srpski film

neyle neyi anlatmaya çalıştılar, metaforu ne falan bilmem. bazen böyle filmleri esas anlatılmak isteneni anlamadan dümdüz izleyince de ortaya bişey çıkıyor yine film namına. mesela sarmaşık filminde de aslında bambaşka birşey anlatılır ama siyasi mesajını, oradaki benzetme dünyayı anlamayıp bir gemici filmi olarak izleseniz de bu neydi demezsiniz. ama bir sırp filminde böyle bir durum söz konusu değil. çoğu sahneyi ileri sararak kafamı çevirerek, bu ne lan diyerek izledim. he neden kapatmadım bilmiyorum ama izleyip de bunu beğenecek insan olduğunu sanmıyorum en azından normal bir insan değildir o.
bazen haberlerde görürüz şu film insanların psikolojisini bozdu doktora gittiler falan diye, bunlar da abartıyor ya da reklam der geçerim ama bu film hakikaten psikoloji bozar. ağız tadıyla yemek yiyemedim bunu izledikten sonra bir süre. keyfim kaçtı gidip yatayım dedim midem bulandı rahat yatamadım. insan keyifli vakit geçirmek için film izler genellikle. bunu yapabileceginiz binlerce film varken bunu izlemeyin. bu film o film değil.

filmin sonunda adamın kardeşi yengeye dalarken zevkten ölmüştür artık. eridi o adam terlemekten.
"yengecilik nedir" sorusuna verdiğim muhteşem bir cevap o adam. bu yasak hazzın insanı getirdiği hal, tam olarak o. delirdi adam yav. yenge de erik gibiydi, o gerçek.
onun dışında inanılmaz saçma bir film. potuk görünce korkan kadınlara izletip dalga geçmelik tam.
rahatsız edicilikle alakası yok. amores perros'un ilk köpekli partı bundan daha çok mahveder delikanlı adamı. dötüm gibi bir film. bunun senaryosunu yazana kolum girsin yenge bölümü hariç.

dün gece izlemem suretiyle psikolojimin içine eden film. gün içinde aklıma geliyor, kendimi kötü hissediyorum.

bunun kadar rahatsız edici başka bir film bulamazsınız. zirve noktasıdır. ekürileri bile bunun yanında pepee gibi kalır.

sözlük yönetiminde olsam bu başlığı uçurur, açılmasına katiyen izin vermezdim. bu bir film değil. bu cinsel yönelimi tahrip eden, aseksüel olmanıza neden olan sinematografik vahşettir.

alt metni zayıf, alelade bir şok sineması örneği olsa, porno ve istismar içeriği sebebiyle yapılan eleştiriler haklı bulunabilir, hatta çocuk istismarını ve cinsel sömürüyü meşrulaştıran, adeta doğu avrupadaki seks endüstrisinin tanıtım filmi mesabesinde bir yapım olarak görülebilirdi. ancak yugoslavyanın dağılma sürecinin askeri, siyasi ve toplumsal olarak o denli bütüncül bir alegorisini sunuyor ki, bu kullandığı şok sineması dilini meşrulaştırmanın ötesinde verilmek istenen mesajı iletmek için çok güçlü, "cuk oturan" bir araç haline getiriyor.

yugoslavyanın dağılma hikayesi, soğuk savaşın jeopolitik koşulları ve karizmatik bir lider sayesinde ayakta duran bir ülkenin, bu ikisi ortadan kalktıktan sonra, jeopolitik temelli başka güç çekişmelerinin sahnesi haline geldiği ve en büyük bedeli halkların ödediği trajedilerle dolu, slav halkları arasındaki etnik gerilimlerin alabildiğine vahşi bir milliyetçilikle beslendiği ve sistematik katliam ve tecavüzlere kadar vardığı bir süreç.

filmdeki o yoğun pornografi ve şiddet ise bizatihi gerçekte işlenen bu insanlık suçlarının bir metaforu olduğu gibi, yugoslav devletlerinin kendi halklarına uyguladıkları baskı ve manipülasyonun da metaforu:



filmi izleyeli 10 yılı geçmiştir, aklımda kaldığı kadarı böyle.

extreme horror kategorisindeki en kaliteli filmlerden.

diğerleri (daha az ya da daha iğrenç) aynı kaliteye sahip değil.

human centipede 1-2-3
snuff 102
nekromantik
hostel
aftermath
subconcious cruelty
august underground ve au mordum

bunun dışında izlediklerim. ama hiçbiri bunun tadını vermedi.