#netflix filmleri
orijinal adı: the pale blue eye
yönetmen koltuğunda scott cooper'ın yer aldığı 2022 netflix yapımlı gizem, suç filmidir. film, 2023 yılının ocak ayında gösterime girmiştir. louis bayard'ın aynı adlı romanından uyarlanan film, kıdemli bir dedektifin, genç bir öğrencinin de yardımıyla askeri üstte gerçekleşen gizemli cinayetlere el atmasını anlatmaktadır.
yönetmen koltuğunda scott cooper'ın yer aldığı 2022 netflix yapımlı gizem, suç filmidir. film, 2023 yılının ocak ayında gösterime girmiştir. louis bayard'ın aynı adlı romanından uyarlanan film, kıdemli bir dedektifin, genç bir öğrencinin de yardımıyla askeri üstte gerçekleşen gizemli cinayetlere el atmasını anlatmaktadır.
yönetmen:
scott cooper
oyuncular:
christian bale
harry melling
lucy boynton
gillian anderson
timothy spall
charlie tahan
toby jones
scott cooper
oyuncular:
christian bale
harry melling
lucy boynton
gillian anderson
timothy spall
charlie tahan
toby jones
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "zed's dead baby" tarafından 27.10.2022 18:26 tarihinde açılmıştır.
1.
1830'lu yıllarda geçen bir gerilim dedektiflik filmi.netflix yapımı filmin yönetmeni scott cooper.başrollerinde christian bale , gillian anderson ve toby jones'ün olduğu filmin yayın tarihinin 2023 olması bekleniyor.
the pale blue eye | official teaser | netflix / netflix
the pale blue eye | official teaser | netflix / netflix
devamını gör...
2.
batman ile ünlenen oyuncumuz, sonrasında thor filminde kötü karakterle karşımıza çıktı.
netflix te the pale blue eye filminde başrol oyuncusu olarak karşımıza çıkıyor şimdide. gmrik, karanlık, gerilim, dedektiflik, dram derken tiyatro tadında çok iyi bir film ile bizi doyuruyor.
izlenmeli, arşive konulmalı.
netflix te the pale blue eye filminde başrol oyuncusu olarak karşımıza çıkıyor şimdide. gmrik, karanlık, gerilim, dedektiflik, dram derken tiyatro tadında çok iyi bir film ile bizi doyuruyor.
izlenmeli, arşive konulmalı.
devamını gör...
3.
birçok filmde kilosundaki muazzam değişiklikle dikkatleri çekse de bu film ilk sahnelerinde bektaşi saç-sakal stiliyle kimin konuştuğunu anlayamadığım o birkaç saniye şahaneydi. edgar allen poe'yu oynayan zat oynamamış yaşamış. her zaman karanlık, depresifi gelen şiirlerine bir dönüp bakma ihtiyacı hissettirmiş. mekanlar, kadrajlar sanki tablolar içinde hareket ediyorsunuz hissini veriyor. sahneler değişirken başka bir tabloya geçiyorsun gibi. bir ışık açaydım da rahat izliyeyim hissi yok batmanın bilmem kaçıncı filminde olduğu gibi. konu müge anlı'yı takip edenler için sürpriz değil. arızalılar kendini baştan gösteriyor. var bunda bir çapanoğlu diyorsun izlerken.
devamını gör...
4.
louis bayard’ın romanından uyarlanan scott cooper’ın yönetmenliğini yaptığı 1830'ların new york'unda geçen gizemli bir polisiye filmi.
christian bale başrolü oynadığı filmde üç yıl önce karısının ölümünün ardından kızıyla başbaşa kalmış ancak yakın zamanda da genç kızı kayıplara karışmış new york’un efsanevi kıdemli dedektifi augustus landor olarak yer almakta.
abd’deki west point askeri akademisi ‘inde harbiyeli bir öğrencinin ölü bedeni asılmış bir halde ve kalbi çıkarılmış olarak bulununca araştırma yapması için dedektifi augustus landor vahşet dolu bir cinayeti araştırmak üzere göreve çağrılır.
dedektif araştırmalarına başladığında öğrencilerden edgar allan poe ile tanışır. sadece bir şair değil aynı zamanda bir eleştirmen, hikayeci ve denemeci olan edgar allan poe yu gördüğünüzde filmin poe’ nin hayatını anlatan bir biyografi olduğunu düşündürse de yan rolde ki karakter olması bir nebze üzmüş lakin poe’nin yaşamında ki melankolik ve dramatik atmosferi de filme yansıtmayı başarmış. poe'in hayatından bazı kesitlere de yer verilmiş.
edgar allan poe akademide arkadaşları tarafından horlanan, küçümsenen, dışlanarak yalnız bırakılan şair ruhlu fakat kıvrak bir zekaya sahip olan alkole düşkün melankolik bir öğrencidir. landor tecrübelerine dayanarak edgar allan poe’nun kendisine yardımcı olabilecek en doğru kişi olduğunun farkındadır ve poe araştırmaları boyunca landor’un en önemli yardımcısı konumunda olacaktır..
film kurgusunda genel polisiye senaryolarına oldukça benzerlik hakim melankolik ve karanlık bi atmosferde geçse de korku gerilim yok filmde bu da durağan, sıkıcı ve finali tahmin edilebilir bir izlenim veriyor. . ilerleyen sahnelerde ölen öğrencinin cesedinin incelenmesi sırasında karşınıza çıkan doktor daniel marquis ‘in tavırları ve sonrasında ailesi ile tanışmamız, iflah olmaz şair ruhlu bir romantik olan poe’in ailenin tuhaf bir karaktere sahip sara hastalığından mustarip güzel ve esrarengiz kızına aşık olması, ailenin geçmişinde ki gizemler ,büyü kitapları işleri daha da karışık bir hale getiriyor.ve poe’nun detaycı zekasıyla landor’un hiç beklenmedik yönlerini keşfetmesiyle sürpriz bir sona imza atılıyor.
“….
sonsuz gece aldı onu karanlığının içine
solgun mavi gözü hariç sardı kefenine
en karanlık gece, cehennem karası
bir öfke süzmesi, geriye kalan tek şey
o ölümcül mavi göz…”
christian bale başrolü oynadığı filmde üç yıl önce karısının ölümünün ardından kızıyla başbaşa kalmış ancak yakın zamanda da genç kızı kayıplara karışmış new york’un efsanevi kıdemli dedektifi augustus landor olarak yer almakta.
abd’deki west point askeri akademisi ‘inde harbiyeli bir öğrencinin ölü bedeni asılmış bir halde ve kalbi çıkarılmış olarak bulununca araştırma yapması için dedektifi augustus landor vahşet dolu bir cinayeti araştırmak üzere göreve çağrılır.
dedektif araştırmalarına başladığında öğrencilerden edgar allan poe ile tanışır. sadece bir şair değil aynı zamanda bir eleştirmen, hikayeci ve denemeci olan edgar allan poe yu gördüğünüzde filmin poe’ nin hayatını anlatan bir biyografi olduğunu düşündürse de yan rolde ki karakter olması bir nebze üzmüş lakin poe’nin yaşamında ki melankolik ve dramatik atmosferi de filme yansıtmayı başarmış. poe'in hayatından bazı kesitlere de yer verilmiş.
edgar allan poe akademide arkadaşları tarafından horlanan, küçümsenen, dışlanarak yalnız bırakılan şair ruhlu fakat kıvrak bir zekaya sahip olan alkole düşkün melankolik bir öğrencidir. landor tecrübelerine dayanarak edgar allan poe’nun kendisine yardımcı olabilecek en doğru kişi olduğunun farkındadır ve poe araştırmaları boyunca landor’un en önemli yardımcısı konumunda olacaktır..
film kurgusunda genel polisiye senaryolarına oldukça benzerlik hakim melankolik ve karanlık bi atmosferde geçse de korku gerilim yok filmde bu da durağan, sıkıcı ve finali tahmin edilebilir bir izlenim veriyor. . ilerleyen sahnelerde ölen öğrencinin cesedinin incelenmesi sırasında karşınıza çıkan doktor daniel marquis ‘in tavırları ve sonrasında ailesi ile tanışmamız, iflah olmaz şair ruhlu bir romantik olan poe’in ailenin tuhaf bir karaktere sahip sara hastalığından mustarip güzel ve esrarengiz kızına aşık olması, ailenin geçmişinde ki gizemler ,büyü kitapları işleri daha da karışık bir hale getiriyor.ve poe’nun detaycı zekasıyla landor’un hiç beklenmedik yönlerini keşfetmesiyle sürpriz bir sona imza atılıyor.
“….
sonsuz gece aldı onu karanlığının içine
solgun mavi gözü hariç sardı kefenine
en karanlık gece, cehennem karası
bir öfke süzmesi, geriye kalan tek şey
o ölümcül mavi göz…”
devamını gör...
5.
netflix'te bizim batman'ı görünce hemen izlediğim, iyi ki izlemişim dediğim filmlerden biridir. edgar alan poe'yu da görmek nasip oldu. harika oyunculuklar. tavsiye ederim.
devamını gör...
6.
büyük beklenti ile izlemenizi tavsiye etmem. gerilim dozu yüksek bir film değil. cinayetleri kimin işlediği konusunda meraka kapılmadım.
kötü değil ama izlerken sıkıldım.
kötü değil ama izlerken sıkıldım.
devamını gör...
7.
the pale blue eye (2022)
louis bayard'ın aynı isimde yayımlanmış romanından esinlenen, yönetmen koltuğunda ve senaryo kısmında scott cooper bulunan, oyuncu kadrosunda christian bale, gillian anderson, harry melling, robert duvall gibi yıldızlar bulunan, ımdb puanı 6.7 olsa da benim en az 7.5 verdiğim, beni içerisine çekmiş, kaldırmış ve daha sonrasında sert bir biçimde yere vurmuş bir film pale blue eye...
konusundan spoilersız biraz bahsedeceğim. dönemin en ünlü, en dişli dedektiflerinden birisi olan landor, bir gün ansızın amerikan askeri akademisi tarafından çağırılır. bir asker asılmış olarak bulunmuştur ve bunun bir cinayet olduğundan şüphelendikleri için landor'dan yardım isterler. landor'a birçok konuda yardımcı olacak kişi ise, o dönemler orada okumakta olan allan poe'dur!
film senaryo olarak beni çok tatmin etti diyebilirim. ağır ağır olmasına karşın insanı sıkmadan, adım adım ilerleyen, bazı noktalarda "çok saçma!" gibi nidalarla söylenmenize karşın birkaç dakika sonra, "aaaaa" diyerek sizi şaşırtmayı amaçlamış, birçok şeyi önünüze sererek "e ama bunları tahmin etmek çok kolaydı!" demenizi isteyerek sizi şok etmeyi amaçlayan bir senaryosu var bu güzel filmin.
görüntü olarak ahım şahım bir şey olmasa da geceler daha karanlık, gündüzler daha parlak bir atmosfer eşliğinde sizi üşüten, korkutan ve hatta gerim gerim geren bir ambiyans hakim. sahneler, çekim açıları, renkler oldukça yerinde, abartısız ve insanı içerisine çeken cinsten.
oyunculuk zaten almış başını gitmiş... allan poe'yu oynayan eleman resmen allan poe'yu yaşamış! her kısmıyla, bu büyük şairin teatral deliliğini, insanlar tarafından hor görüp aşağılandığı zaman bile bunu kabul etmesini benimseyerek rol yapmış... rol bile diyemem, yaşamış ya, hakikaten yaşamış. bale ağabeyimiz zaten bildiğimiz gibi, i-nanılmaz iyi oynamış. gillian ablamız da yine çekici, yine güzel, yine izlerken bizi büyülüyor.
benden en az 7.5 aldı bu film. yıllar sonra tekrar ve tekrar izleyeceğim türden bir film. izlemedi iseniz vakit kaybetmeyin.
louis bayard'ın aynı isimde yayımlanmış romanından esinlenen, yönetmen koltuğunda ve senaryo kısmında scott cooper bulunan, oyuncu kadrosunda christian bale, gillian anderson, harry melling, robert duvall gibi yıldızlar bulunan, ımdb puanı 6.7 olsa da benim en az 7.5 verdiğim, beni içerisine çekmiş, kaldırmış ve daha sonrasında sert bir biçimde yere vurmuş bir film pale blue eye...
konusundan spoilersız biraz bahsedeceğim. dönemin en ünlü, en dişli dedektiflerinden birisi olan landor, bir gün ansızın amerikan askeri akademisi tarafından çağırılır. bir asker asılmış olarak bulunmuştur ve bunun bir cinayet olduğundan şüphelendikleri için landor'dan yardım isterler. landor'a birçok konuda yardımcı olacak kişi ise, o dönemler orada okumakta olan allan poe'dur!
film senaryo olarak beni çok tatmin etti diyebilirim. ağır ağır olmasına karşın insanı sıkmadan, adım adım ilerleyen, bazı noktalarda "çok saçma!" gibi nidalarla söylenmenize karşın birkaç dakika sonra, "aaaaa" diyerek sizi şaşırtmayı amaçlamış, birçok şeyi önünüze sererek "e ama bunları tahmin etmek çok kolaydı!" demenizi isteyerek sizi şok etmeyi amaçlayan bir senaryosu var bu güzel filmin.
görüntü olarak ahım şahım bir şey olmasa da geceler daha karanlık, gündüzler daha parlak bir atmosfer eşliğinde sizi üşüten, korkutan ve hatta gerim gerim geren bir ambiyans hakim. sahneler, çekim açıları, renkler oldukça yerinde, abartısız ve insanı içerisine çeken cinsten.
oyunculuk zaten almış başını gitmiş... allan poe'yu oynayan eleman resmen allan poe'yu yaşamış! her kısmıyla, bu büyük şairin teatral deliliğini, insanlar tarafından hor görüp aşağılandığı zaman bile bunu kabul etmesini benimseyerek rol yapmış... rol bile diyemem, yaşamış ya, hakikaten yaşamış. bale ağabeyimiz zaten bildiğimiz gibi, i-nanılmaz iyi oynamış. gillian ablamız da yine çekici, yine güzel, yine izlerken bizi büyülüyor.
benden en az 7.5 aldı bu film. yıllar sonra tekrar ve tekrar izleyeceğim türden bir film. izlemedi iseniz vakit kaybetmeyin.
devamını gör...
8.
görsel olarak çok beğendiğim bir film. dönem filmi, kostümler, kasvet. hepsi gayet başarılı. film izliyor gibi değil de daha çok bir tabloya bakıyormuş hissi veriyor. oyuncu seçimleri bence nokta atışı olmuş. oyunculuklara söylenecek laf yok. christian bale her zaman ki gibi fazlasıyla hakkını vermiş zaten.
yalnız konu olarak ters köşe yapmıyor maalesef. hani yok artık denilecek birşey yok. christian bale ismini görmesem muhtemelen izlememiş olurdum, filmi izledikten sonra da izlememiş olsam birşey kaybetmemiş olurdum dedirtiyor. yine de izlenilir, vakit geçirmek için iyi film.
film bana nedense av mevsimini hatırlattı biraz. olayların gelişimi, olayı öğrenenlerin normalde ortalığı ayağa kaldıracağına sakin sakin sanki satranç oynuyormuş gibi hamleleri ve sonuç itibariyle.
yalnız konu olarak ters köşe yapmıyor maalesef. hani yok artık denilecek birşey yok. christian bale ismini görmesem muhtemelen izlememiş olurdum, filmi izledikten sonra da izlememiş olsam birşey kaybetmemiş olurdum dedirtiyor. yine de izlenilir, vakit geçirmek için iyi film.
film bana nedense av mevsimini hatırlattı biraz. olayların gelişimi, olayı öğrenenlerin normalde ortalığı ayağa kaldıracağına sakin sakin sanki satranç oynuyormuş gibi hamleleri ve sonuç itibariyle.
devamını gör...