büyük iskender bir gün korinthos'a gelir ve hakkında çok şey duyduğu o garip filozofu bizzat ziyaret etmek ister. tabii diyojen'in bir villası yok, sokaklarda yaşıyor. o sabah da açık bir alanda yatmış güneşlenmektedir. kendisine doğru gelen kalabalığa, yattığı yerden biraz doğrulup bakarken, büyük iskender öne çıkar ve kendini tanıtır:

-ben üyük kral iskender'im. (ı am alexander, the great king)
-ben de köpek diyojen'im. (and ı am diogenes the dog)
büyük kral, yerde yatan adama kendisinden bir isteği olup olmadığını samimiyetle sorar. diyojen de istifini bozmadan "gölge etme ihsan istemem/stand a little less between me and the sun.)" diyerek, dünyevi değerleri ne kadar küçümsediğini gösterir.

bu tarihi ayar sonrası iskender, kıkırdayan adamlarına dönüp şunu der ve sahneden çekilir:

"eğer iskender olmasaydım, diyojen olurdum."
devamını gör...
çok sevdiğim bir anektod. yalnız düşündüm de ingilizce milattan sonra beşinci yüzyılda konuşulmaya başlamış.

iskender de milattan önce 300'lerde yaşamış. yani arada ciddi bir zaman farkı olduğuna göre acaba yunanca mı konuştular.

o tarihte sinopta hangi dil konuşuluyordu, diyojen hangi dilleri biliyordu acaba. iskender kesin 8-10 dil biliyordur adam ne de olsa kral çocuğu.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"stand a little less between me and the sun" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim