sözlük yazarlarının yaptıkları cinslikler
başlık "dahlvier" tarafından 24.12.2022 17:06 tarihinde açılmıştır.
1.
ilkokuldayken, bi ara bi cinslik yapardık; daha doğrusu yapardım. mesela bir adam geçiyor ve kareli, kırmızı gömlek ve altına buz mavisi kot giymiş: "ya mehmet (arkadaşım), böyle bağzı adamlar var; kırmızı, kareli gömlek giyiyorlar ve altına da buz mavisi kot giyiyorlar. acayip gıcık oluyorum öyle kişilere." falan diyordum ve adamın kulağına sokacak bir sesle. gizliden adamın tepkisine bakardım ve herif bu tarafa döndüğünde hemen arkadaşıma dönerdim ki adama öncesinde göz ucuyla baktığımı belli etmezdim zaten: "vallahi acayip uyuz oluyorum. bir de yaylana yaylana yürümüyorlar mı, nasıl kıl oluyorum anlatamam." falan derdim. sanki o adamı hiç görmemiş gibi davranırdım bu süre boyunca. ayrıca bunu da mahallemizde falan yapardım ama oralarda öyle bizi koruyacak abiler falan da pek olmazdı. başıma bir şeyler gelmediği için şanslıyım herhalde. hahahah. daha da bişeyler karalarım belki burada ilerde. cinslik benden sorulur!
tanım: cinsliklerimizi paylaştığımız başlıktır.
tanım: cinsliklerimizi paylaştığımız başlıktır.
devamını gör...
2.
bu şekil başlıklarda hikayesini anlatan yazarlara muzipçe “dostum sen biraz çılgınsın galiba” şeklinde sataşırım.
wow dostum sen biraz çılgınsın galiba.
wow dostum sen biraz çılgınsın galiba.
devamını gör...
3.
geçenlerde anneme set üstü ocak aldık. bedavaya hediye kartı/notu veriyorlardı. oraya "canım kardeşim x'e" yazdırttım (ismini verdim tabii). yani annem bir gün, o teyzeme bir hediye verdiğinde o kartı koyarız diye. annemin zaten haberi vardı siperişten, haha. fakiriz ama salak değiliz!
devamını gör...
4.
sözlük yazarlarının ne kadar çılgın olduklarını gösteren başlık.
ben en fazla bazen arkadaşlarıma para atmam gerekirse “dün gece harikaydın bebeğimm” notunu da iliştiriyorum bir kenara.
ben en fazla bazen arkadaşlarıma para atmam gerekirse “dün gece harikaydın bebeğimm” notunu da iliştiriyorum bir kenara.
devamını gör...
5.
ayağımda çorap varsa ve kot giymem gerekiyorsa önce çorabı çıkarırım, sonra kotu giyip çorabı yeniden giyerim. sadece kot pantolona özel bir durum. en büyük cinsliğim bu sanırım, aklıma gelen ilk bu olduğuna göre...
devamını gör...
6.
reklam panolarındaki yüzlere ne bakıyon a diye küfür ediyorum.
devamını gör...
7.
bir banka kartını sadece internet alışverişi için kullanıp içine sınırlı miktarda para koyuyorum.
dolandırılırsam eğer kaybım büyük olmasın istiyorum. daha önce salatalık alışverişi yapmayanlar anlayamaz. *
dolandırılırsam eğer kaybım büyük olmasın istiyorum. daha önce salatalık alışverişi yapmayanlar anlayamaz. *
devamını gör...
8.
ingiliz dili ve edebiyatı bölümünde üniversiteye başladığımda ingilizce hazırlık atlama sınavına alınmıştık. ben de neden sınavdan kalıp 1 sene hazırlık okuyup da tüm sene gezmeyeyim dedim. en zor soruları yaptım sınavdaki (paragraf soruları vs.) ama ilkokul-ortaokul çocuğunun yapabileceği soruları boş bıraktım. 70'le geçiliyordu sanırım sınav. bir 10 puanlık eksik bıraktım ki kalayım. kaldım ve tüm sene gezdim gerçekten.
üniversitedeki son senemde de, neden tek bir dersten kalıp koca bir sene daha gezmeyeyim ki dedim. (aslında tüm üniversite hayatım gezmekle geçti, neredeyse hiç çalışmazdım da o başka bir hikaye.) bölüm derslerimden kalmak istemedim zira iş başvurularımda, yüksek lisans başvurularımda vs. sıkıntı olabilirdi. ayrıca bölüm derslerimin çoğundan 100 ile geçiyordum. birinden gidip 60 ile kalmam tuhaf ve kötü dururdu. hindolojiden seçmeli ders aldım ve final sınavından önce hocaya, "hocam ben size 60'lık kağıt vereceğim sınavda. sakın 70 verip beni geçirmeyin." dedim. hoca çok şaşırdı ve nedenini sordu. açıkladım. o kadar senelik akademisyenliğinde ilk defa böyle bir taleple karşılaştığını söyledi adam ve emin olup olmadığımı sordu. eminim dedim. sonra da finalden 1-2 gün önce hocaya talebimi hatırlattım. hatta sınav bittikten sonra da odasına gidip yeniden hatırlattım zira birçok öğrencisi vardı ve unutup beni 70'le geçirebilirdi. neyse, işler planladığım gibi gitti ve 1 sene daha gezdim, sadece 2. dönemde tek seçmeli derse ve sınavlarına girerek. keheh.
üniversitedeki son senemde de, neden tek bir dersten kalıp koca bir sene daha gezmeyeyim ki dedim. (aslında tüm üniversite hayatım gezmekle geçti, neredeyse hiç çalışmazdım da o başka bir hikaye.) bölüm derslerimden kalmak istemedim zira iş başvurularımda, yüksek lisans başvurularımda vs. sıkıntı olabilirdi. ayrıca bölüm derslerimin çoğundan 100 ile geçiyordum. birinden gidip 60 ile kalmam tuhaf ve kötü dururdu. hindolojiden seçmeli ders aldım ve final sınavından önce hocaya, "hocam ben size 60'lık kağıt vereceğim sınavda. sakın 70 verip beni geçirmeyin." dedim. hoca çok şaşırdı ve nedenini sordu. açıkladım. o kadar senelik akademisyenliğinde ilk defa böyle bir taleple karşılaştığını söyledi adam ve emin olup olmadığımı sordu. eminim dedim. sonra da finalden 1-2 gün önce hocaya talebimi hatırlattım. hatta sınav bittikten sonra da odasına gidip yeniden hatırlattım zira birçok öğrencisi vardı ve unutup beni 70'le geçirebilirdi. neyse, işler planladığım gibi gitti ve 1 sene daha gezdim, sadece 2. dönemde tek seçmeli derse ve sınavlarına girerek. keheh.
devamını gör...
9.
salatadan soğan ayıklarım tek tek. yemiyorum çiğ kuru soğan.
devamını gör...
10.
düşündüm taşındım benim hiç cinsliğim yokmuş ya ne kadar da cins bir durum.
devamını gör...
11.
ilk öğretmenlik deneyimim devletteydi. yüksek lisansı kazanınca istifa etmiştim. neyse...
midyat'ta öğretmenlik yapmıştım. bir tane kız öğrencim, sürekli yanındakiyle konuşuyordu derste. uyarıyorum, tamam hocam deyip 1 saniye sonra gene konuşmaya devam ediyor. 1 saniye ama. ciddiyim. robot gibi, tamam hocam deyip aynı şeyi yaptı 7-8 kere. tahammül sınırlarım aşıldı ve kendisini yanıma çağırdım. masamda da buz gibi 2 pet şişe su var. yeni almıştım ve buz gibilerdi. kızın boynunun yanlarına dayadım şişeleri. öyle bi "yaratıcı" ceza vermiştim. işe de yaramıştı ve sonra konuşmadı kız. bu olayı anlattığımda öğretmen arkadaşlarımdan biri uyardı, hocam sapık sanırlar. aman diyim dedi. ama kendisi tekme tokat öğrenci dövüyordu. haha. bayağı bir çocuğu yakasından tutup 7-8 tane art arda ağır tokat attığına şahit oldum. ama sapık ben oluyorum burada. haha. gerçi o uyarı da güzeldi. benim cezalandırmam da cinslik kategorisine girer. hehah.
midyat'ta öğretmenlik yapmıştım. bir tane kız öğrencim, sürekli yanındakiyle konuşuyordu derste. uyarıyorum, tamam hocam deyip 1 saniye sonra gene konuşmaya devam ediyor. 1 saniye ama. ciddiyim. robot gibi, tamam hocam deyip aynı şeyi yaptı 7-8 kere. tahammül sınırlarım aşıldı ve kendisini yanıma çağırdım. masamda da buz gibi 2 pet şişe su var. yeni almıştım ve buz gibilerdi. kızın boynunun yanlarına dayadım şişeleri. öyle bi "yaratıcı" ceza vermiştim. işe de yaramıştı ve sonra konuşmadı kız. bu olayı anlattığımda öğretmen arkadaşlarımdan biri uyardı, hocam sapık sanırlar. aman diyim dedi. ama kendisi tekme tokat öğrenci dövüyordu. haha. bayağı bir çocuğu yakasından tutup 7-8 tane art arda ağır tokat attığına şahit oldum. ama sapık ben oluyorum burada. haha. gerçi o uyarı da güzeldi. benim cezalandırmam da cinslik kategorisine girer. hehah.
devamını gör...
12.
lisede arkadaşımın birinde bi çakmak gördüm. böyle yeşil gibi ama değil gibi de. maviyi andırıyor ama alakası yok gibi de. çok hoşuma gitti rengi ve bana hediye etmesini istedim. baktığında bildiğimiz tokai taşlı çakmak ve renginden başka bi albenisi de yok gözümde ama nasıl ısrarlı istiyorum. lütfen ver, nolur ver* ölümü gör vs.
yaklaşık bir hafta boyunca sürekli darlamama dayanamadı ve "maden bu kadar beğendin al senin olsun, benden bi hatıra*" diyerek verdi. o an çakmayı yere çarparak patlattım poff diye.
o günden sonra ne zaman görse beni bi sinirlenir.
yaklaşık bir hafta boyunca sürekli darlamama dayanamadı ve "maden bu kadar beğendin al senin olsun, benden bi hatıra*" diyerek verdi. o an çakmayı yere çarparak patlattım poff diye.
o günden sonra ne zaman görse beni bi sinirlenir.
devamını gör...
13.
çocukken ,paramız olmadığından dolayı atari salonlarında bedava oyun oynamak için jeton şeklinde ve büyüklüğünde kola kutularının kalın kısımlarından sahte jeton yapıp bedava atari oynamak.
gençken de benim peşinden koşup da uzun süre kendini naza çeken kızları ,ben peşlerini bıraktıktan sonra benim ilgimi tekrar çekmeye çalışırlarsa ( kaçan kovalanır misali )
görmezden gelir,kendi yanaşanları da reddederdim.g*t olup kalırlardı.ulan bize kız mı yok!
yetişkin iken kimseye bir cinslik yapmadım elhamdürü.
gençken de benim peşinden koşup da uzun süre kendini naza çeken kızları ,ben peşlerini bıraktıktan sonra benim ilgimi tekrar çekmeye çalışırlarsa ( kaçan kovalanır misali )
görmezden gelir,kendi yanaşanları da reddederdim.g*t olup kalırlardı.ulan bize kız mı yok!
yetişkin iken kimseye bir cinslik yapmadım elhamdürü.
devamını gör...
14.
(bkz: anketlere düşüp çıkamamak)
devamını gör...
15.
isimleri paylaşmayacağım.
ortaokuldayken biraz gıcık olduğumuz bir arkadaşımız vardı. yani bazılarımızın. aslında pırlanta gibi bir kalbi vardır da biraz patavatsız bir insandı ve iyi niyeti sebebiyle söylediği/yaptığı her şeyin hoş görülmesini isterdi. duygusal da bir kişiydi bu yüzden pek kıramazdık da onu. *
hala arkadaşım bu arada. facebook listemde var. ergenlik bitince adam gibi adam oldu. en sevdiğim arkadaşlarımdan biridir. iletişimimiz de devam ediyor.
yine bizim sınıftan bi arkadaşla okulda öğle arasındaydı galiba, yürüyoruz. çoooooooooooooooooook uzun ve dümdüz bir sokak var oralarda. o yolun en öteki tarafına yaklaşmışken arkadan, bu bahsettiğim arkadaşımızın bize seslendiğini zar zor duyduk. ki kendisi şarkı/türkü söyleyerek okulu inletecek kadar gür bir sese sahipti. "bekleyiiiiiiiiiiiiin..." falan diyor bize. dediğim gibi, zar zor duyuyoruz. benim de sesim çok gürdür. ben de "tamaaaaaaaaaaaaaaaam." falan diye ona bağırdım. yanımdaki arkadaşım da tam peach biri. hadi buna şaka yapalım, seni köşede bekliyoruz diyelim dedi. sokaktan dönünce de koşup kaçalım. bana da uydu. çok eğlenceli bi fikirdi, pislik olsa da. bağırdım, "bekliyoruuuuuuuzzz, köşede." dedim. hatta birkaç kere geri dönüp, "hadi ama acele et, bekliyoruz." da dedik, o yolu yarılayıncaya kadar falan. sonra sokaktan dönüp fıydık. bu arkadaş öğle arasından sonra sınıfa dönünce bizi dövecek kadar sinirliydi. acele acele o koskocaman sokağı yürüdü. bir dönüyor, biz yokuz. puhahahahaha.
ortaokuldayken biraz gıcık olduğumuz bir arkadaşımız vardı. yani bazılarımızın. aslında pırlanta gibi bir kalbi vardır da biraz patavatsız bir insandı ve iyi niyeti sebebiyle söylediği/yaptığı her şeyin hoş görülmesini isterdi. duygusal da bir kişiydi bu yüzden pek kıramazdık da onu. *
hala arkadaşım bu arada. facebook listemde var. ergenlik bitince adam gibi adam oldu. en sevdiğim arkadaşlarımdan biridir. iletişimimiz de devam ediyor.
yine bizim sınıftan bi arkadaşla okulda öğle arasındaydı galiba, yürüyoruz. çoooooooooooooooooook uzun ve dümdüz bir sokak var oralarda. o yolun en öteki tarafına yaklaşmışken arkadan, bu bahsettiğim arkadaşımızın bize seslendiğini zar zor duyduk. ki kendisi şarkı/türkü söyleyerek okulu inletecek kadar gür bir sese sahipti. "bekleyiiiiiiiiiiiiin..." falan diyor bize. dediğim gibi, zar zor duyuyoruz. benim de sesim çok gürdür. ben de "tamaaaaaaaaaaaaaaaam." falan diye ona bağırdım. yanımdaki arkadaşım da tam peach biri. hadi buna şaka yapalım, seni köşede bekliyoruz diyelim dedi. sokaktan dönünce de koşup kaçalım. bana da uydu. çok eğlenceli bi fikirdi, pislik olsa da. bağırdım, "bekliyoruuuuuuuzzz, köşede." dedim. hatta birkaç kere geri dönüp, "hadi ama acele et, bekliyoruz." da dedik, o yolu yarılayıncaya kadar falan. sonra sokaktan dönüp fıydık. bu arkadaş öğle arasından sonra sınıfa dönünce bizi dövecek kadar sinirliydi. acele acele o koskocaman sokağı yürüdü. bir dönüyor, biz yokuz. puhahahahaha.
devamını gör...
16.
evde canım sıkıldıkça ruj sürüp duvarı ve ya ütüyü öpüyodum
devamını gör...
17.
ben gs'liyim, babam fb'li. bayağı eski senelerden birinde fb ile gs derbisi olacaktı ertesi gün. fb'nin sahasında. babama, "bahse girelim mi? yarınki maç rüştü saracoğlu stadında oynanmayacak." dedim. *
babam bahsi kabul etti zira emindi maçın saracoğlu stadında oynanacağından ve şükrü/rüştü aldatmacama da kandı. istesem bayağı parasını kapardım da iyi evlatlık yaptım. hehe.
babam bahsi kabul etti zira emindi maçın saracoğlu stadında oynanacağından ve şükrü/rüştü aldatmacama da kandı. istesem bayağı parasını kapardım da iyi evlatlık yaptım. hehe.
devamını gör...
18.
üniversite okurken, herhalde 2002-2003 gibi ankara, sakarya caddesi'ndeki keyif bar'dayız. en son papaz olmuştu. yani adı papaz bar oldu, hahahah. orada arjantin bardakta (1.5 litrelik) bira içiyorum. biram bitti. yenisini gelirken aklıma bişey geldi. üniversite döneminde vokalisttim farklı gruplarda. heavy/power tarzında vokal yapsam da temelde; scream, shriek, growl (hatta guttural growl da) tarzlarında da vokal yapabiliyordum. neyse, bu arjantin bira bardağının geniş ağzını elimde blokladım. yani %90'ını falan. ağzımı boşluk gelen kısmına götürüp çok güçlü bir growl vokal yaptım. böğürdüm yani, amiyane tabirle. haha. öyle bir ses çıktı ki ben bile irkildim. son ses metal müzik çalan barda herkes bi irkildi. sonra uzak masalardan birinde oturan biri yanıma geldi, onu nasıl yaptın diye sordu. açıkladım. elimi sıkıp tebrik etti. hahaha. yani sesim de gür zaten ama o bardaktan destek almasam o gürültüde duyulsa da kimseyi irkiltmezdi.
devamını gör...
19.
bundan sanki sözlükte başka bir başlıkta bahsetmiştim gibime geliyor ama emin değilim. neyse, burada bahsedeyim en azından.
bir arkadaşım, bir konuda konuşurken, "bir arkadaşımdan öğrendim." falan derse; "hilmi'den mi?" gibi rastgele ama az kullanılan bir isim sallama huyum vardı. hatta yakın senelere kadar bunu yapardım. gene fırsat olursa gene yaparım. evet, tutma ihtimali çok düşük ama bir gün tutturursam çok eğleneceğim.
ki bunu hiç de yakınım olmayan, hatta ortak arkadaşımız olmayan kişilere de yapıyorum. esas bunların birinde tutturmam mükemmel olur.
"aaaa, sen hilmi'yi tanıyor muydun?"
"tanımaz olur muyum ya. hatta ailesi de aile dostumuzdur."
"ondan öğrendiğimi nasıl bildin peki?"
"bana da o öğretmişti. kerata ya."
falan gibi devam ettirirdim.
evet, cinslik benden sorulur. *
bir arkadaşım, bir konuda konuşurken, "bir arkadaşımdan öğrendim." falan derse; "hilmi'den mi?" gibi rastgele ama az kullanılan bir isim sallama huyum vardı. hatta yakın senelere kadar bunu yapardım. gene fırsat olursa gene yaparım. evet, tutma ihtimali çok düşük ama bir gün tutturursam çok eğleneceğim.
ki bunu hiç de yakınım olmayan, hatta ortak arkadaşımız olmayan kişilere de yapıyorum. esas bunların birinde tutturmam mükemmel olur.
"aaaa, sen hilmi'yi tanıyor muydun?"
"tanımaz olur muyum ya. hatta ailesi de aile dostumuzdur."
"ondan öğrendiğimi nasıl bildin peki?"
"bana da o öğretmişti. kerata ya."
falan gibi devam ettirirdim.
evet, cinslik benden sorulur. *
devamını gör...
20.
90'larda, yani henüz ergenken nescafe kavanozlarının arkasındaki "bok"a benzeyen kahve çekirdekleri resmi ve "kokusunda davet var" yazısını fark ettim ve bunları kavanozlardan çıkartıp tuvalet kapısının üst kısmına yapıştırdım. annem görünce sökmüş hemen tabii.
ergenken bunları yapmak normal arkadaşlar. kınım kınım kınamayın beni. *
ergenken bunları yapmak normal arkadaşlar. kınım kınım kınamayın beni. *
devamını gör...