terörizm

siyasal, dinsel veya ekonomik hedeflere ulaşmak için sivillere,belirlenen gruplara veya resmi,yerel,genel yönetimlere yönelik baskı ,yıldırma ve her türlü şiddet içeren yolun kullanılmasıdır.bu ifade oldukça tartışmalı ve üzerinde uluslararası fikir birliği yoktur.gücünü ve yetkilerini bu yönde kullanan ülkeler (bkz: devlet terörizmi) kapsamına girip insan hakları ihlali nedeniyle bu kavramla yargılanmaktadır.

amerika'nın bir zamanlar orta doğuyu bombardıman altına alıp, sivil, genç, yaşlı demeden öldürmesi.

özünden, tanımladığı eylemlerin mahiyetinden hayli uzaklaşarak normalleştirilen, hayatımızın bir parçası haline getirilen kavram.

su içenler terör örgütü, ebeveyn terörü vesaire diyerek yaşamın her parçasına sokuşturuldu. anlamı yumuşatıldı, dokuz yaşında bir çocuk bile artık terörü cümle içinde kullanabileceği bir bağlama sahip.

(mario a. rigoni: yaşamı yaymak terörü yaymaktır./sull'impossibile 1993)

savaş aptallığı baki kılar!
ilerlemeci ahlakı metaetik değerleri öne sürenler, birer terörist kılıfına bürünmüş filantrop aptallar biyofiliği gisgri hali mavi-gezende durum: bugünün mekanik gezeninde yüceltilen bir yanılsamadan ibarettir. hatalı evrimin sonucunda ürememesi gereken onlarcasının meret varlığı, zaten hayatı terörize ediyor. iğdiş edilmesi yanıtsız kalacaktır. her doğuran anne orospudur. her baba alçak bir kokuşmuş geberik bir böcektir. bunları tedavi etmeye yeltenecek banknot avcıları aptallar olduğu sürece, praksis'i devamlı bir yaraya sürülen merhem olarak görüp, illet bir veledi dünyaya getirmeyi kendine hak görmüştür. öyle ya bir merminin ya da bir materyal tarafından ölümcül oyunun kadavrası olmaya devam edecekler. hatta haykırıp bağıran çocuklar onların katili bugün. bebeklerinin bokunda boğulmayı sevilecek bir şeyin parçası olarak görmüşlerden, zehir zembereklerden söz ediyorum.

(''dünya organize olmamız gereken bir cehennemdir, onur şeytanları oynamaya indirgenir, lanetlileri oynamak için onursuzluktur, bazı aşçıların pişirdiği ve onları pişirecek olanların oturduğu tenceredir. giderek daha vahşi hale geleceğiz, çünkü uzayımız tükeniyor ve çoğalıyor, yakın zamanda silahsızlanmayacağız ve yakın gelecek bize umut vermiyor, duyarlılık değişimi ancak felaketten sonra gerçekleşecek ve bu evrenin yıkıntılarının ortasında ahlaki kurumlarımızın kaynaklarına geri döneceğiz, hükümlerini bozmak için.'' ma confession, albert caraco, p. 141 )

her mikroorganizmanın bile bir kesinliği sözde yavan (apodiktik gelişimin) bir parçasıyken, (asla öyle olmaması çok daha saydam olacakken), görevini tamamlayıp kendini izale eden bir serüvenin parçasıydı. hala da öyle. volkanların püskürttüğü parteküllerden, süremlerin geçişlerinden daha değerli değildir çocuklar. karartı içinde kalan bu gezegenin şu an için en bariz tek derdi: üremedir! bunu da -savaş artığı- gezegende bu asla akamet dahi edemeyecek insanlığın haşerece oyunundan başka hiçbir şeye tekabül etmiyor.

(''terörü zayıflatan ironidir.'' baştan çıkarma üzerine, jean baudrillard sayfa,158)

mülevves döngüdeki savaş:
aptal genleri çok önemseyen, dünyayı değiştirmek için birçok paradigmaları sınırsız bir kapı gibi görenlerin, bu göstergelere karşı kör kalmasından, çocuk konusunun belasına kapı aralığından vahşeti onaylamasından başka bir kalır yanı yok gibidir.
zorunlu doğurganlık ancak efendilere köle bahşetmekle olur. bunun neticesin de (leşleşmenin son durağı çekişmeyi köktenci bir çözüm) ise tümden kısırlığı ve olmamayı kucaklasaydık, bu zorunlu doğurganlık söylencelerini de romantize etmeyip konuşmamış olurduk. en basit indirgemeyle çocuğu dünyaya hapis etmemişlerden olsaydık, akıl-dışı iç-güdüyü bitirip, geriye bir gelecek diye öne sürülen bir iskelette bırakmamış olurduk. savaşın ve zail olarak silineceklerin ortasında düzüşmeyi sözde kendilerine reva görüp, ardı arkası kesilmez hiper-yapaylığa kobay bırakacaklar: kendince uyduruk beynine sayıklayıp, çığırtkanca üremekten sakınmayacaklar zail olunca, bu lanetimsi 'reddedilmeyi bile hak etmeyecek' evrenden ve dünyadan hiçbir şey eksiltmeyecektir.

(nokta dahi bırakılmayacak sanallaşmış dünyanın oyuncağı sözde uydurulmuş aksiyomlarının parçası olmaktan asla sakınmayacaklar; patlayan bombadan kalan tozu bile konuşmak isteyecek pislik iskeletlerin, anbean mavi-karanlığın sahibesi olmayı istemesi de -tıpkı kendi hiçliklerine göz dikmesine benzer. savaş/terör hakkında yazmak ve konuşmak da hiçbir şeye yaramaz.)

biraz daha eğlencelik kaos öyle değil mi? artık kimsecik olmuş hiçleşmiş kişilerin düşünceye ihtiyacı kalmadı.
doğurgan kadın sevenler eli kanlı canilerdir. her cinsiyet nefret doğurur. bir canlının dünyada mahsur kalmamasını sağlamak, dahası üremeyi terk etmek, en biricik vazifedir ve en aydın zihindir. çevresel koşulların leş gümbürtüsü, eksik olmayan sefalet kıskacındaysa hiçbir şeye cevap kalmadı.
terörizmin sonu mu (!?) en sevgiye aç çocuk bu dünya hayatını tatmayandır!

terörizmi kanla vehmetmek isketlerinin mezarı bu dünyayla ödeşmesinden başka bir şey değildir. taruz kusursuzlaştırmaya ıkınan savaş; biyoteknolojiyle bile bir paralellik gözetemiyor/gözetmiyor.
terörize olmak/terörize edilmek ile yetinilmiyor! artık algoritmadan bir yazılımdan süren en basite indirgenen komplekslikle süren savaşa hala kokuşmuş bedenleri ortaya sürerek bu oyunu sürdürüyorlar.
kıtalara konuçlanmış terrörizm kendi kendini lağvedemedi. gebermelere doyamayan, (çevresindeki hiçlikle yüz yüze gelen bu gezegende olmaması yeğ olacaklar: ihtilaç halinde didinmelerini paklayacak yegane çare, ancak -kitlesel yok oluşla gelecek, gerçek dünya soykırımıyla son bulsun!)

siyasal, dinsel ve/veya ekonomik hedeflere ulaşmak amacıyla sivillere, belirlenen hedef gruplara veya resmi yerel ve genel yönetimlere yönelik baskı, yıldırma ve her türlü şiddet içeren yolun kullanımını ifade eden terim. hükûmetlere veya kuruluşlara göre değişmekle birlikte, terör uygulayan organize çeşitli gruplara terör örgütü terör uygulayan şahıslara ise terörist  denilmektedir belirli sartlara gore bilinen ilk teror orgutunu kuran kisi hasan sabbah ilk bilinen ilk teroristler ise hasasilerdir
sogul savas ve sonrasinda yayilmasinin sebebi ise artik ulkelerin birbiri ile dogrudan savasmak yerine dusman ulkedeki etnik dini vs unsurlarin silahlanmasini destekleyerek o ulkede ic savas cikartmak o ulkeyi yipratmaktirpeki neden
bir kac temel unsur ile aciklayalim
1 en onemlisi boyle bir durumda dusmaniniz sizinle dogrudan savasmayacagi icin askeri harcamalar ekonomisini dogrudan sarsmaz
2 dogrudan bir savas olmadigi icin konuyu uluslar arasi arenada gundeme getirmek zordur
( arkadas bunu yapan senin vatandasin sonucta ic meselen kendin coz derler )
3 dogrudan savas olmadigi icin dusman ulke ordusu yipranmaz seninki yipranir
4 teroristin tespiti dusman askerine gore zordur sabah ogretmen manav bakkal isportaci yada doktor olan sahis aksam silahli eylem yapar
5 halk uzerinde ciddi bir psikolojik baski yapar ( ozellikle bombali eylemlerin yapildigi bolgelerde)
6 teror sorunu yasayan ulkelerde refah duser ekonomi zarar gorur
7 teror orgutleri diger suc unsurlarini besler yasadisi ekonomi guclenir
9 teror finansmani olan uyusturucu silah insan ticareti vs gibi konulardan dolayi toplum ciddi zarar gorur
10 disaridan gelen yatirimci gelmez olur neden sorusuna verilecek cevap basittir bu ulkede terorvar ben 1 fabrikaya milyon dolara verir kurarim ama guvenlik saglanamazssa o fabrikayi bombalarlarsa benim itibarimi ge zararimi kim karsilicak gibi
liste uzundur
unutmayin en iyi terorist olur teroristtir

günümüzde uluslararası hukukun asli aktörleri halen devletlerdir. bm'ye taraf 193 devlet mevcut. dünya üzerinde 200-210 arasında devlet var. her devlet kendi ulusal çıkarı, siyasası ve politikası temelinde aksiyonunu alır. bundan dolayı uluslararası 'toplum' kavramından ziyade bireysel aktörlerce oluşturulmuş uluslararası 'topluluk' nüansı işin erbabınca daha yerinde bir tespitle kullanılır.

her devletin kendi çıkarı, güvenlik ve tehlike algısı temelinde bir 'terör' ve 'terör örgütü' tanımlaması vardır. birisi için terörist olan, diğeri için özgürlük savaşçısı olabilir. yani devlet sayısı kadar tanım ve tanımlama sayısı vardır. bazı devletlerde terör tanımı bireylere karşı yapılan fiilleri de içerebilirken, 3713 sayılı terörle mücadele kanunu m.1'e göre terör tanımı devlete karşı işlenen suçlar aks'ı üzerine oturtularak kavramsallaştırılıyor.

ilgili kanunun 3. maddesi "terör suçları"nı ise 5237 sayılı türk ceza kanunu'nun dördüncü bölümünde düzenlenen "devletin güvenliğine karşı suçlar" başlığına atıfla tanımlıyor. bireylere karşı yapılan bazı fiileri de 4. madde hükmü muhtevasında "(...) 1 inci maddede belirtilen amaçlar doğrultusunda suç işlemek üzere kurulmuş bir terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde işlendiği takdirde terör suçu(...)" oluşturduğunu belirtiyor.

terörizm tanımları için "politik/ideolojik/dini vb. amaçlar doğrultusunda olma, şiddet içerme, korku yayma" olarak üç ortak unsur tespit ediyoruz. -kaynak karıştırmak için yorgun bir saatteyim, bulunca editlerim-. bunun haricinde terörizm'in ortak tanımının yapılamayacağını kabul ediyoruz. bununla birlikte nato gibi 'bölgesel' uluslararası topluluk bünyesinde "herhangi bir tür asimetrik saldırı" şeklinde de kavramsallaştırıldığı metinler var. nato 2024 zirvesi deklarasyonu'nda belirlenen iki doğrudan tehditten birisi terörizm olarak kabul edilmiş. stricto sensu uluslararası topluluk bünyesinde ise, bariz bir örnek olduğundan bahisle, meşhur 1373 sayılı kararında uluslararası terörizm eylemlerinin uluslararası barış ve güvenliğe tehdit olduğunu belirtilmiş.

nato'nun belirlediği kavramlar 32 taraf devlet üzerinde geçerli. bm güvenlik konseyi'nin aldığı kararlar ise bm şartı m. 24 ve 25 dolayısıyla bm'ye taraf olan 193 devlet üzerinde 'de jure' geçerli.

şimdi bu kadar altyapı bilgisini niye verdik? yapılan bir tespitin ön aşamasına dair soracağımız bir soru için.

tespit şu: "terörizmin ortak tanımı yapılamıyor ve böyle bir şey gerçekçi de değil".
sorumuz ise şu şekilde: terörizm'in ortak tanımının yapılmasına gerek var mı?

devletler kendi iradeleri ile taraf olmak istedikleri sözleşmelere taraf olabilirler. temel kural, istisnaları olmak üzere, devletlerin taraf olmadıkları sözleşmelerden ve taraf olsalar dahi sözleşmenin çekince konulan maddelerinden bahisle sorumlu tutulamamaları, kendilerine herhangi bir sorumluluk yüklenememesidir.

"uluslararası terörizm" denildiğinde karşımıza muhtelif eylem tarzları bulunan bir dizi sözleşme çıkmakta. bunlar:

-1970 tarihli "uçakların yasadışı olarak ele geçirilmesi sözleşmesi",
-1971 tarihli "sivil havacılığın güvenliğine karşı yasadışı eylemlerin önlenmesi sözleşmesi",
-1973 tarihli "diplomatik personel de dahil olmak üzere uluslararası korunan kişilere karşı işlenen suçların önlenmesi ve cezalandırılması sözleşmesi",
-1979 tarihli "rehin alma olaylarına karşı uluslararası sözleşme",
-1980 tarihli "nükleer maddelerin fiziksel korunması hakkında sözleşme",
-1988 tarihli "uluslararası sivil havacılığa hizmet veren havaalanlarında yasa dışı şiddet eylemlerinin önlenmesi ile ilgili protokol",
-1988 tarihli "denizcilik seyrüsefer güvenliğine karşı yasa dışı eylemlerin önlenmesi sözleşmesi",
-1988 tarihli "kıta sahanlığı üzerinde bulunan sabit platformların güvenliğine karşı kanunsuz eylemlerin önlenmesi protokolü",
-1997 tarihli "terörist bombalamalarının önlenmesi uluslararası sözleşmesi",
-1999 tarihli "terörizmin finansmanının önlenmesi uluslararası sözleşmesi".

işbu metinler ayrı ayrı uluslararası hukuk metinleri olmakta ve kendine taraf olabilen devletleri ihtiva etmekte. ilginç durum şurası: 2005 tarihli avrupa konseyi terörizmin önlenmesi sözleşmesi (kısaca "varşova sözleşmesi") 1. maddesi "bu sözleşmenin amaçları açısından "terör suçu" ek'te sıralanan antlaşmalardan birinin kapsamına giren ve bu antlaşmalarda tanımlanan suçlar anlamına gelir" ifadesi. işbu sözleşme'nin kendi içerisindeki ek kısmına bakıldığında ise yukarıda belirtilen on adet sözleşmenin sayıldığı görülmekte. 2015 tarihli avrupa konseyi terörizmin önlenmesi'ne ek protokol (kısaca "ek protokol" veya "riga protokolü") ise "terörizm amacıyla derneğe-gruba katılmak-seyahat etmek, terörizm eğitimi almak" gibi fiillerle temel görünüş şekillerinde bmgk'nın 2178 sayılı karar doğrultusunda genişlemeye gidildiği tespit edilmekte.

avrupa konseyi'ne (bkz: council of europe) taraf devlet sayısı 46. türkiye'de bu devletlerden birisi. yukarıda bahsedilen coe metinlerine, avrupa devleti ve coe üyesi olsun veya olmasın, taraf olabilmek tüm devletlere açık olduğu görülüyor -no. 217, sağ tarafa bkz-.

nihayet işbu metinlerin yalnızca taraf devletlerde uygulanması durumu bir uluslararası hukuk gereği ve uluslararası topluluk gerçeği. ancak dikkat edilirse terörizmin tanımından ziyade defaatle "terör suçu" tanımları yapılıyor. diğer bir ifadeyle, "terörizmin ortak tanımını yapıyoruz"dan ziyade "bakınız bunlar terör suçlarıdır ve bu hareketleri biz terör suçu olarak adlandırıyoruz" diyorlar. ve bu şekilde üzerinde uzlaşılabilen metinler hem oluşturulabiliyor ve hem de taraf sayısı ile devletlerin suçu ihdas ve uygulama sayısı artıyor.

yazıyı bitirirken soruyu tekrar soralım: uluslararası topluluk bünyesinde terörizmin yeknesak bir tanımının yapılmasına gerek var mı?

not: eksikler ve hatalar şahsıma aittir.

abd'nin ramazan bayramı için toplanmış yemen köylülerinin üstüne bomba atıp 107 kişiyi, afganistan'da düğün için toplanmış insanların üstüne füzeyle saldırıp 198 kişiyi, iran'a ait yolcu uçağını düşürüp 290 sivil yolcuyu öldürmesi... bu cinayetler terörizm olarak değerlendirilemez.
neden? çünkü abd beyaz şapka giymektedir.
ancak bir yemenli bir pazar ayini sırasında abd'de bir evangelist kilisesine girip kendisini patlatarak 110 hıristiyanı öldürürse bu lanetlenmesi gereken bir terör eylemidir.
ya da bir amerikan iç hatlar seferi yapan bir yolcu uçağı bir manpadle vurulup düşürülürse teröristlerin yakılarak öldürülmesini gerektiren bir terör eylemidir.
neden? çünkü beyaz amerikalıların kanı kırmızı akar.

akla direkt a.b.d 'yi ve israyil'i getiren başlık.

nelson rolihlahla mandela ülkesinde terörist ilan edildi, 27 yıl hapis yattı, çıkıp ülkenin ilk siyahi lideri oldu, nobel barış ödülü aldı....alın size terör, terörist ve terörizm tanımı.

dünya üzerinde teröre bulaşmamış ülke yoktur.
doğrudan veya dolaylı yoldan illa ki terörle ilişki içindedir devlet.
terör deyince sadece milis güçler gelmesin aklınıza…