuş terapiye gidenlerin neden daha fazla delirdiğini anladım şimdi işte en azından yakın çevremdekilerin
devamını gör...
bir tanesi de yüksek lisansım var diye özelden kafamı silkiyordu. lan yoksa!?
devamını gör...
bu sahte akademisyenlerden ders alanlar ne olacak? bu zamana kadar nerdelermiş
devamını gör...
işe başladığı tarihten beri aldığı her kuruş faiziyle geri alınmalı ve sahtekar olarak damgalanmalıdır. sadece akademisyen de değil, polis, asker, prof, doçent ne ararsan var. işte her yere bu şekilde sızıyorlar.
devamını gör...
üstteki arkadaşın yürüyen köşk meselesinden canı yanıyor. benden bahsediyor.

başlığa

"diğerlerinin diploması mı varmış?" yazmıştım. bir yazarı rencide etmiş, herkesi töhmet altında bıraktığımı söylemiş haklı olarak. ben de hak verdim kendisine ve tanımı sildim. bu kadar. şu yürüyen köşk işi ne oldu? :d
devamını gör...
oğlum ex bir trollsün ona eyvallah ama bari yalancılık yapma.
akademisyenlik diş hekimliği cart curt yapıyordun, bu işler senin boyunu aşar falan filan yapıyordun...
nerede o entry?
işimiz gücümüz yok ss mi alalım? kilo kilo byte mi harcayalım senin gibi bir gereksiz faydasız için?
sahi hala aynı yerde kalmışsın, dallardan arta kalan iki çınar yaprağı var ayağının dibinde al onları da açıkta kalan yerlerini ört üşütme sonra.
dallara rağmen cereyan neyin yapar yaz günü maazallah.
devamını gör...
size biraz da "gerçek diplomalı akademisyen" hakkında bilgi vereyim.
anadolu'daki üniversitelerin internet sitelerinin akademik kadro sayfalarına bir göz gezdirin. her bir fakültede, farklı nesillerden aynı soyisme sahip birçok "gerçek diplomalı akademisyen" göreceksiniz.
sistem şu şekilde işliyor:
- profesör veya doçent bir anne veya baba var. çocuğunu, kendi fakültesiyle ilgili bir bölümde okutuyor. eğer çocuk gerizekalıysa, özel üniversite gibi bir çözüm var. çocuk lisans eğitimini tamamladıktan sonra, anne veya babanın çalıştığı üniversitenin uygun olan enstitüsünde, çocuğa uygun bir yüksek lisans bölümü ayarlanır. çocuğun derslerine, anne veya babanın yakın arkadaşı olan diğer akademisyenler girer ve tez aşamasında, anne veya babanın uzmanlığına uygun bir tez konusu belirlenir. tezi, anne veya babanın asistanı yazar ve zaten o teze sadece "bunu yazan tosun, okuyana..." cümlesi yazılsa bile yüksek lisans biter. bu arada, çocuk parasız mı kalsın? hemen çocuğa uygun bir asistan kadrosu açılır, sorular çocuğa ulaştırılır ve sınav duyurusu yapılır. bu çocukların bazıları o kadar aptaldır ki sınavda birinci olamazlar ve bu nedenle sınav iptal edilir. bizim gerizekalı, sınavda birinci olana kadar sınav tekrarlanır. çocuğumuz asistan olduktan sonra doktora süreci başlar. yine anne veya babanın çalıştığı fakültede, yine bir arkadaş bizim çocuğun danışman hocası olur. doktora süreci için devletimiz daha büyük zorluklar çıkarmış ve "tez jürisinde yer alacak akademisyenler, bizim çocuğun kayıtlı olduğu üniversiteden olamaz" demiştir. neyse ki anne veya baba bunun da çözümünü bilir. bu iş öyle bir gelenekselleşmiştir ki "sen benim çocuğumu geçirmezsen, ben de senin çocuğunu/asistanını/yakınını geçirmem" mottosuyla hareket esildiğinden birkaç "kıl hoca" dışında tüm akademisyenler bu geleneğe uygun davranırlar ve bizim gerizekalı çocuk akademisyen olur.
şimdi bizim çocuk yardımcı doçent oldu ya, artık hakemli dergilerde yayınları çıkmalı ki doçent olabilsin. neyse ki bunun da çözümü bulunmuştur; paralı hakemli dergiler. siz tezi yazın, 600 euro'yu hesabımıza yatırın, teziniz yayınlansın. evet, bu kadar basit.
bizim çocuğun profesör olmasının önünde hiçbir engel kalmadı.
şimdi gelelim ikinci kısma...
bu sistem artık eskisi kadar etkin bir şekilde kullanılamıyor çünkü akademi dışı güçler, akademisyenlerden daha güçlü ve onlar da çocuklarının bilim insanı olmasını ve vatanlarına fayda sağlamasını istiyorlar. işte bu çatışmadan "yeni nesil atatürkçü, laik, demokrasi aşığı" akademisyenler doğdu. akp başa gelene kadar ihtilalin kurduğu yök'ün kaymağını yiyen, üniversiteleri kendi çiftliklerine dönüştüren, en iyi ve kolay dersleri kendilerine alıp bir de üstüne enstitü dersleriyle rektörlük görevlerini sahiplenen bu kadro artık "atatürkçü" ve "demokrat" oldu. genelinin tek pişmanlığı, zamanında akp'li olamamak ve öeşmenin başından ayrılmak zorunda kalmaktır.

türkiye'de yolsuzluklara ve torpile kızanların geneli, yolsuzluk veya torpil imkanına kavuşamamışlardır. ülkenin yarısı, karadenizli bir tüccarın peşinden giderken diğer yarısı başka bir karadenizli tüccarı "kurtarıcı" okarak görüyor ama hiçkimse "ahmet necdet sezer gibi biri ülkeyi yönetsin" demiyor, çünkü doğruluğa veya adalete değil, torpilin kendisine uygulanmasına ihtiyaç duyuyor.

konuyu bir cümleyle kapatacağım; aranızda arabası olup da hayatı boyunca kaldırıma bir kere bile park etmemiş olan var mı? eğer bir kere bile park ettiyseniz, siz torpile değil torpilin size uygulanmamasına karşısınız demektir.
devamını gör...
gittim geldim hala sağa sola çamur atan bir tipleme bahsettiğim ve sildiği entarisini canlandırıp şuraya koyamıyor korkudan.
ortamlarda kazak mazak dersin kendine kim bilecek? başka sçt.. yani yazdığı b...ra, yani kelimelere istinaden yazdığımızı söyleyecek kadar karakter sahibi olduğunu zaten anlamıştık amma yazılı olarak ne olduğun burada da dursun.
yalan, riya, hakaret birilerinin bir yerlerine tümen kurmuş bölük bölük girip çıkıyor. zannediyor ki kimse görmüyor.
sen "ağbiylerinden" duyduğun masalları git senin gibi nöronları sökülmüş operasyon beyinlilere oku.
daha twist bile yapamayan beceriksizlik kumkumasi seni.
edit: bak şu üst üste iki tane entarisi arasında kalıyordu, bildin mi? scaremongering mahlaslı yazarın yazdığının hemen altında hani.
gözüne de soktuk daha ne yapalım?
aslında bildin bildin o kadarcık kafan çalışıyor gibi yapıyordur:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sahte diplomalı akademisyen" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim