selahattin demirtaş’ın hdp sol bir partidir yalanı
başlık "alaz" tarafından 05.12.2021 19:30 tarihinde açılmıştır.
1.
bugün edirne cezaevinden yazdığı mektupla hdp’nin sol bir parti olduğu iddiasında bulunmuş ve kürt faşizmini makyajlayarak yine bizim cihangir solcusu müptezellerin sofralarına yeni bir meze sunmuştur.
(bkz: türk solunun apoculardan ve seyit rızacılardan kurtarılması) gerekliliğine dair inancımı bir kez daha perçinlediği için sağ olsun.
mektubunda değindiği noktalara kısaca göz gezdirelim.
… özellikle hdp’nin siyasi olarak güçlü olduğu, kayyum siyasetiyle gasp edilen, fiili olağanüstü hal rejimiyle baskı altında tutulan birçok yerde…
kayyum siyaseti akp’nin haksız zenginleşme aracı ve anti- demokratik bir uygulamada olsa belediyeler eliyle pkk’ya yardım edilmesine karşı hangi devlet olsa ani refleks göstereceği için demirtaş’ın bu halk iradesi ve baskıcı rejim iddiaları tamamen palavradır.
bu konuda;
hdp’li kars belediyesinin avrupa’daki pkk oluşumlarına para aktardığı
hdp’li belediyelerin "kanalizasyon çalışması" görüntüsü altında askeri noktaların altına tünel kazdığı
zekat adı altında kobani’deki ypg’ye para aktardıkları
yargıtay cumhuriyet başsavcılığınca kanıtlanmıştır.
devam edelim,
…kürt sermaye sınıfının bazı unsurlarının bilinçli olmasa bile sınıfsal yapıları gereği buna iştirak ettiğini, orta sınıfların ise bunu normalleştirmeye yöneldiğini üzülerek izliyorum…
buram buram ırkçılık kokan ve kürt kökenli zenginlere aba altından pkk sopasını gösterdiği faşizan tutuma şaşırmamak elde değil. solcu olduğunu iddia edip sermayenin her türlü baskıcılığına karşı çıkması gerekirken, sermayenin türkü, kürdü, arabı, dini imanı olmadığını bilmesine rağmen kürt sermayesini ayrımcılık yapması için uyarıyor.
…kapitalizmin hiyerarşisi, her yerde olduğu gibi politik kürt mahallesinde de olağan sonuçlarını doğururken devletin çeşitli kirli elleri türkiye’deki emekçi kitlelerin birbirine el uzatmasını da engelliyor…
akp ile birlikte hareket eden kürt iş adamlarını bir nevi aklınızı başınıza alın diyerek tehdit ediyor. tipik bir ırkçı refleksi verdiği kesin. tabi bunu devletin kirli elleri cart, curt diyerek bizim sözde solcu ve atatürkçü cihangir tayfasına ağlak kelimelerle ajite etmeyi iyi başarıyor.
…akp-mhp’nin, milli güvenlik kurulu onayıyla yürüttüğü “çöktürme planı"nın bir ayağı da toplumu zayıflatıp düşkünleştirmek, kürt halkını kendi içinde bölük pörçük hale getirmekti…
halkın büyük bir kısmının artık bıktığı akp- mhp iktidarını hedefe koyarak yine türk devleti ile özdeşleştirme sahtekarlığına başvuruyor. gerçi bunu sözlükte de yapan molotofçulardan artık tecrübe kazanmış olmalısınız. hedefe iktidarı koy, akp= devlet teorisinden müteşekkil hastalıklı ideolojini kitlelere empoze et, sonra devlet bize karşı acımasız davranıyor, mağduruz diye ortalığı ayağa kaldır.
örgütlü bir halkı düşkünleştirmek kolay olmayacağı için önce onun örgütlü yapılarına yönelik kapsamlı bir saldırıya girişildi. bu saldırı halen devam ediyor. partisi, belediyeleri, kültür kurumları, basın organları, sivil toplum örgütleri, kadın ve gençlik yapılanmaları sistematik ve ağır saldırılara tabi tutularak halk her yerde öncüsüz, örgütsüz, böylece savunmasız bırakılmaya çalışıldı.
demirtaş’ın özellikle sosyal medya yoluyla yayılan ve kürtçü oluşumlara karşı gösterilen tepki ve farkındalıktan son derece rahatsız olduğu belli. isim isim kürt ırkçılığının propaganda temelini oluşturan ve dışarıdan fonlanan beşinci kol faaliyetlerini yazarak gevşemenin önünü almaya çalışıyor.
kısaca göz atalım;
partisi = hdp : terörle iltisaklı olduğunu kendi adamları itiraf ederken bizim inanmamızı beklemesi garip. (bkz: abdullah öcalan hdp üniversitesinin rektörüdür)
belediyesi = teröre yardım ve yataklık : içişleri bakanlığının bu konuda ad ad, sokak sokak, belge belge raporları var. üstünde fazla konuşmaya gerek yok. vakti olan incelesin. akp’ye muhalif olmak demek devlet mekanizmasının en doğru işlediği terörle mücadeleye karşı olmak değildir. bunu da bir kenara not edelim.
kültür kurumları = militan devşirme yuvaları : açılım süreci sonrası akp’nin kapatmakla en doğru yaptığı işlerden biri. neden rahatsız olunduğu ortada.
basın organları = kürtçü medya : bu hususta söylenecek çok şey yok. insan hakları, özgürlük maskesiyle 7/24 tsk’ya ve türk devletine kin kustukları ortada. tek tek belirtip hit kazandırmayalım. yalan ve provokatif haberlerden kolayca ayırt edebilirsiniz.
sivil toplum örgütleri = yönetimi kürtçülerin elinde olan kuruluşlar : bu örgütlerin tamamı kabile kültürü gibi ‘’bizdendir’’ mantığıyla yönetimlerinin belirlendiği oluşumlardır. az çok buralara yolu düşmüş olanlar, seçim sathında bulunanlar arka planda nasıl bir hizipçilik ve kabilecilik olduğunu bilirler. bugün tmmob, ttb gibi çoğu oluşum bunların kontrolü altında.
kadın ve gençlik yapılanmaları = sözde feminist- lgbt özde ayrılıkçı-kürtçü- mültecisever dernekler: uzun uzun görünen köyü tarife gerek görmüyorum.
(bkz: öldürülen kadın ülkücü olunca sevinen feminist)
(bkz: sol liberallerin mültecilerin işlediği suçlardaki tavırları)
…cizre ve sur başta olmak üzere, bölgede her türlü vahşi yöntem en acımasız şekilde hayata geçirilerek halk iradesi kırılmaya, teslim alınmaya çalışıldı…
pkk- ypg’nin özerlik ilan etmeye çalıştığı ama elinde patladığı o hain süreç. açılımın mimarlarının tek kelime edemediği ihanet süreci. bu vesileyle gazi olan kahraman asker ve polislerimize saygılarımı sunup, şehitlerimize tanrıdan rahmet diliyorum.
…tüm bunlarla birlikte apolitik, yozlaşmış bir yaşamın kapıları da sonuna kadar açıldı ve yoksul kürtler o kapıdan girmeye zorlandı. uyuşturucu, fuhuş, muhbirlik gibi her türden yozlaşma ve çürüme bizzat devlet eliyle, üstelik bazı yerlerde açıkça topluma dayatıldı, göz yumuldu, desteklendi, uygulandı...
otopark mafyalığı, torbacılık, kap- kaç terörü, sahil yörelerindeki yasadışı mekan işletmeciliği vs… hep kürtlerin yoksulluğuna bağlanmış. bu konu bağlamında yapılacak sosyolojik tespitler farklı bir entrynin konusu olacağı için hadi oradan diyerek devam ediyorum.
…hdp de bu anlamda bir türkiye partisi değil, dünya partisidir…
trajikomik. geçiniz.
…bu konuda, hdp kadar kürt orta sınıfları, kürt sermayedarları da ciddi bir farkındalık geliştirmek zorunda…
yeniden kürt sermayesine gözdağı ve sesleniş…
…27 temmuz 1969’da devrimci doğu kültür ocakları’nın öncülüğü ve türkiye işçi partisi’nin desteğiyle gerçekleştirilen doğu mitingleri…
henüz apo ve anter gibi kürt ırkçıları, cia temelli ayrılıkçı fikirlerini kusmadan ve hizipleşmeden önce ddko anıtkabir’de yemin ederek eylem yapan çoğunluğunu kürtlerin oluşturduğu bir oluşumdu. deniz gezmiş ile kürt ayrılıkçılarının başta kaypakkaya olmak üzere çok kez fikri ayrılığa düştüğü, hatta fkf’deki bir forumda kaypakkaya’nın ‘’kürt ulusu’’ diyerek söze başlaması yüzünden gezmiş tarafından tartaklandığı iddia edilmektedir. demirtaş’ın işaret ettiği nokta 68 kuşağı türk solu ile ddko’nun çatışmaya düştüğü dönemleri anlatıyor. o zaman dahi sol hareketi bugün demirtaş kafasındaki kürt ırkçıları bölerek yönetme hayalindeymiş.
…bugün türkiye’nin proletaryasının en büyük parçasını, hdp’nin de tabanını oluşturan kürt işçi sınıfı oluşturuyor…
adam burada bile işçi sınıfının mücadelesi etnik temelli faşizme indirgemekten çekinmiyor. türk işçisi – kürt işçisi diye bir tanımı sadece türkiye’de bulunan sol yapabilir.
öte yandan hdp’nin feodalizme olan dizginlenemez aşkını ise dile getirmiyor. aşiretler eliyle yöre halkının üzerinde kurduğu baskıyı anlatmasını elbet bekleyemeyiz demirtaş’ın. çünkü o tıpkı bir che gibi özgürlük savaşçısıdır!!! araya karışan aşiretler ise gözden kaçmış sanırım.
unutmadan bölgenin seyit rıza ve şeyh said gibi derebeylerini de hdp’nin her ölüm gününde salya sümük yad ettiğini de hatırlatalım.
…bu açıdan hdp’nin, bizlerin solun neresinde durduğunu merak edenler önyargı ve kronik üsttenci bakıştan arınarak bulundukları yerin soluna bakarlarsa bizi orada göreceklerdir…
bitirici hamleyi burada yapmış. demirtaş’a göre hdp solun bile solunda bir parti.
tabi yerseniz.
inanmak size kalmış…
(bkz: türk solunun apoculardan ve seyit rızacılardan kurtarılması) gerekliliğine dair inancımı bir kez daha perçinlediği için sağ olsun.
mektubunda değindiği noktalara kısaca göz gezdirelim.
… özellikle hdp’nin siyasi olarak güçlü olduğu, kayyum siyasetiyle gasp edilen, fiili olağanüstü hal rejimiyle baskı altında tutulan birçok yerde…
kayyum siyaseti akp’nin haksız zenginleşme aracı ve anti- demokratik bir uygulamada olsa belediyeler eliyle pkk’ya yardım edilmesine karşı hangi devlet olsa ani refleks göstereceği için demirtaş’ın bu halk iradesi ve baskıcı rejim iddiaları tamamen palavradır.
bu konuda;
hdp’li kars belediyesinin avrupa’daki pkk oluşumlarına para aktardığı
hdp’li belediyelerin "kanalizasyon çalışması" görüntüsü altında askeri noktaların altına tünel kazdığı
zekat adı altında kobani’deki ypg’ye para aktardıkları
yargıtay cumhuriyet başsavcılığınca kanıtlanmıştır.
devam edelim,
…kürt sermaye sınıfının bazı unsurlarının bilinçli olmasa bile sınıfsal yapıları gereği buna iştirak ettiğini, orta sınıfların ise bunu normalleştirmeye yöneldiğini üzülerek izliyorum…
buram buram ırkçılık kokan ve kürt kökenli zenginlere aba altından pkk sopasını gösterdiği faşizan tutuma şaşırmamak elde değil. solcu olduğunu iddia edip sermayenin her türlü baskıcılığına karşı çıkması gerekirken, sermayenin türkü, kürdü, arabı, dini imanı olmadığını bilmesine rağmen kürt sermayesini ayrımcılık yapması için uyarıyor.
…kapitalizmin hiyerarşisi, her yerde olduğu gibi politik kürt mahallesinde de olağan sonuçlarını doğururken devletin çeşitli kirli elleri türkiye’deki emekçi kitlelerin birbirine el uzatmasını da engelliyor…
akp ile birlikte hareket eden kürt iş adamlarını bir nevi aklınızı başınıza alın diyerek tehdit ediyor. tipik bir ırkçı refleksi verdiği kesin. tabi bunu devletin kirli elleri cart, curt diyerek bizim sözde solcu ve atatürkçü cihangir tayfasına ağlak kelimelerle ajite etmeyi iyi başarıyor.
…akp-mhp’nin, milli güvenlik kurulu onayıyla yürüttüğü “çöktürme planı"nın bir ayağı da toplumu zayıflatıp düşkünleştirmek, kürt halkını kendi içinde bölük pörçük hale getirmekti…
halkın büyük bir kısmının artık bıktığı akp- mhp iktidarını hedefe koyarak yine türk devleti ile özdeşleştirme sahtekarlığına başvuruyor. gerçi bunu sözlükte de yapan molotofçulardan artık tecrübe kazanmış olmalısınız. hedefe iktidarı koy, akp= devlet teorisinden müteşekkil hastalıklı ideolojini kitlelere empoze et, sonra devlet bize karşı acımasız davranıyor, mağduruz diye ortalığı ayağa kaldır.
örgütlü bir halkı düşkünleştirmek kolay olmayacağı için önce onun örgütlü yapılarına yönelik kapsamlı bir saldırıya girişildi. bu saldırı halen devam ediyor. partisi, belediyeleri, kültür kurumları, basın organları, sivil toplum örgütleri, kadın ve gençlik yapılanmaları sistematik ve ağır saldırılara tabi tutularak halk her yerde öncüsüz, örgütsüz, böylece savunmasız bırakılmaya çalışıldı.
demirtaş’ın özellikle sosyal medya yoluyla yayılan ve kürtçü oluşumlara karşı gösterilen tepki ve farkındalıktan son derece rahatsız olduğu belli. isim isim kürt ırkçılığının propaganda temelini oluşturan ve dışarıdan fonlanan beşinci kol faaliyetlerini yazarak gevşemenin önünü almaya çalışıyor.
kısaca göz atalım;
partisi = hdp : terörle iltisaklı olduğunu kendi adamları itiraf ederken bizim inanmamızı beklemesi garip. (bkz: abdullah öcalan hdp üniversitesinin rektörüdür)
belediyesi = teröre yardım ve yataklık : içişleri bakanlığının bu konuda ad ad, sokak sokak, belge belge raporları var. üstünde fazla konuşmaya gerek yok. vakti olan incelesin. akp’ye muhalif olmak demek devlet mekanizmasının en doğru işlediği terörle mücadeleye karşı olmak değildir. bunu da bir kenara not edelim.
kültür kurumları = militan devşirme yuvaları : açılım süreci sonrası akp’nin kapatmakla en doğru yaptığı işlerden biri. neden rahatsız olunduğu ortada.
basın organları = kürtçü medya : bu hususta söylenecek çok şey yok. insan hakları, özgürlük maskesiyle 7/24 tsk’ya ve türk devletine kin kustukları ortada. tek tek belirtip hit kazandırmayalım. yalan ve provokatif haberlerden kolayca ayırt edebilirsiniz.
sivil toplum örgütleri = yönetimi kürtçülerin elinde olan kuruluşlar : bu örgütlerin tamamı kabile kültürü gibi ‘’bizdendir’’ mantığıyla yönetimlerinin belirlendiği oluşumlardır. az çok buralara yolu düşmüş olanlar, seçim sathında bulunanlar arka planda nasıl bir hizipçilik ve kabilecilik olduğunu bilirler. bugün tmmob, ttb gibi çoğu oluşum bunların kontrolü altında.
kadın ve gençlik yapılanmaları = sözde feminist- lgbt özde ayrılıkçı-kürtçü- mültecisever dernekler: uzun uzun görünen köyü tarife gerek görmüyorum.
(bkz: öldürülen kadın ülkücü olunca sevinen feminist)
(bkz: sol liberallerin mültecilerin işlediği suçlardaki tavırları)
…cizre ve sur başta olmak üzere, bölgede her türlü vahşi yöntem en acımasız şekilde hayata geçirilerek halk iradesi kırılmaya, teslim alınmaya çalışıldı…
pkk- ypg’nin özerlik ilan etmeye çalıştığı ama elinde patladığı o hain süreç. açılımın mimarlarının tek kelime edemediği ihanet süreci. bu vesileyle gazi olan kahraman asker ve polislerimize saygılarımı sunup, şehitlerimize tanrıdan rahmet diliyorum.
…tüm bunlarla birlikte apolitik, yozlaşmış bir yaşamın kapıları da sonuna kadar açıldı ve yoksul kürtler o kapıdan girmeye zorlandı. uyuşturucu, fuhuş, muhbirlik gibi her türden yozlaşma ve çürüme bizzat devlet eliyle, üstelik bazı yerlerde açıkça topluma dayatıldı, göz yumuldu, desteklendi, uygulandı...
otopark mafyalığı, torbacılık, kap- kaç terörü, sahil yörelerindeki yasadışı mekan işletmeciliği vs… hep kürtlerin yoksulluğuna bağlanmış. bu konu bağlamında yapılacak sosyolojik tespitler farklı bir entrynin konusu olacağı için hadi oradan diyerek devam ediyorum.
…hdp de bu anlamda bir türkiye partisi değil, dünya partisidir…
trajikomik. geçiniz.
…bu konuda, hdp kadar kürt orta sınıfları, kürt sermayedarları da ciddi bir farkındalık geliştirmek zorunda…
yeniden kürt sermayesine gözdağı ve sesleniş…
…27 temmuz 1969’da devrimci doğu kültür ocakları’nın öncülüğü ve türkiye işçi partisi’nin desteğiyle gerçekleştirilen doğu mitingleri…
henüz apo ve anter gibi kürt ırkçıları, cia temelli ayrılıkçı fikirlerini kusmadan ve hizipleşmeden önce ddko anıtkabir’de yemin ederek eylem yapan çoğunluğunu kürtlerin oluşturduğu bir oluşumdu. deniz gezmiş ile kürt ayrılıkçılarının başta kaypakkaya olmak üzere çok kez fikri ayrılığa düştüğü, hatta fkf’deki bir forumda kaypakkaya’nın ‘’kürt ulusu’’ diyerek söze başlaması yüzünden gezmiş tarafından tartaklandığı iddia edilmektedir. demirtaş’ın işaret ettiği nokta 68 kuşağı türk solu ile ddko’nun çatışmaya düştüğü dönemleri anlatıyor. o zaman dahi sol hareketi bugün demirtaş kafasındaki kürt ırkçıları bölerek yönetme hayalindeymiş.
…bugün türkiye’nin proletaryasının en büyük parçasını, hdp’nin de tabanını oluşturan kürt işçi sınıfı oluşturuyor…
adam burada bile işçi sınıfının mücadelesi etnik temelli faşizme indirgemekten çekinmiyor. türk işçisi – kürt işçisi diye bir tanımı sadece türkiye’de bulunan sol yapabilir.
öte yandan hdp’nin feodalizme olan dizginlenemez aşkını ise dile getirmiyor. aşiretler eliyle yöre halkının üzerinde kurduğu baskıyı anlatmasını elbet bekleyemeyiz demirtaş’ın. çünkü o tıpkı bir che gibi özgürlük savaşçısıdır!!! araya karışan aşiretler ise gözden kaçmış sanırım.
unutmadan bölgenin seyit rıza ve şeyh said gibi derebeylerini de hdp’nin her ölüm gününde salya sümük yad ettiğini de hatırlatalım.
…bu açıdan hdp’nin, bizlerin solun neresinde durduğunu merak edenler önyargı ve kronik üsttenci bakıştan arınarak bulundukları yerin soluna bakarlarsa bizi orada göreceklerdir…
bitirici hamleyi burada yapmış. demirtaş’a göre hdp solun bile solunda bir parti.
tabi yerseniz.
inanmak size kalmış…
devamını gör...
2.
son cümlesi çok güzel olan (edebi anlamda), yalanlarla bezeli mektup. ama bu arkadaş o kadar vatan partili gibi ki si ay ey diye değil ciya diye okudum cia'i.
devamını gör...