karşı tarafın sevgisi zarar vermeye başladığında kalınan durum.
devamını gör...
hissedilen o yürek ağrısı
devamını gör...
daha sarışınını bulduğum kişiye karşı kurduğum cümle.
devamını gör...
bir demet tiyatro'dan güzel bir alıntı
devamını gör...
ve ardından gelen onu sevmeyi tekrar çok sevmek istemek. (olmuyor)
devamını gör...
vicdan azabı eşliğinde yaşanan histir.
devamını gör...
bir demet tiyatroda mükremin'in kurduğu replik. bunu söyleme fırsatım oldu birine ama bi işe yaramadı. zalım kadın defaatle bizden olmayacağını, olamayacağımızı vurgulamakla meşgüldü.
devamını gör...
mukremin citir sayesinde benim de hemen hemen cogu insana verdigim bahanedir.
devamını gör...
şu anki zamanda, hatta geleceği de kapsayacağı için, her zaman geçmişe özlem duyuyoruz. bir 10 sene önce de o günden öncesine özlem duyuyordum. hep çok iyi sevdiğimi düşünürdüm eskiden. artık iyi bir sevgili olamayacağımdan sanırım. o tat yok, heyecan kalmadı. iyi öngörememişim o günlerde, geleceği. iyi yorumlayamamışım diyorum. yine de bir amacının olması güzeldi, düşününce o günleri, iyi hissettiriyor.

kendimce fedakarlıklar yapıp, karşımdakinden beklentimin altında efor gördüğüm zaman kırılırdım. kendimce bir çıtam vardı. her şeyi yapabileceğimin de cesareti. bol sevildim. bol sevdim. dikiş tutturamadım. hep uzun sürerdi ilişkilerim. sonra kabuğuma çekilirdim. mutsuzlaşırdım. hep bir şeylere açlık hissetmişimdir. eldeki ile yetinmeyi beceremeyenlerdenim.

insanın kendini anlatması çok zor. fark ettim ki, artık boşvermişliğin kıyısında bir yerdeyim. kimse için özveride bulunmak istemiyorum. kendim için iyi, kötü bir şey yapacaksam yapıyorum işte. hayatta kimsenin beni anlayabileceğini bile düşünmüyorum. geçiyor zaman öyle yada böyle. gerisiyle ilgilenmiyorum. çoğu zaman artık kendimi anlatmayı bile istemiyorum. susmak ve kendi kabuğumda kalmak kolayıma geliyor. kimsenin bana iyi geleceğine inanmıyorum. gittiği yere kadar, böyle de gideceğim işte. şu anki durumum bunu gösteriyor. kısmet.
devamını gör...
dogru. yasarim bazen bunu. kafami kiremitle yarasim gelir.
devamını gör...
bu kadar ağır cümleler yorar be dinleyeni... (ee yani dese basit kaçıp yakışmayacak, bi kaç gün müsaade et şunu tam anlamaya çalışayım dese an bozulacak.. zor iş yani..)
devamını gör...
saygıyla anıyoruz.

devamını gör...
seviyorum ama nasıl sevdiğimi unuttum gibi.
devamını gör...
(bkz: tünelden önceki son çıkış).
(bkz: dibini sıyırmak)
şöyle bir kendimi sorgulayıp yokladıktan sonra bu muhteşem tanımımı girmeye karar verdim. bu duygu genellikle bitmesi gereken ya da bitmiş bir ilişkinin ardından gelen vazgeçmeye çalışma durumudur aslında bana göre. devam edebileceğinde inancın kalmadığında artık kendini sevmemeye ikna etmeye çalışırsın, ama alışkanlıklar ve rutinler de yeni duruma adapte olmanı zorlaştırır. işte bu noktada bu ikili dürtü sürekli çatışma halinde oluyor.
bunun süresi de kişiden kişiye değişiyor.
ilişkideki travmatik boyuta bağlı olarak, ilişkiden sonra yeni bir ilişkiye başlamakla ilgili düşünceler farklılık gösterebiliyor. aradan geçen zaman ve yaş faktörü de tutumu değiştirebiliyor. daha seçici olabiliyor insan ya da daha umursamaz.
ne olursa olsun, yeteri kadar zaman geçtiğinde artık yeni bir sayfa açmak istiyoruz ama her şeye rağmen. çünkü sevmeden, paylaşmadan yaşamak da insanı uzaklaştırabiliyor kendisinden ve daha içinden çıkılmaz bir zihin karmaşasına sürükleyebiliyor.

neyse uzatmayayım. kendi adıma, denemeye ara versem de gerçekten sevebileceğimi düşündüğüm biri ile karşılaştığımda deneyemeyi seçen bir insanım. seviyor olma halini seviyorum ben çünkü. birini sevebiliyor olmayı, onun yanında kendin olmayı, utanmamayı, zırhlarımı çıkartıp asmayı seviyorum. savunmasızken de güvende olmak gibi hissettiriyor bana bu belki de. insan bütün kusurları ile yanında çırılçıplak kalabileceği bir insanın hayatında olmasını seviyor. önceden ne yaşadım, ne kadarını özledim diye düşünmüyorum bile. her şey yaşanması gereken zamanda yaşandı. böyle bakıyorum.
ben de böyleyim işte.
devamını gör...
vefa içeren bir cümle gibi duruyor yapı itibariyle. sanki kırgın bir insanın kırıldığı ama kıyamadığı, silip atamadığı birine söylediği bir cümle gibi.
bazen olmaz çünkü.
zira olması için uğraşırız, çabalarız, kendimizi paralarız hatta. olsun isteriz işte, olursa sanki güzel olur gibi hissederiz ama...
olmaz!
olmuyorsa olmuyordur durumunu yıllar süren bir süreçte, en dibine kadar yaşamış biri olarak söylüyorum bu sözleri.
neredeyse hepimizin bildiği bir replik vardır hani. (bkz: kaybedenler kulubü)'nden.
"-bazen ölürsün!
-bazen ölemezsin. bazen bütün koşullar uygunken bile ölemezsin."
der.
ben buna benzettim bu cümlenin açılımında anlatmak istediği düşünceyi.
olanca gücümüzle vazgeçmeden yaptığımız denemeler sonucunda hüsrana uğrarız çünkü. herşey tamamdırda eksiktir işte birşeyler ve bulamıyorsundur yıllar geçsede.
bir kaç bin parçalık puzzle'ı yapar bitirirsinde hani, 1 parçası yoktur!
ve o devasa puzzle, "o" olmadan eksiktir, benzemiyordur benzemesi gereken şeye. benzetemiyorsundur hatta rahatsızsındır çünkü çok uğraşmış ve emek vermişsindir olsun diye. ama nihayetinde eksiktir işte.
olmamıştır yani.
fakat kıyamazsında kaldırıp atmaya. öyle eksik parça ile götürür koyarsın bir yere ve her önünden geçişinde binlerce parça yerine sadece "o"nun olmadığı yere bakarsın hani.
bu durumda böyledir.
ne devam etmekten vazgeçersin, nede o büyük" yapıp bitirme" arzusuna sahipsindir artık.
bazen kaybederiz kabul etmesekte. ve maalesef ki bu kaybımız sadece "o" olmaz.
hislerimizide kaybederiz zaman içerisinde.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"seni seviyorum da seni sevmeyi eskisi kadar sevemiyorum" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim