seni seviyorum cümlesine verilen en acı cevaplar

eşcinselim ben.

teşekkür ederim demişti vaktiyle biti bana. teşekkür ne lan?

profil fotosunun kaybolması galiba.

teşekkür ederim çok incesin

savcılığa verildiniz, iyi akşamlar.

herkesi üzerim ama seni üzmek istemem çünkü........ diye devam eder.

"ben de kendimi."

durduk yere kendine niye iş çıkartıyorsun ki şimdi

düğün öncesi bekleme odasında oturan annem ile babamın arasında geçen konuşmadır.kameramanın birbirinize söylemek istediğiniz bir şey var mı? sorusuna, babam anneme dönüp " seni seviyorum" demişti. annem ise sadece " teşekkürler" diyerek yetinmişti. kameraman aniden kamerayı kapatıp direkt düğün ortamına giriş yapmıştı. *sen nerden biliyorsun ziyaaa demeden düğün kasetleri duruyor.

bende.
(zira de ayrı yazılmalı)

"ben de seni çok seviyorum çok iyi insansın ama arkadaş olarak." bunun bir tık altı "senden nefret ediyorum". ne bir tık altı 1000 tık altı.

wowww! lise son sınıfta platonik bir şövalyeyken aldığım cevap.

gerekli fizibilite çalışmalarını yapmış, özgüvenimi kor ateşler ile körüklemiştim. asilikten uzattığım sarı saçlarım rüzgarda dalganırken ilkbaharın gelişini karşılıyordum. sevdiğim kişi ise okulun bitişini gösteren zil sesi ile birlikte, olacaklardan habersiz metroya doğru yürümekteydi. öndeki taksiyi takip eder gibi peşine koyulmuş atacağım ilk adımı düşlüyordum ancak fazla zamanım yoktu. hey dedim gayet cool bir şekilde, döndü bana baktı ve gülümsedi. ben dedim, ben senden hoşlanıyorum. hoşlanmak en doğal hakkımdı sonuçta. bana baktı, yüzündeki gülümseme şaşkınlık ile birlikte yok olmuştu, omuzlarını silkti. uzun bir süre gözlerime baktı ve sonra hayatım boyunca bir daha hiç bir cümleme karşılık olarak duymadığım o şeyi söyledi. wowww!

woww ne lan? ben senden hoşlanmıyorum bi jpg git dese eve gider şiir yazar mutlu olurdum. onu bile elimden aldı.

'napıyım?' yazarken bile kalbim sıkıştı.

ben de seni şirin buluyorum.

ben bu ağızlara göre ağız değilim.

gerçekten mi?

bende seni seviyorum kardeşim

şurda yazılan sekansların hiçbiri.

yüzyüzeyken böyle anlarda insan olsa olsa tebessüm eder ki o anın hiç umulmadık bir an olduğunu varsayarsak.

normal şartlar altında tebessüm denilen meret karşı tarafı mutlu etme aracıdır. lakin içinde bulunan o an karşı tarafa acı acı işler. karşı taraftakinin dudakları titrer. o da mecburiyet refleksi olarak acı acı tebessüm eder. bir daha hiçbir zaman eskisi gibi olmayacak bakışı atılır karşılıklı.... kupkuru bir andır.

şurda cool olduğunu sanmak için ‘tekrar arayınız’ mealinde yazanlara bi tarafımızla gülüyoruz.

niye?
nd gerek vardı hacı?
eyvallah birader.
ya bırak şimdi onu da ne olacak bu brexit
vb.

neden?.