sokak oyunları vs bilgisayar oyunları

doksanlar kuşağıyım. çocukluğum sokaklarda geçti. her türlü oyunu oynadım. aynı zamanlarda iki binli yıllarda bilgisayar oyunlarını da çok severek oynadım. düşündüğümde sokak oyunları daha eğlenceli ve samimi geliyor nedense. ama bilgisayar oyunlarının da bir büyüsü var. sanırım ikisini de tam zamanında yaşayanlardan birisi olarak şanslıyım. sokak oyunlarını nesli tükenmeden yakalamak çok güzeldi.

tercih sokak oyunlarıdir.

sokak oyunları = daha samimi ve daha eğlenceli.

bilgisayar oyunları = daha yalnızlaştırıcı belki ama çok daha konforlu ve şu an halen bilgisayar oyuncusuyum.

90'lar nesli olan bizler için ikisi de ayrı bir tattır ama damakta da hafif ekşi bir iz bırakan tat..

taso ve bilye oynayacak çocuk bulsam gider oynarım.

inşaat borusu savaşları, su tabancası, savaşları, top mermi atan silah savaşları, kızkaçıran mantar tabancası ve torpil faaliyetleri, duvara sürtmeli çatapat, bilye savaşları, toprakta teperek gömerek oynamaklık bilye yapım hazırlıkları der çıkarım.

gördüğünüz üzere bilgisayar oyunlarına sıra bile gelmedi.

hava kirliliği, yeşil alan azlığı, trafik yoğunluğu ve karantina yüzünden artık bilgisayar oyunlarıdır. bence eskiden de bilgisayar oyunlarıydı ama yaşım çok eskiye dayanmadığı için çok da yorum yapma hakkım yok gibi hissediyorum.

bayramlarda babaanne ya da anneannelerde toplaşılıp tüm kuzenlerle beraber oynanan saklambacın üstüne bilgisayar oyunu tanımam. şimdi bakıyorum da iyi cesaret etmişiz, bu dönemde kimse çocuğunu gece 1'de dışarı salmaz.

ikisi de çok cezbedici. sokakta büyüdüm birçok arkadaşım oldu evcilikten futbola kadar her sokak oyununu oynadım. bilgisayarda ise eskiden cdlerle oyun yükleyip oynadığım oyunlar yüzünden günlerce de oynadım.

tabi ki sokak oyunları .

seks oyunlarıdır.

evcilik için kadınlar dm fjfjfj

ingilizcede hindistan cevizi demek.
domain adı olarka kullananlar var gayet yaratıcı buluyorum.
www.coconutgames.com/

sokak oyunları bizden gecti artık, o yüzden evimizde oturup bilgisayar oyunlarımızı oynayalım.

sokakta oyunu en son 90 jenerasyonu oynadı. ben de o güruha ait olduğum için şanslıyım. bilgisayar oyunlarınıda oynamış birisi olarak sokakta oynadığım misket, taso ya da 9 aylık oyununda birini yenmenin hazzını hiçbir bilgisayar oyunu oyunun içindeki level, kılıç, skill vermedi.

sokak oyunlarını bilgisayar oyunlarına tercih ederim. çocukluğum sokaklarda geçti benim, öyleki ailem bana 'sokak çocuğu' lakabını takmıştı.* sabah kahvaltıdan sonra çıkar, akşam ezanında geri dönerdim. en iyisi sokak oyunlarıdır.

sokak oyunu tadını ucundan bucağından son anlarında yakalamış biri olarak kesinlikle sokak oyunları taraftarıyım. bu bizi köleleştiren, odak süremizi düşüren, depresyona iten ve agresifleştiren teknolojik aletler elimizin altında bu kadar yokken daha huzurluyduk. bir anda yine çocukluğumuzdaki kadar teknolojiye sahip olsak aynı mutluluğu yakalar mıydık orası muamma tabii.

sevgili bilgisayar başında eğlendiğini sanan kişi
sen hiç gece saklambaç oynadın mi, üç beş çocuk değil bütün apartman, eve saklanıp uyuya kalan arkadaşın oldumu hiç..
elinde ekmek arası ile futbol maçı yaptınmi mesela
taş kalede üstten aut tarstismasi yaptınmi
yakar topta ortada her topu yakalayana uyuz olduğun oldumu mesela..
körebe oynarken ebe olan hariç tüm ekip kenarda oturup eğlendin mi..

hiçbir şey sokak oyunlarının yerini tutamaz. sokak oyunları oynayan çocukların hayata tutunma becerisi daha yüksek olur.
20 yaşına gelmiş, bilgisayar oyunlarından başını kaldırmamış genç; ölünce oyuna "save" ettiği yerden devam edeceğini zannediyor. oysa bitti. bu güneş, bu hava, bu su, bu deniz, kıpkırmızı domates, suları çeneden akan şeftali, pınardan çağlayan sular gibi kızlar... hepsi bitiyor. mezarda küf mantarları ve bakterilere yem oluyorsun. 20 yılı geçmeden kemiklerinden başka bir şey kalmıyor.
böyle olduğunu öğrenmek için sokak oyunu şart. düşüp dizinizi yaralayacaksınız. başınız yarılacak. acıyı, yaralanmış arkadaşınızın yarasını sarmayı öğreneceksiniz ki yaşamın değerini öğrenin.
hadi bilgisayarınızın başına.

sokak oyunları tabi ki.