sözlük yazarlarının istanbul’a geliş hikayeleri
başlık "lucifer" tarafından 22.12.2020 18:02 tarihinde açılmıştır.
1.
16 yaşımda düştüm 'aksaray pavyonlarına' garsondum, pırıl pırıl beyaz gömleğim, jant gibi afilli bir de kösele ayakkabım. cepte 2 çorap alacak kadar para...
o ayakkabıyla adım attım o dünyaya. ramiz dayının tren garından istanbul'a adım atması gibi.. gömleğin yakalarını yapıştırdım omuzalarıma.. saçımı şöylee bir limon suyuyla taradım.. kabara kabaraa... büyüğe büyüğe attım bismillah çekip ayağımı gara..
o ara benim karşıma su satan bir çocuk çıktı 'defol lan önümden' dedim. küstü. başını okşayıp üç beş bir şey verip yolladım. şansımı seveyim.
ben dedim!!! ben!!! ulan istanbul.. kirlenen donunu totişinden çekip alıcam!! gör bak dedim..
edit: devamı sonra... acıya doyacaksınız!!!!
o ayakkabıyla adım attım o dünyaya. ramiz dayının tren garından istanbul'a adım atması gibi.. gömleğin yakalarını yapıştırdım omuzalarıma.. saçımı şöylee bir limon suyuyla taradım.. kabara kabaraa... büyüğe büyüğe attım bismillah çekip ayağımı gara..
o ara benim karşıma su satan bir çocuk çıktı 'defol lan önümden' dedim. küstü. başını okşayıp üç beş bir şey verip yolladım. şansımı seveyim.
ben dedim!!! ben!!! ulan istanbul.. kirlenen donunu totişinden çekip alıcam!! gör bak dedim..
edit: devamı sonra... acıya doyacaksınız!!!!
devamını gör...
2.
fatih henüz istanbulu yeni almıştı ah ulan ne günlerdi demek istediğim başlıktır.
devamını gör...
3.
ıslak bir yoldu. bir tüneli andırıyordu. tünelin ucundaki ışığı görebiliyordum. bana uzanan ellere gitmek istemiyordum. üstüm başım kan. ama gitmezsem orda daha fazla yaşamayacağımı anladım. en sonunda kendimi beyaz önlüklü adını hatırlamadığım birinin ellerine bıraktım. kestiler göbek bağımı.
devamını gör...
4.
o hikaye daha yazılmadı. ama çok silindi.
devamını gör...
5.
yıl ms 320'ler. iznik konsili toplandı toplanacak, ortalık hareketli. babam emekli senato üyesi, saygıdeğer bir adamdı. aslen de iznikliyiz, yerimizden memnunduk. fakat babamın kıçı rahat durmuyordu.
maalesef babam, herotiklerden, yehuda şahitlerinin bir müridi idi. dolayısıyla konsilin toplanmasını engellemek için elinden geleni yapıyordu. anacığım yapma bey etme bey diyordu, sürgünü yiyeceğiz diyordu, bana acımıyorsan bari şu kurumus'umuza acı diyordu. okumamı istiyordu çilekeş anam. torpillen geometri okuluna girecektim iznik'teki. babam kabul etmiyordu, illa damlarına konacaktı konsildekilerin. emekli kafası işte, inatçı.
324 sonlarında konsilin toplanacağı kesinleşince babam iyice sıyırdı. oraya elçiler buraya adamlar şuraya mektuplar, el altından ne yaptıysa engel olamıyordu. en sonunda beni devreye sokmaya karar verdi..
konsil heyetindekiler onların getir götürünü yaptığım ve bol bol kendilerini cilaladığım için beni çok seviyorlardı, belki de hainlik bekleyecekleri tek kişi bendim.
at arabasına 3 varil benzinle bindirdi beni babam. toplaştıkları yerin etrafına dökecektim çaktırmadan:
"dikkatli ol, germanicus'un burnu alır bu benzin kokusunu, arka exitten dökmeye başla, o önden girecek" dedi. "diğerlerini diktir et, onlar zaten mal" dedi. tamam dedim, merak etme sen. baba işte, bi şey de diyemiyosun, hoşlandığım kız da geometri okuluna gideceği için katlanıyordum tüm bunlara.
bir dam uğruna ya jüpiter, ne konsiller yakılıyor...
bir şekilde ilgili exitten dökmeye başladık dostum agustus ile. ana girişe gelmiştik. herkesin içeri girdiğini sanıyorduk ki kilise tarafından "yakaladım sizi yehuda dölleri!" diye bir bağırtı geldi: babamın azılı düşmanı recebus tayyiticus. boku yemiştik.
doğal olarak yakalandık. babam yakalanacağımızı hesap edecek akıllı olmadığı için evde paşa paşa oturuyordu, b planı yoktu. bizi yakaladıktan sonra hemen onu da enselediler evde duştayken.
yaptığımız düpedüz vatan hainliği idi. giyotine vurulmamız gerekiyordu fakat r.c.k'nın 53. maddesi olan "iznikli biri vatan hainliği yaparsa, istanbul'a sürülmelidir" maddesi mabadımızı kurtardı. zamanında dostum agustus'un babası koydurtmuş bu maddeyi. jüpiter razı olsun, ne diyelim.
yine de babamın kelle gitti, anamı da i. konstantin kuma olarak aldı. zaten önceden de fingirdeşiyorlarmış, konstantin'in oğluymuşum hatta.
konstantin beni reddetti fakat canıma kıymayıp istanbul'a sürgüne yolladı.
böyle..
maalesef babam, herotiklerden, yehuda şahitlerinin bir müridi idi. dolayısıyla konsilin toplanmasını engellemek için elinden geleni yapıyordu. anacığım yapma bey etme bey diyordu, sürgünü yiyeceğiz diyordu, bana acımıyorsan bari şu kurumus'umuza acı diyordu. okumamı istiyordu çilekeş anam. torpillen geometri okuluna girecektim iznik'teki. babam kabul etmiyordu, illa damlarına konacaktı konsildekilerin. emekli kafası işte, inatçı.
324 sonlarında konsilin toplanacağı kesinleşince babam iyice sıyırdı. oraya elçiler buraya adamlar şuraya mektuplar, el altından ne yaptıysa engel olamıyordu. en sonunda beni devreye sokmaya karar verdi..
konsil heyetindekiler onların getir götürünü yaptığım ve bol bol kendilerini cilaladığım için beni çok seviyorlardı, belki de hainlik bekleyecekleri tek kişi bendim.
at arabasına 3 varil benzinle bindirdi beni babam. toplaştıkları yerin etrafına dökecektim çaktırmadan:
"dikkatli ol, germanicus'un burnu alır bu benzin kokusunu, arka exitten dökmeye başla, o önden girecek" dedi. "diğerlerini diktir et, onlar zaten mal" dedi. tamam dedim, merak etme sen. baba işte, bi şey de diyemiyosun, hoşlandığım kız da geometri okuluna gideceği için katlanıyordum tüm bunlara.
bir dam uğruna ya jüpiter, ne konsiller yakılıyor...
bir şekilde ilgili exitten dökmeye başladık dostum agustus ile. ana girişe gelmiştik. herkesin içeri girdiğini sanıyorduk ki kilise tarafından "yakaladım sizi yehuda dölleri!" diye bir bağırtı geldi: babamın azılı düşmanı recebus tayyiticus. boku yemiştik.
doğal olarak yakalandık. babam yakalanacağımızı hesap edecek akıllı olmadığı için evde paşa paşa oturuyordu, b planı yoktu. bizi yakaladıktan sonra hemen onu da enselediler evde duştayken.
yaptığımız düpedüz vatan hainliği idi. giyotine vurulmamız gerekiyordu fakat r.c.k'nın 53. maddesi olan "iznikli biri vatan hainliği yaparsa, istanbul'a sürülmelidir" maddesi mabadımızı kurtardı. zamanında dostum agustus'un babası koydurtmuş bu maddeyi. jüpiter razı olsun, ne diyelim.
yine de babamın kelle gitti, anamı da i. konstantin kuma olarak aldı. zaten önceden de fingirdeşiyorlarmış, konstantin'in oğluymuşum hatta.
konstantin beni reddetti fakat canıma kıymayıp istanbul'a sürgüne yolladı.
böyle..
devamını gör...
6.
hiç unutmam ilk köprüden geçerken ortalığa iyice bi bakındım otobüsten... şu en kuzeydeki köprü hangisi ise ondan geçiyoruz işte... hayır üçüncü değil. o zamanlar daha temeli bile atılmamıştı onun. kuzeyde kalantor burjuvaların keyfini çıkardıkları denize nazır yalıları evleri görmüştüm. dünyada deniz rengi tonunun en güzel olduğu yer boğazdır kanımca... sonra alibeyköy diye bi yerde inmiştik. oradan taksime geçtik. tabi çok büyük şehir öyle ucu bucağı yok tepelere serpiştirilmiş beton yığınlarıyla dolu ortalık. ankara gibi değil. ankara yeşildi... sonra konser alanının olduğu yere gitmiştik. evet sözlük bildin. iron maiden'ı kanlı canlı görme şerefine nail oldum. cenab-ı rabbime binlerce kere şükürler olsun...
lan o değil de konsere cinslik olsun diye beyaz killers tişörtü ile gittiydim. herkes simsiyah afedersiniz at pipisine konmuş beyaz kelebek gibiydim ortamda...
lan o değil de konsere cinslik olsun diye beyaz killers tişörtü ile gittiydim. herkes simsiyah afedersiniz at pipisine konmuş beyaz kelebek gibiydim ortamda...
devamını gör...