orijinal ad: verstörung
yazar: thomas bernhard
basım yılı: 1967
iki bölümden oluşan romanda, ilk bölüm baba ile oğulun gezintiye çıkmasıyla karşılaştıkları yoksulluk, zor şartlar ile bununla mücadele eden insanların dünyasıdır. ikinci bölüm ise, bir prensin monologlarını merkeze alır ve okuyucuyla iletişimin boyutu değişir.
yazar: thomas bernhard
basım yılı: 1967
iki bölümden oluşan romanda, ilk bölüm baba ile oğulun gezintiye çıkmasıyla karşılaştıkları yoksulluk, zor şartlar ile bununla mücadele eden insanların dünyasıdır. ikinci bölüm ise, bir prensin monologlarını merkeze alır ve okuyucuyla iletişimin boyutu değişir.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "wertheimer" tarafından 10.03.2021 21:11 tarihinde açılmıştır.
1.
t: bir thomas bernhard eseri. orijinal adı verstörung. yayın evi yapı kredi yayınları çevirmeni esen tezel.
anlatı iki bölümden oluşuyor: birincisi anlatıcımız ve doktor olan babasının karşılaştığı birtakım olaylardan ve hasta ziyaretlerinden, ikincisi ise muhtemelen insomniac bir prens'in* 100 sayfalık bir monoloğundan. ilk bölümü ben tamamen prens saurau'nun monoloğuna hazırlık olarak anladım, sanıyorum ki doğru anlamışım.
ilk bölümde doktorun ve anlatıcının yaptığı yer yer derinlikli fakat çoğunlukla yüzeysel olan çıkarımlar ve düşünceler, prens bölümünde arşa çıkar. bernhard'ın halka ve vasatlığa karşı olan öfkesi prensin monoloğunda bol bol yer bulur. aslında, her eseri gibi bunda da otobiyografik ögeler vardır, şeklinde yorumlamak lazım. bernhard'ın yazdıkları hayatından bağımsız olamaz.
üsluba gelecek olursak, klasik bernhard üslubu; uzun girift cümlelerden oluşan paragraflar(özellikle prens bölümü), sık sık tekrarlar...
işlenen konular da klasik bernhard konuları.* fakat ek olarak baba-oğul çatışmasını ilk defa bu kadar yoğun işlediğini gördüm.
daha önce ilk bölümden şurada #512100 alıntılar yapmıştım. asıl sarsıcı bölüm ikincisi:
"hakikat şu ki gitgide her şey olduğuma inanıyorum, çünkü gerçekte artık hiçbir şey değilim ve dolayısıyla insani olan, insan için mümkün olan her şeyi, insan için mümkün olan her şeyi,' dedi prens, 'utanç verici buluyorum. oyundan sonra bu durumu,' dedi prens, 'özellikle şimdiye kadar algı özürlüler şeklinde nitelediğim akrabalarımla ilişkili olarak bütünüyle idrak ettim."*
"teselliyi, buna gülebilirsiniz doktor, çoğu zaman sadece tesellisizlikte buluyorum. yalnız olduğumda insan içine çıkmak istiyorum, insan içine çıktığımda yalnız olmak istiyorum. ayrıca,' dedi, 'kendi kafamdan başka kafaları anlayamıyorum. esasında yoksulum."*
anlatı iki bölümden oluşuyor: birincisi anlatıcımız ve doktor olan babasının karşılaştığı birtakım olaylardan ve hasta ziyaretlerinden, ikincisi ise muhtemelen insomniac bir prens'in* 100 sayfalık bir monoloğundan. ilk bölümü ben tamamen prens saurau'nun monoloğuna hazırlık olarak anladım, sanıyorum ki doğru anlamışım.
ilk bölümde doktorun ve anlatıcının yaptığı yer yer derinlikli fakat çoğunlukla yüzeysel olan çıkarımlar ve düşünceler, prens bölümünde arşa çıkar. bernhard'ın halka ve vasatlığa karşı olan öfkesi prensin monoloğunda bol bol yer bulur. aslında, her eseri gibi bunda da otobiyografik ögeler vardır, şeklinde yorumlamak lazım. bernhard'ın yazdıkları hayatından bağımsız olamaz.
üsluba gelecek olursak, klasik bernhard üslubu; uzun girift cümlelerden oluşan paragraflar(özellikle prens bölümü), sık sık tekrarlar...
işlenen konular da klasik bernhard konuları.* fakat ek olarak baba-oğul çatışmasını ilk defa bu kadar yoğun işlediğini gördüm.
daha önce ilk bölümden şurada #512100 alıntılar yapmıştım. asıl sarsıcı bölüm ikincisi:
"hakikat şu ki gitgide her şey olduğuma inanıyorum, çünkü gerçekte artık hiçbir şey değilim ve dolayısıyla insani olan, insan için mümkün olan her şeyi, insan için mümkün olan her şeyi,' dedi prens, 'utanç verici buluyorum. oyundan sonra bu durumu,' dedi prens, 'özellikle şimdiye kadar algı özürlüler şeklinde nitelediğim akrabalarımla ilişkili olarak bütünüyle idrak ettim."*
"teselliyi, buna gülebilirsiniz doktor, çoğu zaman sadece tesellisizlikte buluyorum. yalnız olduğumda insan içine çıkmak istiyorum, insan içine çıktığımda yalnız olmak istiyorum. ayrıca,' dedi, 'kendi kafamdan başka kafaları anlayamıyorum. esasında yoksulum."*
devamını gör...