pisipisi yazar profili

pisipisi kapak fotoğrafı
pisipisi profil fotoğrafı
rozet
karma: 10174 tanım: 821 başlık: 114 takipçi: 66
hey there i am using whatsapp

son tanımları


the banshees of inisherin

ben bunu ayıla bayıla sevdiğim bir insana izlettim zorla. neymiş efendim insan baygınlık geçiriyormuş izlerken. neyse.

james joyce'un üzerine irlanda'ya gitmek için bana bir sebep daha veren film. hayatın ne kadar kırılgan, ilişkilerin ne kadar hassas olduğunun böyle aktarılabileceği hiç aklıma gelmezdi. zaten buna da sanat deniyor değil mi? bir aksiyon filmi gibi nefes nefese izlemiştim ben. bitirdiğimde de tokat yemiş gibi olmuştum çünkü çok sevdiğim bir arkadaşım galiba onunla bir kez daha konuşmaa çalışırsam parmaklarından birini kesmeyi düşünüyordu. bunu anlamıştım.
devamını gör...

sözlük yazarlarının söylemek istedikleri

sürekli beni o ortama sok, bununla tanıştır diyen insanları anlamıyorum. ne yapacan arkadaş, sen o ortama girince o insanların dilinden konuşup bülbül gibi şakıyacan mı? bir ortama girmek sadece o havayı solumak mı allaşkına?

insanlar yıllar yılı belli bir kültürel altyapı ile büyümüş, entelektüel birikim sahibi ne diyecen mesela? tarantino da çok ilginç biri ya. heheheh. sorun şu, günümüzde enetelektüel yaftası yapıştırdığımız çoğu şey de esasında safi popüler kültür. moruk iran sineması diyorum. heh anlat derdini sen, buldun o adamları. sen ol da o ortamda sırıtma
devamını gör...

yazarların itiraf köşesi

yarınki bir organizasyon için hep birlikte yiyelim diye fit şekersiz, glutensiz tarifler yapıyorum. en fazla esmer şeker ve bal kullanıyorum. onlar pişerken de haribo starmix yiyorum. insanın hayatının iki tarafı olması çok zor. karanlık tarafa hoş geldin. şimdi de kremalı makarna yapıp afiyetle yiyecek, yarın ise sadece salatayla besleniyormuşçasına rolleneceğim. hayat işte, naparsın.
devamını gör...

asaf halet çelebi

yahu böyle bir ilhamla yazabilmek için ne gerekir? nasıl beslendi bu şair, nasıl bir haleti ruhiyesi vardı? ben bu şairi 15 yaşımda ibrahim şiiriyle tanıdım. o gün öyle çok okudum ki o şiiri, ezberlemişim. ne zaman yeniden yeniden okusam sanki uhrevi bir alev vuruyor insanın ruhuna.

böyle şiir yazmak, böyle kalem tutmak kendisine nasip olduğu için saygı ile andığım şair.
devamını gör...

kadın erkek ilişkilerinden edindiğin bir tecrübe bırak

ben bu konularda en son konuşacak kişiyim aslında. gel gör ki rüya görüyor olmam gereken bir zamanda uyku tutmuyor. almanca kitap dinlememe rağmen uyumayı beceremiyorum.

tecrübem we are young ya. love is a savaş alanı arkadaş. sevmek, sevilmek, tanımak anlamak emek istiyor. çıkarken çöpleri de atmak gibi otomatik ve mecburi değil. yürekten, sevinçle, özenle olan ilişkiler. üzülmemek herkesin gayesi ama kırılıp dökülmeyi de göze alarak bazen.

heh, laf söyledi bal kabağı.
devamını gör...

yazarların an itibarıyla düşündüğü şey

iki gündür bir sorunun alternatifini bulamadım. gece gündüz öööylece takıntılı bir şekilde araştırmada yapıyordum. çok şükür kavağa çıkan balığa. şimdi bu soruna bir çözüm yolu bulunduğuna göre sırada yeni sorunlara çözüm üretmek var. ha gayret pisi.
devamını gör...

en lezzetli balık

kaya levreği elbette. ille de kaya levreği. hem yemesi kolay hem lezzetli hem etli. deniz ürünleriyle aram limoni de olsa, kaya levreği ile hiç fena değiliz.
devamını gör...

ev yapımı pizza

hangi evin yapımı pizza? mesela benim evim mı? benimkisi en fazla fırından aldığım ekmek hamuruyla üstüne salça sürmek suretiyle malzemeleri ekleyip pişirdiğim bir ekmek oluyor. bunu hiç sevmem ben. ha bazen evde bir şey yapmış olayım diye yapıyorum. bir hakkım olsa adını değiştiririm, yeni bir isim koyarım. benim pizzamla o harika margherita pizzalar bir mi? benim fırıncı amcamın mayaladığı ekmek hamuruyla italyan hamuru bir mi? e değil.

yine de yapıyorsun yeniyor. tabi ben orta halli yapıyorum diye herkes öyle değil. işi çözmüş fesleğenli rokalı fantastik şeyler yapanlar var. benimki pizzamsı atıştırmalık. ev şartlarında orta direk pizza diyelim.
devamını gör...

iletişimi etkileyen en önemli faktör

iletişim konuşmaya başladığınızda değil karşınızdaki sizi fark ettiğinde başlar. yani iki kelam edinceye kadar çoktan birbirimiz hakkında iyi kötü görüşlerimiz oluşmuştur. bu düşünceler de insan beynimizden değil hayvan beynimizden beslenir.

gardımızı kuşanıp kuşanmayacağımıza da böylece karar vermiş oluruz. sonrasında ya bazı düşünceler törpülenir ya da desteklenir.

aktif iletişim sürecinde ise aktif bir dinleyici olmak çok önemlidir. eğer dinlemek yerine sıranın kendinize geçmesini bekliyorsanız iletişim pek de sağlıklı değildir diyebiliriz. diğer bir önemli faktör ise ortamda gürültü olup olmaması. bu gürültü sadece ses değildir, çeşitli uyaranlar ve iletişimi engelleyici faktörler gürültü olarak adlandırılabilir.

son olarak yine en önemli noktalardan biri de iletişim kurduğunuz kişinin referans çerçevesidir. hepimiz bildiği anlattıkların karşıdakinin anladığı kadardır meselesi yani. sen harika bir anlatıcısın da bakalım anlattıkların dinleyicilerin seviyesine hitap ediyor mu? sen çok iyi bir anlatıcıyken bakalım iyi bir dinleyici de olabiliyor musun? oooo daha neler var neler, sabaha kadar yazılır çizilir.
devamını gör...

terapi yerine geçebilecek şey

hiçbir şey. ama bazen oturuyorum koltuğa, kendi başıma martin eden okuyorum. o kitabı seviyorum, çoğumuzun mücadelesini anlatıyor. kabul görmek istiyoruz. bir gün insan yeni bir gerçekliğe ait olmak isterse, ne olurdu? her gün başka gerçekliklere ait olmak istiyoruz. istiyorum.

bazen bir otobüse biniyorum. niyetim bir yere gitmek oluyor. yolun yarısında vazgeçiyorum bundan. sadece şöyle bir dolaşıyorum. harita açmadan bir yerlere gitmem zordur benim, açmıyorum. bir yere varmak istemiyorum çünkü, sadece yol almak istiyorum. ilk defa gördüğüm, ilk defa baktığım sokakları inceliyorum. sonra geri dönüyorum. bir işimi görmeye çıkmışım da halledip geri dönüyormuşum gibi ruhumda bir ferahlık arıyorum.

bazen iyi bir yemek yapıyorum. tanıyan insanlar bilir ki kötü bulduğum bir markanın ürününü tüketmek zordur benim için. gidiyorum en iyilerini alıyorum kendim için. yavaş davranıyorum. bir şeye yetişmeyeceğim, bir derdim yokmuş gibi. sanki hiçbir zaman hayatı kaçırdığımı hissetmiyormuş gibi görünüyorum.

yeni insanlar tanıyorum. bazen ruhuma öyle geliyor ki, yeni birilerini tanıdığımda ruhuma bahar meltemleri doluyor. her insanın içindeki o eşsiz dünyayı keşfe çıkmak beni hayata bağlar sanıyorum.

işte hayat hep böyle, umarsız bir tutunma çabası mıdır? son zamanlarda öyle olmadığını hissediyorum. hayat tek bir yerde, tek bir şeyde, tek bir anda değil. bir şeylerde hep var. akıyor. o özlü coşkuyu her zaman bulamayabiliriz elbette. her şey hayatın içinde ne güzel salınıyor bazen. varlığımız bile.

kısacası terapi yerine geçebilecek tek şey terapidir, eğer terapiye ihtiyacınız varsa.
devamını gör...

tiyatro

insanların onca stadyumlar inşa edip tiyatral gösteriler yapmasını öyle iyi anlıyorum ki. 2025 yılı olmuş hala en çok keyif aldığım sanatsal üretim tiyatro. biricik tiyatro, cici tiyatro. bence her tiyatrodan sonra oyuncularla söyleşi yapabilmeliyiz. yapanlar çok tatlı oluyor, ben söyliim.
devamını gör...

dibe vurmuş insanlara tavsiyeler

bana öyle geliyor ki dibe vurmuş insanlara tavsiye verilmez, hatta onlardan tavsiye alınır. damdan düşenin halinden damdan düşen anlar. hayatımı en çok etkileyen tavsiyeleri böyle bir insandan aldım. düşmediğiniz yerden çıkmanın tavsiyesini nasıl vereceksiniz?

tavsiye işi ilginç bir şey. mesela diyelim parmağın kanamış, biri indirmiş pantolonunu koşa koşa peşinden geliyor. yarana işeyecek. sen istemedin ki? tavsiye de öyle çoğu zaman. istemeden gelince herkes kendininkini tedavi zannediyor.

bence de bir insan depresyonla boğuşuyorsa her gün yürüyüş yapsın, biraz sosyalleşsin. geçer. hıhı.
devamını gör...

yürünen en uzun mesafe

en son 12 kilometre kadar yürümüştüm. bir kısmı tırmanma şeklinde bir kısmı ise kolay yürüyüş yolu şeklindeydi. gençliğin verdiği aptal cesareti ile yanımda ne bir bar ne bir şişe su vardı. ona rağmen nasıl onca yürüdüm o enerjiyi nereden buldum bilmiyorum ama daha uzun parkurlar hedefliyorum tabii ki bu sefer ekipman bakımından daha yeterli bir şekilde.

su kaynağı problemi olmasa kesinlikle likya yolunu tamamlayabilmek isterim mesela ama benim için steril suya ulaşabilmek çok önemli. bu da işleri hayli zorlaştırıyor.
devamını gör...

deepseek

bummm, cursor mu windsorf mu x mi y mi derken ağam bizimle egleniyir. daha neler olacak çok merak ediyorum. çin menşeili ai nimeti. insanlar bunu yan proje olarak geliştirmişler. bildiğin gpu değerlendirmek için belki de hobi gibi yapmışlar bu işi. denemek için sabırsızlanıyorum.
devamını gör...

guten abend

aynı isimli bir bitki çayı karışımı var. bu bir çay değil ya, günün bütün yorgunluğunu alıp götüren likit bir huzur. klasik poşet bitki çayı karışımlarını oldum olası sevmezdim. bu favorim oldu, içerken kağıt ve plastik tadı gelmiyor.
devamını gör...

2025 yılında hala beyaz ekmek yemek

yememek için her şeyi yapıyorum. her ay ayrı bir çeşit ekmek alıp deniyorum. ne yalan söyleyeyim ruhum onu istiyor. çıtır çıtır fırından yeni çıkmış beyaz ekmek istiyor bağırsaklarım. durduruyorum kendimi.

glutensiz ekmek alıyorum, kepeklisi tam tahıllısı, tortillası çavdarı... no. gönlüm hep onu arıyor. tutuyorum kendimi. onsuz olmak da onunla olmak da çok zor.
devamını gör...

çalışmanın verdiği keyif

eğitim almak istediğim yerlerde eğitim aldım. çalışmayı bir şekilde gönlümden geçirip istediğim yerlerde de çalışma şansım oldu. kendimi çalışmaktan keyif alan biri olarak tanımlayabilirim herhalde, hobi keyfi değil ama. hastalıklı bir şekilde o işi kafaya takıp ondan sonuç alma keyfi. gece gündüz işin peşinden koşup o işte iyi olmak için her şeyi yapmanın keyfi.

bu da keyif mi yani? diye sorguladıysanız haklısınız. keyif değil. takıntı denebilir. çok çalışmaya değil akıllıca çalışmaya inanan bir insan oldum hep. belki de bu yüzden çok çalıştım demek benim için gurur kaynağı değildir, kendimden akıllıca çalışmayı beklerim. bugünlerde çok çalışıyorum, bir gün akıllıca çalışma sonucunu doğurması hedefiyle.

işten alınan keyif başka şey. çok değişken var. belki işi seversin, iş arkadaşlarını sevmezsin. patronu var, maddiyatı var, işin niteliği var... var da var. iş var güç var elbette. keyifli çalışmalar dileğiyle.
devamını gör...

rusça

1 yılın sonunda karşımdaki kişi konuşurken birkaç kelimeyi seçebildiğim için gururlandığım dil. arkadaş bu dil hiç diğer dillere benzemiyor. almanca ile benzetenler olmuş, bence onunla da alakası yok. bambaşka bir dil çünkü ben telaffuz anlayamadım çok uzun süre. ciddi ciddi acaba otizmin bir spektrumunda mıyım diye kendimi sorguladım. bu kadar anlamamak olmaz çünkü.

her dil gibi maruz kaldıkça bazı şeyler oturuyor elbet ama ilk kez kelime seçmekte bu kadar zorlandığım bir dille karşılaştım. neyse ki geçiyor. alfabe ise hala yok.
devamını gör...

yazarların çakmakları

son üç seferdir aldığım her çakmağın deyim yerindeyse fos çıkmasıyla olamayandır. üç ayrı yerden aldığım üç ayrı çakmak da nasıl tek kullanımlık olabilir hayret doğrusu. eskiden insanlar çakmak tamir edermiş, çakmakcılar varmış. biz de ürünü kendi kullanım ömrüne uygun şekilde birkaç kez alevlendirmeyi kar sayıyoruz. heheyt. çakmak almaktan soğudum.
devamını gör...

djarum black

tütün mamüllerini romantize etmekten hoşlanmıyorum ama bu hak ediyor sanki. soğuk havalarda arada sırada çıtırtılarıyla, baharat kokusuyla sevimli bir arkadaş. kış sigarası diye bir şey olsa bu olurdu bence.
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim