atıf yılmaz'ın yönettiği, sadık şendil ve ertem eğilmez'in yazdığı, 1974 yılında gösterilmiş olan türk filmi.
saf bir köylü, kanunsuz bir eşkiya'ya aşık olan ev sahibinin kızıyla evlenmeye çalışıyor.
saf bir köylü, kanunsuz bir eşkiya'ya aşık olan ev sahibinin kızıyla evlenmeye çalışıyor.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "eyisa" tarafından 12.01.2021 22:08 tarihinde açılmıştır.
1.
kemal sunal'in basrol oynadigi ilk filmidir. anadolu'nun ağa- köylü, köylü eşkıya düzeninin komedi unsurlarıyla anlatımıdır. bu anlatımda tragedyaya ait koro ağır dram unsurlarıyla iç içe anlatılmaktadır. film bugün bile kullanılan ve bir çeşit atasözü haline gelen "salı sallanır, çarşamba çarşafa dolanır, perşembe perişan olur, cuma mübarek gün ve cumartesi - pazar tatil" bahanelerini de dilimize kazandırmıştır.
urfalı babi ile bitirelim:
salako'nun hünerleri aman aman
şaşırttı köylüleri, kabadayı salako
hem de çifte yürekli vay vay
geliyor salako eyvah! aman salako yaman salako
urfalı babi ile bitirelim:
salako'nun hünerleri aman aman
şaşırttı köylüleri, kabadayı salako
hem de çifte yürekli vay vay
geliyor salako eyvah! aman salako yaman salako
devamını gör...
2.
benim için bu filmin en acıklı sahnesi, köylünün salako'ya çay ısmarladığı sahnedir. salako çayın içine üç şeker atıp öyle bir der ki "bir aydır çay içmemiştim." diye, içim yersiz burulur.
vakti zamanında bir aydır çay içemeyen insanlar vardı ulan.
vakti zamanında bir aydır çay içemeyen insanlar vardı ulan.
devamını gör...
3.
kemal sunal'ın gülümseten , günlere uydurduğu manalarla akıllarda kalan filmi.
bu filmden sonra bir çok kadına da bahane ve eğlence çıkaran filmdir.
salı - sallanır
çarşamba- çarşafa dolanır
perşembe- perişanlık
cuma -mübarek gün
cumartesi /pazar - tatil
kaldı mı sana bir pazartesi neyse ki o günlerde pazartesi sendromu yokmuş bizimkilerin bahanesi hazır yoksa.
bu filmden sonra bir çok kadına da bahane ve eğlence çıkaran filmdir.
salı - sallanır
çarşamba- çarşafa dolanır
perşembe- perişanlık
cuma -mübarek gün
cumartesi /pazar - tatil
kaldı mı sana bir pazartesi neyse ki o günlerde pazartesi sendromu yokmuş bizimkilerin bahanesi hazır yoksa.
devamını gör...
4.
kemal sunal ın ilk başrol filmiymiş. tabi bizim gibi kuşağın y mi ne. işte bu filmle alakalı afedersiniz hatırladığı meral zeren in poposu. tabi popo onun değildir herhalde bir başka figüran kadının olabilir. salako bacadan düşüyor ya meral zeren banyo yaparken . fotoyu koyamiyoruz maalesef galiba yasak. herkes hatırladı o kısmı değil mi. hahaha.
devamını gör...
5.
bir atıf yılmaz filmidir.

filmin senaryosunu sadık şendil yazmıştır. filmde kemal sunal, meral zeren, oktar durukan, talat gözbak, mete inselel, kudret karadağ, ahmet kostarika, nevzat okçugil, necdet yakın, ihsan yüce ve urfalı babi rol almıştır.
filmin unutulmaz olan şarkısını da köydeki bir ozanı canlandıran urfalı babi bir şarkısından uyarlayarak seslendirmiştir.
zalim bir ağanın yanaşması olan salakoğlan ağanın güzeller güzeli kızı emine'ye aşık olur. ancak ağa kızını kabil olsa sol adımını bile atmayacak olan tefeci abuzer'e vermek ister. zira ikisi bir araya gelince köylünün belli iyice bükülecektir.
düğün günü emine salakoğlan'ı kandırır ve aşık olduğu eşkıya hamido'ya kaçmak için onu kullanmak ister ama salako'nun hünerleri bambaşkadır.
bir yandan ağa ve tefeciden kaçan, bir yandan emine'nin oyununa gelen, bir yandan da hamido ile uğraşan salako için günler yavaş akmaktadır. zira salı sallanmakta, çarşamba çarşafa dolanmakta, perşembe perişanlık getirmekte, cuma mübarek gün olmakta ve cumartesi pazar haftasonu kabul edilmektedir.
salako pazartesi gününü beklerken birden namlı bir eşkıya olur.
izlerken çok eğlendiğim bir filmdir.

filmin senaryosunu sadık şendil yazmıştır. filmde kemal sunal, meral zeren, oktar durukan, talat gözbak, mete inselel, kudret karadağ, ahmet kostarika, nevzat okçugil, necdet yakın, ihsan yüce ve urfalı babi rol almıştır.
filmin unutulmaz olan şarkısını da köydeki bir ozanı canlandıran urfalı babi bir şarkısından uyarlayarak seslendirmiştir.
zalim bir ağanın yanaşması olan salakoğlan ağanın güzeller güzeli kızı emine'ye aşık olur. ancak ağa kızını kabil olsa sol adımını bile atmayacak olan tefeci abuzer'e vermek ister. zira ikisi bir araya gelince köylünün belli iyice bükülecektir.
düğün günü emine salakoğlan'ı kandırır ve aşık olduğu eşkıya hamido'ya kaçmak için onu kullanmak ister ama salako'nun hünerleri bambaşkadır.
bir yandan ağa ve tefeciden kaçan, bir yandan emine'nin oyununa gelen, bir yandan da hamido ile uğraşan salako için günler yavaş akmaktadır. zira salı sallanmakta, çarşamba çarşafa dolanmakta, perşembe perişanlık getirmekte, cuma mübarek gün olmakta ve cumartesi pazar haftasonu kabul edilmektedir.
salako pazartesi gününü beklerken birden namlı bir eşkıya olur.
izlerken çok eğlendiğim bir filmdir.
devamını gör...
6.
kötülüğün sıradanlaştırıldığı bir film.
evet, sermaye ve ağalık, taşrada güçsüzün çaresizliği belirgin şekilde eleştiri unsurudur.
gelgelelim, çaresizliğin de kendi içinde bir hiyerarşisi vardır. salako, gariban kesimin (ağa’dan çekinen köylü) alay konusudur. hatta emine’ye olan aşkı alay konusu olmakla kalmaz, bu zaafı kullanılarak ağa’nın hışmına uğraması için özel çaba sarf edilir.
kötülüğün sıradanlaştırılması işin bu kısmı değil, taşrada zaten kötülük bu denli sıradandır.
ancak filmin sonunda salako, saflığıyla ortaya çıkan tesadüfler zinciriyle (bir nevi ilahi bir yardımla) arzu ettiği mutlu sona erişir ve emine’yi kazanır.
hani şu, aşık olduğu adama ulaşmak için salako’nun saflığını, hem de onun hayatını hiçe sayarcasına kullanan emine’yi.
filmde mutlu son olarak tanımlanan budur. emine’nin kötülüğü, fırsatçılığı ve bencilliği bir anda geride kalır. yeşilçam’da bazı mutlu sonların bu denli ahlaksız bir zeminde inşa edilebilmiş olması çok garip.
diğer yandan, köylünün salako’yu alaya almak için kahveye oturttukları anda salako’nun o saf edayla “bir aydır çay içmemiştim” demesi bana birçok dram filminden çok daha hazin gelir.
evet, sermaye ve ağalık, taşrada güçsüzün çaresizliği belirgin şekilde eleştiri unsurudur.
gelgelelim, çaresizliğin de kendi içinde bir hiyerarşisi vardır. salako, gariban kesimin (ağa’dan çekinen köylü) alay konusudur. hatta emine’ye olan aşkı alay konusu olmakla kalmaz, bu zaafı kullanılarak ağa’nın hışmına uğraması için özel çaba sarf edilir.
kötülüğün sıradanlaştırılması işin bu kısmı değil, taşrada zaten kötülük bu denli sıradandır.
ancak filmin sonunda salako, saflığıyla ortaya çıkan tesadüfler zinciriyle (bir nevi ilahi bir yardımla) arzu ettiği mutlu sona erişir ve emine’yi kazanır.
hani şu, aşık olduğu adama ulaşmak için salako’nun saflığını, hem de onun hayatını hiçe sayarcasına kullanan emine’yi.
filmde mutlu son olarak tanımlanan budur. emine’nin kötülüğü, fırsatçılığı ve bencilliği bir anda geride kalır. yeşilçam’da bazı mutlu sonların bu denli ahlaksız bir zeminde inşa edilebilmiş olması çok garip.
diğer yandan, köylünün salako’yu alaya almak için kahveye oturttukları anda salako’nun o saf edayla “bir aydır çay içmemiştim” demesi bana birçok dram filminden çok daha hazin gelir.
devamını gör...
"salako (film)" ile benzer başlıklar
film önerileri
775