1.
mevcut durumu kabullenmeme, daha iyisinin neden olmadığına isyan etme hastalığı.
şükürsüzlük, insanın tabiatından gelen içgüdüsel bir hastalıktır. bulunduğu yerin aslında hak ettiği yer olmadığını düşünen kişiler, ne bulundukları yerin keyfini çıkarabilirler, ne de olmak istedikleri fakat ulaşamadıkları yerin keyfini.
o yüzden şükürsüzlük son derece stres yapıcı bir hastalıktır. günümüz gençliğinde bu hastalık olabildiğince yaygındır. hiçbiri olduğu yeri beğenmez, bulunduğu ülkeyi, işini, maaşını, arkadaşlarını, çevresini, oturduğu yeri vs. beğenmez.
daha iyisine ulaşacak imkanı da bulamaz. böylece kendini hayal dünyasında avutmaya çalışır. bu hazlarını sanal alemde gidermeye uğraşır.
şükürsüzlük hastalığından kurtulmanın çaresi vardır elbette. biraz empati yapmak yeterlidir aslında.
maddi zenginlikte sürekli olarak kendinden zengin olanlara değil, kendinden daha kötü olanlara bakmak, elimizdeki zenginliklerin farkına varmamızı sağlar. her şeyi para ile ölçmek büyük bir hatadır.
para herşey demek değildir asla.
örneğin ben 2 ay önce ayağımı kırdım. 10 yıldan beri kullandığım apartman merdivenlerini ceylan gibi seke seke çıkabildiğim için şükredeceğim aklımın ucuna bile gelmemişti. 30 saniyede çıktığım o merdivenleri tam 8 dakikada ve binbir zorlukla çıkıp, tüm enerjimi tüketene kadar çaba sarf edince sağlam ve sağlıklı olarak merdiven çıkmanın bile aslında kocaman bir şükür sebebi olduğunu anladım.
bu zamana kadar basit gördüğüm bir çok şey için çok fazla şükürsüzlük yapmışım.
bir keresinde de yanlışlıkla baş parmağımı kestim.
baş parmaksız yarım bir adama dönüştüğümü fark ettim. siz de deneyin lütfen! baş parmağınızı kullanmadan son derece sıradan bişeler yapın. çay falan içmeyi deneyin. kağıda bir resim çizin mesela.
yaparken farkına bile varmadığımız bazı şeylerin basit bir baş parmak olmadan nasıl da zorlaştığını görünce "iyi ki baş parmağım varmış" diyeceksiniz. sonrasında baş parmağınıza yaptığınız şükürsüzlüğe karşı biraz duyarlı olacaksınız.
başıma gelen musibetler bana şükretmeyi öğretti.
isyan etmektense şükretmek insanı daha mutlu ediyor. insan zaman içinde hem bedenini, hem çevresini, hem de elindeki nimetlerin farkına varıp mutlu oluyor. zaten hayatın amacı da bu değil mi?
eldeki ile yetinmesini bilmek...
şükürsüzlük bir özgürlük değildir. her şeyinizin olması sizi daha mutlu yapmaz. elinizdekilerin kıymetini bilmek sizi daha mutlu yapar.
milyon dolarınızın olması, size baş parmağınız ile bir bardağı tutup çay içme keyfini vermez. demek ki; baş parmağınız milyon dolarınızın olmasından daha kıymetlidir. ama bunu fark etmek daha da önemlidir.
şükürsüzlük, insanın tabiatından gelen içgüdüsel bir hastalıktır. bulunduğu yerin aslında hak ettiği yer olmadığını düşünen kişiler, ne bulundukları yerin keyfini çıkarabilirler, ne de olmak istedikleri fakat ulaşamadıkları yerin keyfini.
o yüzden şükürsüzlük son derece stres yapıcı bir hastalıktır. günümüz gençliğinde bu hastalık olabildiğince yaygındır. hiçbiri olduğu yeri beğenmez, bulunduğu ülkeyi, işini, maaşını, arkadaşlarını, çevresini, oturduğu yeri vs. beğenmez.
daha iyisine ulaşacak imkanı da bulamaz. böylece kendini hayal dünyasında avutmaya çalışır. bu hazlarını sanal alemde gidermeye uğraşır.
şükürsüzlük hastalığından kurtulmanın çaresi vardır elbette. biraz empati yapmak yeterlidir aslında.
maddi zenginlikte sürekli olarak kendinden zengin olanlara değil, kendinden daha kötü olanlara bakmak, elimizdeki zenginliklerin farkına varmamızı sağlar. her şeyi para ile ölçmek büyük bir hatadır.
para herşey demek değildir asla.
örneğin ben 2 ay önce ayağımı kırdım. 10 yıldan beri kullandığım apartman merdivenlerini ceylan gibi seke seke çıkabildiğim için şükredeceğim aklımın ucuna bile gelmemişti. 30 saniyede çıktığım o merdivenleri tam 8 dakikada ve binbir zorlukla çıkıp, tüm enerjimi tüketene kadar çaba sarf edince sağlam ve sağlıklı olarak merdiven çıkmanın bile aslında kocaman bir şükür sebebi olduğunu anladım.
bu zamana kadar basit gördüğüm bir çok şey için çok fazla şükürsüzlük yapmışım.
bir keresinde de yanlışlıkla baş parmağımı kestim.
baş parmaksız yarım bir adama dönüştüğümü fark ettim. siz de deneyin lütfen! baş parmağınızı kullanmadan son derece sıradan bişeler yapın. çay falan içmeyi deneyin. kağıda bir resim çizin mesela.
yaparken farkına bile varmadığımız bazı şeylerin basit bir baş parmak olmadan nasıl da zorlaştığını görünce "iyi ki baş parmağım varmış" diyeceksiniz. sonrasında baş parmağınıza yaptığınız şükürsüzlüğe karşı biraz duyarlı olacaksınız.
başıma gelen musibetler bana şükretmeyi öğretti.
isyan etmektense şükretmek insanı daha mutlu ediyor. insan zaman içinde hem bedenini, hem çevresini, hem de elindeki nimetlerin farkına varıp mutlu oluyor. zaten hayatın amacı da bu değil mi?
eldeki ile yetinmesini bilmek...
şükürsüzlük bir özgürlük değildir. her şeyinizin olması sizi daha mutlu yapmaz. elinizdekilerin kıymetini bilmek sizi daha mutlu yapar.
milyon dolarınızın olması, size baş parmağınız ile bir bardağı tutup çay içme keyfini vermez. demek ki; baş parmağınız milyon dolarınızın olmasından daha kıymetlidir. ama bunu fark etmek daha da önemlidir.
devamını gör...