#ödüllü filmler
yönetmenlik koltuğunda zeki ökten'in oturduğu 1986 yapımı yerli filmde, siyasi sebeplerden ötürü kaldığı hapishanede işkencelerden dolayı kolundan sakatlanan tarık, özgürlüğüne kavuşunca bir kasabada tanıştığı sermin'le yemeğe çıkar. yemekte işkence gördüğü adamın sesini duyunca bu sesi takip eder.
yönetmen:
zeki ökten
oyuncular:
tarık akan
nur sürer
güler ökten
kamran usluer
kamuran yüce
orhan çağman
yavuzer çetinkaya
zeki ökten
oyuncular:
tarık akan
nur sürer
güler ökten
kamran usluer
kamuran yüce
orhan çağman
yavuzer çetinkaya
*sinema yazarları derneği (1987) - en iyi film / en iyi sinematografi [orhan oğuz]
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "son singapur vapuru" tarafından 11.09.2024 13:37 tarihinde açılmıştır.
1.
başrolde tarık akan ve nur sürer gibi usta oyuncuların yer aldığı 1986 yapımlı türk filmi olup yönetmen koltuğunda ise zeki ökten yer alır.

filmimizin konusuna gelecek olursak;
6 yıl boyunca hapis yatmış bir adam olan tarık hapisten çıkar ve onun özgürlüğüne kavuşur kavuşmaz deniz kenarına gitmesiyle filmimiz başlar.
fazlasıyla mahsun bir adamdır kendisi, sanki hapiste kaybettiği zamanı telafi etmek, geri getirmek ister gibidir.
bir gün annesiyle tatile gelen bir genç kız olan sermin ile tanışır ve aralarında bir yakınlaşma başlar.
bir gün bir lokanta gibi bir yerde yemek yerken masada bir adam sesi duyar ve o sesi hatırlamaya başlar, bu ses acaba hapiste ona işkence eden adamın sesi midir?
tarık karakteri bu sesin peşine düşer ve filmimiz devam eder.
onların arasındaki bağı ve hapisten çıkmış bir adamın psikolojisini gözlemleme şansı bulduğumuz ve yakından izlediğimiz güzel bir filmdi diyebilirim.
tarık akan'ın oyunculuğunu biraz mahzun buldum, hapisten çıkmanın verdiği boşluk duygusunu seyirciye hissettiriyor.
nur sürer'in oyunculuğu da doğal ve samimiydi.
konusu belki daha derinleştirilebilirdi ama böyle de izlenebilir olduğu fikrindeyim.
belki hapisteki anılarını rüya vasıtasıyla yeniden yaşayabilir veya şiddetin etkilerini yeniden yaşayabilirdi.
film hakkında söyleyeceklerim galiba bu kadar, müziği de beğendim, konuyla bütünleşmiş bir senfonideydi.
bu güzel bir film, sessizce izleyin...

filmimizin konusuna gelecek olursak;
6 yıl boyunca hapis yatmış bir adam olan tarık hapisten çıkar ve onun özgürlüğüne kavuşur kavuşmaz deniz kenarına gitmesiyle filmimiz başlar.
fazlasıyla mahsun bir adamdır kendisi, sanki hapiste kaybettiği zamanı telafi etmek, geri getirmek ister gibidir.
bir gün annesiyle tatile gelen bir genç kız olan sermin ile tanışır ve aralarında bir yakınlaşma başlar.
bir gün bir lokanta gibi bir yerde yemek yerken masada bir adam sesi duyar ve o sesi hatırlamaya başlar, bu ses acaba hapiste ona işkence eden adamın sesi midir?
tarık karakteri bu sesin peşine düşer ve filmimiz devam eder.
onların arasındaki bağı ve hapisten çıkmış bir adamın psikolojisini gözlemleme şansı bulduğumuz ve yakından izlediğimiz güzel bir filmdi diyebilirim.
tarık akan'ın oyunculuğunu biraz mahzun buldum, hapisten çıkmanın verdiği boşluk duygusunu seyirciye hissettiriyor.
nur sürer'in oyunculuğu da doğal ve samimiydi.
konusu belki daha derinleştirilebilirdi ama böyle de izlenebilir olduğu fikrindeyim.
belki hapisteki anılarını rüya vasıtasıyla yeniden yaşayabilir veya şiddetin etkilerini yeniden yaşayabilirdi.
film hakkında söyleyeceklerim galiba bu kadar, müziği de beğendim, konuyla bütünleşmiş bir senfonideydi.
bu güzel bir film, sessizce izleyin...
devamını gör...
