silah meraklılarına öğütler

yıllarca meslek gereği her türlü silahla uğraşmış biri olarak silah takıntısıyla ilgili bazı konulara değinmek gereği duydum. biliyoruz ki eski anadolu türkçesinde ve günümüz azerbaycan türkçesinde 'ya*ak' sözcüğü 'silah' anlamında kullanılır. dolayısıyla psikoloji/psikiyatri alanları penis ve silah arasında güçlü özdeşimler kurarlar. yine büyük silah merakının da küçük penis takıntısının bir yansıması olduğu yönünde pek çok bilimsel iddia yazılıp çizilmiştir. penis/silah özdeşimliği aslında neredeyse bütün dillerde yer alır.

özellikle erkeklerin kullandığı, cinsel saldırı içerikli sövgü ve tehditlerde de amaç karşılıklı cinsel haz almak değil; muhatabı cezalandırmadır. çünkü erkek için belindeki silah kadar bacaklarının arasındaki organ da bir saldırı aracıdır. örneğin, savaşlarda silahla düşman askerleri öldürülürken penislerle o düşman ulusun kadınlarının, kızlarının, çocuklarının ırzına geçilir ki, aynı mantığın ürünüdür. hem düşman yok edilir, hem de düşman kadınlarının içine onların yaşamlarını yerle bir edecek tohum bırakılır.
geçmiş yüzyıllarda güvenlik için belki çok gerekli bir araç olan bu aletlerin tahrip gücü/öldürücü nitelikleri arttıkça, taşıyanlar açısından de risk o denli yükselmiştir. günümüzde, eğer ormanda, dağda ya da kuş uçmaz kervan geçmez güvenliksiz bir yerde yaşamıyorsak; kent yaşamında gecenin bir yarısı evimizin düşman kabileler tarafından basılıp, yağmalanması, aile bireylerimizin öldürülmesi, tutsak alınması olasılığı insanlık tarihinin en düşük oranına karşılık geliyor. bu koşullarda da, dönemin ruhuna uygun biçimde silah işini güvenlik güçlerine bırakmakta yarar var demektir.
bu gün sözlükte silah almayı, taşımayı, bulundurmayı üstü kapalı veya açık biçimde; hevesle, övünerek anlatanlar gibi silah taşıyan ve bulunduranların %99'unun nasıl bir bela içinde olduklarını bilmediğinden eminim. bu pek hevesli arkadaşlara uzman olarak bir kaç tehlikeyi vurgulamak isterim:

1- övündüğünüz, gurur duyduğunuz ve arada bir cinsel organ niyetine okşadığınız o silah nedeniyle evinizdeki ölüm riskinin çok daha yüksek olduğunu unutmayın. nedenleri ise çok çeşitlidir. örneğin; hayata küstüğünüz sırada yapacağınız çılgınca bir intihar kalkışması, ya da eşinizin çocuğunuzun anlık böyle bir delilik yapma olasılığında elinizin altında bir silah bulundurulması korkunç bir risktir.
ya da silahınız yokken trafikte karşılıklı basit bir küfürleşmeyle bitecek bir olayın sizin katil olmanızla sonuçlanması olasılığı yüksektir.
2- silah kullanmanın gerçekten gerektiği anların tamamın yakını biz olayı fark edemeden bir anda gelişir ve biter. her gün - her hafta düzenli atış ve silah kullanma talimleri yapmıyorsanız, silah kullanmanın tam zamanı denilecek anlarda, soğuk kanlılıkla ve yasaya uygun silah kullanan insan sayısı yok denecek kadar azdır. yalnızca silahlı kolluk görevlilerinin her yıl vurmak durumunda kaldıkları kişilerden dolayı yargıyla nasıl başlarının belaya girdiğini, öldürme ve yaralama eylemleri nedeniyle tutuklandıkların, mesleklerinden olduklarını bir anımsayalım. gerçekten bir kaygı ve panik anında, silaha davranmanız durumunda kendinizi (çoğunlukla kalça, bacak, penis ve testisler zarar görür) yanınızdaki bir yakınınızı (oğlunuzu, kızınızı veya eşinizi/sevgilinizi) ya da yoldan geçen bir masumu öldürme/yaralama olasılığınız hasmınıza zarar verme olasılığından çok daha yüksektir.

3- silah kazalarının tamamı unutkanlık, dikkatsizlik, şaka, merak gibi basit nedenlerle korkunç sonuçlar doğurur. şarjörde/namluda son bir mermi unutulup unutulmadığına, emniyet kilidinin kapalı olup olmadığına ilişkin bir dikkatsizlik ya ta tetik tertibatında oluşan tutukluk nedeniyle farkında bile olmadan bastığınız tetikle kendinizi gözünüzden, ya da en yakınınızı başından vurma olasılığınız çok yüksektir. bu olasılık çok uzak gelme izlenimiyle şimdi sizi tebessüm ettirebilir. ama ölümlerin ve ağır yaralanmaların çoğu buradan gelir.

bizden söylemesi; ateşli silahlar felakettir.