#netflix filmleri
bedensel engelli olduğu için ihsan, annesiyle beraber yaşamak zorunda olan bir gençtir. hayata günden güne olan sevgisi azalır. ihsan, gerçekleştirmek istediği hayalleri olan biridir fakat bu hastalık ve içindeki ukteler, onu günden güne depresif biri haline getirmektedir.
yönetmen: çağan ırmak
oyuncular: deniz celiloğlu, aras bulut iynemli, sumru yavrucuk, zuhal gencer erkaya
oyuncular: deniz celiloğlu, aras bulut iynemli, sumru yavrucuk, zuhal gencer erkaya
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "ivanmilinski" tarafından 03.02.2022 13:33 tarihinde açılmıştır.
1.
bir çağan ırmak filmidir. film 2013 yılında vizyona girmiştir. oyuncu kadrosunda deniz celiloğlu, aras bulut iynemli, sumru yavrucuk, zuhal gencer, aslı enver, uğur güneş ve gürkan uygun bulunuyor.
filmin konusu bir adam sürekli rüyasında engelli bir çocuğu görüyor, sonra çocuğu buluyor ve onla arkadaşlık kuruyor. kinyas ve kayra kitabını okuyor. aralarında güçlü bir bağ oluşuyor ve bunları izliyoruz.
filmi genel olarak beğenmedim. yani bilmiyorum her şey tamam ama bir olmamışlık vardı. deniz celiloğlu karakterinin oyunculuğunu ve diyaloglarını sevemedim. aras bulut iynemli mükemmel oynamış. filmin tek sevdiğim tarafı aras bulut abinin oyunculuğuydu.
film sürekli sana hadi ağla hadi ağla diye baskı yapıyor ama bir türlü ağlatmıyor. ortada güzel bir hikaye var ama güzel yansıtıldığını düşünmüyorum. çağan ırmak çıtasının altındaydı. *
çağan ırmak sevenlere vakti olanlara tavsiye ederim. netflixten açıp izleyebilirsiniz.
başrol oyuncusunun gay olduğunu filmin ortasında öğrendim, film bize bunu çok geç veriyor ve iyi yapıyor. karakter abartılmamış ve mükemmel aktarılmış. tuvalette olan sahne hoşuma gitti. lgbt olayını güzel aktarmışlar, olması gerektiği gibi.
filmin nereye gideceğini filmin başında tahmin ettiğim için üzüldüm açıkçası. film ortalamanın üzerindeydi belki ama çağan ırmak filmi diye açtığım için beklediğimi bulamadım.
ha filmde bol bol hakan günday göndermesi vardı. eğer bu film bir hakan günday kitabı olsaydı o karakterlerden birisi mutlaka ölürdü. hatta o son sahnede aşağı atlardı.
devamını gör...
2.
bir çağan ırmak filmi.
temmuz dışındaki tüm karakterler hayatta mutlaka karşılaştığımız tipler. oysa temmuz başka bir gezegenden ziyade bir hakan günday romanından fırlamış gibi. her şeyiyle hem de.
filmdeki geçişler çok keskin. alışkın olduğumuz çağan ırmak tarzından farklı bir şeyler var ve sıkı bir çağan ırmak hayranı değilseniz 'kötü' olarak değerlendirebilirsiniz.
fakat kendi adıma temmuz'un bu romandan çıkmış hâli beni hep mutlu eder. evet, kesinlikle iletişim kurması çok zor bir insan, çevremde olsun asla istemem ama temmuz aslında toplumsal yaşam için önemli bir karakter. hani dünyada olsun ama kimseyle sıkı ilişki içinde olmasın denilecek bir figür. inatçı, aksi, her an kılıçları çekmeye hazır, küstah ama bir o kadar da iyi bir insan. tüm çekilemez huylarını bir iyi tohumlu ruhla kotaran biri.
temmuz dışındaki tüm karakterler hayatta mutlaka karşılaştığımız tipler. oysa temmuz başka bir gezegenden ziyade bir hakan günday romanından fırlamış gibi. her şeyiyle hem de.
filmdeki geçişler çok keskin. alışkın olduğumuz çağan ırmak tarzından farklı bir şeyler var ve sıkı bir çağan ırmak hayranı değilseniz 'kötü' olarak değerlendirebilirsiniz.
fakat kendi adıma temmuz'un bu romandan çıkmış hâli beni hep mutlu eder. evet, kesinlikle iletişim kurması çok zor bir insan, çevremde olsun asla istemem ama temmuz aslında toplumsal yaşam için önemli bir karakter. hani dünyada olsun ama kimseyle sıkı ilişki içinde olmasın denilecek bir figür. inatçı, aksi, her an kılıçları çekmeye hazır, küstah ama bir o kadar da iyi bir insan. tüm çekilemez huylarını bir iyi tohumlu ruhla kotaran biri.
devamını gör...
3.
ailesi zengin ama kendisi ailesinden en azından babası tarafından dışlanan heykeltıraş temmuz'un gördüğü bir rüya ile başlayan çağan ırmak imzalı film.
başrolde aras bulut iynemli ve deniz celiloğlu var.
rüyasında gördüğü kişiyi gerçekten gören ve onun peşini bırakmayan bir adam temmuz, aslında gay olduğu için babası tarafından dışlanmış, ihsan ise kolları ve bacakları olmadan doğmuş, yarım insan olarak görüyor kendini ve ikisinin de ortak noktası aslında babaları tarafından erkek olarak görülmemek. ikisini de sadece anneleri seviyor hayatta...
temmuz ihsan'a kitaplar okuyor, onu yaşama döndürmeye çalışıyor. çünkü eli kolu olmayan insan sadece ölmek ister.
ihsan'da ondan kendisini öldürmesini istiyor ama o kabul etmiyor.
daha sonra kabul ediyor ama bir şartla...
kurdukları dostluk sonucu hayata bakışları değişiyor. hayatları değişmese de..
aras bulut iynemli'nin engelli rolünü oynaması çok etkileyiciydi, engelli olduğu için ölmek istemesi sertti, çünkü kimseye benzemiyordu ve bu acı veriyordu.
alışveriş merkezine bile gitmek acı veriyordu, kendisini öldürmesini istedi ama bir şartla kabul etti arkadaşı, onu titanic filmindeki gibi yüksek eyfel kulesi gibi bir yere çıkaracak ve bir kez olsun kendi kollarını onun kollarıymış gibi hissetmesini sağlayacaktı.
filmin son sahnesi çok iyiydi.
oyunculukları beğendim.
filmin müziğini ise sıla yapmıştır.
tamam mıyız, arkadaş mıyız seninle?
başrolde aras bulut iynemli ve deniz celiloğlu var.
rüyasında gördüğü kişiyi gerçekten gören ve onun peşini bırakmayan bir adam temmuz, aslında gay olduğu için babası tarafından dışlanmış, ihsan ise kolları ve bacakları olmadan doğmuş, yarım insan olarak görüyor kendini ve ikisinin de ortak noktası aslında babaları tarafından erkek olarak görülmemek. ikisini de sadece anneleri seviyor hayatta...
temmuz ihsan'a kitaplar okuyor, onu yaşama döndürmeye çalışıyor. çünkü eli kolu olmayan insan sadece ölmek ister.
ihsan'da ondan kendisini öldürmesini istiyor ama o kabul etmiyor.
daha sonra kabul ediyor ama bir şartla...
kurdukları dostluk sonucu hayata bakışları değişiyor. hayatları değişmese de..
aras bulut iynemli'nin engelli rolünü oynaması çok etkileyiciydi, engelli olduğu için ölmek istemesi sertti, çünkü kimseye benzemiyordu ve bu acı veriyordu.
alışveriş merkezine bile gitmek acı veriyordu, kendisini öldürmesini istedi ama bir şartla kabul etti arkadaşı, onu titanic filmindeki gibi yüksek eyfel kulesi gibi bir yere çıkaracak ve bir kez olsun kendi kollarını onun kollarıymış gibi hissetmesini sağlayacaktı.
filmin son sahnesi çok iyiydi.
oyunculukları beğendim.
filmin müziğini ise sıla yapmıştır.
tamam mıyız, arkadaş mıyız seninle?
devamını gör...
4.
2013 yapımı bir çağan ırmak filmi diye başlayayım.
daha öncesinde çağan ırmaktan hiç film izlememiştim o yüzden diğer filmleriyle karşılaştırma yapamayacağım. aynı zamanda hakan günday'ın kitaplarından alıntılar yapılarak ve hakan günday'ın kitabının okunmasıyla geçen sahneleri olduğundan filmin başlangıcında bir teşekkür ediliyor. her ne kadar onun kitaplarını okumak istesem de ona da fırsatım olmadı açıkçası. o yüzden yapacağım yorum genel ve sadece hislerimle alakalı olacak...
filmin başlangıcında temmuz karakterinin farklı ve yalnız hissetmesi herkesin ona uzak gelmesiyle ve de sanatçı kişiliğinin verdiği ruh haliyle başlıyoruz. sonrasında rüyasına daha önce hiç görmediği bir yüz geliyor ve onu çağırıyor ben senin içindeki tüm duygularım diyor. birkaç kez gördükten sonra parkta karşılaşıyorlar ve görüşmek için bir ortak nokta bulmaya çalışıyor temmuz. hakan günday'ın kinyas ve kayra kitabını okuyor buluşmalarında. gide gele aralarındaki bağ kuvvetleniyor. her ne kadar yaşamak için çabalasalar da aslında iki karakter de ölmek istiyor. gerek çevresel gerek ailesel unsurlardan olsun özellikle babalarından gördükleri tepkilerden olsun. duygusal filmler mi beni çekiyor ben mi onları seçiyorum bilmiyorum ama diyaloglardan dolayı gözlerim doldu doldu kaldı. temmuzun annesiyle olan konuşması var karşınıza çıkmıştır yüksek ihtimalle ses olarak " ne zaman bir şeyler ters gitse, dünyanın sonu gelmiş gibi davranıyorsun. lütfen bu kadar kırılgan olma. bu kadar duygusal olma. bırak. ya karınca ezilse ağlamaya başlıyorsun, çiçek açsa dünyalar senin oluyor. görme bu kadar. görme, fark etme, vazgeç. karınca bu ezilmeye mahkum. çünkü öyle yaratılmış. sen ne yapabilirsin?" bu konuşmasından bile temmuzun karakterini anlayabilmek mümkün beni izlemeye iten de bu sesle karşılaşmış olmamdı zaten. pişman etmedi hem temmuz hem ihsan karakterinin duygularını hissedebildim. ihsan'ın annesinin yaşadıklarına rağmen ihsana yansıtmadan onun yerine de hayata bağlanmasıyla aslında birçok anadolu kadınının aile yaşamıma rağmen çocuklarına bağlanıp onlara sevgisini vermesini görebiliyoruz. çok yakın zamanda diğer filmlerini de izleyip, hakan günday'dan da kitaplar okumaya başlayacağım o zaman belki daha detaylı ve geniş çerçevede yorum yapabilirim. izleyeceklere iyi seyirler dilerimm..
daha öncesinde çağan ırmaktan hiç film izlememiştim o yüzden diğer filmleriyle karşılaştırma yapamayacağım. aynı zamanda hakan günday'ın kitaplarından alıntılar yapılarak ve hakan günday'ın kitabının okunmasıyla geçen sahneleri olduğundan filmin başlangıcında bir teşekkür ediliyor. her ne kadar onun kitaplarını okumak istesem de ona da fırsatım olmadı açıkçası. o yüzden yapacağım yorum genel ve sadece hislerimle alakalı olacak...
filmin başlangıcında temmuz karakterinin farklı ve yalnız hissetmesi herkesin ona uzak gelmesiyle ve de sanatçı kişiliğinin verdiği ruh haliyle başlıyoruz. sonrasında rüyasına daha önce hiç görmediği bir yüz geliyor ve onu çağırıyor ben senin içindeki tüm duygularım diyor. birkaç kez gördükten sonra parkta karşılaşıyorlar ve görüşmek için bir ortak nokta bulmaya çalışıyor temmuz. hakan günday'ın kinyas ve kayra kitabını okuyor buluşmalarında. gide gele aralarındaki bağ kuvvetleniyor. her ne kadar yaşamak için çabalasalar da aslında iki karakter de ölmek istiyor. gerek çevresel gerek ailesel unsurlardan olsun özellikle babalarından gördükleri tepkilerden olsun. duygusal filmler mi beni çekiyor ben mi onları seçiyorum bilmiyorum ama diyaloglardan dolayı gözlerim doldu doldu kaldı. temmuzun annesiyle olan konuşması var karşınıza çıkmıştır yüksek ihtimalle ses olarak " ne zaman bir şeyler ters gitse, dünyanın sonu gelmiş gibi davranıyorsun. lütfen bu kadar kırılgan olma. bu kadar duygusal olma. bırak. ya karınca ezilse ağlamaya başlıyorsun, çiçek açsa dünyalar senin oluyor. görme bu kadar. görme, fark etme, vazgeç. karınca bu ezilmeye mahkum. çünkü öyle yaratılmış. sen ne yapabilirsin?" bu konuşmasından bile temmuzun karakterini anlayabilmek mümkün beni izlemeye iten de bu sesle karşılaşmış olmamdı zaten. pişman etmedi hem temmuz hem ihsan karakterinin duygularını hissedebildim. ihsan'ın annesinin yaşadıklarına rağmen ihsana yansıtmadan onun yerine de hayata bağlanmasıyla aslında birçok anadolu kadınının aile yaşamıma rağmen çocuklarına bağlanıp onlara sevgisini vermesini görebiliyoruz. çok yakın zamanda diğer filmlerini de izleyip, hakan günday'dan da kitaplar okumaya başlayacağım o zaman belki daha detaylı ve geniş çerçevede yorum yapabilirim. izleyeceklere iyi seyirler dilerimm..
devamını gör...
5.
hakan günday okumamış insana ağır ve manasız gelebilecek bir film. beğenmeyenler muhtemelen hakan günday’ı bilmeyenlerdir diye düşünüyorum. ben merakla ve severek izledim. benim için etkileyici bir filmdi. hatta sadece bir kez izlediğimi fark ettim, unutmuşum repliklerini. bu yüzden ilk fırsatımda tekrar izleyeceğim. (beğendiğim filmleri tekrar tekrar izlemeyi severim.)
devamını gör...