1.
elimde bir fincan kahve açmışım televizyonu.bir programa takılıyor gözlerim.sanırım bir show programı bu ve kalabalıklar içinde bir gösteri yapılıyor. dikkatimi çekiyor. bir sihirbaz değişik numaralar yapıyor.büyük bir merakla izlemeye başladım.sihirbaz ilk numarasına başladı ama sanki bir şeyler ters gidiyordu.
bir sihirbazın yaptığı akrobatik hareketler gibi numaralar tam tutmadı ve bir şeyler istemeden ters gitti. istenilen gösteri gerçekleşmedi.bunu gören izleyen seyirciler ne olduğunu anlayamadı ve yinede sahnede bir alkış fırtınası esti geçti çılgınlar gibi çünkü istenilen sadece bir şeyleri amaçsızca izlemekti. hiçbir şey başarılı gitmese dahi orada iyi yahut kötü bulunmaktan ibaret kadar basitti. ne kadar garipti herkes şok içinde bir birbirine göz gezdirirken sihirbaz neye alkışladıklarını bilmeden olay sürüp gidiyordu. sihirbaz numarayı yapamamış olsa da herkes ona minnet duyuyordu.seyirciler güler yüzlü ve mutluydu.işte o an anladı sihirbaz insanları mutlu etmek için bir ünvana sahip olması yetiyordu. kimse yaptığın işle o kadar da ilgilenmiyordu. seni takan yoktu sadece yapmış,izlemiş olması adına bu kadar insan dolup taşmıştı etrafa.kirli çöplerden farkı yoktu artık kendisinin kendi gözünde.en pahalı kıyafetle en ucuz kıyafette aynı çöp torbasının yerini paylaşıyordu ne de olsa.bozmadı seyircileri ve kendini yapamadığı numarayı kapatarak bu numaranın aslında bu olduğunu iddia ederek alkışlara teslim etti kendisini.saygınlık güzeldi ama sadece ünvana olan saygınlık yetmiyordu.insan kendisine de biraz saygı bekliyordu.her şey bomboştu ama sihirbazın içindeki hayal kırıklığı kopkoyuydu ve bunun hüznünle her zaman yaptığı adam yok etme numarasıyla seyircilerin gözü önünde kutuya girdi.içinden gerçekten de bu kutuda sonsuza dek yok olmayı diledi...
kaybolup kaybolmadığı bilinmez fakat bu boşluklar dünyasından,ruhunu kaybettiği acı bir gerçekti.
bir sihirbazın yaptığı akrobatik hareketler gibi numaralar tam tutmadı ve bir şeyler istemeden ters gitti. istenilen gösteri gerçekleşmedi.bunu gören izleyen seyirciler ne olduğunu anlayamadı ve yinede sahnede bir alkış fırtınası esti geçti çılgınlar gibi çünkü istenilen sadece bir şeyleri amaçsızca izlemekti. hiçbir şey başarılı gitmese dahi orada iyi yahut kötü bulunmaktan ibaret kadar basitti. ne kadar garipti herkes şok içinde bir birbirine göz gezdirirken sihirbaz neye alkışladıklarını bilmeden olay sürüp gidiyordu. sihirbaz numarayı yapamamış olsa da herkes ona minnet duyuyordu.seyirciler güler yüzlü ve mutluydu.işte o an anladı sihirbaz insanları mutlu etmek için bir ünvana sahip olması yetiyordu. kimse yaptığın işle o kadar da ilgilenmiyordu. seni takan yoktu sadece yapmış,izlemiş olması adına bu kadar insan dolup taşmıştı etrafa.kirli çöplerden farkı yoktu artık kendisinin kendi gözünde.en pahalı kıyafetle en ucuz kıyafette aynı çöp torbasının yerini paylaşıyordu ne de olsa.bozmadı seyircileri ve kendini yapamadığı numarayı kapatarak bu numaranın aslında bu olduğunu iddia ederek alkışlara teslim etti kendisini.saygınlık güzeldi ama sadece ünvana olan saygınlık yetmiyordu.insan kendisine de biraz saygı bekliyordu.her şey bomboştu ama sihirbazın içindeki hayal kırıklığı kopkoyuydu ve bunun hüznünle her zaman yaptığı adam yok etme numarasıyla seyircilerin gözü önünde kutuya girdi.içinden gerçekten de bu kutuda sonsuza dek yok olmayı diledi...
kaybolup kaybolmadığı bilinmez fakat bu boşluklar dünyasından,ruhunu kaybettiği acı bir gerçekti.
devamını gör...