şehirlerarası otobüs molaları namaz vaktine göre ayarlanmalı

vatandaşlarımızdan gelen yoğun talepler üzerine harakete geçen diyanet işleri başkanı ali erbaş beyanıdır.
gerçekten çok önemli bir konuda dünya insan hakları standartlarına uygun bir düzenleme talebidir. diyanet işlerimizin insan hakları evrensel beyannamesi konusunda bu kadar duyarlı olması da ayrıca takdire şayandır.

buradan

araba içerisinde kılınsa olmaz mı yani sonuçta bu da mümkün. sen yeter ki ibadet etmek iste.

(bkz: diyanet kapatılsın)

çeşitli provokasyon lara yol açacaktır. bu bilinerek yapılan bir hamle gibi sanki. sonuçta kaza etme imkanı var. diğer insanlar onu beklemek zorunda değiliz diye tepki verecektir. cemaat ler bilinçli şekilde bu durumu kullanacaktır. demişti dersiniz din elden gidiyor alt yapısı bunlar.

molada inip namaza durmayanı muavinler dövecekmiş.
uçaklara da bu düzenlemenin gelmesini ve türkiye kalkış ve varışlı olan tüm uçakların namaz vaktinde uygun bir caminin bahçesine inmesi için tüm camilere pist yapılmasını istiyoruz.
(bkz: allah başka dert vermesin)

show amaçlıdır.zırhlı mercedesle gezip milyonları götüren güruh gene yolunda. seferi kabul ediliyorsunuz zaten canım neyin peşindesin. bazı insanlar var kimseye göstermeden ibadetini yapıyor ne güzel dimi. bunları toplumsal yaşama norm olarak getirmek saçma üstü saçma. bende tahin helvasına inanıyorum yemeyin ozaman.

sen kalbini temiz tut, allah namazını her türlü kabul eder ali bey. size zor biliyorum ama sen kalbini temiz tut yeter.

şu devirde anladığım birşey var ki, dine hizmet ediyormuş gibi görünüpte insanları iyice kutuplaştırıp dinden soğutabiliyorsunuz. yani allah bile kaza imkanı verirken kuluna, bu fetö destekçisi ılımlı islam şakirtinin amacı ya şov yapmak yada bir tarafı kışkırtmaktır.

bomboş bir cümle saçma sapan bir taleptir.

kafayı yediler iyice zıvanadan çıktılar. olaylara hep ters taraftan bakıp halkın anasını ağlatmak istiyorlar. kendilerinden nefret ettirmek istiyorlar. kısıtlayarak yok etmek istiyorlar. cahil sünepeler.

religion ist das opium des volkes
karl marx (1844)

şehirler arası otobüs molaları takograf süresine göre ayarlanır. 4.5 saatte bir mola, 4.5 saat tekrar sürüş sonra şoför değişikliği yapılır. diğer şoför de aynı şekilde 4.5 saat şeklinde sürüş yapar ve mola saati ona göre belirlenir.

dinin kendisi bile bunun için hüküm getirip; “seferi” ve “”kaza namazı” kavramlarını getimişken bu nasıl bir keyfe kederliktir. oldu olacak kitabı da baştan yazın

zorunlu olmaması gereken bir uygulama. ibadetler yapılmalıdır. lakin, bu modern çağda; 7/ 24 her ortamda, aralıksız, sorgusuz sualsiz yapılmamalıdır. allah bile, ibadetlere istisna vakit ve haller koyarak kolaylık yolunu bize göstermiştir. birilerinin ibadet yaparken diğerlerinin hakkına girmesi de ibadete zarar verir. dengeli ibadet edilmeli, kul hakkına dikkat edilmelidir.

namaz otobüs seferlerine değil insanlara farzdır. insan kendini ayarlamalı. bilet alırken bakacaksın saat kaçta iniyorsun, kaçta biniyorsun, vakit ne zaman giriyor, ne zaman çıkıyor? baktın ayarlayamadın talep edeceksin muavinden şoförden. büyük ihtimal dönüt 'kaza edersiniz.' olacaktır. gayet ciddi ve medeni bir şekilde tekrar ederseniz anlayacaklardır. baktın o da olmuyor. inancın kadar yoldan vaz geçeceksin. yapamıyorsun bil ki gören bir'i var ki seni başaramayacağın bir sınava tabi tutmaz ona sığınıp affına sığınacak namazını oturduğun yerden kılabilirsin. yol bitince özür mahiyetinde tekrar kılarsın.

(bkz: imam hatipler kapatılsın)

kıbleyi de saray olarak alalım en iyisi.

kurban bayramı tatilini, adet günüme denk gelmeyecek şekilde ayarlayın kadar saçma ve akıl dışı bir tekliftir.
ayrıca seferi olmayı ben mi öğreteceğim kardeşim.
evinizden dışarı çıktığınızda, 15 gün boyunca seferi namazı kılabiliyor olduğunuzu ben söylemiyorum.
dinde güncelleme gerekli diyorlardı da sanırım b*kunu çıkarmaya yemin etmişler!

(bkz: diyanet müslümanlığı)
(bkz: diyanet islamı)
(bkz: diyanet mezhebi)
(bkz: diyanet tarikatı)
(bkz: diyanet steakhouse)

bunu talep etmek özgürlüktür. bundan rahatsız olanda mesela ezanın sesindem rahatsız olup caminin olmadığı bir yerleşim yerinde yaşamayı talep edebilmelidir. ama dinler doğası gereği bu tarz hareketleri kendine saygısızlık olarak gören dogmatik yapılardır. ve dinlere ne kadar özgürlük tanırsanız o kadar yaşamınızı kısıtlarlar.

demek ki neymiş, dinler özgürlük düşmanıymış. peki biz özgürlükçü insan olarak bu dogmalarla nasıl savaşırız? onların özgürlüklerini kısıtlayamayız, bu bizim anlayışımıza ters.

peki şöyle olabilir mi? ;

bu iktidarın yaptığı gibi basın ve yayın organlarını ele geçirseydik ve dinlerin safsata olduğuna dair büyük çaplı bir propagamdayı 20 yıl boyunca yapsaydık? sadece bu değil, hayvan haklarını, etik kavramlarını, çalışmanın alın terinin, emeğin önemini de aynı propaganda programına dahil etseydik nasıl olurdu? bence çok iyi olur, memleket kurtulur. diğer türlü ortadoğu çöplüğünde devam...

yahu allah zaten seferi olanlara kolaylık sağlıyor, iki vakti tek seferde kılabiliyorsun. denk gelmese bile otobüste oturarak kılsan bile allah kabul eder. bu kadar kompleks düşünmelerine gerek yok bence. sanki bir vakit kaçırsalar o insanlar cehennemde cayır cayır yanacak. böyle detaylarda boğularak dinin aslını boşluyorlar. siz onu bunu boşverin, halktan para çalmak nasıl haram, yüksek vergiler nasıl günah onu anlatın. insan öldürmenin ne kadar büyük bir günah olduğundan bahsedin. ah ah.