şehirlerarası otobüs yolculuğunda verilen 30 dakikalık molanın aslında 30 saat olması

var olan durum. 30 dakikalık molada her bir dakika 30 saat gibi geçiyor. tuvalete git -gel. yemek ye, tuvaletin önündeki kitaplıkta oyalan. o kitaplıklar da ne kadar dandik kitap varsa doludur anasını satim.

neyse vakit geçmez işte.. einstein bu konuda izafiyet teorisini geliştirmiştir. "zaman hiçbir zaman aynı yerde, aynı anda lineer ölçekte yaşanmaz."

christopher nolan al da film senrayosu gör lan. interstelların hası burada olm, tunatan dinlenme tesislerinde...

soğuk değilse* benim sevdiğim bir şey bu. çok fazla sigara içen biri olarak 2-3 saat aralıksız yolculuktan sonra mükemmel oluyor. tak kulaklığını, yak sigaranı, sigaranın dumanını müziğin ritmine göre sal ciğerden. ohh, miss!

duran araçtaki uykunun tadının başka olduğunu bilenler için o kadar da kötü olmayan durumdur. tüm araç boşaldıktan sonra kafa gönül rahatlığıyla cama yaslanır ve bebek gibi uyunur.

özlenen otuz saat'tir. hafiften eser. tüm ihtiyaçların karşılanmış; içinde en gereksiz, yersizinden bir hevesle bir kovboy edasıyla ağır adımlarla etrafta dolanırsın. dolanmak biraz sıkar. hala dolanırsın. koltuguna gecer beklersin. aa bitmiyor yahu!

bir gerçek. gri ve rüzgarlı bir kasım günü, dışarısı buz gibi, ortam bok gibi, çekmişler yandaş bir mola noktasına, sarı plastik botlu dayılar, fırçaya taktıkları hortumla kolpadan otobüsü yıkıyor. maksat 3-5 bahşiş almak. herkesin elinde sigara, hayattan tiksinir vaziyette sağa sola cinayet bakışları atıyor.

saate bakıyorsun, henüz 28 saat daha var. tam bir ziyanlık.

yaz sıcağında adana'da verilen mola ise 30 saat değil 300 saat gibi gelen moladır.