1.
1654 yılında hollanda’nın delft şehrindeki cephaneliğin patlaması şehrin büyük bir kısmını yakıp kül etmiş, bir sürü insan bu yangında yaralanmış ya da hayatını kaybetmişti.
ressam carel fabritius da o patlamayla hayatını kaybedenlerden biriydi. patlama esnasında atölyesindeydi, 32 yaşındaydı ve mesleğinin zirvesindeydi. ressamın kendisiyle birlikte resimlerinin çoğu yanmış, yok olmuş geriye bir düzine resmi kalmıştı.
bugün varşova ulusal müzesi’nde bulunan 1643 yılında yaptığı “lazarus’un dirilişi” adlı resim aynı zamanda sanatçının ilk resmidir ve bugün o patlamadan geriye kalan 14 resimden biridir.
1652 yılında bir delft şehri peyzajının içinde kompoze ettiği “müzik aletleri satıcısının tezgahı” adlı resmiyle tanınmaya başlayan carel fabritius bir dönem rembrandt'ın atölyesinde çırak olarak çalışmıştı. derin bir perspektif etki yarattığı resminde görünen nieuwe kerk ve belediye binası bugün dimdik ayakta durur.
bir baş yapıt diyebileceğimiz “saka kuşu” carel fabritius'un 1654 yılında yaptığı ve en çarpıcı işlerinden biridir. 33.5 x 23 cm. boyutlarında bu küçücük resmin ana elemanı duvara monte edilmiş bir tünekte bir zincirle bağlı olarak duran bir esir; bir saka kuşudur.
resmin bütün dramatik etkisi, bu tezatta yatar. özgürlük timsali bir hayvan ve ayaklarından zincirle bağlanarak elinden alınan özgürlüğü. biraz acıma duygumuzu da körükleyen bu tezat, resmin kendi elemanlarıyla desteklenir. esir olan ama vakur bir duruşla anıtsallık kazandırılan saka kuşu ve tünek, yarı ışıklı bir fon üzerine üç boyutluluk etkisi mükemmelen yaratılmış olarak yerleştirilmiştir. tüneğin tuvalin kenarlarına paralel yerleştirilmiş olmasına rağmen canlı renklerle ve kalın tuşlarla işlenen saka kuşu, resmin sol tarafında anlamlı bir boşluk bırakacak şekilde diyagonal olarak ve tam da izleyenin karşısına gelecek şekilde durur. elde edilen mekansal kurgunun başarısı kısmen o dönemin hollanda’sında gelişen optik deneylerin sonuçlarına dayandırılır.

carel fabritius'un, rembrandt’ın atölyesinde yetişmesine rağmen, olgunluk döneminde sanat tarihine kazandırdığı resimleri rembrandt'ın üslubundan oldukça farklıdır ve özgün üslubu özellikle johannes vermeer ve pieter de hooch'u etkilemiştir.
resim ressamın ölümünden sonraki yaklaşık iki yüz sene kadar bir süre kayıptı, sonra bulundu. tekrar dikkatleri üzerine çekmesinin nedeni donna tartt'ın pulitzer ödüllü romanı the goldfinch sayesinde olmuştur. romanın bir de sinemaya uyarlaması var; 2019 yapımı amerikan filmi the goldfinch’in yönetmenliğini john crowley’in yaptı. senaryosu peter straughan’a ait olan filmin oyuncuları ansel elgort, oakes fegley, nicole kidman’dır.
kaynak 1
kaynak 2
kaynak 3
ressam carel fabritius da o patlamayla hayatını kaybedenlerden biriydi. patlama esnasında atölyesindeydi, 32 yaşındaydı ve mesleğinin zirvesindeydi. ressamın kendisiyle birlikte resimlerinin çoğu yanmış, yok olmuş geriye bir düzine resmi kalmıştı.
bugün varşova ulusal müzesi’nde bulunan 1643 yılında yaptığı “lazarus’un dirilişi” adlı resim aynı zamanda sanatçının ilk resmidir ve bugün o patlamadan geriye kalan 14 resimden biridir.
1652 yılında bir delft şehri peyzajının içinde kompoze ettiği “müzik aletleri satıcısının tezgahı” adlı resmiyle tanınmaya başlayan carel fabritius bir dönem rembrandt'ın atölyesinde çırak olarak çalışmıştı. derin bir perspektif etki yarattığı resminde görünen nieuwe kerk ve belediye binası bugün dimdik ayakta durur.
bir baş yapıt diyebileceğimiz “saka kuşu” carel fabritius'un 1654 yılında yaptığı ve en çarpıcı işlerinden biridir. 33.5 x 23 cm. boyutlarında bu küçücük resmin ana elemanı duvara monte edilmiş bir tünekte bir zincirle bağlı olarak duran bir esir; bir saka kuşudur.
resmin bütün dramatik etkisi, bu tezatta yatar. özgürlük timsali bir hayvan ve ayaklarından zincirle bağlanarak elinden alınan özgürlüğü. biraz acıma duygumuzu da körükleyen bu tezat, resmin kendi elemanlarıyla desteklenir. esir olan ama vakur bir duruşla anıtsallık kazandırılan saka kuşu ve tünek, yarı ışıklı bir fon üzerine üç boyutluluk etkisi mükemmelen yaratılmış olarak yerleştirilmiştir. tüneğin tuvalin kenarlarına paralel yerleştirilmiş olmasına rağmen canlı renklerle ve kalın tuşlarla işlenen saka kuşu, resmin sol tarafında anlamlı bir boşluk bırakacak şekilde diyagonal olarak ve tam da izleyenin karşısına gelecek şekilde durur. elde edilen mekansal kurgunun başarısı kısmen o dönemin hollanda’sında gelişen optik deneylerin sonuçlarına dayandırılır.

carel fabritius'un, rembrandt’ın atölyesinde yetişmesine rağmen, olgunluk döneminde sanat tarihine kazandırdığı resimleri rembrandt'ın üslubundan oldukça farklıdır ve özgün üslubu özellikle johannes vermeer ve pieter de hooch'u etkilemiştir.
resim ressamın ölümünden sonraki yaklaşık iki yüz sene kadar bir süre kayıptı, sonra bulundu. tekrar dikkatleri üzerine çekmesinin nedeni donna tartt'ın pulitzer ödüllü romanı the goldfinch sayesinde olmuştur. romanın bir de sinemaya uyarlaması var; 2019 yapımı amerikan filmi the goldfinch’in yönetmenliğini john crowley’in yaptı. senaryosu peter straughan’a ait olan filmin oyuncuları ansel elgort, oakes fegley, nicole kidman’dır.
kaynak 1
kaynak 2
kaynak 3
devamını gör...
2.
resim güzel yapılmış ben memleketimizin kuşunu görünce mutlu oldum.
devamını gör...
3.
çok iyi bi kuştur ötüşünü en sevdiğim kuşların başında gelir kanarya yanında hikaye kalır.
devamını gör...
4.
doğada yaşayanların maskeleri kırmızı olur. eğer tüy değişimine doğal besinler ile değilde yem yiyerek girmiş ise bu maske turuncuya dönüşür. resimde ki turuncu örneğinde olduğu gibi. ayrıca bu maske cinsiyetini belirlemeye yarar.
devamını gör...