tasma takan kedi

nasıl alışıyolar bu yabani, zevk düşkünü, otorite düşmanı hayvanlar çok merak ediyorum.
videolarda görüp imreniyorum, sahibiyle parkta geziyor, metroya biniyor filan.
benimkine takmaya kalksam elimi parçalar. hadi taktım diyelim , altına bir de kaykay almam gerek çünkü yürümez ibne. hadi yürüdü diyelim benimle yürümez, koku aldığı yere yürür.

allah korusun ---asla tedbirsizlik yapmam--- arada kafasına göre giderse bir yerlere, künye hadisesi çok faydalı oluyor. alışmadılar mı takmıyorlar. deliye dönüyor benim 6'lıklar. küçükten yapmak lazım sanırım.

ılıktır.

özüne ihanet etmiştir. senin akrabaların afrika savanlarında dünyaca ünlü belgesel yıldızı olmuş. sen gelmişsin türkiye gibi yerde, evde tasmayla oturuyorsun. utan utan.

(bkz: ruşen amcanın oğlu sedat)

tasma aldım ama amacına uygun kullanamadım. tasmayı aldıktan sonra ailece kurban pazarına gitmiştik. pazarın yanındaki ıslah edilmiş dereden yavru kedi sesi geliyordu. dereye baktığımda ıslak inek gübresinin altında kalmış sadece ağzı dışarıda kalmış yavru bir kedi gördüm. bağırmaktan çatlayan sesi öyle tuhaf çıkıyordu ki. kediciğe seslendim, o da cevap verdi.
"ne yapsam da kurtarsam" derken arabadaki tasma aklıma geldi. tasmayı açıp kediye doğru sarkıttım. bu arada yere de yüz üstü yapıştım. kediciğe "gel tut şunu seni eve götüreceğim" dedim. sahiden tutundu çekip çıkardım o bataklığa dönmüş gübreden. dereden yukarı çekince, gübreden görünmeyen sırıl sıklam olmuş kediye sımsıkı sarıldım. kim bilir ne kadar zamandır o haldeydi. etraftakilerin deli bu der gibi bakmaları da umurumda olmadı. tek korkum babam ve annem gelmeden bu rezaletin bitmesiydi. yol boyunca annem kızdı, babam bağırdı biz kedicikle sımsıkı sarıldık. eve getirince yıkayıp kuruttum. hiç sesi çıkmadı. karnını doyduktan sonra polar battaniyeye sarıp uyuttum. yavrucak ertesi gün uyandı.
evdeki kedilerin sayısı arttığı için, bu bana reva mıdır diyerek adını reva koymuştum. reva güzel kızım benim. *