1.
okuduğum kitap sonucu adını duyup merak ettiğim ve akciğer hastalığı olduğunu öğrendiğim tıbbi terim.
bu hastalık genellikle kot fabrikasında çalışanlarda görülüyormuş.

silikozis, kum, toprak, granit ve doğal olarak oluşan maddelerde bulunan bir mineral olan küçük silika parçacıklarının solunması ile meydana gelen ve akciğer dokusunun sertleşmesine neden olan akciğer hastalığıdır.
kaynak
bu hastalık genellikle kot fabrikasında çalışanlarda görülüyormuş.

silikozis, kum, toprak, granit ve doğal olarak oluşan maddelerde bulunan bir mineral olan küçük silika parçacıklarının solunması ile meydana gelen ve akciğer dokusunun sertleşmesine neden olan akciğer hastalığıdır.
kaynak
devamını gör...
2.
kot taşlama işçilerinin kaçınılmaz sonu olan hastalıktır. tabi kaçınılmaz olması patronların işçilerin sağlığını hiçe sayması ve devletin işçilerin değil, yeterli koruyucu önlemleri almayan patronların yanında olarak gerekli denetimleri yapmamasının sonucudur.
devamını gör...
3.
tarihi çok eski olan (4000bin yıl önce tanımlanmış) ama endüstriyel devrim(!)le artmış olan
geri dönülmez, iyileşmez akciğer hastalığı.
genellilkle madenlerde, taş ocaklarında, yol yapım işlerinde çalışan işçilerde görülürken 2000'li yılların başında kot taşlama denilen lanet şeyin başlamasıyla ülke gündemine girmiş hastalık.
kotlar daha güzel görünsün diye üstelerine basınçlı hava yardımıyla çok ince kum piskürtülür, bu da kotun yüzeyindeki lifleri havaya kaldırarak eski bir görünüm verir. (sac pano yapımında da sac iyi boya tutsun diye aynı yöntemle kumlama yapılır ve çalışanlar aynı risklere açıktır.)
kum ya da daha doğru deyişle silika çok ince ve keskin kenarlı olduğundan basit bez filtreler bunları tutmaz. gaz maskeleri bile tutmaz. hepa filtre kullanılması gerekir.
oysa bizim ölemeyesice kapitalistlerimiz, sosyal güvencesi olmayan işçileri maskesiz, hiç bir korunma önlemi olmadan çalıştırdılar.
akciğere yerleşen silis zerreleri dışarı atılamaz. akciğer zarına yapışır ve zamanla (duruma göre 1 yıldan kısa zamanda) taşlaşır. hasta nefes alamaz.
kot taşlamada çalışan işçiler arasında 30 yaş ileri bir yaştır. 18 yaşında bile ölen işçiler vardır.
devlet bu olay ortaya çıktıktan çok sonra kot taşlamayı yasaklamıştır ama modası geçinceye kadar merdiven altında bu iş devam etmiştir.
geri dönülmez, iyileşmez akciğer hastalığı.
genellilkle madenlerde, taş ocaklarında, yol yapım işlerinde çalışan işçilerde görülürken 2000'li yılların başında kot taşlama denilen lanet şeyin başlamasıyla ülke gündemine girmiş hastalık.
kotlar daha güzel görünsün diye üstelerine basınçlı hava yardımıyla çok ince kum piskürtülür, bu da kotun yüzeyindeki lifleri havaya kaldırarak eski bir görünüm verir. (sac pano yapımında da sac iyi boya tutsun diye aynı yöntemle kumlama yapılır ve çalışanlar aynı risklere açıktır.)
kum ya da daha doğru deyişle silika çok ince ve keskin kenarlı olduğundan basit bez filtreler bunları tutmaz. gaz maskeleri bile tutmaz. hepa filtre kullanılması gerekir.
oysa bizim ölemeyesice kapitalistlerimiz, sosyal güvencesi olmayan işçileri maskesiz, hiç bir korunma önlemi olmadan çalıştırdılar.
akciğere yerleşen silis zerreleri dışarı atılamaz. akciğer zarına yapışır ve zamanla (duruma göre 1 yıldan kısa zamanda) taşlaşır. hasta nefes alamaz.
kot taşlamada çalışan işçiler arasında 30 yaş ileri bir yaştır. 18 yaşında bile ölen işçiler vardır.
devlet bu olay ortaya çıktıktan çok sonra kot taşlamayı yasaklamıştır ama modası geçinceye kadar merdiven altında bu iş devam etmiştir.
devamını gör...