#vizyondaki filmler
2022 yılında izleyici ile buluşan parker finn yönetmenliğinde bir filmdir.
dr. rose, seans sırasında gülümseyerek kendini öldüren hastasına tanık olur. kafasını kurcalayan bu ölüm ardından kendisi de tuhaf olaylar yaşamaya başlar. rose, bu gizemli olaylardan kendini sağ olarak kurtarabilecek miydi ?
dr. rose, seans sırasında gülümseyerek kendini öldüren hastasına tanık olur. kafasını kurcalayan bu ölüm ardından kendisi de tuhaf olaylar yaşamaya başlar. rose, bu gizemli olaylardan kendini sağ olarak kurtarabilecek miydi ?
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "moderatör 7" tarafından 23.11.2022 20:19 tarihinde açılmıştır.
1.
uzun zamandır izlemek istediğim bir filmdi. yönetmen koltuğunda parker finn bulunan ve başrolünde esra erol'un harikalar yarattığı... şakası bir yana, sosie bacon'ın adeta tek kişilik dev kadroya dönüştüğü, seyir zevki aldığım kadar memnun olamadığım noktaların da bi hayli bulunduğu lakin beni gerçekten korkutmayı başarabilmiş bu filmden bahsetmek istiyorum. hayır, spoiler vermeyeceğim.
rose cotter ablamız başarılı bir psikiyatrist. ablamıza psikoloji alanında doktora yapan genç bir öğrenci geliyor, kendisine tuhaf bir şeyin musallat olduğunu, ona insanların bedeninde gözüküp gülümsediğini ve bu şekilde aklını kaçırmaktan korktuğundan bahsediyor. bu şekilde film de başlamış oluyor diyebiliriz.
film sinematografik açıdan gerçekten inanılmaz iyi. birçok sahneden inanılmaz keyif aldım, izlerken mest oldum diyebilirim. yönetmen sesleri de çok iyi kullanmış, özellikle insanı korkutmak adına bazı yerlerde inanılmaz çabalamış ve başarmış, hakikaten bir filmden korktuğumu iliklerime kadar hissettim. iyi olduğunu düşündüğüm diğer bir kısım da filmin yavaşlığı, evet yavaşlığı. bir korku romanı okuyor gibi adım adım ilerlemesinden çok memnun oldum, içime sindi, bu yavaş ilerlemeye araya koyduğu korku soslarıyla da bi hayli içine çekti beni.
kötü kısımlarına gelelim artık... jump scare kısmını o kadar çok kullanmış ki bir zamandan sonra rahatsız oldum. hani bir olur, iki olur ama yönetmen sanki canı sıkıldıkça koymuş gibi hissettim izlerken. diğer bir kısım senaryonun güzel başlayıp oldukça sıradan ve klişelerle dolu bir havuza dönüşmesi ve izleyici olarak bu havuzda boğulmamız. vallahi boğuldum, böylesine güzel bir senaryonun ancak böyle içine edilirdi... yani birçok noktadaki klişeleri bir kez değil, üç dört kez kullanmasını da anlayamadım, beynimizi yakmak istemiş ama bunu yapmak yerine canımızı yakmış yönetmen beyefendi...
bu filmin en hoşuma giden kısmını da söyleyeyim madem, hem başrolümüz esra erol ablayla, hem de çevresindeki insanlarla empati kurabilmemiz bence. bu konuda yönetmen çok başarılı olmuş, filmdeki kimseye kızamadım.
izlenir mi? evet
korkutur mu? evet!
rose cotter ablamız başarılı bir psikiyatrist. ablamıza psikoloji alanında doktora yapan genç bir öğrenci geliyor, kendisine tuhaf bir şeyin musallat olduğunu, ona insanların bedeninde gözüküp gülümsediğini ve bu şekilde aklını kaçırmaktan korktuğundan bahsediyor. bu şekilde film de başlamış oluyor diyebiliriz.
film sinematografik açıdan gerçekten inanılmaz iyi. birçok sahneden inanılmaz keyif aldım, izlerken mest oldum diyebilirim. yönetmen sesleri de çok iyi kullanmış, özellikle insanı korkutmak adına bazı yerlerde inanılmaz çabalamış ve başarmış, hakikaten bir filmden korktuğumu iliklerime kadar hissettim. iyi olduğunu düşündüğüm diğer bir kısım da filmin yavaşlığı, evet yavaşlığı. bir korku romanı okuyor gibi adım adım ilerlemesinden çok memnun oldum, içime sindi, bu yavaş ilerlemeye araya koyduğu korku soslarıyla da bi hayli içine çekti beni.
kötü kısımlarına gelelim artık... jump scare kısmını o kadar çok kullanmış ki bir zamandan sonra rahatsız oldum. hani bir olur, iki olur ama yönetmen sanki canı sıkıldıkça koymuş gibi hissettim izlerken. diğer bir kısım senaryonun güzel başlayıp oldukça sıradan ve klişelerle dolu bir havuza dönüşmesi ve izleyici olarak bu havuzda boğulmamız. vallahi boğuldum, böylesine güzel bir senaryonun ancak böyle içine edilirdi... yani birçok noktadaki klişeleri bir kez değil, üç dört kez kullanmasını da anlayamadım, beynimizi yakmak istemiş ama bunu yapmak yerine canımızı yakmış yönetmen beyefendi...
bu filmin en hoşuma giden kısmını da söyleyeyim madem, hem başrolümüz esra erol ablayla, hem de çevresindeki insanlarla empati kurabilmemiz bence. bu konuda yönetmen çok başarılı olmuş, filmdeki kimseye kızamadım.
izlenir mi? evet
korkutur mu? evet!
devamını gör...
2.
2022 yapımı korku filmi ve ne güsel bir film* diyerek beğenimi başa konduruyorum.
rose adlı bir psikiyatristin sevgilisiyle sakin ve mutlu bir yaşamı varken, hastanede ona yönlendirilen genç bir kadının önünde intihar etmesiyle korku dolu günleri başlamış olur. smile ismi ise intihar eden kişilerin intihar ederken gülümsemelerinden kaynaklanıyor. rose bu lanetten kurtulmak için bu varlığın ne olduğunu öğrenmek zorunda kalıyor. ama bu aşamada sadece kendisinin gördüğü şeyler nedeniyle çevresindekiler de kendisinden uzaklaşmaya başlar ve bir haftada deli durumuna düşer.
film, öcü böcü konmadan da gayet güzel bir korku filmi yapılabileceğine iyi bir örnek. belki asıl korku unsuru da bu ‘görünmeyen tehlike’ unsurudur. bu arada tir tir titreten bir film değil. ben açıkçası korkmadım ama konunun işlenişini ve gerilimini sevdim. rose karakterini oynayan oyuncu ise normalden deliye geçişi başarılı bir şekilde yansıtmış. öyle ki filmin başında normal olan rose nasıl görünüyordu diye filmin sonunda kendinize soruyorsunuz.
filmde gerilim filmlerin vazgeçilmezi olan karanlık tonlar kullanılmış. film sonunda bir ters köşe yapıyor. kurtulmak için kısa bir süre olması ve bu nedenle bir orayı bir burayı araştıran rose, bana halka filmini anımsattı. tehlike farklı ama işleyiş çok benzer. iyi seyirler efendim.
rose adlı bir psikiyatristin sevgilisiyle sakin ve mutlu bir yaşamı varken, hastanede ona yönlendirilen genç bir kadının önünde intihar etmesiyle korku dolu günleri başlamış olur. smile ismi ise intihar eden kişilerin intihar ederken gülümsemelerinden kaynaklanıyor. rose bu lanetten kurtulmak için bu varlığın ne olduğunu öğrenmek zorunda kalıyor. ama bu aşamada sadece kendisinin gördüğü şeyler nedeniyle çevresindekiler de kendisinden uzaklaşmaya başlar ve bir haftada deli durumuna düşer.
film, öcü böcü konmadan da gayet güzel bir korku filmi yapılabileceğine iyi bir örnek. belki asıl korku unsuru da bu ‘görünmeyen tehlike’ unsurudur. bu arada tir tir titreten bir film değil. ben açıkçası korkmadım ama konunun işlenişini ve gerilimini sevdim. rose karakterini oynayan oyuncu ise normalden deliye geçişi başarılı bir şekilde yansıtmış. öyle ki filmin başında normal olan rose nasıl görünüyordu diye filmin sonunda kendinize soruyorsunuz.
filmde gerilim filmlerin vazgeçilmezi olan karanlık tonlar kullanılmış. film sonunda bir ters köşe yapıyor. kurtulmak için kısa bir süre olması ve bu nedenle bir orayı bir burayı araştıran rose, bana halka filmini anımsattı. tehlike farklı ama işleyiş çok benzer. iyi seyirler efendim.
devamını gör...
3.
#film
gülümse, parker finn'in 2020 kısa filmi laura hasn't slept'e dayanan ilk uzun metrajlı filminde yazıp yönettiği yaklaşan bir amerikan psikolojik korku filmi.
gösterime giriş tarihi: 30 eylül 2022 (abd)
yönetmeni: parker finn
görüntü yönetmeni: charlie sarroff
yonetmen:charlie sarroff
oyuncular :oyuncular: sosie bacon, jessie t. usher, kyle gallner
filmi kisaca özet geçersek. uzman bir psikiyatrist yeni bir hastayı alır tanıdığıdir kız bir şeyin içine girdiğini ve ona tuhaf şeyler söylediğini onu ele geçirmeye çalıştığını söyler. doktor ağır bir ruhsal travma geçirdiğini düşündugü hastasını telkin etmeye çalışırken kız bağırmaya başlar burda burda der .doktor nöbet geçirdiğini düşünerek hasta bakicilarina haber verir arkasını döndüğünde bir lanetin içine gireceginden habersizdir.kız kendini intihar eder ve doktor için tuhaf durumların başlangıcıdır. doktor tuhaf sesler duymaya ve görüntüler görmeye başlar. araştırmaya başlar nişanlısından yardim ister tabi nişanlısı sadece iyi günler için onun yaninda olduğunu belli eder.oda ilk sevdiği adama gider ilk sevgilisi polis olduğu icin bir kaç dosyaya ulaşmasında ona yardımcı olur.dosyaları görünce ona inanır ve yardim etmek ister bu lanetten kurtulan bir kişi vardır oda başkasını oldurerek laneti başkasına aktarmistir.doktor bunu yapamayacağını bilir ve annesinin gozleri önünde öldüğü eve gider kendini oraya kapatır. tam hallettigini düşünürken hersey tepetaklak olur .sevdiği adam peşinden gelmiştir ve kötü ruh olaylarin akışını değiştirir. ve artik lanet sevgilisine geçmiş kadin kurtulamamistir.guzel bir film şimdiden iyi seyirler..
devamını gör...
4.
müthiş bir film olacak gibi başlayan ama malesef şahsen beklentimi karşılamayan film. ama film kötü değil emeğe saygı.
korku filmlerindeki' ürkütücü gerçeği bilmene rağmen kimsenin sana inanmaması '' klişesi .
korku filmlerindeki' ürkütücü gerçeği bilmene rağmen kimsenin sana inanmaması '' klişesi .
devamını gör...
5.
2021 yılında çekilmiş bir kısa filmden ilham alınarak çekilen 2022 yapımı bu filmi severek izledim. korku filmi ama ben korkamama hastalığına yakalandığım için gerilim kısmını başarılı bulduğumu söyleyebilirim. korkan insanlar için de korku kısmı bence gayet başarılı.
gelelim filmin konusuna. çocukluğunda yaşadığı bir travma yüzünden yetişkin olduğunda da zor zamanlar geçiren ve hayata tam dahil olamayan bir kadının öyküsünü anlatıyor. bu kadın doktor ve devlet hastanesinde çalışıyor. bir gün 10 dakika önce acile getirilen hastanın gözlerinin önünde intihar etmesi yüzünden çok etkileniyor ve geçmişteki travmaları da tekrar onu yönetmeye başlayınca işler çığırından çıkıyor. intihar eden hastası sürekli bir gülümseme gördüğünü, gülümsenin tanıdığı insanlar siluetinde görünüp her göründüğünde kötü şeyler yaşandığını anlatıyor ölmeden önce. intihardan etkilenen doktor da bir süre sonra hastasının gördüklerine benzer şeyler yaşamaya başlayınca "o kadar psikoloji eğitimi gördüm, deli değilim herhalde ben de bir gidip derdimi kendi psikoloğuma anlatayım" diyor.
film bunun bir psikolojik rahatsızlık olmadığını anlayan doktorun bu durumdan kurtulmak için yaptıklarını ve bu sürede çevresine verdiği zararları anlatıyor. korku düzeyi oldukça iyi ayarlanmış, gerilimi daha yüksek bir film. sonunda ikincisi çıkar bunun dedim ve arama motoruna bakmamla ekim'de ikinci filmin çıkacağını gördüm. ikinci film de başarılı olursa iyi bir seri çıkar bu konudan. izleyin.
bu arada polise ayar oldum, kadın sana yalnız kalmam diyor sen hâlâ peşine düşüyorsun. al ne oldu şimdi. lanet sana sekti. şimdi lanet sekecek ebeni de. bunlarda gram akıl yok.
gelelim filmin konusuna. çocukluğunda yaşadığı bir travma yüzünden yetişkin olduğunda da zor zamanlar geçiren ve hayata tam dahil olamayan bir kadının öyküsünü anlatıyor. bu kadın doktor ve devlet hastanesinde çalışıyor. bir gün 10 dakika önce acile getirilen hastanın gözlerinin önünde intihar etmesi yüzünden çok etkileniyor ve geçmişteki travmaları da tekrar onu yönetmeye başlayınca işler çığırından çıkıyor. intihar eden hastası sürekli bir gülümseme gördüğünü, gülümsenin tanıdığı insanlar siluetinde görünüp her göründüğünde kötü şeyler yaşandığını anlatıyor ölmeden önce. intihardan etkilenen doktor da bir süre sonra hastasının gördüklerine benzer şeyler yaşamaya başlayınca "o kadar psikoloji eğitimi gördüm, deli değilim herhalde ben de bir gidip derdimi kendi psikoloğuma anlatayım" diyor.
film bunun bir psikolojik rahatsızlık olmadığını anlayan doktorun bu durumdan kurtulmak için yaptıklarını ve bu sürede çevresine verdiği zararları anlatıyor. korku düzeyi oldukça iyi ayarlanmış, gerilimi daha yüksek bir film. sonunda ikincisi çıkar bunun dedim ve arama motoruna bakmamla ekim'de ikinci filmin çıkacağını gördüm. ikinci film de başarılı olursa iyi bir seri çıkar bu konudan. izleyin.
bu arada polise ayar oldum, kadın sana yalnız kalmam diyor sen hâlâ peşine düşüyorsun. al ne oldu şimdi. lanet sana sekti. şimdi lanet sekecek ebeni de. bunlarda gram akıl yok.
devamını gör...
6.
bir parker finn filmidir.
filmin senaryosunu da yönetmen parker finn yazmıştır. filmde sosie bacon, jessie t. usher, kyle gallner, robin weigert, caitlin stasey, kal penn, rob morgan ve gillian zinzer oynamıştır.
kötü bir film olmasa da vasatın altında kalmış bir filmdi bana göre. ancak gülümsemeyi bir korku öğesi olarak kullanma fikri beni her zaman etkiler.
üniversite zamanlarında çok yakın bir arkadaşımın evinde kalırken bir gece rüyamda arkadaşımın yatağımın hemen yanına bir sandalye çekip oturmuş ve bana gülümseyerek bakarken gördüm rüyamda. yüzünde aptal, boş ve korkunç bir gülümseme vardı. korkarak uyandım, ki bu benim için nadir bir şeydir.
bu rüyanın da etkisi ile izlediğim korku filmlerinde gülümseme öğesi beni etkiler. bu filmde de kendi sorunları ile uğraşan bir psikiyatr acil olarak gelen bir hasta ile travmatik bir deneyim yaşar. hasta son anlarında yüzünde bir gülümseme ile bakar psikiyatra. bu gülümseme bir anlamda bulaşıcıdır.
zaman geçirmek için izlenebilecek, güzel bazı sahneler içeren vasatın altında bir korku filmidir.
filmin senaryosunu da yönetmen parker finn yazmıştır. filmde sosie bacon, jessie t. usher, kyle gallner, robin weigert, caitlin stasey, kal penn, rob morgan ve gillian zinzer oynamıştır.
kötü bir film olmasa da vasatın altında kalmış bir filmdi bana göre. ancak gülümsemeyi bir korku öğesi olarak kullanma fikri beni her zaman etkiler.
üniversite zamanlarında çok yakın bir arkadaşımın evinde kalırken bir gece rüyamda arkadaşımın yatağımın hemen yanına bir sandalye çekip oturmuş ve bana gülümseyerek bakarken gördüm rüyamda. yüzünde aptal, boş ve korkunç bir gülümseme vardı. korkarak uyandım, ki bu benim için nadir bir şeydir.
bu rüyanın da etkisi ile izlediğim korku filmlerinde gülümseme öğesi beni etkiler. bu filmde de kendi sorunları ile uğraşan bir psikiyatr acil olarak gelen bir hasta ile travmatik bir deneyim yaşar. hasta son anlarında yüzünde bir gülümseme ile bakar psikiyatra. bu gülümseme bir anlamda bulaşıcıdır.
zaman geçirmek için izlenebilecek, güzel bazı sahneler içeren vasatın altında bir korku filmidir.
devamını gör...
7.
gülümsemenin, bir korku ögesi olarak kullanılmasına elim bir yaratı olan palyaçolardan dem vurabiliriz aslında. insan palyaçolardan niçin korkar? e aynı şey, insan gülen birinden niçin korkar? çünkü bu gülüşün, normal bir gülüş olmadığını biliyordur da ondan. psikolojik bir item olarak gülmenin değerlendirildiği ilginç bir film, smile.
film bittiğinde kendinizi, insanların gülüşlerini irdeler vaziyette bulmak istemiyorsanız izlemeyin. ha bende dipçik gibi sinirler var, vız gelir tırıs giderse konu, izleyin. hem hangimiz sinirleri bozulduğunda gülme tepkisi vermiyoruz ki?..*
film bittiğinde kendinizi, insanların gülüşlerini irdeler vaziyette bulmak istemiyorsanız izlemeyin. ha bende dipçik gibi sinirler var, vız gelir tırıs giderse konu, izleyin. hem hangimiz sinirleri bozulduğunda gülme tepkisi vermiyoruz ki?..*
devamını gör...
8.
parker finn tarafından yönetilmiş 2022 yapımlı amerikan filmi; başrolde ise sosie bacon
kyle gallner
caitlin stasey
jessie t. usher gibi oyuncular yer alıyor.
bir psikolog seansı sırasında yüzünde gülümse ile kendini öldüren ve halüsinasyon gören bir genç kadını, dr. rose cotter'ın o öldükten sonra hayatındaki değişimleri konu ediniyor.
ölen kız doktorun zihnini ele geçiriyor, kadın baktığı her yerde onu görüyor ve hareketlerimiz zihnimize bağlı olduğu için kadının eylemleri de artık onun tarafından kontrol ediliyor, mesela bir çocuğun doğum günü partisinde kendisinin verdiği hediyeden köpek ölüsü çıkması gibi, o ise bunu yapmadığını söylüyor.
öncelikle filmi gece izlememek gerekiyor çünkü biraz ürkütücü gelebilir, filmin başındaki o ölüm sahnesi biraz irkiltici, bize de sanki hemen şimdi öleceğimizi hissettiriyor. gaipten ses duyması da bu korkuyu arttırıyor.
şeytâni gülümsemenin deliliğin başlangıcı olma ihtimâli ise filmin düşündürdüğü önemli hususlardan birisi. erkek hastanın sürekli ona sen de öleceksin dediği sahne geleceği bilir gibi olduğunu düşündürüyor.
bu detay insanı korkutan bir şey olabilir, öleceğinizin söylenmesi ama ne zaman ne şekilde olacağını bilememek.
filmi orta düzeyde buldum, korkutucu olduğu konusunda galiba çoğunluk hemfikir.
filmde en ürkütücü bulduğum sahne baştaki genç kızın kendini gülerek öldürmesi ve sanki doktoru da öldürecekmiş gibi bakması oldu.
kadının doğum günü partisinde cam masaya düştüğü sahneye baya güldüm.
doktor kadının psikoterapisti olan diğer kadının kılığına girip onun evine gittiği sahne baya korkutucuydu. allah kahretmesin, aklım çıktı.
bu insanlar neden gülüyorlar ve gülümsemelerinin ardında korkutucu ve ruhâni bir anlam yatıyor? gülerek kendini öldürmek ise nefsi ile ya da şeytan ile anlaşma yaptığı gibi bir izlenim uyandırıyor.
ağlayarak öldürse hiçbir anlamı olmayacak çünkü.
oyunculuklar ürkütücüydü.
kyle gallner
caitlin stasey
jessie t. usher gibi oyuncular yer alıyor.
bir psikolog seansı sırasında yüzünde gülümse ile kendini öldüren ve halüsinasyon gören bir genç kadını, dr. rose cotter'ın o öldükten sonra hayatındaki değişimleri konu ediniyor.
ölen kız doktorun zihnini ele geçiriyor, kadın baktığı her yerde onu görüyor ve hareketlerimiz zihnimize bağlı olduğu için kadının eylemleri de artık onun tarafından kontrol ediliyor, mesela bir çocuğun doğum günü partisinde kendisinin verdiği hediyeden köpek ölüsü çıkması gibi, o ise bunu yapmadığını söylüyor.
öncelikle filmi gece izlememek gerekiyor çünkü biraz ürkütücü gelebilir, filmin başındaki o ölüm sahnesi biraz irkiltici, bize de sanki hemen şimdi öleceğimizi hissettiriyor. gaipten ses duyması da bu korkuyu arttırıyor.
şeytâni gülümsemenin deliliğin başlangıcı olma ihtimâli ise filmin düşündürdüğü önemli hususlardan birisi. erkek hastanın sürekli ona sen de öleceksin dediği sahne geleceği bilir gibi olduğunu düşündürüyor.
bu detay insanı korkutan bir şey olabilir, öleceğinizin söylenmesi ama ne zaman ne şekilde olacağını bilememek.
filmi orta düzeyde buldum, korkutucu olduğu konusunda galiba çoğunluk hemfikir.
filmde en ürkütücü bulduğum sahne baştaki genç kızın kendini gülerek öldürmesi ve sanki doktoru da öldürecekmiş gibi bakması oldu.
kadının doğum günü partisinde cam masaya düştüğü sahneye baya güldüm.
doktor kadının psikoterapisti olan diğer kadının kılığına girip onun evine gittiği sahne baya korkutucuydu. allah kahretmesin, aklım çıktı.
bu insanlar neden gülüyorlar ve gülümsemelerinin ardında korkutucu ve ruhâni bir anlam yatıyor? gülerek kendini öldürmek ise nefsi ile ya da şeytan ile anlaşma yaptığı gibi bir izlenim uyandırıyor.
ağlayarak öldürse hiçbir anlamı olmayacak çünkü.
oyunculuklar ürkütücüydü.
devamını gör...