1.
güneş sistemi'ni de içinde bulunduran çubuklu spiral galaksi.
her ne kadar kaynakların çoğu, bir uçtan diğer uca çapının yaklaşık 100.000 ışık yılı olduğunu söylese de, birkaç sene önce yapılan bir çalışma, bunun yanlış olabileceğini gösterdi. galaksimizin dokusunun biraz buruşmuş bir bez gibi dalgalı olduğu ve çapının da 150.000 ışık yılına yakın olabileceğine ilişkin bir çalışma sonucu var. bu nedenle galaksinin çapı hakkında konuşabilmek için benzer bir çalışmadan sonuç elde etmeyi beklemek daha faydalı olabilir.
(görsel universetoday. com'dan alıntı)
bu arada tabi ki samanyolu galaksisi'nin doğrudan fotoğrafını çekme şansımız yok. yukarıdaki gibi görseller, çeşitli teleskoplardan elde edilen gözlem verileri sonucu modellemeler ile elde ediliyor.
***
elbette samanyolu galaksisi'ni "ilk şu kişi keşfetti" demek zor, zira ışık kirliliğinin olmadığı bir gece göğünde, yukarıya bakan herkes onu görebiliyor. ancak her ne kadar daha öncesinde de onun yıldızlardan oluştuğunu ileri süren bazı bilim insanları olmuşsa da, kanıt teleskopun gökyüzüne bakmak için kullanılmasına liderlik eden galileo galilei tarafından geldi.
güneş ve sistemdeki tüm gezegenler, galaksinin merkezinden yaklaşık olarak 27.000 ışık yılı uzaklıkta, orion kolu olarak adlandırılan spiral kol üzerinde bulunuyor. hesaplamalara göre tüm galaksinin kütlesi, güneş kütlesinin 1.000.000.000.000 katı kadar.
içinde bulunan cisimler galaktik merkezin etrafında saniyede yaklaşık 220 km hızla dönüyor. buna bizim sistemimiz de dahil tabi ki. bu durumda güneş sistemi, galaksi merkezi etrafındaki 1 turunu yaklaşık 220 milyon yıllık sürede tamamlıyor.
***
galaksimizin ismi nereden geliyor? birçok farklı kültürde hikâye değişiklik gösteriyor aslında.
1- babil mitolojisine göre samanyolu'nun, okyanus tanrıçası olarak bilinen tiamat'ın, tanrı marduk ile girdiği savaşta kopan kuyruğundan oluştuğu söylense de, bu konunun babil tanrısı marduk'un, sümer tanrısı enlil'den de üstün olduğunu göstermek adına ortaya atılmış olabileceği şüphesi var. hikâyenin bu versiyonunu ben de çok iyi bilmiyorum.
2- bazılarınız mutlaka biliyordur ki galaksimizin ingilizce ismi milky way yani "sütlü yol", "süt gibi yol" şeklinde bir anlamı var bunun. peki bu nereden çıkmış? yine mitolojiden... buna göre, olimpos'un çapkın baş tanrısı zeus, ölümlü bir kadınla birlikte olarak bir çocuk sahibi olur: herakles. oğlunu tanrıça sütüyle beslemek istemiş olmalı ki, onu hera'ya getirir emzirmesi için. ancak hera son derece kıskanç bir tanrıça olduğundan, zeus bu işi, hera uykudayken yapar. bebeği çaktırmadan onun kolları arasına koyar. ancak hera az sonra uyanır ve bebeği görerek sinirlenir. bebeği tuttuğu gibi fırlatır kucağından. az önce bebeğin ağzında olup boşta kalan memesinden fışkıran süt ise gökyüzüne saçılarak samanyolu'nu, yani sütlü yolu oluşturur.
3- farsça'da kehkeşan kelimesi samanyolu anlamına gelir. bu da pers efsanelerinden gelme bir isimdir. saman anlamına gelen "kah" ve yuvarlak çadır yahut kubbe anlamına gelen "kaşān" sözcüklerinden oluşur. gökyüzünde saman taşınırken yere saman tozlarının döküldüğü ve samanyolu'nun da bunlardan oluştuğuna inanılır efsanede.
4- yakutlar samanyolu'nu "göğün dikiş yeri" olarak adlandırır ki benim en sevdiğim tanımdır bu.
(görsel cdn.mos.cms.futurecdn. net'ten alıntı ve telif hakkı tunç tezel'e ait)
***
son olarak ilginç bir anekdot anlatayım.
1994 yılında california'da büyük bir elektrik kesintisi gerçekleşir. los angeles halkı 911'i arayarak gökyüzünde çok tuhaf bir şey gördüklerini rapor ederler. bu tuhaf "bulut" nedeniyle "uzaylı" istilasından şüphelenenler bile aramaktadır servisi. sonunda olay anlaşılır: o güne dek ışık kirliliği nedeniyle gökyüzünde yıldız namına bir şey görmemiş olan halk, kesinti nedeniyle ilk kez gökyüzünü ve samanyolu galaksisi'nin bir kısmını görmüştür. 911 kısmı şehir efsanesi olsa da, insanların galaksinin bir bölümünün göründüğü bu olayı büyük bir şaşkınlık ve hayranlıkla izlediği biliniyor.
her ne kadar kaynakların çoğu, bir uçtan diğer uca çapının yaklaşık 100.000 ışık yılı olduğunu söylese de, birkaç sene önce yapılan bir çalışma, bunun yanlış olabileceğini gösterdi. galaksimizin dokusunun biraz buruşmuş bir bez gibi dalgalı olduğu ve çapının da 150.000 ışık yılına yakın olabileceğine ilişkin bir çalışma sonucu var. bu nedenle galaksinin çapı hakkında konuşabilmek için benzer bir çalışmadan sonuç elde etmeyi beklemek daha faydalı olabilir.
(görsel universetoday. com'dan alıntı)
bu arada tabi ki samanyolu galaksisi'nin doğrudan fotoğrafını çekme şansımız yok. yukarıdaki gibi görseller, çeşitli teleskoplardan elde edilen gözlem verileri sonucu modellemeler ile elde ediliyor.
***
elbette samanyolu galaksisi'ni "ilk şu kişi keşfetti" demek zor, zira ışık kirliliğinin olmadığı bir gece göğünde, yukarıya bakan herkes onu görebiliyor. ancak her ne kadar daha öncesinde de onun yıldızlardan oluştuğunu ileri süren bazı bilim insanları olmuşsa da, kanıt teleskopun gökyüzüne bakmak için kullanılmasına liderlik eden galileo galilei tarafından geldi.
güneş ve sistemdeki tüm gezegenler, galaksinin merkezinden yaklaşık olarak 27.000 ışık yılı uzaklıkta, orion kolu olarak adlandırılan spiral kol üzerinde bulunuyor. hesaplamalara göre tüm galaksinin kütlesi, güneş kütlesinin 1.000.000.000.000 katı kadar.
içinde bulunan cisimler galaktik merkezin etrafında saniyede yaklaşık 220 km hızla dönüyor. buna bizim sistemimiz de dahil tabi ki. bu durumda güneş sistemi, galaksi merkezi etrafındaki 1 turunu yaklaşık 220 milyon yıllık sürede tamamlıyor.
***
galaksimizin ismi nereden geliyor? birçok farklı kültürde hikâye değişiklik gösteriyor aslında.
1- babil mitolojisine göre samanyolu'nun, okyanus tanrıçası olarak bilinen tiamat'ın, tanrı marduk ile girdiği savaşta kopan kuyruğundan oluştuğu söylense de, bu konunun babil tanrısı marduk'un, sümer tanrısı enlil'den de üstün olduğunu göstermek adına ortaya atılmış olabileceği şüphesi var. hikâyenin bu versiyonunu ben de çok iyi bilmiyorum.
2- bazılarınız mutlaka biliyordur ki galaksimizin ingilizce ismi milky way yani "sütlü yol", "süt gibi yol" şeklinde bir anlamı var bunun. peki bu nereden çıkmış? yine mitolojiden... buna göre, olimpos'un çapkın baş tanrısı zeus, ölümlü bir kadınla birlikte olarak bir çocuk sahibi olur: herakles. oğlunu tanrıça sütüyle beslemek istemiş olmalı ki, onu hera'ya getirir emzirmesi için. ancak hera son derece kıskanç bir tanrıça olduğundan, zeus bu işi, hera uykudayken yapar. bebeği çaktırmadan onun kolları arasına koyar. ancak hera az sonra uyanır ve bebeği görerek sinirlenir. bebeği tuttuğu gibi fırlatır kucağından. az önce bebeğin ağzında olup boşta kalan memesinden fışkıran süt ise gökyüzüne saçılarak samanyolu'nu, yani sütlü yolu oluşturur.
3- farsça'da kehkeşan kelimesi samanyolu anlamına gelir. bu da pers efsanelerinden gelme bir isimdir. saman anlamına gelen "kah" ve yuvarlak çadır yahut kubbe anlamına gelen "kaşān" sözcüklerinden oluşur. gökyüzünde saman taşınırken yere saman tozlarının döküldüğü ve samanyolu'nun da bunlardan oluştuğuna inanılır efsanede.
4- yakutlar samanyolu'nu "göğün dikiş yeri" olarak adlandırır ki benim en sevdiğim tanımdır bu.
(görsel cdn.mos.cms.futurecdn. net'ten alıntı ve telif hakkı tunç tezel'e ait)
***
son olarak ilginç bir anekdot anlatayım.
1994 yılında california'da büyük bir elektrik kesintisi gerçekleşir. los angeles halkı 911'i arayarak gökyüzünde çok tuhaf bir şey gördüklerini rapor ederler. bu tuhaf "bulut" nedeniyle "uzaylı" istilasından şüphelenenler bile aramaktadır servisi. sonunda olay anlaşılır: o güne dek ışık kirliliği nedeniyle gökyüzünde yıldız namına bir şey görmemiş olan halk, kesinti nedeniyle ilk kez gökyüzünü ve samanyolu galaksisi'nin bir kısmını görmüştür. 911 kısmı şehir efsanesi olsa da, insanların galaksinin bir bölümünün göründüğü bu olayı büyük bir şaşkınlık ve hayranlıkla izlediği biliniyor.
devamını gör...
2.
içinde bulunduğumuz samanyolu galaksisi ve üzerinde yaşıyor olduğumuz dünya, uzayda nasıl bir hareket sergiliyor. bunu hiç merak ettiniz mi ?
galaksimiz sarmal galaksiler sınıfında yer almakta. kainat açısından bakılacak olursa oldukça sıradan bir galaksi olan samanyolu galaksisi'nin uzay düzleminde sergilediği hareket ise oldukça enteresan görünüyor. tabiri caizse galaksimizin uzay düzleminde adeta yalpalandığını söylemek çok doğru bir cümle olur. yani doppler etkisi ile bir tarafa doğru ilerlerken diğer bir tarafdan da merkezinde bulunan ve eskiden düz olduğu düşünülen ancak son zamanlarda yapılan araştırmalarla, aşağı yukarı hareket ettiği kanıtlanan bir diskvari yapının etkisiyle tüm kolları adeta bir bütün halinde, diskin merkezinden ayrılmadan uzay düzleminde savrulmaya ve yalpalanmaya devam ediyor. yalpalanma işlemi bize her ne kadar basit gibi görünse de bizlerin düşündüğü gibi saniyeler içinde gerçekleşmiyor bu durum. merkez diskin aşağı yukarı hareketini ortalama 700 milyon yılda tamamladığı düşünülmekte. bizim fark etmemiz elbette imkansız ki iyi ki de imkansız.. ancak galaksimiz uzay-zaman düzleminde dalgalar çizerek ilerlemeye devam ediyor.
bu hareketin tanıdık gelmesi gerek hepimize çünkü dünyamızda samanyolu galaksisi içerisinde bu hareketi sergiliyor. bu hareketin adına ise "presesyon" deniyor. "baş sallama" hareketi olarak bilinen bu hareketi dünyamız her 13000 (on üç bin) yılda bir yapıyor. yani aşağı yukarı hareketin oluşum süresi 26000 (yirmi altı bin) seneye tekabül ediyor.
gece gökyüzüne bakarken hemen hemen hepimizin görmüş olduğu ve adına kutup yıldızı dediğimiz bir yıldız var. asıl ismi "polaris" olan bu yıldız insanlık ve dünya için oldukça önemli bir yere sahip çünkü dünyamızın baş sallama hareketini yapmasında büyük pay sahibi olduğu düşünülüyor. hiç bir şekilde yön bulmanın mümkün olmadığı yerlerde, geceleri yön bulmaya fayda sağladığı bilinen polaris dünyamızda zaman zaman yaşanmış olan ve yeniden başlaması muhtemel olan "buzul arası çağ"ın habercisi sayılmakta. o devirin gökyüzündeki tek temsilcisi dememiz doğru bir yaklaşım olur. insanlık olarak şu an kutup yıldızı'nı görmekteyiz ve bu da buzul arası çağda olduğumuzun kanıtı. 13000 yıllık süre tamamlandığı zaman dünyamız baş sallama hareketini tamamlamış olacak ve yönünü bu kez "vega" isimli yıldızı çevirmiş olacak. bu hareketten itibaren geceleri göreceğimiz yıldız artık "polaris" değil "vega" olacak.
yapılan araştırmalara göre dünyamız başını vega'ya çevirdiği zaman buzul çağı başlamış olacak ve dünya büyük buzul dönemlerinden birine girmiş olacak.
kaynakça: instagram.com/uzaybilimcisi
galaksimiz sarmal galaksiler sınıfında yer almakta. kainat açısından bakılacak olursa oldukça sıradan bir galaksi olan samanyolu galaksisi'nin uzay düzleminde sergilediği hareket ise oldukça enteresan görünüyor. tabiri caizse galaksimizin uzay düzleminde adeta yalpalandığını söylemek çok doğru bir cümle olur. yani doppler etkisi ile bir tarafa doğru ilerlerken diğer bir tarafdan da merkezinde bulunan ve eskiden düz olduğu düşünülen ancak son zamanlarda yapılan araştırmalarla, aşağı yukarı hareket ettiği kanıtlanan bir diskvari yapının etkisiyle tüm kolları adeta bir bütün halinde, diskin merkezinden ayrılmadan uzay düzleminde savrulmaya ve yalpalanmaya devam ediyor. yalpalanma işlemi bize her ne kadar basit gibi görünse de bizlerin düşündüğü gibi saniyeler içinde gerçekleşmiyor bu durum. merkez diskin aşağı yukarı hareketini ortalama 700 milyon yılda tamamladığı düşünülmekte. bizim fark etmemiz elbette imkansız ki iyi ki de imkansız.. ancak galaksimiz uzay-zaman düzleminde dalgalar çizerek ilerlemeye devam ediyor.
bu hareketin tanıdık gelmesi gerek hepimize çünkü dünyamızda samanyolu galaksisi içerisinde bu hareketi sergiliyor. bu hareketin adına ise "presesyon" deniyor. "baş sallama" hareketi olarak bilinen bu hareketi dünyamız her 13000 (on üç bin) yılda bir yapıyor. yani aşağı yukarı hareketin oluşum süresi 26000 (yirmi altı bin) seneye tekabül ediyor.
gece gökyüzüne bakarken hemen hemen hepimizin görmüş olduğu ve adına kutup yıldızı dediğimiz bir yıldız var. asıl ismi "polaris" olan bu yıldız insanlık ve dünya için oldukça önemli bir yere sahip çünkü dünyamızın baş sallama hareketini yapmasında büyük pay sahibi olduğu düşünülüyor. hiç bir şekilde yön bulmanın mümkün olmadığı yerlerde, geceleri yön bulmaya fayda sağladığı bilinen polaris dünyamızda zaman zaman yaşanmış olan ve yeniden başlaması muhtemel olan "buzul arası çağ"ın habercisi sayılmakta. o devirin gökyüzündeki tek temsilcisi dememiz doğru bir yaklaşım olur. insanlık olarak şu an kutup yıldızı'nı görmekteyiz ve bu da buzul arası çağda olduğumuzun kanıtı. 13000 yıllık süre tamamlandığı zaman dünyamız baş sallama hareketini tamamlamış olacak ve yönünü bu kez "vega" isimli yıldızı çevirmiş olacak. bu hareketten itibaren geceleri göreceğimiz yıldız artık "polaris" değil "vega" olacak.
yapılan araştırmalara göre dünyamız başını vega'ya çevirdiği zaman buzul çağı başlamış olacak ve dünya büyük buzul dönemlerinden birine girmiş olacak.
kaynakça: instagram.com/uzaybilimcisi
devamını gör...
3.
yukarıdaki yazarın iletisine ek olarak: güneş sistemi samanyolu'nun eteklerinde bulunan bir gezegen sistemi. presesyonu şöyle canlandırabilirsiniz: bir tencere kapağını, sapı üzerinde hızla çevirin. kapağın kenarları durmaya yakın yukarı aşağı sallanır. işte presessiyon odur.
samanyolu presesyon yaparken güneş sistemi daha fazla salınır ve bazen samanyolunun dışına çıkar, bazen içine dalar. kimi bilim insanları büyük yok oluşların samanyolunun içine daldığı dönemlere denk geldiğini düşünüyorlar. biz şimdi dışarıdayız ve girmek üzereyiz.
samanyolu presesyon yaparken güneş sistemi daha fazla salınır ve bazen samanyolunun dışına çıkar, bazen içine dalar. kimi bilim insanları büyük yok oluşların samanyolunun içine daldığı dönemlere denk geldiğini düşünüyorlar. biz şimdi dışarıdayız ve girmek üzereyiz.
devamını gör...
4.
o zaman gelsin kıyamet başlasın şenlik.
devamını gör...
5.
x ışını aralığında şu şekilde gözükür;
bu görüntü yeni sayılır, 2019da rusların fırlattığı erosita teleskobu ile elde edilmiştir. alman araştırma enstitü ve gözlemevleri ile ortak bir projeydi fakat faşist batı zihniyeti, "rusya'ya yaptırım" adı altında geçtiğimiz 1 martta projeyi askıya aldı ve teleskopları* uyuttu. rus araştırmacılar da tepki koydu, rusların tek başına misyona devam edeceğini söyledi ama henüz bu konuda bi adım atılmadı, l2 noktasındaki cihazlar hala uykuda. misyonun temel amacı ise karanlık enerji ve karanlık maddeyi anlamak. jwst ile birlikte veri gönderecek olması çok iyi bi fırsattı fakat ahmak siyaset aklı buna müsaade etmiyor. bu projede olduğu gibi rus ortaklığındaki diğer misyonlar da askıya alındı. şu an sadece nasa ruslara sahip çıkıyor, orda da putin müsaade etmiyor iss'te ki üç kozmonotun dönüşünden sonra iss görevinden çekilmek istiyorlar.
neyse biz üstteki görselde kalalım. görselin kara kısımları, maddenin yani yıldız ve gezegenlerin yoğun olduğu kısımlar. yani görsel bildiğimiz diğer sbb galaksiler gibi sarmal disk şeklinde. tam ortasında bizim karadeliğimiz mevcut. bu görsel bildiğimiz en kapsamlı galaksi haritası. galakside şimdiye kadar bildiğimiz yıldız sayısını iki kata çıkardı. bu, projenin 8 adımından sadece ilkinin sonuçlarıydı. görsel aynı zamanda karadeliğimizin altında ve üstünde devasa bi iz gösteriyor.
erosita fermi bubbles olarak adlandırılan bu kabarcıklar, galaktik düzlemin 25.000 ışıkyılı üzerine uzanan bir baloncuk seti ile samanyolu'nun merkezinde muazzam bir kum saati şeklinde yer alıyor. aslında bu durum sürpriz değil, devasa supernova patlamalarından sonra bu şekilde iki kabarcık oluşabileceği bilinen bi durum. nitekim gelen veriler iki baloncuğun farklı maddelere ait olabileceğini onaylıyor. fakat birkaç gün önce nature astronomy'de yayınlanan makaleye göre bu iz 2,6 milyon yıl önce karadeliğimiz sagittarius a*'nın yaptığı bir tükürükten ibaret. karadelikten dışarı jet hızında(ışıktan daha hızlı) atılan devasa bir enerji, samanyolu boyunca yüksek hızlı bir patlamayla genişlerken, yol boyunca karşılaştıkları ortam gazını bir kenara iterek bugün hala görülebilen muazzam bir şok dalgası yarattılar. araştırmacılar, bu ısıtılmış gaz dalgasının x-ışını radyasyonu ile parladığını ve baloncuk olarak gördüğümüz, fermi kabarcıklarının kenarlarından dışa doğru kabardığını söyledi. ekibin modelleri doğruysa, yalnızca galaksimizdeki en gizemli iki yapının kökenlerini açıklamakla kalmaz, aynı zamanda bilim insanlarına süper kütleli karadeliklerin etraflarındaki galaksileri nasıl şekillendirip değiştirebildiğine yakından bakmalarını sağlar.
ama tabii ne dedik? eğer siyaset müsaade ederse...
ek: daha fazlası
bu görüntü yeni sayılır, 2019da rusların fırlattığı erosita teleskobu ile elde edilmiştir. alman araştırma enstitü ve gözlemevleri ile ortak bir projeydi fakat faşist batı zihniyeti, "rusya'ya yaptırım" adı altında geçtiğimiz 1 martta projeyi askıya aldı ve teleskopları* uyuttu. rus araştırmacılar da tepki koydu, rusların tek başına misyona devam edeceğini söyledi ama henüz bu konuda bi adım atılmadı, l2 noktasındaki cihazlar hala uykuda. misyonun temel amacı ise karanlık enerji ve karanlık maddeyi anlamak. jwst ile birlikte veri gönderecek olması çok iyi bi fırsattı fakat ahmak siyaset aklı buna müsaade etmiyor. bu projede olduğu gibi rus ortaklığındaki diğer misyonlar da askıya alındı. şu an sadece nasa ruslara sahip çıkıyor, orda da putin müsaade etmiyor iss'te ki üç kozmonotun dönüşünden sonra iss görevinden çekilmek istiyorlar.
neyse biz üstteki görselde kalalım. görselin kara kısımları, maddenin yani yıldız ve gezegenlerin yoğun olduğu kısımlar. yani görsel bildiğimiz diğer sbb galaksiler gibi sarmal disk şeklinde. tam ortasında bizim karadeliğimiz mevcut. bu görsel bildiğimiz en kapsamlı galaksi haritası. galakside şimdiye kadar bildiğimiz yıldız sayısını iki kata çıkardı. bu, projenin 8 adımından sadece ilkinin sonuçlarıydı. görsel aynı zamanda karadeliğimizin altında ve üstünde devasa bi iz gösteriyor.
erosita fermi bubbles olarak adlandırılan bu kabarcıklar, galaktik düzlemin 25.000 ışıkyılı üzerine uzanan bir baloncuk seti ile samanyolu'nun merkezinde muazzam bir kum saati şeklinde yer alıyor. aslında bu durum sürpriz değil, devasa supernova patlamalarından sonra bu şekilde iki kabarcık oluşabileceği bilinen bi durum. nitekim gelen veriler iki baloncuğun farklı maddelere ait olabileceğini onaylıyor. fakat birkaç gün önce nature astronomy'de yayınlanan makaleye göre bu iz 2,6 milyon yıl önce karadeliğimiz sagittarius a*'nın yaptığı bir tükürükten ibaret. karadelikten dışarı jet hızında(ışıktan daha hızlı) atılan devasa bir enerji, samanyolu boyunca yüksek hızlı bir patlamayla genişlerken, yol boyunca karşılaştıkları ortam gazını bir kenara iterek bugün hala görülebilen muazzam bir şok dalgası yarattılar. araştırmacılar, bu ısıtılmış gaz dalgasının x-ışını radyasyonu ile parladığını ve baloncuk olarak gördüğümüz, fermi kabarcıklarının kenarlarından dışa doğru kabardığını söyledi. ekibin modelleri doğruysa, yalnızca galaksimizdeki en gizemli iki yapının kökenlerini açıklamakla kalmaz, aynı zamanda bilim insanlarına süper kütleli karadeliklerin etraflarındaki galaksileri nasıl şekillendirip değiştirebildiğine yakından bakmalarını sağlar.
ama tabii ne dedik? eğer siyaset müsaade ederse...
ek: daha fazlası
devamını gör...
6.
bir çöl bedevisi için yaratılmış.
devamını gör...
7.
ulan galaksinin bile fetocusune denk geldik
devamını gör...
8.
ışık kirliliği içinde yaşayan modern kent insanının farkına varamadığı, yine modern kent hayatına hapsolmamış ve kentin ışık karmaşasından uzakta yaşayanlara seyir zevki yaşatacak kadar parlak yıldızlar kümesi.
devamını gör...
9.
#3302913 yazara katılıyorum. memlekete gittiğim vakit ışıklandırma neredeyse olmadığından, bolkarlar ve aladağların ortasındaki köyümde gece vakti gökyüzü lacivert kadife bir örtüye benzer. samanyolu ise, bir kase toz şekeri o örtüye serpmişler gibi görünür. *
devamını gör...
10.
suanda bulundugumuz galaksi. evet.
devamını gör...